120 Ülkede Gizli ve Kirli Savaş

120 Ülkede Gizli ve Kirli Savaş

Amerikalıların İran’da esir alındığı ve 1980 yılında gerçekleştirilen başarısız baskın sonrasında sekiz Amerikalı hizmet elemanının ölmesinin ardından ortaya çıkan Amerikan Özel Operasyonlar Kumandanlığı SOCOM, 1987 yılında k

Nick Turse *

Gezegenin bir noktasında bir Amerikan komandosu bir misyon yürütüyor. Amerikan halkının haberi olmaksızın ABD ordusu içindeki gizli bir askeri kuvvet, yeryüzündeki ülkelerin çoğunluğunda operasyonlar yürütüyor. Pentagon’da gücü elinde bulunduran bu yeni elit kadro, boyutu ve kapsamı –ta ki şu ana kadar- hiçbir zaman ortaya çıkarılamayan küresel çapta bir savaş yürütüyor.

ABD donanmasına bağlı bir SEAL kuvvetinin Usama bin Ladin’in göğsüne bir kurşun sapladıktan ve bir başka SEAL kuvvetinin başını isabet ettirmesinden sonra, Amerikan ordusunun en gizli ve sinsice yapılan operasyonlarından biri, misyonunu halkın gözü önünde ifşa ediverdi. Bunun bir örneği daha yok. ABD Özel Operasyon güçlerinin Afganistan ve Irak’taki savaş bölgelerine konuşlandırıldığı ve söz konusu birimlerin Yemen ve Somali gibi daha “loş” çatışma bölgelerinde faaliyet gösterdikleri giderek herkes tarafından bilinmesine karşın, dünya çapında yürütülen savaşın boyutları aslında büyük ölçüde gizli kalmayı sürdürüyor.

Geçtiğimiz sene Washington Post’ta Karen DeYoung ve Greg Jaffe’nin imzasını taşıyan haberde, ABD Özel Operasyonlar gücünün 75 ülkeye konuşlandırıldığı ve bunların 60’dan fazlasının George W Bush’un başkanlığının sonuna rastladığı belirtiliyordu. Bu yılın sonundan itibaren ABD Özel Operasyonlar Kumandanlığı’nın sözcüsü Albay Tim Nye’in bizzat bana söylediğine bakılırsa, bu sayı 120’ye yükselecek. Kısa süre önce Nye şöyle demişti: “Çok sık seyahat ediyoruz ve bu seyahatler genellikle Afganistan ve Irak dışındaki ülkelere daha fazla oluyor.” ABD’nin dünya üzerindeki varlığı –ülkelerin yaklaşık %60’ında- Pentagon’da gücü elinde bulunduran elit tabakanın giderek kaçak yollarla dünyanın dört bir yanında gizli bir savaş yürüttüğünü kanıtlıyor.

Ordu içindeki gizli ordunun yükselişi

Amerikalıların İran’da esir alındığı ve 1980 yılında gerçekleştirilen başarısız baskın sonrasında sekiz Amerikalı hizmet elemanının ölmesinin ardından ortaya çıkan Amerikan Özel Operasyonlar Kumandanlığı SOCOM, 1987 yılında kuruldu. Vietnam-sonrası yıllarda düzenli ordunun güvenini kazanmayıp paraya muhtaç şekilde geçiren özel operasyonlar kuvvetleri, ansızın kendine özel bir binaya, istikrarlı bir bütçeye ve haklarının savunucusu olarak dört yıldızlı bir kumandana sahip oldu.

O tarihten itibaren SOCOM şaşırtıcı bir güce erişerek büyüdü. Her türlü hizmet kollarından birimlerden oluşan (“Yeşil bereliler”, komandolar, donanma SEAL’leri, hava kuvvetleri komandoları, donanma özel operasyon timleri gibi) ve özel helikopter mürettebatı, teknik timler, sivil işler personeli, kurtarma birimleri, savaş alanında hava trafiği kontrolörleri ve özel operasyonlarda kullanılan hava tahmincileri ile birlikte, SOCOM, ABD’nin en uzmanlaşmış ve gizli misyonlarını yürütüyor.

