27 Mayıs`tan 28 Şubat`a Orhan Kabibay

27 Mayıs`tan 28 Şubat`a Orhan Kabibay

Sağda ve solda; Sosyalist, İslamcı, Türkçü, Kürtçü diyebileceğimiz çeşitli ideolojik grupların birtakım merkezlerden idare edilebilir, belki de Orhan Kabibay gibi kişilerden müteşekkil olduğu düşünülebilecek merkezlerden idare edileb

Celal Tahir

27 Mayıs ve Kabibay: “Gölgedeki Adam” kitabında Dündar Seyhan (Syf 43-49-51-61) “0 gece, ilk defa, Kabibay’la ihtilâl konuştuk. ….Ve bir gizli cemiyet en az iki kişiden kurulur, neden seninle bu cemiyeti teşkil eden iki kişi olmuyoruz? Kabibay ayağa kalktı... Elimi tuttu, birbirimize sarılarak öpüştük.' ve ihtilal cemiyetinin ilk tohumları böyle atılır. Ve Kabibay 'Robert Kolej giriş imtihanını da kazanmış, Bebek`te bir ev tutmuştu. Çok zamanlar yine beraber olabiliyor, istikbale muzaf hattıhareketimizi beraberce tanzim edebiliyorduk.” “Akşamları, Güventürk`le Küçük Bebek`e, Kabibay`a giderdik. Ya sahildeki kahvede veya Şevin`de toplanır, günlük faaliyetlerin programını yapar, fikir birliğine ulaşırdık.”

İhtilal programı Bebek`te kahvede konuşulmaktadır. Orhan Kabibay’ın ihtilalcilik serüveni böyle başlar. Normalde hayatı roman, hatta filmlere konu olacak olan Orhan Kabibay’ın serüvenleri, yakın tarih araştırmacılarının ilgisini nadiren çekmiştir. Kabibay iyi bir örgütçü ve 27 Mayıs’ın da en önemli organizatörü olmasına rağmen bu böyledir.

“14 Eylül 1959 Ankara’da gençlik parkında yapılan toplantıya Köksal, Kabibay, Türkeş, Koçaş, Okan, Aksoyoğlu, Karaman, Mustafa Kaplan ve Baykal katılmışlardır. Bu toplantı esasen II. Birleşik örgütün tam anlamı ile kurulduğu toplantıdır. Çünkü toplantıya katılan subaylardan Kabibay 1954’de Tuzla uçaksavar okulunda kurulan, 1955’ de Harp Akademisi örgütünde değişerek devam eden ve 1956’da o sene kurulan Okan Aydemir ekibine, Aydemir’in yüksek kumanda akademisindeki hücresine sızan örgütün en faal elemanlarından birisidir. Köksal ve Okan ise 1956’ da daha evvel etraflıca ele aldığımız gibi Ankara’da gruplaşan bir kadronun içindedirler. Aksoyoğlu, Aydemir hücresinde I. Birleşik örgüte geçen subaylardandır. Koçaş, Ankara’ daki en küçük grubun lideri durumundadır. Baykal, I. Birleşik örgütün faal üyelerindendir. Türkeş, I. Birleşik örgütün üyesidir. Karaman, Koçaş ile örgütsel bağ içinde olmamakla birlikte Koçaş’ a çok yakındır. M. Kaplan ise ‘9 subay hadisesi’ nden önce hiçbir örgüte girmemiş olan tek subaydır.

Bu grup içinde” ( Ümit Özdağ, Menderes Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri ve 27 Mayıs İhtilali Syf. 128) Madanoğlu’nu ihtilale dâhil eden de Kabibay’dır. “Yassıada ve Sonrası, Syf.44” kitabında, Tekin Erer bu süreci şöyle anlatır. “Gürsel İzmir`e giderken Türkeş`le görüşmüş ve son talimat olarak: `Hiç bir şeye karışmayın` demişti. Bu ifadenin sarih manası: `Bir müddet daha bekleyin yahut komiteyi dağıtın` temennisiydi.

