Afrika İçin Yarış: Yarışta Türkiye de Var

Afrika İçin Yarış: Yarışta Türkiye de Var

Türkiye Cumhuriyeti, Afrika kıtasında 31 ülkede diplomatik temsilcilik açtı ve bazı ülkelere maddi yardımlarda bulunuyor. Ankara artık gelişmekte olan ülke statüsü ile Almanya gibi ülkelerden yardım almaya gerek duymuyor. Son yıllarda ço

ASAM

Büyükler, genç ve artan nüfusları var. Altyapı ve eğitime yatırım yaptılar. Ayrıca Batı’nın onlara imreneceği oranda büyüyorlar. Hayır, bunlar ünlü BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ülkeleri değil. Bunlar Asya, Güney Amerika ve Afrika’da bulunan ikinci dalga ülkeler ve hızla büyüyorlar.

Batı belirsizlik içinde kalmaya devam ederken ve BRIC ülkeleri bile düşüşe geçmeye başlarken dikkatler bu ülke grubuna dönüyor. Bunların çoğu kısa bir süre önce kaba bir şekilde işe yaramaz olarak sınıflandırılmıştı. Ancak 2013 için büyüme rakamları açıklandığında en iyi 20’yi bu ülkeler kapatacak.

Küresel ekonominin değişen yüzü, hızla büyüyen bir ölçekte sorunları çözmek için düzenlenen zirvelerde kendini gösteriyor. 2000’li yılların ortaları itibarıyla Çin ve Hindistan’ın varlığı olmaksızın dünya ekonomisinin geleceğini tartışmak olanaksız hâle geldi. 2008’in sonlarında ikinci bir büyük buhran yaşanınca G20 kuruldu. Bu oluşum, yalnızca G8 ve BRIC ülkelerini değil, aynı zamanda Endonezya, Türkiye, Güney Kore, Meksika, Arjantin ve Güney Afrika Cumhuriyeti gibi stratejik olarak daha önemli gelişmekte olan ekonomileri de kapsıyordu.

Son gelişmeler gösteriyor ki konferans masasına yakında daha çok koltuk koymak gerekebilir. Vietnam gibi gelişmekte olan bazı ülkeler 2007-2008 mali krizinden bu yana ihracatlarına dönük Batı’daki talep düşüşüyle birlikte ağır sarsıntılar yaşadılar, diğerleri ise güçlü büyüme oranlarını sürdürebildiler.

PricewaterhouseCoopers`ın (PwC) Başekonomisti John Hawksworth, BRIC ülkeleri dışında güçlü uzun vadeli büyüme potansiyeline sahip ülkelerin mevcut olduğunu söylüyor. Hawksworth, 2050 itibarıyla Türk ekonomisinin İtalya’nınkinden büyük ve Avrupa’nın en büyük ekonomilerinden biri olmasını bekliyor.

Japon Dış Ticaret Teşkilatı (JETRO) İstanbul Bürosu Genel Müdür Yardımcısı Toshihiro Nakajima, “Türkiye birkaç adım geriden, Güney Kore’ye benzer bir büyüme modelini takip ediyor.” şeklindeki görüşünü dile getirdi. Nakajima, “Endüstri genişledi ama hâlâ sığ.” vurgulamasında bulundu. Türkiye, hammadde ve malzeme gibi ara ürünlerin birçoğunda ithalata bağımlı olduğundan yapısal ticaret açığından muzdarip. Türkiye, Japon şirketlerin küresel deneyimini ve teknolojisini istiyor ancak genel olarak sanayi ülkeleri, Türkiye’de satış yapmaya istekli ama yatırıma olumlu bakmıyorlar.

İtalya`dan Uluslararası İlişkiler Enstitüsünden Nathalie Tocci ve Avrupa Dış İlişkiler Konseyinden Dimitar Bechev yazdıkları bir makalede, 'Türkiye kendisini güçlü hissediyor. Ancak artık Avrupa`nın kenarında değil, -Kuzey Afrika ve Orta Doğu`dan Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Asya`ya kadar uzanan- kendi dünyasının merkezinde güçlendiğini hissediyor.' şeklinde görüş bildiriyor.

