Ankara´dan Mesajlar

 Ankara´dan Mesajlar

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Fileleftheros´a verdiği özel mülakatta, Kıbrıs sorununda kalıcı bir çözüm için Kıbrıslı Rumların güvenlik boyutundaki endişelerinin ciddi bir şekilde göz önüne alınması gerektiğin

 

Fileleftheros

--Güvenlik, Toprak, Mülkiyet ve Çözümün Finansmanı Konusunda Yanıtlar--

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Fileleftheros´a verdiği özel mülakatta, Kıbrıs sorununda kalıcı bir çözüm için Kıbrıslı Rumların güvenlik boyutundaki endişelerinin ciddi bir şekilde göz önüne alınması gerektiğini vurguladı. İfadelerinde özellikle dikkatli bir dil benimseyen Türk yetkili, Fileleftheros aracılığıyla Ankara´nın Kıbrıs sorunundaki önceliklerini ve temel meselelerdeki tezlerini ortaya koydu. Güvenlik ve garantiler konusunun en sonunda beşli bir konferansta görüşüleceğine işaret ederek, Kıbrıslı Türklerin güvenlik konusundaki endişelerinin giderilmesi gerektiğini belirtti. Kendisine Atina´nın bu başlıkla ilgili şekillendirdiği fikirler sorulduğunda, “Bunları resmî olarak henüz görüşmedik.” şeklinde yanıt verdi. Daha sonra Çavuşoğlu aynı konu hakkında şunları söyledi: “Türkiye´nin garantiler konusunda çok esnek olacağı düşünülsün istemiyorum. Ancak ortak bir tez şekillendirmemiz için meseleyi, güvenlikleri Türkiye için kritik öneme sahip Kıbrıslı Türklerle resmî olarak görüşmemiz gerekecek.” Öte yandan garantiler konusunda formüllere ilişkin tutum belirlemekten özenle kaçınarak bunun için erken olduğunu söyledi. Fakat “Türkiye garantör güç olduğundan güvenlik ve garantiler konusu bizi ilgilendiriyor.” diye netleştirdi. Haritaların en son aşamada görüşülmesi gerektiğini belirterek, “Toprak ve mülkiyet, iki taraf için müzakere edilmesi ve anlaşmaya varılması gereken meselelerdir.” dedi. Türkiye´nin, sorunları çözmek için var olan ve mülkiyet meselelerini çözmüş olan “Kuzey”de işlev gören “Taşınmaz Mal Komisyonu”nu desteklediğini de sözlerine ekledi.

Türkiye´nin çözümün finansmanı konusundaki rolü sorulduğunda ise Mevlüt Çavuşoğlu, “Türkiye´nin ‘Kuzey´deki ‘Taşınmaz Mal Komisyonu´nu desteklemiş olduğunu” ve “mevcut prosedürün finansmanına da katkı sağlayacağını” söyledi. Ne Türkiye´nin ne de Yunanistan´ın tek başına çözümün finansman ihtiyaçlarını karşılayabileceğini ve dolayısıyla AB, IMF ve Dünya Bankası´nın yardımcı olmaları gerektiğini belirtti. Aynı konu üzerine sözlerinin devamında Türkiye´nin “kendi payına düşeni vereceğini” söyledi.

--Türkiye´nin Güvenlik Açılımı… Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Fileleftheros´a Özel Bir Mülakat Verdi--

