Bodrum Çevresi Örnekleri İle Halk İnançlarında Gök Kuşağı İnancının Mitolojik Boyutu

Bodrum Çevresi Örnekleri İle Halk İnançlarında Gök Kuşağı İnancının Mitolojik Boyutu

Anadolu Türk kültür coğrafyası sadece Yunan mitolojisi işgali altında değildir. Yüzyıllık bu savaşa, doğuda Fars ve Türkiye genelinde ise bir boyutu ile İsrailliyet eşlik etmektedir.

 

Nagihan Çetin-Yaşar Kalafat

Mitoloji, kökleri üzerinde durmak isteyen her millet için çok önemlidir. Köklerinizin derinliği nispetinde yaşadığınız topraklara tutunursunuz. Bunu yapamadığınız durumlarda kökleri daha derinlerde olan halkların nazarında “misafir halk” “işgalci millet” durumuna düşersiniz.

Megalo İdea ile Yunan mitolojisinin ideolojik bağlantısı sanıldığından kuvvetlidir. Bizde ideoloji denilince bilhassa son yıllarda “gençlerin kavga sebebi” veya itham anlamında “Resmi ideoloji” söylemleri ile sınırlandırılabilmiştir. Bunu söylerken mitolojik katmanlaşmayı inkâr etmek veya tabiî ki Yunan mitolojisine düşmanlık yapmak da istemiyoruz. Dünya halklarının kültürel geçmişleri insanlığın ortak mallarıdır. Anlatmak istediğimiz husus, Türk kültürlü halkların ortak değerlerine, bu arada mitolojik verilerine sahip çıkabilmek, sadece Türk kültürlü halklar için değil bölge kültürünün ortak kültürel kimliği için de gereklidir.

Günümüzde UNESCO gibi maddi olmayan kültürün de korunması adına projeler üretilmesini teşvik eden ulus üstü kuruluşlar, sözlü kültür verilerinin araştırılmalarına özel önem vermektedirler. Birçok kültürel veri, milletlerin veya bölge halklarının adına kimliklendirilip sahiplendirilmektedir. Bu hizmet yarışına katılan halklar, genelde ortak sahiplenmenin yanı sıra özelde kültürel miraslarına sahip de çıkabilmektedirler.

Yunanistan ile Türkiye arasında süren, Gölge Oyunu örneğinde olduğu gibi, maddi kültür verilerinin sahiplenilmesi mücadelesinin sürdüğü bilinmektedir. Bu mücadelede, Yunanistan´ı avantajlı duruma çıkaran husus, Yunan mitolojisi çalışmaları ile alınmamış olan mesafedir. Yunan mitolojisinin varlığını, onun hüküm sürdüğü coğrafya ile birlikte tanıtma imkânı bulan Yunan fikir hayatı, mevcut bölge halklarının mitolojik verilerini hep “yok” sayabilmiştir. Öyle ki, halk oyunları ve hatta etnografya da sahiplenilebilmektedir.

Bütün bunlar nedeniyle içindir ki, Selçuklu ve Osmanlı Türk maddi kültürünün kaybı nedeniyle esef edilebilen günümüzde, bölge sözlü kültür verilerinin araştırılıp, onlara çağdaş kültür vasıtalarıyla fonksiyon kazandırılması gerekir.

Anadolu Türk kültür coğrafyası sadece Yunan mitolojisi işgali altında değildir. Yüzyıllık bu savaşa, doğuda Fars ve Türkiye genelinde ise bir boyutu ile İsrailliyet eşlik etmektedir.

Bu kısa girişten sonra biz bu bildirimizde, Gökkuşağı etrafında oluşmuş inançlar, bu inançların, Gök Tanrı İnanç Sistemi ile var ise ilişkileri, bu inançlara İslami dönemde kazandırılan kimliğe yer vereceğiz. Bunu yapmaya çalışırken, Türk kültürlü halkların halk inançlarından örneklemeler yapıp, onları Bodrum ve çevresindeki benzerleri ile ilişkilendireceğiz.