Ankara TOBB Üniversitesinden Şaban Kardaş, 'Suriyeli Kürtler, bağımsızlık mücadelelerini ileri boyuta taşıyorlar. Suriye`nin ‘Balkanlaştırılması’, güçlü bir ordusu olan Türkiye`nin ulusal çıkarları temelinde müdahalede bulunma hevesini artırabilir.' diyor. Kardaş, ABD`nin Alman Marshall Fonu için kaleme aldığı bir analizde, 'Türkiye, ulusal söylemler ve nihayetinde bölgesel politikasını etkileyecek komplo teorileri için bereketli bir zemin.' şeklinde yazdı.

Türk şirketleri Afrika, Arabistan ve Rusya gibi dünyanın çeşitli yerlerinde her alanda girişimlerde bulunuyorlar. Türkiye’ye gelen Arap turistlerin sayılarında 2007 yılından beri yüzde 330 oranında bir artış gözleniyor. İstanbul’daki lüks otellerin özellikle Katar ve Bahreyn’den gelen turistler tarafından tercih edildiği görülüyor.

Türkiye Cumhuriyeti, Afrika kıtasında 31 ülkede diplomatik temsilcilik açtı ve bazı ülkelere maddi yardımlarda bulunuyor. Ankara artık gelişmekte olan ülke statüsü ile Almanya gibi ülkelerden yardım almaya gerek duymuyor. Son yıllarda çok sayıda Türk şirketinin dünyanın çeşitli ülkelerinde genişledikleri ve girişimlerde bulundukları görülüyor.

Güney Afrikalı firmalar yeni piyasalara ilk gelenler olmakla ünlüdürler nitekim geçen yıl Güney Afrikalı iki şirket Türkiye`de alım yaptı. Medya devi Naspers Türkiye`nin online alışveriş sitesi Markafoni`nin yüzde 70`ini ve SAB, Anadolu Efes`in yüzde 24`ünü aldı. Bu alımlar tek yönlü değil elbette. Türkiye`nin beyaz eşya markası Arçelik, Güney Afrika ile sahraaltı Afrika`sında yayılmak amacıyla Defy Appliances`ı satın aldı. İki ülke arasındaki ticaret son on yılda yüzde 800`den fazla arttı.

Türk Hava Yolları’nın Johannesburg aktarmalı Cape Town-İstanbul uçuşlarıyla giderek artan sayıda Güney Afrikalı, İstanbul`u bir bağlantı merkezi olarak kullanıyor ve ayrıca tatil için Türkiye`yi tercih ediyor.

Son 10-12 aylık süre zarfında Türkiye, elindeki tüm imkânları kullanarak hem ticaret alanındaki anlaşmaların netliği, hem lojistik ve ulaştırma alanlarındaki ticaretin geliştirilmesi, hem de üretim faaliyetlerinin çeşitliliği açısından Kuzey Afrika ülkelerinin ayrıcalıklı muhatabı olarak yerini aldı.

Türkiye`deki serbest bölgelerin tüm ticari faaliyetlerinin yüzde 40`ı iç piyasaya yönelik. 13,5 milyar dolarlık ticari faaliyetin 5,3 milyarlık kısmı, iç pazarda gerçekleştirilen ticaretten oluşuyor; 4,9 milyalık kısmı ise OECD ve AB ülkelerine yönelik gerçekleştiriliyor. Ayrıca 1 milyar 19 milyon dolar Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkeleri yönünde gerçekleştiriliyor; ayrıca 655,5 milyon Bağımsız Devletler Topluluğu ile ticaretten, 16,5 milyarı AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerinden, 1,4 milyarı da dünyadaki diğer ülkelerle yapılan ticaretten kaynaklanıyor. Sektör bazında ele alınacak olursa serbest bölgelerdeki ticaret hacminin yüzde 95`i, 12,9 milyar dolarla sanayi sektöründe kaydediliyor. Geriye kalan 548 milyon dolar tarım sektöründeki 26,5 milyon dolar da madencilik sektöründeki faaliyetlerle bağlantılı.