Gürsel`den ümidi kesen komiteciler yeni bir general aramağa başladılar. Orhan Kabibay genç bir general olan Cemal Madanoğlu ismini ileri sürdü. Teklifi de bizzat kendisinin yapacağını söyledi. Kabibay, radyoların Menderes`in İstanbul`dan İzmir`e gideceğini yayınladığı 13 ve 14 Mayıs 1960 günü (İhtilâlden 14 gün evvel) meseleyi Madanoğlu’na açtı. Teklifi çok tabiî karşılayan Madanoğlu `Bende taş.k var ama, bir ihtilâli idare edecek beyin yoktur` diye cevap verdi. Kabibay bu cevaba şöyle mukabele etti: 'Merak etmeyin paşam, bizde her ikisi de var.”

27 Mayıs sürecini başlatan, büyük ölçüde organize eden ve hatta tarihini belirleyen Orhan Kabibay’dır. Kabibay ihtilal tarihinin derhal kararlaştırılmasını ister. Çünkü 20 Mayıs’ta Nehru gelecektir. 'Nehru Türkiye’de iken ihtilal doğru değildir. Nehru’nun ziyaretinden sonra Menderes ayın 26’sında Atina’ya gidecektir. İhtilâli Menderes burada iken yapmalıyız. Zira o Atina’da iken bir teşebbüste bulunursak, Amerika’ya başvurup ikili anlaşmayı harekete geçirebilir. Ve Amerika müdahalede bulunmayı kabul ederse Üçüncü Cihan Harbine bile sebep olabiliriz. Binaenaleyh ihtilâlin 20 ilâ 26’sı arasında yapılması şarttır” der.

Talat Aydemir ve Kabibay

Kabibay, Talat Aydemir olayında da, kendisini daima koruyan şansı ile beraber gözükür. 21 Mayıs 1963 ihtilal girişimi ile ilgili dosyada da Kabibay vardır. “MİT, -o zamanki adı ile Milli Emniyet Müsteşarlığı- Albay Talat Aydemir ile Kabibay grubunun yaptığı bir toplantıyı saptamış, 17 Nisan 1963 günü İstanbul’da Piyerloti Oteli’nde yapılan toplantı banda da alınmış, ancak Aydemir ile ilgili davada ‘deşifre’ edilip, kanıt olarak kullanılmasına, Milli Emniyet ve Başbakanlıkça izin verilmemiştir” Bu raporlar ‘delil hükmünde’ sayılsa, Kabibay, 21 Mayıs davasında sanık olabilecekti. 9 Mart Cuntası generallerinden Celil Gürkan da haklı olarak Kabibay hakkında şu tespiti yapmaktadır: “Bütün bunlardan iki sonuç çıkmaktadır: Ya Orhan Kabibay iz belli etmeyen çok hünerli bir ihtilalcidir ya da, büyük güvenceleri vardır.” (Celil Gürkan, 12 Mart`a Beş Kala, Syf. 413,415)

Kurtul Altuğ da Kabibay’ı bir paragrafta bu şekilde özetlemektedir: 'Kader ağlarını örüyor diye bir söz vardır. Bu söz Orhan Kabibay’ın tüm yaşamında önemli bir yer tutmuştur. Çünkü onun yaşamında hemen her zaman kader ağlarını örmüştür. 27 Mayıs`a giriş, MBK devri, MBK içi anlaşmazlıklar, sonra yurt dışındaki girişimler, daha sonra 22 Şubat ve nihayet 12 Mart`ın hazırlanışı... Tüm bu siyasi olaylarda Kabibay vardır ve kader hep Kabibay için ağlarını örmüştür. Hâlâ da örmeğe devam ediyor. Kabibay, 13 Kasım`a kadar MBK içinde çok faal ama kamuoyu önünde reklamı pek yapılmamış, daha doğrusu yaptırılmamış bir ihtilâlciydi. Talat Aydemir’in 22 Şubat harekâtını bir bakıma 14`ler adına yurt dışından Kabibay yönetmiştir. Ama 21 Mayıs olaylarında, 14`ler ve Kabibay yoktur. Zira onlar Aydemirin kellesiyle oynandığını, işin çıkmaz olduğunu anlamışlardır.” (27 Mayıs`tan 12 Mart`a Kurtul Altuğ. 2. Baskı, s.121)

Ve Avrupa`daki 14`lerden Orhan Kabibay, 22 Şubat Olayı başarısızlığa uğrayınca şöyle demiştir: 'Biz olsaydık, bu ihtilali ısmarlama bir elbise gibi toplumun sırtına geçirirdik.” Talat Aydemir meselesi kendi başına apayrı bir meseledir. Ve ayrıca incelenmelidir.