METİN: 

Gök Kuşağı yağmurun yağmasının ardından güneş ışınlarının gökte farklı renklerde ve Türk kültür coğrafyası halklarından Çerkezlerin tanımlaması ile Kazan Kulpu olarak görülmesidir[3]. Gök kuşağı, düşmekte olan yağmur damlalarında güneş ışınlarının kırılması ile meydana gelen yedi renkli kemer biçimli görünümdür[4].

Ayrıntılı olarak üzerinde durulacak olmakla birlikte, Türk dünyasında gök kuşağına; alkım, ebekuşağı, ebemkuşağı, eleğim sağma, hacılar kuşağı, Yağmur Kuşağı, alaim-i sema gibi adlar verildiğini belirtmiş olalım[5].

Hakaslar, Umay Ana´yı çocuğa kan ve et veren beyaz bir kuş olarak benimsemişlerdir Teleutler, Sayan ve Altaylara göre ise gümüş saçlı genç ve güzel bir kadın olan Umay Ana, Gökkuşağı boyunca yere iner ve elindeki yayla çocukları tehlikelere karşı korur.[6]

 Tyan-Şan Kırgızlarına göre O, göklerde yuva kuran bir kuş ve yeryüzü ile yeraltı dünyası arasında bağlantıyı sağlayan bir aracıydı[7].           

Bu tespitlerdeki ortak taraf, Umay´ın daha ziyade kuş olarak düşünüldüğü, dişi bir varlık olduğu, çocukları hayatlarının her döneminde ve her türlü tehdide karşı koruduğu şeklindedir. Ayrıca onun etkinlikleri arasında, şamanın özellikleri arasında da görülen, yeraltı-yeryüzü ilişkisini kurmak olduğunu da görüyoruz. Yazarın bir kara iye olan Ölüm Meleği Ayısıt ile O´nu ilişkilendirmesi bizim sistemde Al Karısı-Umay bağlantısını kurmamızı, Umay Gökkuşağı bağlantısına dair Ankara-Kazan´ı da kapsamına alabilen tespitlerimizi yapmamızı kolaylaştırmıştı[8]. Bu coğrafyaya Bodrum kırsalını da ekleyebiliyoruz. Bu arada Al Karısı bazı hallerde ölüme yol açabiliyordu anlaşılabilen kadarı ile Ayısıt düzeyinde ve aynı anlamda olmasa bile ölüm işlemi ile görevlendirilmemişti.

Sivas-Kangal´da Ocaklı olmanın yöntemlerinden birisinin de Fatma Ana´yı rüyada görmek olduğuna inanılır. Fatma Ana´yı rüyasında gören kimse O´nu bizzat görmüş kabul edilir. O´nu rüyasında gören ve o´ndan rüyada “el alan”  kimseOcaklı olur.[9] Ocaklılık anlayışı ve Fadime Ana kültü Bodrum kırsalında da yaşamaktadır. Türkmen aşiretleri arasında yapılanacak alan çalışmaları canlı örnek sayısını artırabilecektir.

Gök kuşağının Iğdır´ın Alkamer köyündeki adı Fatma Nene ak kuşağıdır. Karapapak Türklerinde ise bu kaşağın adı Göy Kuşağı ve Nogay Türklerinde ismi ise   Gurt Gasig/Kart kadın çiği´dir.[10]

Türk kültürlü halklarda Gök Kuşağı ile ilgili inançlar bir hayli zengindir. Iğdır´da bazı kesimler Buna Fatma Nene´nin Hanası/Kilimi, Fatma Nene´nin Örkeni, Fatma Neni´nin Kuşağı da derler. O aynı zamanda Yedi Renkli Kilim olarak da bilinir. Ayrıca Görsü Guze olarak da adlandırılırve kürsün yarısı anlamına gelir. Anadolu Türk kültür coğrafyasının birçok yerindede olduğu gibiBodrum´da da onun altından geçebilen kızların erkek ve erkeklerin kız olabileceklerine inanılır. Onuİlk gören çocuk yeşili sahiplenir ve arkadaşına “yeşili benim kırmızısı senin” der. Yeşil cenneti temsil etmektedir.[11]

Muhtemelen Gök Kuşağı kemeri âlemi ikiye ayırabilen bir sınır olarak düşünülüyordu. Kuşakla bölünen âlemin bu tarafı ve öteki tarafı vardı. Taraf bölgeyi değiştirebilen kimse kaderine hükmeden gücün, güç alanından çıkmış oluyordu.