Ankara güvenlik boyutuna dair tezinde kısmî bir farklılaşma sergiledi. Fileleftheros´a özel bir mülakat veren Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ilk defa, Kıbrıs sorununda kalıcı bir çözümün olması için Kıbrıslı Rumların güvenlik boyutundaki endişelerinin ciddi bir şekilde göz önüne alınması gerektiğini vurguladı. Türkiye´nin garantiler konusunda esnek davranacağını ama bunun çok olmayacağını netleştirdi. Güvenlik ve garantiler boyutunun, çözüm sürecinin sonunda beşli bir konferansta görüşülmesi gerektiğinde ısrar etti. Toprak konusundaki haritaların görüşülmesini de sona bıraktı. Mülkiyet ve toprak düzenlemeleri konularında ise Çavuşoğlu, Ankara´nın iki tarafın üzerinde anlaşmaya varacağı her hususu destekleyeceğini ifade etti. Türk Dışişleri Bakanı, ülkesinin çözümün finansmanına katkı sağlayacağı konusunda temin etti ve siyasi sorunun çözüm temelinin Anastasiadis-Eroğlu´nun 11 Şubat 2014 tarihli ortak açıklama metni olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, Kıbrıs´ın münhasır ekonomik bölgesinde (MEB) hidrokarbon arama ve işletme için yapılan üçüncü tur ruhsatlandırma duyurusunun, meselenin çözümden sonra federal yetki alanında olacağı konusunda Kıbrıslı Türklerle varılan görüş birliğine etkisi olacağını düşünüyor. Öte yandan ilk önce Kıbrıs sorunu çözülmeden ve İsrail ile ilişkiler düzelmeden Türkiye´nin Doğu Akdeniz´deki enerji konuları üzerinde rol sahibi olamayacağını kabul ediyor.

LEFTERİS ADİLİNİS: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu ve siz defalarca, Türkiye´nin Kıbrıs sorununun çözümlenmesini arzuladığını vurguladınız. Bu taahhüt pratikte nasıl görülebilir?

MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU: Sorunun çözümüne ve barışa inanıyoruz. Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar birlikte yaşamalı. Tabii ki çözümün unsurları biliniyor. Ayrıntılara girme niyetinde değilim, nitekim birçok mesele üzerinde hâlihazırda anlaşmaya varıldı. 11 Şubat 2014 tarihli ortak açıklama metni var. Müzakereler bu metne dayanıyor ve çözüm de ortak açıklama metnine dayanacak. Mülkiyet, toprak, haritalar gibi birtakım zor meseleler var. Bu aşamada sürece desteğimizi artırmalıyız. İki tarafı da cesaretlendirmeliyiz. Bazı Güven Yaratıcı Önlemlere (GYÖ) de ihtiyaç var. Aslında Türkiye bu GYÖ´lerin uygulanmasında çözüme olan taahhüdünü kanıtladı. Sayın Akıncı´nın, geçiş noktaları dâhil vadettikleri uygulama sürecindedir. Ne yazık ki cep telefonu şebekelerinin birleştirilmesi konusunda uygulamaya geçilemedi ama umuyorum ki dolaşım konusunda anlaşma sağlanacak. Elektrik şebekeleri konusunda işler fena değil. Dolayısıyla Türkiye, bağlılığını göstermiştir ve iki tarafın üzerinde anlaşmaya varacağı her meseleyi desteklemeyi de taahhüt ediyoruz. Çözüme inanıyoruz ve sadece Kıbrıslı Türkler için değil, Ada´daki insanlar için de fırsatlar olduğunu düşünüyoruz.

--Garantilere Dair Formüller Son Aşamada--

ADİLİNİS: Bu defa işleri değiştirebilecek en önemli meselelerden biri de güvenlik ve garantiler boyutudur. Her ne kadar endişelerini farklı meseleler üzerinde yoğunlaştırsa da her iki toplum da güvenlikleri konusunda endişe duyuyor. Çözümden sonra garantiler konusunda Türkiye´nin rolü ne olabilir? Bu konu, hâlâ kırmızı çizgi mi yoksa Türkiye meseleyi tartışmaya hazır mı?