Ancak son aylar zarfında ekonomik ve endüstriyel karışım derinlemesine değişti: Arap baharı diye adlandırılan gelişmeyle bağlantılandırılabilecek siyasi ve toplumsal dengesizlik süreci Akdeniz`de; ekonomik, üretime yönelik ve endüstriyel faaliyetlerin (aynı zamanda Kuzey Afrika ülkelerinin ekonomilerinin kalkındırılması yararına da olmak üzere) yoğunlaştırılabileceği güvenli alanların tespitini zorunlu kıldı.

Ankara, teorik olarak öncelikle İtalya`nın kapasitesinde olabilecek fırsatları değerlendirmedeki esnekliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye, son yıllar zarfında dış politikasını derinlemesine değiştirerek Avrupa Birliği ile Kuzey Afrika`dan Orta Doğu`ya varıncaya kadar Arap ülkeleri arasında doğal bir bağlantı fonksiyonu elde etti.

10 yıllık süre içerisinde Türkiye`nin GSYİH`sı 2000`deki 266 milyar dolardan 2011`deki 763 milyar dolara fırladı. Dünya Para Fonunun tahminlerine göre 2011-2016 döneminde Türkiye`nin kişi başına GSYİH`sı, yılda ortalama yüzde 7 oranında büyüme gösterecek. Türkiye, 1990 ila 2010 arasında enerji tüketimini iki katından fazlasına çıkardı ve Güney Akdeniz`de enerji tüketimi bakımından birinci ülke durumuna geldi. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 68`inin ve dünya doğal gaz rezervlerinin yüzde 75`inin merkezinde yer alan Türkiye, sahip olduğu doğal enerji transit platformu rolünden istifade ediyor ve kendisine bölgesel bir merkez rolü oluşturuyor. Ülkenin bu özel durumu, enerji transferi konusunda Türkiye açısından bir dizi fırsatın önünü açıyor. Bu bağlamda en önemli fırsat, doğal gaz piyasasına bağlı gibi görünüyor: Hem Avrupa`nın doğal gaz taleplerine ilişkin perspektifleri hem de çevre ülkelerde kendi üretim perspektifleri, bu ülke için bölgesel bir doğal gaz merkezi olarak parlak bir gelecek görülmesine imkân sağlıyorlar. Doğal gaz bakımından bu söylenilenler hâlihazırda yaşanıyor ve gitgide daha yoğun şekilde gelecekte de yaşanacak.

Kayda değer miktarlarda kanıtlanmış doğal gaz rezervleri barındıran Hazar Denizi bölgesine iki adım mesafedeki Türkiye, bölgedeki en önemli rezervlere sahip Türkmenistan`la (bu ülkeyi Kazakistan, Özbekistan ve Azerbaycan izliyor) ayrıcalıklı ilişkiler gerçekleştiriyor. Bunların hepsi, Türkiye`nin denize açılan doğal nokta olarak kendisini sunduğu ülkeler. Enerji, serbest bölgeler, diplomatik ilişkiler... Güçlü Kapı geri döndü.

Bir zamanların kayıp kıtası- bugün çok revaçta: Avrupa ve Asya devletlerinin izine şimdilerde Türkiye de katılarak AB ve Çin`e rakip oluyor. Türkiye, AB ve Çin gibi ülkelerle Afrika kıtasındaki pazar ve ham madde için rekabet ediyor. GIGA Afrika Enstitüsü Direktörü Andreas Mehler, yeni ticari angajman nedenlerinin, enerji, petrol, doğal gaz ve diğer değerli maden, mineral ham madde ve elbette tropikal ağaç gibi doğal ham maddelerden kaynaklandığını belirtiyor. Ülkeye ilgi duyan yeni aktörler arasında özellikle Çin, Japonya, Hindistan, ABD ve AB yer alıyor.

Afrika`daki AB: Engellere Dolu Yakın İş Birliği

AB, bu konuda Türkiye`den bir adım önde ve Afrika`nın en önemli ticari ortağı. AB`nin öncelikli ilgi alanları arasında yeni pazarların kazanılmasının yanı sıra Afrika`nın doğal gaz gibi önemli kaynaklarından yararlanma fikri yatıyor.