Operasyonları arasında; cinayetler, terörizmle mücadele baskınları, uzun menzilli keşifler, istihbarat analizleri, yabancı birliklerin eğitimi ve kitle imha silahlarının yayılmasını önlemeye yönelik tatbikatlar yer alıyor.

SOCOM’un başlıca unsurlarından biri, Ortak Özel Operasyonlar Kumandanlığı, yani JSOC. Bu kumandanlık, başlıca misyonu, şüphelenilen teröristleri izleyip öldürmek olan, gizli kapaklı bir alt-kumandanlık. ABD Başkanı’na raporlamada bulunan ve onun yetkisi altında faaliyet gösteren JSOC, içlerinde Amerikan vatandaşlarının da olduğu, dünya çapında bir ölüm listesi bulunduruyor. CIA Başkanı David Petraeus’un danışmanlığını yapmış olan John Nagl’ın tabiriyle, “neredeyse endüstriyel ölçekte bir terörizmle-mücadele cinayet makinesi” şeklinde bir yasadışı “öldürme/ele geçirme” kampanyası yürütüyor.

Bu cinayet programı ise, Donanma SEAL’leri ve Ordu’nun Delta Gücü gibi komando birimleri tarafından yürütülüyor. Ayrıca, CIA’in Somali, Pakistan ve Yemen gibi ülkelerde müdahil olduğu gizli savaşların parçası olarak insansız hava saldırılarında da buna başvuruluyor. Ayrıca, kumandanlık, gizli hapishanelerden oluşan bir ağı da yönetiyor. Bu kapsamda, belki sadece Afganistan’da 20 kadar “kara bölge” bulunuyor ve bu bölgeler, yüksek önem arz eden hedefleri sorgulamak için kullanılıyor.

Büyüme endüstrisi

1990’lı yılların başında yaklaşık 37.000 kadar bir güç iken, Özel Operasyonlar Kumandanlığı bugün sayıları neredeyse 60.000’i bulan bir personel kadrosuna kavuştu. Bu kadronun yaklaşık üçte biri, SOCOM’da kariyer yapmakta olan kişiler. Geri kalanı ise, orduda başka görevleri yürüten, ancak kumandanlık yoluyla periyodik olarak burada faal olan kişiler.

11 Eylül 2001’den bu yana kumandanlığın büyümesi dillere destan oldu. Keza SOCOM’un ana bütçesi; 2,3 trilyon dolardan 6,3 trilyon dolara yükselerek üç katına çıktı. Buna, Irak ve Afganistan savaşlarına ayrılan fonu da eklerseniz, bu yıllar boyunca bütçenin 9,8 trilyon dolara ulaşarak dörde katlandığını görürsünüz. Hiç şaşırtıcı olmasa gerek, yurtdışına konuşlandırılan personel sayısı da dört katına çıktı. Gelecek dönemde sayının daha da artması, operasyonların da genişletilmesi gündemde.

Zamanında Donanma Güçleri Özel Operasyonları’nın (2006 yılında SOCOM’a dahil edilen son hizmet kolu) başında bulunan Korgeneral Dennis Jejlik, eskiden çalıştığı 2600 personelli birimin boyutunun iki katına çıkacağını öngörüyor. “Günün birinde yaklaşık 5000 kişiye erişeceklerini öngörüyorum,” demişti Washington’da savunma muhabirleriyle Haziran ayında yaptığı bir kahvaltı toplantısında. Uzun dönemli planlar uyarınca, söz konusu kuvvetin sayısının 1000 kişi kadar artırılması şimdiden düşünülüyor.

Donanma Koramirali William McRaven (ki kendisinin gelecekte SOCOM’un başına geçeceği konuşuluyor), Senato’da yaptığı son konuşmasında, her yıl insan gücünün %3 ila %5 oranında artırılmasını desteklemiş ve kaynakların daha da artırılacağı, insansız hava taşıtı ilavesinin yapılacağı ve özel operasyonlar için yeni tesisler kurulacağı yönünde sinyaller vermişti.