12 Mart ve Kabibay

Orhan Kabibay, 12 Mart sürecinde de anlaşıldığı kadarıyla çeşitli cunta oluşumları arasında mekik dokuyan ve kilit rol oynayan kişilerden biridir. Uğur Mumcu 'Suçlular ve Güçlüler' kitabında çok evvelden şu soruları sorar. “12 Mart nasıl gerçekleşti? 15 Mart’ta silahlı kuvvetlerden çıkarılanlar kimlerdi? Bu subayların gerçekleştirmek istedikleri neydi? 12 Mart’tan önce ne gibi hazırlıklar yapılmıştı? Kimler bu hazırlıklara katılmıştı? Gürler ve Batur’un bu hazırlıklardan haberi var mıydı? Orhan Kabibay’ın bu çalışmalardaki payı ve etkisi neydi? 12 Mart’tan önceki bir hafta nasıl geçti? Nihat Erim’in bu işlerle ilgisi nasıl açıklanabilir? Kabibay hem sağ hem sol cuntanın kilit adamı mıdır? 12 Mart’a gelen günlerde, yerli ve yabancı bazı çevrelerde 12 Martçıların, yurt içinde ve dışında temasları olmuş mudur?” (Syf. 277-278 ve 288)

Yine Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu: 'Avcıoğlu ile 12 Mart öncesi, DEVRİM adlı haftalık gazetede beraber çalışmıştık. O tarihlerde ben, Ankara Hukuk Fakültesi`nde İdare Hukuku Asistanı olarak çalışmaktaydım. Akşamüstleri DEVRİM Gazetesi`ne uğrar, Avcıoğlu ile konuşurdum. Birçok kez, Avcıoğlu`nun odasında Orhan Kabibay`ı görmüştüm... 12 Mart Dönemi`nin talihsiz Başbakanı Prof. Dr. Nihat Erim de Avcıoğlu`nun sürekli konuklarındandı... Erim Başbakan olur olmaz Avcıoğlu`nu Başbakanlık Konutu`nda Kabibay ile birlikte yemeğe çağırmış, ancak Avcıoğlu bu yemeğe gitmemişti.” (Ersal Yavi, İhtilalci Subaylar, Syf .281)

İsmet İnönü’nün notlarını da bu olanlara paralel okumak yanlış olmayacak gibi gözükmektedir. (İsmet İnönü, Defterler, 2. Cilt 1. Baskı, Syf 1039 ve 1123):

- 11 Haziran Salı 1968, Orhan Kabibay, Nihat Erim ile geldiler. Kabibay önemli şeyler anlattı.

- 12 Haziran Çarşamba, Nihat`a Orhan Kabibay`ın anlattıklarını söylemek için 'kendisi ile görüş' dedim.

- 13 Haziran Perşembe, Nihat, Kabibay ile görüşmüş. Kendisinden bahsolunmasını istemiyor.

- 14 Haziran Pazar 1969, İst. İl kongresi. Dev-Genç`in, Kabibay`ın büyük tertibi. Bülent`in nihayet hakim olması.

Yukarıda değindiğimiz gibi İsmet İnönü’nün notlarını da bu olanlara paralel okumak yanlış olmayacak gibi gözükmektedir. Lakin bu böyle değilse, İnönü’nün notlarından ne anlamak gerekir, bu da ayrı meseledir?