Yakut Türklerinin inancına göre Kam´a asıl gücünü veren Kutsal Şah´dır. Yakutlar bu  kamın bu ruhunun gökteki kutlu ağacın dallarında bittiğine inanırlar.. bu ruhun gök kuşağı şeklinde şamanın vücuduna girip onu sardığını kabul etmektedirler. Bu nedenle bir kısım Yakut Şaman davullarında gök kuşağının sembolü yer almaktadır[12].

Yakut Türklerinin bu kabüllerinde gök kuşağı, kama güç veren Kutsal Şah ile kam arasında bir irtibat aracı olarak kabul edilmektedir[13].

Yakut Türklerinin davullarında olduğu gibi tatarların davullarında da Gök Kuşağı, Evren Ağacı ve gökyüzünün aydınlatıcı araçları olan ay ve güneş gibi simgelerle birlikte kullanılmaktadır[14].

Şamanlık,Türklerin İslamiyetten öncesnde sahip oldukları Gök Tanrı İnanç Sistemi içerisinde yer almaktadır. Gök Tanrı İnanç Sisteminde gök ve göye dair güneş, ay, yıldızlar yağmur gibi her şey kutsal kabul edilirken Gök Kuşağı´nın da kutsal kabul edilmesi doğaldır. Iğdır´da “Gök kutsaldır Gök kuşağı da göktedir göktedir, oda kutsaldır.” diye bir inanç vardır.[15] Bu yörede onun altında dilek tutulur ve onun altından geçilebildiği hallerde dileğin olacağı söylenir. Esasen bu inanç Anadolu Türk kültür coğrafyasında oldukça yaygındır. Ancak Karapapak Türk halk inanmalarında “Göy kuşağı altından geçeni vurur” şeklinde bir inanç vardır[16]. Bu özelliği ile Gök Kuşağı ay, güneş ve benzerleri iyelerin özelliğini arzetmekte ve adeta tabu konumunda bir yeri bulunmaktadır. Ak ve kara iye özelliğini bir arada içermektedir.

Gök kuşağının kutsallığı inancına işaret eden bir tespit de Kocaeli yöresinden yapılmıştır[17].

 

Tatar kabilelerinde de Gök Kuşağına Fadime Ana Kuşağı denildiği olur.[18]  Gök Kuşağına çocuklar arasında bu türden sahiplenme Kazan ve çevresinde de olduğu gibi Bodrum´da da vardır. Baratov bu kuşağa “Gök Köprüsü”demektedir[19].

Boratav´un tanımlaması esas alınınca, inancın derinliklerinde köprünün bu yanı ile öteki yanının farklı hüküm alanları olduğu veya hüküm sahibinin, hükümlüye tercih hakkı tanıdığı düşünülebilecektir.

Gök Kuşağının renklerinden yeşilin sahiplenilmesi, İslamiyet´te yeşilin cenneti simgeleyişi ile izah edilmiştir. Mavinin huzur, sükûnet, vuslat rengi olduğu da ifade edilir. Eski Türk inanç Sisteminde Gök Tengrinin renginin mavi olduğu şeklinde açıklamalar vardır. Yeşil ise yaşamın canlılığın simgesi olarak bilinir.

Gök Kuşağı Türk kültürlü halklarda mitolojik derinliği olan bir kottur. Onunla ilgi çok sayıda inanç tespitinin oluşu ve ve değişen dinlere rağmen yeni giysilerle de olsa varlığını sürdürmekte oluşu bu kanaati doğurmaktadır.