ÇAVUŞOĞLU: Bu meselenin garantör güçler olarak ve Ada´daki iki tarafla birlikte ortaklaşa tartışılması gerektiğini vurgulamıştık. Elbette ki iki tarafın da endişeleri önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti olarak Kıbrıslı Türklerin güvenlik meselesindeki endişelerinin giderilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak kalıcı bir çözüm olması için Kıbrıslı Rumların da endişelerinin bertaraf edilmesi gerektiğinin farkındayız. Geçmişte yaşananları unutmanın iki taraf için de kolay olmadığını anlamalıyız. 1960 ile 1974 arasında yaşanan olaylara dair Kıbrıslı Türklerin anıları taze. Keza Kıbrıslı Rumların da 1974´te yaşananlara dair anıları taze. Bu nedenle iki tarafın da güvenlik konusundaki endişelerinin giderilmesi gerekiyor. Garantör güç olarak bizim için Kıbrıslı Türklerin güvenliği çok önemli. Ancak bu aşamada diğer zor meselelere odaklanmalıyız.

ADİLİNİS: Taraflar, garantiler konusunda karşılıklı kabul edilebilir bir formül bulamazsa bir referandumdan olumlu netice çıkmayacağını belirtmek önemli. Aklınızda bir şey var mı? Bu mesele nasıl çözülebilir?

ÇAVUŞOĞLU: Yunan arkadaşlarımız gayriresmî olarak birtakım fikirler geliştirdi. Ancak bunları resmî olarak tartışmadık. Prensip olarak bu boyuta dair tartışmanın (sürecin) sonunda olması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye´nin garantiler konusunda çok esnek olacağı düşünülsün istemiyorum. Fakat ortak bir tez şekillendirmemiz için meseleyi, güvenlikleri bizim için kritik öneme sahip olan Kıbrıslı Türklerle resmî olarak tartışmamız gerekecek.

ADİLİNİS: Belirli bir dönem için garantilerin olabileceğini ve daha sonra bunların kaldırılabileceğini düşünüyor musunuz? Çözüm uygulanana kadar diyelim mi?

ÇAVUŞOĞLU: Resmî bir tez şekillendirmediğimizi size şimdi söyledim. Güvenlik ve garantilerle ilgili erkenden bir şey söylemek doğru değil.

--Daha Fazla Adım Atmasına Gerek Yok--

ADİLİNİS: Biliyorsunuz ki Kıbrıs Rum tarafında, çözümle ilişkili olarak birçok şeyin doğrudan Türkiye´nin sürdüreceği tutuma bağlı olduğuna dair güçlü bir kanaat hâkim.

ÇAVUŞOĞLU: Türkiye, Kıbrıs sorununun çözümlenmesi konusundaki ciddiyetini geçmişte kanıtlamıştır. Güney Kıbrıs´ta halkın nasıl hissettiğini anlıyorum. Tüm bunlara rağmen Türkiye´nin niyetlerini kanıtlamak için daha fazla adım atmasına gerek yok, bu husus nettir. Birlikte yaşayacak olan Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerdir. Bu nedenle de iki tarafın tezleri çok önemlidir. Türkiye bu süreci desteklemiştir. Çözümü istediğini kanıtlaması için daha ne yapmalıdır?

ADİLİNİS: Mesela ordunun geri çekilmesi veya Magosa´nın kapalı şehrinin açılması Kıbrıs´ın iki toplumuna bağlı değil…

ÇAVUŞOĞLU: Son olarak yine (2004´te) Türkiye; ordunun geri çekilmesi, 30 bin-40 bin olan asker sayısını 650´ye düşürmeyi kabul etmişti. Doğal olarak anlaşma sağlanırsa Türkiye üzerine düşeni yapacaktır.

--Haritalar Son Aşamada Görüşülmeli--

ADİLİNİS: Kısa bir süre önce Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın, Morfu´nun (Güzelyurt) Kıbrıslı Rumlara iade edilmemesi gerektiğini vurguladığı söyleniyor. Bunun gibi tezlerin çözüm sürecine yardımcı olduğunu düşünüyor musunuz?

ÇAVUŞOĞLU: Söylentiler söz konusudur. Nitekim sorunuz da varsayıma dayalı. Tüm bu meseleler incelenmeli ve uygun bir zamanda çözümlenmelidir.

ADİLİNİS: Evet ama Türkiye toprak konusunda rol oynuyor. Örneğin, Magosa´nın kapalı şehri meselesi var.