Uğur Mumcu haklı gözükmektedir. Kabibay ve/veya başkalarının iç ve dış çevrelerle yaptığı tahmin edilen/söylenen, içeriği bugüne kadar gizli kalan görüşmeleri; 12 Mart’ın hakikaten gizemli tarafıdır. Neticede 1970-80 arası yaşanan ve 12 Eylül ile neticelenen sürecin tohumları 12 Mart’ta atılır. Bu süreçte solda “Tam Bağımsız Ve Gerçekten Demokratik Türkiye” sloganıyla harekete geçen, Doğan Avcıoğlu-Mihri Belli çizgisi, sağda da “Yeniden Milli Mücadele Hareketi” dikkat çekicidir. CHP-MSP koalisyonu bozulduktan sonra Birinci Milliyetci Cephe kurulur. Bu durumda Ülkü Ocakları hükümetin en azından bir bölümü tarafından kollanır olur. Sol’un da 9 Mart hareketinin devlet içinde yer tutan unsurları eliyle desteklenmiş olması mümkündür. Dış güçlerin senarist, yönetmen ve hem de başrol oyuncusu olduğu, geçen zaman zarfında daha da iyi anlaşılmıştır. Neticede olan Türkiye’ye, özellikle ülkenin gençliğine, yani geleceğine olur.

12 Eylül ve Kabibay

Leyla Tavşanoğlu`nun Erol Bilbilik ile yaptığı mülakattan: “Size, daha garip bir şey anlatayım: Orhan Kabibay, Kenan Evren Cuntasına da yardımcı olmuştur. Kenan Evren, Danışma Meclisi`ni oluşturacağı zaman, en az 30 Meclis üyesi adını Kabibay`dan istemiştir. Kabibay da bu işi CHP Milletvekili Şükrü Koç`a havale etmiştir. Kabibay, Şükrü Koç`un hazırladığı listeyi Evren`e sunmuştur. Yıllarca CHP Milletvekilliği yapmış olan Şükrü Koç da eski MİT`çidir...” (Ersal Yavi, İhtilalci Subaylar, Syf 264)

28 Şubat ve Kabibay

Mehmet Adnan Akfırat`ın evinde ele geçirilen 'Çevik Bir- Erol Özkasnak' ibaresi ile başlayan doküman incelendiğinde “Çevik Bir-Erol Özkasnak ekibinin Amerikancı darbe girişimini açıklıyoruz” başlığı altında 21 Aralık 1998`de Çevik Bir liderliğinde Mason Atatürkçüleriyle birlikte yönetime el koymayı planladıklarını, darbenin sağ-sol olmak üzere iki kanadının olduğunu; sağ kanadının başbakanının Yalım Erez, sol kanadın başbakanının Mümtaz Soysal olduğunu, Cumhurbaşkanlığı için Yekta Güngör Özden adında birleştiklerini ancak bunu Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun önlediğini, 28 Şubat’ta da darbe yapmak istediklerini, bunu Org. Karadayı`nın önlediğini' öğreniyoruz.

Bu iddiaların doğruluk derecesi ayrı meseledir. Ama söz konusu dokümanın emekli subaylar kısmında, bir kez daha Orhan Kabibay adı zikredilmektedir. (http://gundem.bugun.com.tr/cevik-birin-darbe-girisimi-haberi/33771 10.04.2014, Sa:10:54)

12 Mart müdahalesi, Orhan Kabibay’a göre, “bir yörünge düzeltme hareketidir.” Tıpkı Çevik Bir’in deyişi ile 28 Şubat’ın “demokrasiye bir balans ayarı” olması gibi. Orhan Kabibay’ın 12 Eylül’de Kenan Evren’e Danışma Meclis’inin hazırlanmasında bazı isimleri tavsiye ederek yardımcı olduğu, 28 Şubat’ta da Çevik Bir ekibi ile irtibatlı olduğu söylenmektedir. Kabibay’ın 27 Mayıs’ın bir numaralı isimlerinden olduğu ise zaten malumdur. Demek ki Türkiye’nin son yarım yüzyılının ve neredeyse yaşanan bütün darbelerin, 2004’te vefat eden Orhan Kabibay’ın biyografisi yazılmadan açıklığa kavuşması, mümkün gözükmemektedir. Orhan Kabibay’ın özellikle öne çıkmasını ve Uğur Mumcu’nun belirttiği gibi cuntalar arası mekik dokuyan kişilerden biri olması, ayrıca o dönem dışarıyla da temas kuran kişilerden biri olması önemli bir husustur.