Nitekim 

Türk kültür coğrafyası halklarından Talişlerin inancına göre, Ebem Kuşağı/Gök Kuşağı´nın yere yakın olan ucunun bulunduğu yerde kızıl/altın vardır.[20] Türk kültür coğrafyasının Kafkasya kesiminde Fatma Ana Kuşağı´nın denize doğru sarkan ucu için “su almaya indiği” şeklinde bir açıklama yapılır. Umay da Gökyüzünden çocuklara yardım için yeryüzüne inerken elindeki yayından yararlanmaktadır.

Makedonya´nın Müslüman Çingenelerindeki bir inanca göre Ebem Kuşağı/ Fatma Ana Kuşağı´nın altından geçebilenler cennete gidecektir.[21] Bu inanç Kars ve Muğla yöresinde de yaşamaktadır. Gök Kuşağı cennet bağlantısı Gök Kuşağına adeta Sırat köprüsü özelliği kazandırmıştır, şu farla ki birisinin altından diğerinin üstünden geçilebilmesi gerekmektedir.

Türk kültür coğrafyasının bazı kesimlerinde ise Gök kuşağının yere değdiği ucunda hazine vardır[22]. Bu tespitte bu kutlu nokta dünya nimeti vaat etmektedir.

İslamî bir kimliğe büründürülen Gök Kuşağı´na mezhebi özellikler kazandırılmıştır. Ehli Beyt´e olan saygı ve sevgi Alevi inançlı Müslüman kesimde yaşayan halk inançlarında daha yoğundur.Tunceli Bölgesinde güneşin doğma vaktinde “Ya Hızır” deyip dua veya secde edilir. Bu bölgede bir kısım Alevi inançlı Müslüman halk, Ay Işığı´nı da “Ya Fatma Ana” diye kutsarlar. [23]Lerik Talişleri´nde çocuğu olmayan anne adayları Fatma Ana adına Pirlere nezir adar. Bu adağın adı Nene-i Fadime İhsanı´dır.[24] Bunun Orta Anadolu´da Alkım olarak bilindiği kesimler de vardır. Bu inanç Kazan ve Bodrum kırsalında da yaşamaktadır.

Anadolu´nun bazı çevrelerinde Gök Kuşağı´nın Hz. Ali´nin ok ve yayı olduğuna da inanılır. Gök kuşağı ile ileride değiniliciyi gibi, Hz. Fatma´nın kuşağını özleştiren anlatılar da vardır. Her hangi bir şeyden korkan kişiye korkusunun geçmesi için su içirilir veya bir süre kalması için ağzına tuzverilir. Tuz kutsaldır ve onu Hz. Ali kutsamıştır, inancı yaygındır. Su ve tuzun Hz. Fatime-i Zehra´nın Başlığı olduğu inancından hareketle de kutsal sayıldığı bilinmektedir. Tuzda kutsiyetin aranılması inancı, Türk kültür coğrafyasının genelinde bu arada Bodrum çevresinde de vardır.

Çukurova´da pişirilen yemeğin tuzu fazla kaçınca yemeği pişiren kadın “Fadime anamız yemeğim tuzlu oldu bu senin yemeğindir, yüzümü kara etme” demesi halinde, yemeğin tuzluluğunun giderilmiş olacağına inanılır.[25]

Bu tespitler arasında yer alan Gök Kuşağı´nın bir ucunun gökyüzünde iken, diğer ucunun yeryüzünde olan su ile temas edebilmesi, bize, Umay Ana´nın yeraltı ve yeryüzü ile temas kurabilmesi özelliğini hatırlatır. Keza Umay Ana ile Fatma Ana ilişkilendirmesinde de aynı teşhisi koyabiliyoruz. Cennet yukarılardadır ona uçularak yüklenilerek varılır, cehennem ise yer altında yerin derinliklerindedir.