Halen zaman zaman arazideki birliklere eşlik eden eski bir SEAL komandosu olan McRaven ise, Afganistan’daki konvansiyonel güçlerin geri çekilmesiyle birlikte, buradaki özel birliklerin daha büyük bir rol üstleneceğine dair inancını paylaştı ve ekledi: “Eğer elit Amerikan güçleri, Amerikan birliklerinin topyekün geri çekilmesi için öngörülen 2011 Aralık’ından sonra burada misyonlarını sürdürmeye devam ederlerse, Irak bundan yarar sağlayacaktır.” McRaven, ayrıca, Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’ne şöyle bir güvence de verdi: “Eski bir JSOC kumandanı olarak size şunu söyleyebilirim ki; Yemen ve Somali’de oldukça zorlu görevlerle başa çıktık.”

Halihazırda Özel Operasyonlar Kumandanlığı’nın şefliğini gerçekleştiren donanma amirali Eric Olson, Ulusal Savunma Endüstriyel Derneği’nin her yıl düzenlediği Özel Operasyonlar ve Düşük Yoğunluklu Çatışma Sempozyumu’nda yapmış olduğu konuşmada, o gece dünyanın uzay görüntülerine dikkat çekti. 9-11 saldırıları öncesinde, Kuzey’in endüstriyelleşmiş ülkeleri, “kilit bölgeler” olarak kabul ediliyorlardı. “Ancak, dünya son on yıl içinde değişti. Artık stratejik odak noktamız güneye doğru kaydı. Keza dünyada yeni yeni ortaya çıkan tehditlerle başa çıkmak üzere özel operasyonlar topluluğunu kurmuş bulunduk.”

Bu hedef doğrultusunda, Olson, “Lawrence Projesi” adı altında bir proje başlattı. Amaç, denizaşırı tatbikatlarda kültürel yeterlilikleri artırmaktı. Örneğin, ileri düzey dil eğitimi ve yerel tarih ve geleneklere dair daha fazla bilgi edinimi gibi... Program, ismini, Arabistanlı Lawrence olarak bilinen Thomas Edward Lawrence isimli İngiliz bir memurdan alıyor. Kendisi, Birinci Dünya Savaşı sırasında Orta Doğu’da bir gerilla savaşı başlatmak için Arap savaşçıları örgütlemişti. Afganistan, Pakistan, Mali ve Endonezya’dan söz eden Olson, SOCOM’un artık “Herhangi bir yerden bir yeni Lawrence’a” ihtiyacı olduğunu ekledi.

Olson, SOCOM açısından öncelik teşkil eden 51 ülkeye atıfta bulunurken, Nye’ın bana söylediğine göre, bir gün içinde Özel Operasyonlar güçleri dünya çapında 70 ülkeye konuşlandırılıyorlar. Bunların hepsi de, onları misafir eden hükümetlerin talebi üzerine oluyor.

Olson’un bu sene başında Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi önünde yapmış olduğu bir konuşmaya göre, özel operasyonlar birliklerinin yaklaşık %85’i, CENTCOM’un Büyük Orta Doğu bölgesindeki operasyonlar alanında 20 ülkeye konuşlandırılıyor. Bu ülkeler ise şöyle: Afganistan, Bahreyn, Mısır, İran, Irak, Ürdün, Kazakistan, Kuveyt, Kırgızistan, Lübnan, Umman, Pakistan, Katar, Suudi Arabistan, Suriye, Tacikistan, Türkmenistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Özbekistan, ve Yemen. Diğer ülkeler ise, irili ufaklı şekilde, yeryüzünde Güney Amerika’dan Güneydoğu Asya’ya dek uzanıyor.

Özel Operasyonlar Kumandanlığı, faaliyet gösterdiği ülkelerin isimlerini tam olarak ifşa etmeyecek. Nye’a göre; “Öyle yerlere gidiyoruz ki, orada bulunduğumuzu ifşa etmek pek avantajlı olmayacaktır. Ayrıca, bizi davet eden ülkelerden bazıları da, bunun bilinmesini istemiyorlar. Burada bazen iç sebepler etkili oluyor, bazen de bölgesel...”

