‘AB Türkiye´ye karşı çifte standart uyguluyor´

‘AB Türkiye´ye karşı çifte standart uyguluyor´

Bugün Brüksel´de iki günlük Avrupa Birliği zirvesi başladı. Gündemin esas konuları, ekonomi ve mülteci krizi. Zirvenin yarınki oturumu, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile bir çalışma kahvaltısı şeklinde gerçekleşecek.

 

Peki bu şartlarda tarafların zirvede anlaşması ne kadar mümkün? AB, Türkiye´ye yönelik tavizlerde bulunur mu?

Bilindiği gibi AB´nin amacı, Avrupa´ya gelen mülteci akınını Türkiye´nin yardımıyla azaltmak. Türkiye ise buna itiraz etmiyor ancak bir takım şartları var: Türk vatandaşlarına Schengen vizesi muafiyeti, Türkiye´nin AB üyeliği konusunda ilerlemenin sağlanması, mülteciler için 3+3 milyar euro´luk para yardımı vs.

Peki bu şartlarda tarafların zirvede anlaşması ne kadar mümkün? AB, Türkiye´ye yönelik tavizlerde bulunur mu?

Konuyla ilgili Sputnik Haber Ajansı´na konuşan Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Başkan Yardımcısı, Dışişleri Bakanlığı Strateji Geliştirme eski Başkanı, (E) Büyükelçi Murat Bilhan şunları söyledi.

​Şimdi Brüksel sıkışmış durumda. Bu sıkışıklık, yalnız mülteci meselesinden dolayı değil, ama ağırlıklı olarak tabi mülteci meselesinden kaynaklanıyor. AB´nin özellikle Doğu Avrupa ülkeleri, Balkanlar ve Balkanlar´ın dışında Macaristan ve Orta Avrupa ülkeleri mülteciler meselesi konusunda ciddi sıkışıklık yaşıyorlar. Bu çerçevede mümkün mertebede sorunu daha ileride, kendilerine ulaşmayacak noktalarda çözmek istiyorlar. Onun için de Türkiye´nin sırtına yüklenmesini, faturanın Türkiye tarafından ödenmesini tercih ediyorlar. Bunda da çifte standartları kullanıyorlar. Maalesef, ama bunu söylemek mecburiyetindeyiz, Türkiye´ye karşı haklı olmayan standartları kullanıyorlar.

Bu arada kendi aralarında farklı görüşlere sahipler. Aslında şu ana kadar görülen şu: 28 Avrupa Birliği ülkesinin neredeyse tamamı bu mülteci konularında farklı düşünüyor. Bunların lokomotifi durumunda olan Merkel´in başını çektiği Almanya ise, bu işten tamamen bedava sıyrılmak imkanı olmayacağı için mecburen bir takım tavizler verir gibi göründü. Mültecilere ‘açık kapı´ politikası diyorlar. ‘Açık kapı´ politikası değil tabi bu. Merkel´inki de ‘açık kapı´ politikası değil. Ama bazı ülkelere nazaran nispeten daha liberal davranış gösteriyor. Ama Almanya´da seçimlerin yapılması Merkel´in elini biraz zorlaştırdı. Zorlaştırdığı için Türkiye ile olan yaklaşık 10 gün evvel yapılan toplantıdaki teklif değişimi, Türkiye´nin bir teklif getirmesi, liderlerin de onu kabul etmeleri bir mesele oldu. Çünkü buna şiddetle karşı çıkanlar oldu; bizzat Almanya´nın içinde olduğu gibi başka ülkelerde de.

Onun için Avrupa´da tek seslilik ve homojen bir duruş sergilenemiyor. Şimdi bunu nasıl tecelli edecek, nasıl görülecek, bunu yarın göreceğiz. Fakat burada çifte standartlar ve nahoş durumlar var. Şimdi bir kere Türkiye´nin durumu şöyle: Türkiye çok fazla mülteciyi zaten almış durumda, daha fazlasını kaldırabilecek gücü yok, ekonomik gücü de yok, yer bakımından da müsait değil ve güvenlik bakımından da sorunlar yaratmaya başladı. Nitekim Türkiye´nin içinde de tırmanan terörün sebeplerinden bir bölümü Suriye meselesi. Yani Suriye meselesi nedeniyle de Türkiye´nin içinde terör tırmanıyor, sadece Türkiye´nin iç sebeplerinden dolayı değil. Onun için bu, Türkiye´nin sancılarını arttırıyor. Bir de bunun ekonomik boyutu var. Ekonomik boyutunda zaten Türkiye Avrupalılardan ciddi bir yardım talebinde bulunmadı. Şunu söylüyor Türkiye: Çok ağır bir yük altına girdik. Şimdi bu ağır yükün uluslararası toplum tarafından paylaşılması lazım. Çünkü bu, uluslararası bir sorun. Türkiye´nin bizzat kendi sorunu değil. Bunu görmek lazım. Ve bunu görmeyenlere göstermek gerekiyor.