Umay Ana-Fadime Ana aynileştirilmesi durumu, Umay inancının canlılığını daha fazla koruduğu Türk kültür bölgelerinde daha barizdir. Çok kere bu iki kutsal kabul edilen isim birlikte kullanılır. Kırgızistan´da eski nesil hanımlar Umay Anaya yakarırlarken “Umay Ana, Fadima Zehra kadın Ana “ diye yakarırlardı.[26]

Mitolojik verilere göre yedi ana renkten meydana gelmiş olan Ebem Kuşağı/GökKuşağı, Ülgen´in eseri idi. Ebem Kuşağı´nın Türk kültür coğrafyasının bazı yörelerinde, mesela Tatar Türklerindeki adı Fatma Nene/Fatma Ana Kuşağı olduğu bilinmektedir. Bu kuşağın altından geçebilen kızların erkek ve erkeklerin de kız olabileceği inancı bu toplumda da vardır. Ayrıca bu kuşağın altından geçebilenin cennete gideceğine de inanılır. Bu kuşağı gören çocukların “yeşili benim” demek için Kars´ta yarıştıklarını da hatırlıyoruz. Kuşağın Türk kültürlü halkların bir kısmında bir ucunun denize ulaştığına oraya su içmek için uzandığına inanılır. Esasen Fatma ana etrafında bir kült oluşmuştur. Doğumu kolaylaştıracağına inanılan Fatma Ana Otu, yemeğin yapılması çabuklaştıracağı ve bereketini artıracağı için yemeği yapan hanım vakit az ise ve talaşlanıyorsa, “bu benim elim değil Fatma Ana Eli” derAyrıca Ehli Beyt´i ve İmam Zadeleri temsil ettiğine de inanılan, açık beş parmak şeklindeki elin Derbentteki isimlerinden birisi de Fatma Ana Eli´dir.Nazarlık şeklinde hazırlanan bu el çocukların omzuna asılarak onların korunacaklarına inanılır, Nazarlığın rengi, yapıldığı madenin rengine göre sarı-kırmızı veya mavi olabilir. Ziyaret edilen Fatma Ana Çukuru ve benzeri gibi inanç ve uygulamalar da vardır.

Sonuca Giderken, Y.Songlu´nun bu konudaki tespitlerine de değinmek istiyoruz. Songlu Gök Kuşağı inanç coğrafyasını anlatırken Türk dilli halkların inanç kültürlerine ait bir olduğunu belirtip, Avrupa, Akdeniz havzası, Sibirya, batı Çin, Pasifik, Baltık Denizi gibi bölgeleri zikretmektedir. Rainbow olarak tanımlandığını belirttiği bu tespitin “Karı Nene Kuşağı”, “Yağmur Kuşağı”, “7 Renk Kuşağı”, “Cennet Yolu” gibi isimlerle de bilindiğini Taalat tekin´in çalışmalarına da göndermeler yaparak belirtmektedir[27].

SONUÇ:

Türk sosyolojisi “vatanla Göç” kavramını yaşayan yer adlarından hareketle Türk kültür coğrafyası için örnekleyebilirken, inançla göç gerçeği, son yıllarda yapılmaya çalışılan birkaç çalışma bir yana, yeterince veya gereği kadar ele alınamamıştır. Anadolu kültür coğrafyası farklı büyük medeniyetlere beşiklik yapmışken, Türk inanç kültürünün bu coğrafyadaki köklerinin bilinebilmesi, inanç göçü gerçeğinin bilinmesi ile mümkündür. Anadolu inanç coğrafyasının Türk kimliği için önemi, yaşanan bu sentezin bilinmesi ile mümkündür. Halk inançları çalışma alanı ihmal edilerek, bu gerçek gün ışığına çıkarılamaz.

Bunun içindir ki, halk kültürü seviyesinde yaşanan bu inanç mayalanmasına kuzey-doğu Kafkasya üzerinden Altaylar´dan, Doğu üzerinden Uluğ Türkistan´dan ve güney-doğu üzerinden körfezden gelen inanç göçü yok sayılarak Anadolu´nun mitolojik kök hücrelerine ulaşılamaz. Gök Kuşağı inancı bu bu neviden bir göç ürünü inanç olup aslını yitirmeksizin varlığını sürdürmüştür.

