Avrupa´da bilgisayar programlama dersleri ilköğretim müfredatına giriyor

Bazı Avrupa ülkelerinde bu sorulara hızlı cevaplar veriliyor. Bazı Avrupa ülkelerinde ilkokul öğrencilerine temel eğitim vermeye başladılar bile. Hatta Fransa´da bir proje, bunun okul öncesi eğitim çağında da uygulanacağı iddiasında.

Robotlar çocukların bir hayli ilgisini çekiyor. Televizyonda sürekli görünüyolar ve pek çok çocuğun odası sevimli primo robotlarla dolu. St Etienne´deki Tardy Anaokulu´ndaki çocuklar da bu robotların tutkunlarından.

Leila Gelas, Öğretmen:“Çocuklar için çekici çünkü onları televizyonlarda çizgi filmlerde görüyorlar. Bu bir oyuncak sonuçta. Kullandıkları birşey deği. Eğlendikleri, çekici bir oyuncak.”

Robotun uzaktan kumanda kutusu, renkli oyuncak çiplerden oluşuyor. Ama bir bilgisayar mantığı ile çocuklar renkli taşları kulanarak oyunlarının bir parçası olan kumanda aletini kullanabiliyor, robotu farklı yönlere hareket ettirebiliyorlar. Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri´nde programlama derslerinin ilk öğretimde başlatılması, düşünülüyor.

Oyuncak robotlar çocuklar için pedagojik açıdan çok önemli

GPS, cep telefonu, kendi kendine çalışabilen elektrikli süpürge ve benzeri ev eşyaları. Çocuklar artık bu eşyaların olduğu evlerde büyüyor.

Yassine Serhrouchni, Proje Yöneticisi, Generation Robots: “Bir robotu bir öğrenciyle tanıştıran öğretmenin çocuklara gün boyunca robotların çalışması ile ilgili söyleyecekleri çok önemli. Öğretmenler çocukların, robotların nasıl programlandığına dair düşünmelerini, bilgisayar bilimi ve matematik hakkkında fikir edinmelerini sağlamalı.Robotlar pedagojik açıdan çok önemli.”

Enformasyon Teknolojileri alanındaki büyüyen talep bu alandaki bilimsel çalışmaları her geçen gün daha önemli kılıyor. Peki bugün öğrenilen bir programlama dili yarın eskiyorsa ne yapılmalı?

Yassine Serhrouchni:“Teknolojiler değişir ama arkasındaki temel ve mantık hep aynıdır. Bugün belirli bir programlama dili veya teknolojik veriyi orta okulda öğrenmek çok önemli değil. Ama programlama yolu ile yaklaşım tarzını ve problem çözme metodunu öğrenmek bir hayli önemli.”

Bilgisayar teknolojileri dünyasında erkek egemenliği var

Bugün IT alanında çalışanların çoğu erkek. Ama bu trendi tersine çevirmeye çalışan, Enformasyon Teknolojileri alanındaki bu cinsiyetçi farkı kapatmaya çalöışan bazı projeler var.

Bunlardan biri Macaristan´da. Budapeşte´den 200 kilometre uzakta Szeghalom´da, 13 yaşındaki Szonja takıları seviyor ve yaşıtlarının olduğu gibi, farklı giysileri olmasını istiyor. Ama yaşıtlarının çoğundan bir farkı da var, bilgisayarlar ve programlama dilllerine olağanüstü meraklı.

Szonja, Öğrenci:“İlk başlarda erkekler benim garip olduğumu düşünüyorlardı. Erkeklerin önce, benim programa dili ile ilgili olabileceğim düşüncesine alışmaları çok kolay değildi. Kodlar girerek birşeyler yaratmak müthiş. Herkesin anlayabileceği birşey de değil. Bir kaosun içine bir şeyler yazıyorsunuz ve oradan birşeyler çıkarıyorsunuz. “

Szonja programlama alanındaki eğitimi için haftada iki kez yaşadıkları kasabadan Budapeşte´ye gitmek zorunda. Onu arabayla götürüp getiren annesinin buna bir itirazı yok. Çünkü kızının geleceği için bunun önemli olduğunu söylüyor.

Teknoloji firması Prezi´nin girişimiyle başlatılan Programcı Kızlar projesinde Szonja bir grup genç kızla birlikte eğitim alıyor. Gittikçe büyüyen projeye bir sivil toplum örgütü de partner olarak katıldı.

Sivil toplum kuruluşunun yetkilileri Enformasyon Teknolojileri sektörünün ağırlıklı olarak erkeklerin hakimiyeti altında olduğunu, buradaki kadın sayısının olması gereken sayının çok altında olduğunu söylüyorlar .

Kızlar burada Processing isimli bir programlama dili çalışıyorlar. Kızların bu işe uygun olmadığı yönündeki saçma önyargılardan birini de yıkmış oluyorlar.

Bir tuşla duyguları yönetmek mümkün mü?

Günün birinde bir tuşa basarak bir konudaki motivasyonumuzu artırmamız mümkün olabilir mi?

Ya da iki ayrı kıtadaki insanın vücutlarının iletişimini sağlamak?

Bazı bilim adamlarına göre bunlar yakında bilim kurgu olmaktan çıkacak. Hollanda ve Kanada´da bu alandaki çalışamalara bakalım.

Beynin ele geçirilmesi (hacking) çalışması aynı anda Amsterdam ve Montreal´da yürütülen bir projede deneniyor.

Sanatçılar, bilim adamları, felsefeciler, tasarımcılar ve bilgisayar dahileri bu çalışma için toplandılar.
Projede açık kaynak kodlu yazılım ve donanım kullanıyorlar. Teknolojiden bir akıl ortaya çıkarmayı hayal ediyorlar.

Martijn Arts, Organizatör:“Rembrandt´ın zamanında insan vücudunu keşfetmiştik. Kol ve bacaklarımızdaki mekanik işleyişi çözmüştük. Şimdi de insanın zihnini çözmeye çalışıyoruz. Elbette insan zihni bilgisayardan farklı. Ama şimdi bilgisayarları, teknolojik imkanları kullanarak onu keşfetneye çalışacağız.”

Yannick Roy, BCI Montreal Kurucusu: “Şimdi ben gözlerimi kapatıp rahatladığımda beynim bir hareket üretecek ve bu hareket kas uyarısına dönüşecek Ve kolumu kaldıracağım. Daha sonra bu hareketi Amsterdam´da bulunan birinin sinir sitemini uyararak ona yaptırmaya çalışacağız.”

Şimdi Montreal ile Amsterdam arasında kıtalararası bir bağlantı için herşey hazır. Birbirini tanımayan iki ekip bu deneyi yapacak. Amaç, bir bilgisayarla iletişim halindeki birinin beyninden üretilen sinyaller ve kas sisteminden kaynaklanan hareketlerle okyanusun diğer tarafındaki birinin kolunu hareket ettirmek.

Pieter van Boheemen, Biyoteknoloji Uzmanı: “Örneğin, spor testlerinde ya da cerrahi alanlarda vücudunuzda bir program çalışırken başka birisinin etkisiyle nasıl hareket sağlanacağını biliyoruz. Mesela, birisi çok güzel resim yapıyor. Siz de o kişiden bunu öğrenmek istiyorsunuz. Hayal edin o kişinin beynine vücudunuzu kabloyla bağlıyor ve hareketleri, neler yapmanız gerektiğini öğreniyorsunuz.”