Almanya Başbakanı Angela Merkel, mülteci krizini çözmek için Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ikili yakın çalışma yürütmüştü. Davutoğlu´nun koltuğunu kaybetmesi ve AB tarafında ise Avrupa Parlamentosu´nun mülteciler konusunda Türkiye ile varılan mutabakata direnmesi nedeniyle Merkel şimdilerde zor durumda kalmış gibi görünüyor.
Gözler Angela Merkel´in, Birleşmiş Milletler (BM) Dünya İnsani Yardım Zirvesi kapsamında 23-24 Mayıs´ta İstanbul´da yapacağı temaslara çevrildi. Suriyeli mültecilerin durumunun da ele alınacağı zirve nedeniyle Merkel gibi diğer Avrupalı liderler de İstanbul´da olacak. Merkel´in, zirvede krize çözüm açısından Türkiye ile varılan mutabakata AB´nin sadık kalması için çaba harcaması bekleniyor.
Türkiye ile AB arasında Aralık 2013´te imzalanan “Geri Kabul Anlaşması” ile Ankara´nın Türkiye üzerinden kaçak yollarla Avrupa´ya giden mültecileri geri alması bunun karşılığına da Avrupa´nın Ekim ayından itibaren Türk vatandaşlarına vize serbestliği hakkı tanıması öngörülüyor. Vize serbestisi için Türkiye´nin, AB´nin istediği 72 kriteri de yerine getirmesi bekleniyor.
Bu kriterlerden terörle mücadele yasasının değiştirilmesi konusu halen en büyük pürüzü oluşturuyor.
Prof.Dr. İmer: “Merkel bütün gayreti gösterecektir”
Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü´nden Prof.Dr. Sencer İmer, Merkel´in AB ile Türkiye arasındaki anlaşmanın bozulmaması için neden çaba harcayacağını şöyle değerlendirdi: “Bu geri dönüş anlaşması kesin olarak Almanya ve AB´ye fayda sağlamış, Yunanistan´ı kurtarmıştır. Buna karşılık Türkiye, mültecilerin yığıldığı bir yer haline gelmektedir. Türkiye´nin aldığı Suriyeli mültecilere karşılık AB ülkeleri de Suriyeli mülteci alacak. Ama diğer ülkelerden gelmiş Afgan veya Kuzey Afrika kökenli mülteciler için hiçbir söz yok. Türkiye burada bunların yığıldığı bir ülke haline gelecektir. Tek taraflı fayda sağlayan bir anlaşma olduğu açıktır. Avrupa Parlamentosu´ndaki (AP) o çatlak sesler ise AB´nin çıkarlarına terstir. Bayan Merkel çok zor durumda kalır. O yüzden de Merkel, bunu halletmek için elinden gelen bütün gayreti gösterecektir. Türkiye´ye bu süreçte bir takım dersler vermeye çalışmak yanlış bir yaklaşım olur. AB´nin zaten Türkiye´yi alacağı şüphelidir. Türkiye´ye ikide bir de bir takım sopalar öne sürülmesi yanlıştır.”