 

http://yasarkalafat.info/?p=1447

 

 



Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

Bayraktar AKINCI ASELFLIR-500 ile hedefi başarıyla vurdu

Bayraktar AKINCI, Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi’ni kullanarak deniz üstünde seyreden Albatros İDA’yı başarıyla imha etti.

Teknoloji

Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüpheli yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 20 ilde eş zamanlı düzenlenen Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüphelinin yakalandığını bildirdi.

Teknoloji

Türkiye'nin ilk uzay yolcusu Gezeravcı'nın 9 Ocak'ta uzaya gönderilmesi planlanıyor

Türkiye’nin ilk uzay yolcusunun, 9 Ocak 2024'te uzaya gönderilmesi planlanıyor.

Teknoloji

STK’LAR YILDIZ HOLDİNG’TE BULUŞTU

Ukrayna: Rusya, başkent Kiev'e seyir ve balistik füzelerle saldırdı

Rus istihbaratı: Fransa, ilk etapta 2 bin askeri Ukrayna'ya göndermek için hazırlık yapıyor

Erdoğan'ın iftar yemeğinde sarf ettiği cümle Yunanistan'da tepkiyle karşılandı! Hükümete çağrı yaptılar

MİT PKK'nın sözde İran sorumlusunu Kandil'de etkisiz hale getirdi

Katillerin gözü döndü! İsrail’den Şifa Hastanesi’ne katliam gibi baskın: Sivilleri acımadan öldürdüler

Uzman isim Türkiye'nin rolünü anlatarak uyardı! Karadeniz'i bekleyen büyük tehlike

Pakistan'dan Afganistan'a hava saldırısı!

Rusya'da seçim: Dünya Putin'i protesto ediyor

Bayraktar AKINCI'dan İHA-230 füzesiyle çifte atış

Türkiye ve Irak'tan ortak bildiri

ABD uçağından görünen detay! Filistin topraklarına alçak imza

Rusya’da kritik seçim! Halk sandık başında: Putin yeniden mi geliyor?

YILDIZ HOLDİNG’İN KONUŞAN YAZILAR SERGİSİ ANKARA’DA

Zelenskiy, Ukraynalıların Rusların Avrupa'ya geçişini engellediğini söyledi

Altay: Konya Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizin teknoloji üssü olacak

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

BAŞKANIMIZA TÜRK DÜNYASI ÖDÜLÜ

İsrail-Hamas savaşında son durum... ABD'nin İsrail taktiği deşifre oldu! Washington Post yazdı: Kongre resmen bypass edilmiş!

Atlantik Konseyi'nden çarpıcı Türkiye analizi: Avrupa'nın güvenliğini sağlama fırsatı var

Dışişleri İsrail'in Batı Şeria'daki işgal planına sert tepki: Bu eyleme derhal son verilmelidir

Ermenistan-Rusya krizinde son nokta: Paşinyan muhafızların geri çekilmesini istedi

İsrail bunu da yaptı! Yüzlerce Filistinlinin toplu defnedildiği mezarlığa bomba yağdırdılar

Hamas: İsrail taleplerimizi kabul ederse 6 haftalık ateşkes 24 ila 48 saat içinde başlar

İsrail ordusu, bir kez daha Gazze'de insani yardım bekleyenlere saldırdı

HOCALI SOYKIRIMI YENİ YÜZYIL’DA KONUŞULDU

İsrail resmen ateşle oynuyor: IDF 'katliam planını' sundu! ABD askeri İsrail elçiliğinin önünde kendisini yaktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, savunma sanayi alanında adeta destan yazıyor

YAPAY ZEKA FIRSAT MI, TEHDİT Mİ

BM: İsrail'in saldırıları ve yetersiz yardım nedeniyle Gazze'de kıtlık an meselesi

Yükleniyor