ÇAVUŞOĞLU: Haritalar son aşamada görüşülmeli. İki taraf da bir şeyler başardı. Dolayısıyla onları bırakalım da görüşüp anlaşmaya varsınlar. Elbette ki Türkiye, iki tarafın üzerinde anlaşmaya vardığı ne olursa bunu destekleyecektir. Güvenlik ve garantiler bizi ilgilendiriyor çünkü Türkiye garantör güçtür. Ancak toprak ve mülkiyet konusuyla ilgili olarak bunlar, iki tarafın müzakere edip üzerinde anlaşmaya varacağı konulardır. Türkiye´nin mülkiyet sorunlarını çözmek için “Kuzey”de işlev gören ve birçok meseleyi çözüme bağlamış olan “Taşınmaz Mal Komisyonu”nu desteklediğini de vurgulamak istiyorum.

ADİLİNİS: Türkiye´nin bu yukarıdaki meselelerin nasıl ele alınması gerektiği hakkında herhangi bir önerisi ve fikri olmadığını mı kastediyorsunuz?

ÇAVUŞOĞLU: Şu ana kadar iki tarafın üzerinde anlaşmaya vardığı tüm görüş birliklerini destekledik. Ve prensip olarak varacakları herhangi bir anlaşmayı da destekleyeceğiz.

--Çözümün Maliyetinde Kendi Payını Veriyor--

ADİLİNİS: Şimdi Kıbrıs sorununun çözümünün finansmanı meselesine bir göz atalım. Bu konuda Türkiye´nin oynayacağı bir rol var mı?

ÇAVUŞOĞLU: Elbette. Türkiye, “Kuzey”deki “Taşınmaz Mal Komisyonu”nu desteklemiştir. Türkiye mevcut sürecin finansmanına da katkı sağlayacaktır. Ne Türkiye´nin ne de Yunanistan´ın tek başına çözümün finansman ihtiyaçlarını karşılayabileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla AB, IMF ve Dünya Bankası´nın yardımcı olmaları gerekiyor. Nitekim Genel Sekreter´in Özel Danışmanı Espen Barth Eide bu konu üzerinde çalışıyor. Uluslararası toplumdan özellikle de AB´den büyük bir yardıma ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum ancak Türkiye de payına düşeni verecektir.

ADİLİNİS: Türkiye´den Kıbrıs´a boru hattıyla taşınan su konusunda neler oluyor? Anladığım şu ki Kıbrıslı Türkler projenin yönetimi konusunda memnun değil.

ÇAVUŞOĞLU: Öyle değil. Anlaşmayı tamamlamaya hazırız. Mesele, suyun yönetiminin nasıl olacağı ve bunu kimin üstleneceğidir. Yönetimin özel sektör tarafından üstlenilmesi gerektiğine inanıyoruz çünkü mesele belediyelere bırakılırsa bunun hiçbir güvencesi olmaz zira bu kadar büyük bir projeyi gerektiği şekilde yönetme olanağına sahip değiller. Hâlihazırda önemli konular üzerinde anlaştık, açıkta kalan birtakım ufak meseleler var ve bu da büyük bir konu değil. İlk defa Kıbrıslı Türk tarafında bu denli büyük bir proje yapılıyor. Sonunda su miktarını artırabilir ve Kıbrıslı Rumlara da su tedarik edebiliriz. Kıbrıslı Türklerle su meselesinde bir sorun da yok. Farklı fikirler sunuldu ama nihayetinde önemli konularda anlaşmaya vardık.

--Doğal Gazın Taşınması İçin Tek ve En İyi Alternatif Güzergâh--

ADİLİNİS: Şimdi de enerji meselesine bir göz atalım… Size göre Doğu Akdeniz´deki enerjiyle ilişkili olarak Türkiye´nin rolü nedir?