Ancak, SEAL ve Delta Gücü gibi bazı “siyah” olarak adledilen özel operasyonlar birliklerinin Afganistan, Irak, Pakistan ve Yemen’de öldürme/yakalama misyonlarını gerçekleştirdiği; “beyaz” güçler olarak bilinen Yeşil Bereliler ve Komandoların ise, El Kaide ve diğer militan gruplara karşı dünya çapında yürütülen gizli savaşın bir parçası olarak yerli halkı eğittiği bir sır değil.

Örneğin Filipinlerde, Ordu bünyesindeki Özel Operasyonlar güçleri, donanma komandoları, hava kuvvetleri özel operatörleri ve Filipinli müttefiklerle birlikte Jemaah Islamiyah ve Ebu Sayyaf gibi isyancı gruplara karşı terörizm-karşıtı operasyon yürüten diğer gruplardan oluşan 600 kişilik bir askeri grup için ABD’nin yılda 50 milyon dolar harcadığı biliniyor.

Geçtiğimiz sene SOCOM belgelerine dair gerçekleştirilen bir analiz, Pentagon’un açık kaynaklarından elde edilen bilgiler ve araştırmacı gazeteci Tara McKelvey tarafından toplanan Özel Operasyonlar misyonları veritabanı şunu ortaya çıkarmıştı ki; Amerika’nın en elit birlikleri, Belize, Brezilya, Bulgaristan, Burkina Faso, Almanya, Endonezya, Mali, Norveç, Panama ve Polonya’da ortak eğitim tatbikatları düzenledi.

2011 yılı içinde ise benzer eğitim misyonları Dominik Cumhuriyeti, Ürdün, Romanya, Senegal, Güney Kore ve Tayland’da gerçekleştirildi. Aslında, Nye’ın bana söylediğine göre, halihazırda Özel Operasyonlar güçlerinin konuşlandırıldığı neredeyse her ülkede askeri eğitim veriliyor. “Bu yıl sonu itibariyle ziyaret ettiğimiz 120 ülke içinde büyük bölümünde eğitim tatbikatları düzenlendiğini söyleyebilirim.”

Pentagon’un güçlü elit kadrosu

Zamanında askeri yapının “üvey çocuğu” muamelesi gören Özel Operasyonlar güçleri, sadece boyut ve bütçe anlamında değil, aynı zamanda güç ve nüfuz anlamında da önemli bir büyüme kaydediyor. 2002 yılından beri SOCOM’a, kendi Ortak Görev Güçleri’ni yaratma izni verildi. Hem de, söz konusu izin, sadece SOCOM gibi büyük çaplı muharip kumandanlıklara verilen bir ayrıcalık iken... Bu sene ise, SOCOM, kendi Ortak İktisap Görev Gücü’nü kurdu. Söz konusu görev gücü dahilinde, ekipman tasarımcıları ve iktisap uzmanları bulunacaktı.

Bütçe, eğitim ve ekipman tedariki üzerinde denetim kuran, Kongre’de güçlü savunucuları bulunan ve her Savunma Bakanlığı bütçesinden kendisine pay ayrılan SOCOM, şu anda Pentagon’da sıradışı güce sahip bir oyuncu olarak kabul ediliyor.

Bu kumandanlık, elinde bulundurduğu güç sayesinde bürokratik çatışmaları kazanabilir; ileri teknoloji ekipmanlar satın alabilir; ve yan araştırmalar (örneğin insanların beyinlerine elektronik olarak sinyal gönderen cihazlar gibi) yürütebilir. 2001’den bu yana SOCOM’un özel ekipmanlar ve silahlar tedarik eden küçük işletmelerle gerçekleştirdiği sözleşmeler ise, altı katına fırladı.