Onun için müzakerelerin çok kolay geçmeyeceğini zannediyorum. Bunun yanında Türkiye´nin Avrupa Birliği üyeliğinden ben kişisel olarak ümitli değilim zaten. Yani Türkiye´nin hala bu arzuyu taşıyıp taşımadığı da soru işareti. Fakat şu var, Avrupa standartları Türkiye´nin çıtasını teşkil etmesi gerekiyor. Avrupa, daha ileri standartları, yaşam düzeyi yüksek olan standartları ile bir gösterge. Bu göstergelere Türkiye´nin ulaşması ve bunları geçmesi lazım. Türkiye´nin bunları, AB üyeliği ile bağlantılı olarak değil, AB üyeliğinden bağımsız olarak bu çıtaları aşması gerekir. Onun için Türkiye´nin AB üyeliği konusunda ben iki tarafta da bir isteksizlik olduğunu zannediyorum. Yani Türkiye her ne kadar ‘AB projesi Türkiye´nin stratejik bir seçimidir´ dese de, bu stratejik seçimin gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Hem Avrupalılar bakımından hem Türkiye bakımından.

Vize rejimine gelince, vize rejimi konusunda Türkiye, herkese serbest, liberal bir vize rejimini uyguluyor. Ama bazen öyle durumlar oluyor ki, mütekabiliyet gereği Türkiye´nin vize uygulamak mecburiyetinde kaldığı durumlar da var. Şimdi bu geri kabul anlaşması Türkiye´nin önüne bir engel diye çıkarıldı. Bunun 72 tane şartı var. Bu şartlara uyan ülkeler ancak serbestçe, vizesiz olarak Avrupa´ya gelebilirler diye bir standart konmuş. O standartlara da Türkiye ne ölçüde uyar, o da ayrı bir konu. Fakat bu kadar çabuk, Haziran sonu gibi Türklerin talep ettiği süreler içinde vize serbestisinin uygulanmasını ben gerçekçi görmüyorum. Yani bunu Avrupalılar herhangi bir bahane bulup bunu vermemenin yollarını arayacaklardır.

Kaldı ki, Avrupa´da Türkiye aleyhtarı lobi büyümektedir. Çünkü şöyle düşünüyorlar: Türkiye bir İslam ülkesidir. Ve Türkiye´de de bunu İslam ülkesi diye görmek isteyen çok kuvvetli bir lobi var. Yani Türkiye´yi bir İslam ülkesi olarak göstermek ve böyle kabul etmek, böyle değerlendirmek. Böyle değerlendirince Türkiye kültürel bakımından Avrupa´dan farklılaşmış oluyor. Bu farklılaşmayı ben reddediyorum. Çünkü böyle bir şey, Türkiye´nin çoğrafi ve tarihi gerçeklerine uymuyor. Yani Türkiye sadece ve sadece bir İslam ülkesi değil. Türkiye tarihi olarak Avrupa´nın da Asya´nın da bir parçası, aynen Rusya´nın olduğu gibi.

Dolayısıyla, bunları çok gerçekçi bir gözle görmek lazım, gerçekçi bir pencereden bakmak lazım. Bunun bence polemiğini yapmamak, Türkiye´nin talep ettiği parayı da tabiri caizse at pazarlığı şeklinde tanımlamamak lazım. Bu mültecilerden dolayı Türkiye´nin üzerindeki mali yük çok fazla. Bu fazla yükü uluslararası toplum paylaşmak mecburiyetinde. Türkiye mülteci konusunda elini çekerse o zaman sadece köprü haline gelir. Ve köprü olarak olduğu gibi üzerinden geçen bütün mültecileri Avrupaya pass eder. Bu da Avrupa´nın hiç işine gelmez. Şimdi Avrupa burada elini taşın altına koyup bunların mali masraflarını yüklenmek mecburiyetindedir. Yani Avrupalılar için bu bir mecburiyettir, yoksa Türkiye´ye verilmiş bir lütuf değildir.

 



Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

Yapay zeka teknolojisi finans sektörünün geleceğini belirlerken yasal düzenlemelerden hayata geçen uygulamalara kadar çok sayıda yenilik hem sektöre hem de son kullanıcıya fayda sağlıyor.

Teknoloji

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

AVRASYA BİR VAKFI BİLİM TEKNOLOJİ DERNEĞİ KONFERANSI (27 NİSAN 2024)

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile ticaret tartışmalarına noktayı koydu: O iş bitti

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

İsrail'in "konforlu mağduriyeti"

Meteoroloji'den 44 ile toz taşınımı uyarısı! Göz gözü görmeyecek

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasından endişe ediliyor

MHP lideri Bahçeli: Yeni bir dünya savaşı cinayettir

Vücutta kolay morarma o hastalığın habercisi olabilir!

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sıcaklıklar 30 derecenin üzerine çıkacak (Bu hafta hava nasıl olacak?)

TBMM açılıyor: Gündemde kripto para düzenlemesi var

Yerel seçim dünya medyasında: İstanbul 'büyük ödül', muhalefeti bekleyen tehlike

Avrupa bu itiraf ile çalkalanıyor... Polonya Başbakanı Tusk'tan savaş uyarısı: Hazır değiliz!

Yükleniyor