İki arkadaştan biri olan Alparslan Türkeş’in; radikal-milliyetçi Sağın, Orhan Kabibay’ın ise Sol cuntanın başında olması, -en azından ik örgütleyenlerden biri olması- nasıl izah edilir? Ve Kabibay hem sağ hem sol cuntanın kilit adamı mıdır? Yani sağ ve sol oluşumların üzerinde yer alan bu tür kişiler, bir tür `devletin akil adamları bunlar mıdır`, sorusunu akla getirmektedir. Şayet bu böyle değilse, peki nedir?

Şimdi bu kadar uzun bir zaman diliminde ve böyle kritik olaylarda rol almış birinin, aynı zamanda Alparslan Türkeş’in de yakın arkadaşı olması, sol cuntayı organize eden ile sağ cenahı organize eden kişilerin yakın arkadaşı olması kendi başına ilginç bir durumdur. Bunu böyle anlatmak ta muhtemelen tarihi bir başka türlü anlatmayı gerektirmektedir. Böyle bir zahmete girmektense ortada oluşmuş adacıklar -ideolojik adacıklar- var, bu adacıklardan ayrılmamak en doğrusudur. Yani belirli ve belirlenmiş paradigmaların izah edemediği meseleleri yok saymak en iyisi ve en kolayıdır. Şöyle anlatırsak ya denize atlamak lazım veya anakaraya ulaşmak lazım, biraz ütopya yolculuğu gibi bir şey. Ütopya lafzen hoş geliyor insanlara ama, gerçekte böyle şeylere girişmek zordur, zahmetlidir. Hem zorluktan hem de kişilerin pozisyonlarının anlamını ve önemini yitirerek, dolayısıyla da pozisyonlarının iptal olma durumu olduğundan bu konular mercek altına alınmamaktadır.

Sağda ve solda; Sosyalist, İslamcı, Türkçü, Kürtçü diyebileceğimiz çeşitli ideolojik grupların bu tür –şayet mevcutsa- merkezlerden idare edilebilir, belki de Orhan Kabibay gibi kişilerden müteşekkil olduğu düşünülebilecek merkezlerden idare edilebilir oluşu da bu grupların ideolojik karakteriyle irtibatlıdır. İdeolojik karakterleri anlaşılabildiği oranda bunların yönlendirilebilmesi anlaşılır olabilecektir. Bu, modern dünyada ideolojinin oynadığı rolle irtibatlıdır ve modern dünyada ideolojik öznenin, daha doğrusu hayali öznenin ortaya çıkışı ve oynadığı rolle irtibatlıdır. “Hayali özne” ise bu satırların yazarının çalışmalarında “anahtar kavram” nitelemesini hak eden bir kavram olacaktır.



Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) kamuoyunun görüşüne sunulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni müfredat taslağındaki çeşitli derslerde, Türkiye'nin kalkınma projelerine dair içeriklere de yer verildi.

Teknoloji

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

Yapay zeka teknolojisi finans sektörünün geleceğini belirlerken yasal düzenlemelerden hayata geçen uygulamalara kadar çok sayıda yenilik hem sektöre hem de son kullanıcıya fayda sağlıyor.

Teknoloji

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Tüm gözler Kahire'de... Hamas'tan 'İsrail' açıklaması: Ciddi bir anlaşmazlık yok

İsrail basını 'kâbus senaryosu'nu yazdı: Netanyahu için tutuklama emri çıkarılacak! IDF kanlı plana onay verdi

Zelenski dünyaya duyurdu: En az 7 Patriot sistemine ihtiyacımız var

İsrail'den Lübnan'a hava saldırısı! Cemaat el-İslami lideri Musab Halaf öldürüldü

İsrail, Gazze'deki savaşı sürdürme planlarını onayladı

Irak, 30 yıl aradan sonra Türkiye sınırında üs kurdu

Türk SİHA'ları Yunanistan'ı masrafa soktu: Milyarlık programa onay verdiler

Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

AVRASYA BİR VAKFI BİLİM TEKNOLOJİ DERNEĞİ KONFERANSI (27 NİSAN 2024)

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile ticaret tartışmalarına noktayı koydu: O iş bitti

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

İsrail'in "konforlu mağduriyeti"

Meteoroloji'den 44 ile toz taşınımı uyarısı! Göz gözü görmeyecek

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

Yükleniyor