Ana karargahı Florida’da MacDill Hava Üssü’nde bulunan, ancak (Havai, Almanya ve Güney Kore de dahil olmak üzere) dünyanın her bir yanına yayılan, dünya üzerindeki ülkelerin büyük bölümünde de faal görevde bulunan kumandanlıklar üzerinden faaliyet gösteren Özel Operasyonlar Kumandanlığı, şu anda kendi başına bir güç odağı teşkil ediyor.

SOCOM başkanı Olson’un da bu sene başında işaret ettiği gibi, “SOCOM, Savunma Bakanlığı’nın bir mikrokozmozu gibi adeta... Deniz, hava, kara boyutları var. Dünya üzerinde bir mevcudiyeti bulunuyor. Askeri departmanların, askeri hizmetlerin ve savunma ajanslarınınkine benzer görev ve yetkilere sahip.”

SOCOM, ordu açısından yepyeni bir şey aslında. Ne de olsa, küresel terörizm ağlarına karşı Pentagon’un tüm planlama sürecini koordine etmekle görevli. Bunun sonucunda da, diğer hükümet ajanslarıyla, yabancı ordularla, istihbarat hizmetleriyle yakın bağlantı içinde. Ayrıca, elinin altında büyük bir helikopter envanteri bulunuyor; ağır silahlarla donatılmış insansız hava taşıtlarına ve türlü savaş araçlarına sahip.

Militarizm konusunda uzman akademisyen Chalmers Johnson, CIA’den bahsederken “özel ordunun başkanı” tanımlamasını kullanırdı. İşte bugün JSOC söz konusu rolü üstleniyor: “özel cinayet bölüğünün baş yöneticisi” işlevi görüyor. Onun “akrabası” olan SOCOM ise, Pentagon’daki yeni güç eliti konumunda: ülke içinde güç ve küresel çapta erişim yeteneğine sahip olan, “ordu içinde özel bir ordu” olarak da nitelendirilebilir.

Dünya çapında 120 ülkede Özel Operasyonlar Kumandanlığı gibi birlikler, yüksek profilli cinayetler işleyip gizli bir savaş yürütüyorlar. Düşük-düzeyli hedeflenmiş cinayetler, adam kaçırma operasyonları, gece baskınları, yabancı güçlerle ortak tatbikatlar ve yerli ortaklarla eğitim misyonları da cabası... Tüm bunlar ise, sıradan Amerikan vatandaşlarının pek bilmediği ayrıntılar... Zamanında küçük, zayıf olma gibi bir “özelliği bulunan” kumandanlık, bugün, elinde bulundurduğu güç, erişim, nüfuz ve etki alanı dolayısıyla “özellikli” addediliyor.

Ülke içi ve dışında “insan-üstü” bir imaj çizmelerine yardımcı olan, başarılı bir PR kampanyası, kurdukları etki alanını da güçlendiriyor. Ancak, faaliyetlerinin büyük bölümü halen “gölgede” kalmayı sürdürüyor. Destekledikleri vizyonun temel özelliği ise, Amiral Olson’un açıklamasında yansımasını buluyor: “Bu güçlerin, kültürel olarak en fazla uyum sağlamış ortaklar, en ölümcül katiller, en hızlı yanıt veren, en çevik, en yenilikçi ve en etkin danışmanlar, eğitimciler, sorun çözücüler ve her ülkenin sahip olması gereken nitelikteki savaşçılar olduğuna ikna oldum.”

Kısa süre önce Aspen Enstitüsü’nün Güvenlik Forumu’nda Olson benzer “parlak” yorumlarda bulundu; ancak bir yandan da bazı yanlış bilgiler verdi. Örneğin, onun iddiasına göre, ABD Özel Operasyonlar güçleri, sadece 65 ülkede faaliyet gösteriyordu ve sadece içlerinden ikisinde muharebeye katılıyordu. Pakistan’da insansız hava taşıtlarının gerçekleştirdiği saldırılar sorulduğunda ise, yanıtı şu olmuştu: “Faili belli olmayan patlamalardan mı söz ediyorsunuz?”