ÇAVUŞOĞLU: Kıbrıslı Türklerin de bu konuda eşit hakları var. Kıbrıslı Rumların tek taraflı eylemleri de önceden protesto edilmişti. Nihayetinde birbirimizin tezini/pozisyonunu anladık ancak o zor günlerde bile Kıbrıslı Rumlar, Sayın Anastasiadis, Kıbrıslı Türklerin de doğal gaz rezervlerinde hakları olduğunu kabul etti. Nihayetinde müzakereler hızlandı, o meseleleri daha fazla tartışmaya gerek kalmadı ve Kıbrıslı Rumlar tek taraflı sondajları durdurdu. Son tahlilde bölgedeki doğal gaz rezervlerinin ne kadar zengin olduğunu bilmiyorum. Ancak İsrail ve Mısır açıklarında enerji dinamizmi olduğu düşünülünce, gerek piyasa gerekse de doğalgazın taşınması noktasında Türkiye´nin en iyi ve tek alternatif güzergâh olduğu görülüyor. Üstelik Türkiye stratejik ve jeopolitik konumunu olumsuz bir şekilde kullanmayacak; bu, yapıcı olacak.

ADİLİNİS: Ancak bu yukarıdaki hususlardan herhangi birinden önce hem İsrail hem de Kıbrıs ile durumun düzeltilmesi gerekiyor.

ÇAVUŞOĞLU: Tabii her şeyden önce Kıbrıs sorununda çözüm olmalı ve İsrail ile ilişkiler düzelmelidir. İki ön koşul kaldı (İsrail ile) ve görüşmeler devam ediyor. Aynı şekilde iki tarafın yetkilileri arasındaki toplantılar da sürüyor. Henüz anlaşmaya varmadık ama görüşmeler devam ediyor ve ilişkilerin düzelme ihtimali var. Aslında İsrail, doğal gazda potansiyel bir iş birliği konusunda çok istekli. Herkes için yararlı olacak.

ADİLİNİS: Kıbrıs´ın hidrokarbon arama ve işletme konusunda yaptığı üçüncü tur ihale duyurusuyla ilgili herhangi bir tepkinin verildiğini görmedim. Bu duyuruyu nasıl görüyorsunuz?

ÇAVUŞOĞLU: İlke olarak üçüncü tur ruhsatlandırma sürecinin, olası bir çözüm sürecinin ardından hidrokarbon arama ve işletme hususunun federal hükûmetin yetkisinde olacağı yönünde Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk tarafında varılan uzlaşmaya kaçınılmaz bir şekilde olumsuz etki edecek. Dolayısıyla şimdi sorunun çözümlenmesine odaklanmalıyız.

--Tek Taraflı Kara Operasyonuna “Hayır”--

Ülkesinin Suriye´ye güçlü müttefiklerinin yardımını almadan tek başına bir kara operasyonu düzenleme ihtimalini inceleyip incelemediğine dair Türkiye Dışişleri Bakanı, kesin bir “hayır” yanıtıyla karşılık verdi. Mevlüt Çavuşoğlu, “Suriye´de İslam Devletine bir kara operasyonuyla ilgili sorunuza yanıtım kesin bir ‘hayır´dır. İslam Devletine karşı bir kara operasyonu olursa bu, müttefik çabalarıyla olmalıdır.” dedi.

Ancak çok belirgin bir şekilde İslam Devletine yönelik kara operasyonlarından söz etti ve Türkiye´nin büyük bir sürtüşme içinde bulunduğu Suriyeli Kürtlere yönelik operasyondan söz etmedi. Ankara, Suriyeli Kürtlerin Demokratik Birlik Partisinin (PYD) yönetimini ve üyelerini ve silahlı örgüt olan “Halk Koruma Birlikleri”ni (YPG) “terörist” olarak kabul ediyor. Türkiye YPG´yi, Ankara´da yaşanan ve çok sayıda ölüme neden olan bombalı saldırının sorumlusu olarak suçladı. Çavuşoğlu ayrıca, Türk hükûmetinin PKK´lı Kürt özerklik yanlılarıyla sürekli bir çatışma hâlinde olduğunu ancak Türkiye´nin gıpta edilecek –tam olarak böyle söyledi- ilişkilerinin olduğu Kuzey Irak´taki Kürtlerle hiçbir sorunu olmadığını vurguladı.

