Brüksel Uyuyor´mu Yoksa Bilgisiz´mi

Carl Bildt

--Demokratik Değerler Üzerine İnşa Edilmiş Bir Bölgede Darbelere Yer Yok--

Brüksel uyuyor mu yoksa sadece bilgisiz mi? Avrupalı liderlerin 15 Temmuz günü Türkiye´deki darbe girişimine kayıtsız bir şekilde cevap vermesinin ardından işte bu soru soruluyor.

İsyancı askerî birliklerin başarılı olduğunu ve bir çeşit askerî-siyasi cuntanın Türkiye´de devlet gücünün araçlarını eline geçirdiğini düşünün.

Darbeci güçler, muhalif gösterileri bastırmaya çalışırken Ankara ve İstanbul sokaklarında büyük kan aktığını görecektik.

Türkiye´de başarılı bir darbe, büyük ihtimalle ülkeyi iç savaşa sürükleyecekti. Bunun sonuçları da uçsuz bucaksız olacaktı.

Darbe gecesi olayları kınamak ise AB´nin biraz zamanını aldı. Ortalarda, anayasal düzenine karşı en büyük tehditle henüz karşı karşıya kalmış bir aday ülkeye destek vermek üzere Türkiye´ye giden kıdemli bir AB temsilcisinden eser yoktu.

Avrupalı liderler, bunun yerine Gülen hareketi ile bağlantılı olduğu düşünülen her unsuru iktidardan temizlemek için Türk yetkililer tarafından alınan tedbirleri derhâl sorgulamaya başladılar.

AB liderleri, Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi´ni askıya almayı istediğinde, Fransa´nın kasım ayında Paris terör saldırıları sonrasında aynı uygulamayı yaptığını unutarak, bunu onaylamadıklarını yüksek sesle dillendirdi.

Hiç şüphesiz, Türkiye´nin kendisini anayasal düzenini devirmeye çalışan güçlere karşı korumak üzere gerekli önlemleri alma hakkı var ve bunu da yapmak zorunda.

Avrupa, özellikle darbe ile ilgili görünmezse ahlaki otoritesini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır. AB´nin 2013´teki Mısır darbesine karşı utanç verici yaklaşımının da bu alandaki pozisyonunu erozyona uğrattığına şüphe yok.

Eğer AB liderleri, Türkiye´ye derhâl giderek darbe kâbusuna karşı desteklerini sunmuş, Türk halkını darbeyi yenilgiye uğrattığı için tebrik etmiş, Cumhurbaşkanı ile hükümetle ve Büyük Millet Meclisinin liderleriyle ve diğerleriyle oturup, Türkiye için demokrasinin ve Avrupa yolunun nasıl ortak olarak sağlanacağını tartışmış olsaydı, AB, bugün daha iyi bir konumda olurdu.

Şimdi, darbe sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile buluşacak ilk lider Devlet Başkanı Vladimir Putin olabilir. Eğer bu buluşma olursa, bu Avrupa için bir yüz karası olacaktır.(ABD.Politico-02.08.2016)