Ancak, bu dil sürçmesi bile, aslında çok fazla şeyi içinde barındırıyordu. Örneğin ona göre Bin Ladin misyonu gibi, gece baskını yapan komandolarla gerçekleştirilen “siyah” operasyonlar, artık herkes tarafından biliniyordu. Her gece bunlardan onlarcasının düzenlendiğini belirtmişti. Bununla birlikte, SOCOM’un boyutu konusunda yaptığı rasgele tespit ise, oldukça ilginçti. Ona göre, halihazırda ABD Özel Operasyonlar güçleri, yaklaşık olarak Kanada’nın aktif görevde bulunan ordusu kadar büyüktü. Aslında, Amerika’nın elit birliklerinin her sene yürüttüğü faaliyetler, dünya üzerindeki birçok ordudan daha büyük bir boyuta sahip. Ve bu boyut sürekli büyüyor.

Amerikalıların, bu denli büyük, aktif, gizli ve “özel” ordu sahibi olmanın ne anlama geldiği gerçeğiyle boğuşmaları gerekiyor. Ancak bu konuda daha fazla bilgi açığa kavuşana dek, böyle bir olasılık söz konusu değil. SOCOM’un gizliliğine dair kendisine yöneltilen sorulara yanıt olarak Olson şöyle demişti: “Yabancı ülkelere erişimimiz, bu konuda konuşmama yeteneğimize bağlı.” Olson’a göre, “ordu içindeki gizli ordu, yeniden gizemli günlerine geri dönmek ve kuruluşlarına temel oluşturan misyonlarını yeniden ifa etmek istiyor.”

 

* Nick Turse, tarihçi ve araştırmacı gazetecidir. “The Case for Withdrawal from Afghanistan” (Afganistan’dan Çekilme Durumu) (Verso Yayınları) adlı kitabın yazarıdır.

http://www.atimes.com/atimes/South_Asia/MH05Df01.html



Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) kamuoyunun görüşüne sunulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni müfredat taslağındaki çeşitli derslerde, Türkiye'nin kalkınma projelerine dair içeriklere de yer verildi.

Teknoloji

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

Yapay zeka teknolojisi finans sektörünün geleceğini belirlerken yasal düzenlemelerden hayata geçen uygulamalara kadar çok sayıda yenilik hem sektöre hem de son kullanıcıya fayda sağlıyor.

Teknoloji

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Hamas: Ateşkesi kabul ediyoruz... Filistinliler kutluyor İsrail temkinli

İsrail, Refah Sınır Kapısı'nın Gazze tarafını ele geçirdi

Rus basınında Gazze savaşı: "Netanyahu'nun açıklamaları Hamas'ın pozisyonunu sertleştirmesine neden oldu"

AB üyesi 26 ülkeden Netanyahu’ya “dur” çağrısı

Brezilya'daki sel felaketinde ölenlerin sayısı 83'e yükseldi

Tüm gözler Kahire'de... Hamas'tan 'İsrail' açıklaması: Ciddi bir anlaşmazlık yok

İsrail basını 'kâbus senaryosu'nu yazdı: Netanyahu için tutuklama emri çıkarılacak! IDF kanlı plana onay verdi

Zelenski dünyaya duyurdu: En az 7 Patriot sistemine ihtiyacımız var

İsrail'den Lübnan'a hava saldırısı! Cemaat el-İslami lideri Musab Halaf öldürüldü

İsrail, Gazze'deki savaşı sürdürme planlarını onayladı

Irak, 30 yıl aradan sonra Türkiye sınırında üs kurdu

Türk SİHA'ları Yunanistan'ı masrafa soktu: Milyarlık programa onay verdiler

Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

AVRASYA BİR VAKFI BİLİM TEKNOLOJİ DERNEĞİ KONFERANSI (27 NİSAN 2024)

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile ticaret tartışmalarına noktayı koydu: O iş bitti

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

İsrail'in "konforlu mağduriyeti"

Meteoroloji'den 44 ile toz taşınımı uyarısı! Göz gözü görmeyecek

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Yükleniyor