--Leosthenio´da (İstinye) Randevu--

Kaldığım Taksim Meydanı´ndan Türkiye Dışişleri Bakanlığının İstanbul´daki binasının bulunduğu Leosthenio (İstinye) körfezine kadar taksiyle yaptığım yolculuk bir saatimi aldı. İstanbul, trafik konusunda barbar ancak Leosthenio (İstinye) bunu telafi etti. İstanbul´un en güzel körfezlerinden biri ve Dışişleri Bakanlığının ofisleri denizin tam yanında yer alıyor. Koruma altındaki binalar kompleksi söz konusu ve Türk Dışişleri Bakanlığı, vakıf binasını (bir arkadaşım öyle söyledi) merkezi orada olan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) ile paylaşıyor.

Mevlüt Çavuşoğlu ile olan randevum cumartesi günü saat 16.00´daydı. Sabırsız davranarak bir saat erken ulaştım. Mülakat başlayana dek Sayın Çavuşoğlu´nun çalışma arkadaşlarından biri bana eşlik etti. Tanıdığım kadarıyla Bakan bana sıcak ve üretken biri gibi geldi. Bana Ankara´nın Kıbrıs sorunundaki değişmeyen tezlerini yinelemesini bekliyorum. Bir ölçüde bunu yaptı. Ancak bir kere bile iki devletten söz etmedi, “federasyon” teriminde ısrar etti ve Kıbrıslı Rumların güvenliğinin de önemli olduğunu vurguladı. Ülkesinin çözümün finansmanı konusunda payına düşeni vereceğini söyledi. Türkiye´nin Doğu Akdeniz´deki enerji meseleleriyle ilgili rolü konusunda da gerçekçiydi.

Sorunun iç boyutlarına dair ayrıntılara girmedi, bunun liderlerin işi olduğunda ısrar etti. Önyargılı olsaydım, ifadelerini ayıklayıp olumsuz bir şekilde ortaya koyabilirdim. Onun gibi büyük resmin üzerinde durmayı tercih ettim.(Güney Kıbrıs Rum Yönetimi,Lefteris Adilinis-28 Şubat 2016)



Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) kamuoyunun görüşüne sunulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni müfredat taslağındaki çeşitli derslerde, Türkiye'nin kalkınma projelerine dair içeriklere de yer verildi.

Teknoloji

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

Yapay zeka teknolojisi finans sektörünün geleceğini belirlerken yasal düzenlemelerden hayata geçen uygulamalara kadar çok sayıda yenilik hem sektöre hem de son kullanıcıya fayda sağlıyor.

Teknoloji

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Tüm gözler Kahire'de... Hamas'tan 'İsrail' açıklaması: Ciddi bir anlaşmazlık yok

İsrail basını 'kâbus senaryosu'nu yazdı: Netanyahu için tutuklama emri çıkarılacak! IDF kanlı plana onay verdi

Zelenski dünyaya duyurdu: En az 7 Patriot sistemine ihtiyacımız var

İsrail'den Lübnan'a hava saldırısı! Cemaat el-İslami lideri Musab Halaf öldürüldü

İsrail, Gazze'deki savaşı sürdürme planlarını onayladı

Irak, 30 yıl aradan sonra Türkiye sınırında üs kurdu

Türk SİHA'ları Yunanistan'ı masrafa soktu: Milyarlık programa onay verdiler

Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

AVRASYA BİR VAKFI BİLİM TEKNOLOJİ DERNEĞİ KONFERANSI (27 NİSAN 2024)

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile ticaret tartışmalarına noktayı koydu: O iş bitti

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

İsrail'in "konforlu mağduriyeti"

Meteoroloji'den 44 ile toz taşınımı uyarısı! Göz gözü görmeyecek

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

Yükleniyor