AB`nin Aralık 2007`de gerçekleşen AB-Afrika zirvesinde bu ülkelerle olan ilişkilerini yeniden canlandırma çabası başarısızlığa uğradı. ACP ülkeleri arasında imzalanan Ekonomik İşbirliği Anlaşması (EİA) ile AB`nin Afrika ürünlerine ihracat kısıtlamalarının kaldırılması, buna karşılık Afrika ülkelerine pazarlarını açması amaçlanıyordu. Çok sayıda Afrika ülkesi kalkınma düşmanı olduğu gerekçesiyle bu anlaşmaya imza atmayı reddetti. Afrika uzmanı Mehler için bu durum şaşırtıcı değil. EİA`ların Afrika`ya sadece artı değer katmadığı ve üzerinde tartışılmadığı bir gerçek. AB`nin Afrikalıların ihtiyaçlarına hitap etmediği de bir başka gerçek.

Çin, Afrika`yı Pazar Olarak Keşfediyor

AB`nin kuşkucu bakışlarına rağmen Çin de gözünü Afrika kıtasına dikmiş durumda. Pekin, hiç kuşkusuz ham madde yönünden zengin olan Afrika ülkeleriyle bu nedenle ticari ve stratejik ilişkilerini derinleştirme arayışında. Çin endüstrisinin doğal gaza olan susamışlığı, onu, öncelikli hedefleri arasına yerleştiriyor. Mehler, Çin`in ürünlerine yeni pazar arayışı ve uluslararası arenadaki prestijini güçlendirmek gibi nedenlerin de bunlar arasında gösterilebileceğini söylüyor.

Mehler, Çin`in, Afrika politikasında başarılı olmasını pragmatik olmasına borçlu olduğunu söylüyor. AB ile mukayese edildiğinde de daha basit bir partner ve olayları zora sokmuyor. İkili ilişkilerde ticarete ağırlık veriyor, buna karşın demokrasi ve İnsan hakları gibi soruları, ülkenin egemenliğine atıfta bulunularak olayın dışında tutuyor. Bu durum Afrikalı iktidar sahiplerinin Çin ile olan ilişkilerini teşvik ederken AB ile olan ilişkileri olumsuz etkiliyor.

Mehler`e göre Çin`in başarısı yakında son bulabilir. Ağırlıklı olarak Afrikalıların egemenliğinde olan bazı sektörlerde örneğin: Tekstil sektöründe rekabet korkusu şimdiden hâkim. Afrikalı üreticiler şimdiden Asyalı rakiplerince pazarın dışına itildi bile.

 



Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

Bayraktar AKINCI ASELFLIR-500 ile hedefi başarıyla vurdu

Bayraktar AKINCI, Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi’ni kullanarak deniz üstünde seyreden Albatros İDA’yı başarıyla imha etti.

Teknoloji

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasından endişe ediliyor

MHP lideri Bahçeli: Yeni bir dünya savaşı cinayettir

Vücutta kolay morarma o hastalığın habercisi olabilir!

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sıcaklıklar 30 derecenin üzerine çıkacak (Bu hafta hava nasıl olacak?)

TBMM açılıyor: Gündemde kripto para düzenlemesi var

Yerel seçim dünya medyasında: İstanbul 'büyük ödül', muhalefeti bekleyen tehlike

Avrupa bu itiraf ile çalkalanıyor... Polonya Başbakanı Tusk'tan savaş uyarısı: Hazır değiliz!

Rusya, Ukranya'nın en büyük özel elektrik şirketine saldırdı

İsrail ordusu Halep'i vurdu: 38 kişi öldürüldü

Türkiye’nin iç sorunu bir PKK’dan Avrupa’nın sorunu bir PKK’ya

STK’LAR YILDIZ HOLDİNG’TE BULUŞTU

Ukrayna: Rusya, başkent Kiev'e seyir ve balistik füzelerle saldırdı

Rus istihbaratı: Fransa, ilk etapta 2 bin askeri Ukrayna'ya göndermek için hazırlık yapıyor

Erdoğan'ın iftar yemeğinde sarf ettiği cümle Yunanistan'da tepkiyle karşılandı! Hükümete çağrı yaptılar

MİT PKK'nın sözde İran sorumlusunu Kandil'de etkisiz hale getirdi

Yükleniyor