ABD Başkanı Barack Obama, Amerikanın Ortadoğudaki ulusal çıkarlarını gerekçe göstererek, Mısıra yeniden ileri teknoloji ürünü silah ve teçhizat satma kararı aldı. Bu kararda, bölgede son yıllarda karmaşık sorunlar çıkmasının etkisi büyük. Amerikanın Sesi, Washingtonun Ortadoğuda hem demokrasilere destek verme, hem de terör tehditleriyle mücadele etme politikaları arasında kurmaya çalıştığı hassas dengeyi inceledi.
Washington ulusal güvenlik çıkarlarını gerekçe göstererek, Mısırın insan hakları ve demokrasi ihlallerini göz ardı etti ve bu ülkeye yeniden F-16 uçakları, Harpoon füzeleri ve Abrams tanklarına ait parçaları satacağını açıkladı.
İnsan Hakları İzleme örgütünün Washington temsilcisi Sarah Margon, Amerika Mısırda insan hakları ve güvenlik kuvvetlerinin şeffaflığı konusunda ilerleme için baskı yapmazsa, bunun daha çok kişiyi aşırı görüşlü gruplara katılmaya teşvik edeceğini söylüyor: Eğer, Amerikaya katılıp tüm enerjinizi IŞİDle ve ilgili diğer terör tehditleriyle mücadeleye verirseniz, ülkenizdeki diğer sorunlar göz ardı edilir. Bu hiç kuşku götürmez. Tüm bölgede de benzer şeylere tanık oluyoruz.
Amerikanın eski Bağdat ve Ankara büyükelçisi James Jeffrey, Ortadoğunun birçok bölgesinde çok sayıda sorun çıktığını, IŞİD gibi bir tehlikenin ortaya çıkmasının da Washingtonu alışılmışın dışında ittifaklara zorlayabileceğini söylüyor: Yönetim bölgedeki ulus devletler ve liderlerle ilişkilerini ilerletmek için daha çok çaba sarf etmeli. Belki onlarla ilgili her şey hoşumuza gitmeyebilir, ama hepimiz Kuzey Afrikadan Pakistana kadar uzanan bölgede ortaya çıkan güçlerin tehdidi altındayız.
Belki Mısıra son silah satışı bölgedeki güç dengesini ciddi ölçüde değiştirmeyebilir, ancak Washingtonun Ortadoğuda sürekli değişen çatışmalara karşı istikrarı tercih ettiği mesajı verebilir.
Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanlarından Aram Nergizyan, Amerikanın bölgede çok da işe yarar bir politika seçeneği kalmadığını söylüyor: Amerika Mısırla ilişki kurmak istiyor. 80 milyonluk ülkenin nüfusu belki de 2030da 100 milyona çıkacak. Bu da demografik açıdan Mısırı en büyük Arap ülkesi, istikrar açısından da önemli bir devlet yapıyor.
Mısırın ne kadar istikrar unsuru olabileceği belirsiz.
Yine de Mısırı, Suudi Arabistan gibi Amerikanın diğer geleneksel müttefikleri içinde görmek, en azından bölgesel statükoya meydan okuyan İran ve diğer güçlere karşı birleşik bir cephe oluşturulduğu görüntüsü vermiş olacak.