Büyük Güçlerin Uranyum Yataklarını Ele Geçirme Mücadelesi

Büyük Güçlerin Uranyum Yataklarını Ele Geçirme Mücadelesi

Moğolistan, Zimbabwe, Tanzanya, Kongo ve Doğu Türkistan... Çöl, açlık, kargaşa ve askeri darbelerle birarada anılan bu ülkeler şimdi büyük güçler arasındaki uranyum rezervlerini kontrol etme mücadelesinin tam ortasındalar.

Çin resmi makamlarının 'Şincan' diye adlandırdığı Doğu Türkistan, stratejik nadir metal yataklarına sahip ve ayrıca Çin`in dış dünyaya açılan kapısı, dolayısıyla 'nefes borusu' durumunda.

ASAM

Moğolistan, Zimbabwe, Tanzanya, Kongo... Çöl, açlık, kargaşa ve askeri darbelerle birarada anılan bu ülkeler şimdi büyük güçler arasındaki uranyum rezervlerini kontrol etme mücadelesinin tam ortasındalar.

Kaçakçılar ve ihtiyaç içindeki ülkelerin gizli servisleri; kara borsadan, el altından uranyum temin etmeye çalışırken bazı büyük ülkeler de geleceğin 'en stratejik maddesi' uranyumu tekellerine alma çabasında.

Bir kaç ay önce Moldova`da kaçakçılar, 9 milyon avroya 2 kilo uranyumu elden çıkarmaya çalışırken yakalandı. Moldova İçişleri Bakanlığı sözcüsü Chiril Motpan, 'Uranyum, Kişinev`de bir garajda bulundu. Kaçakçılar, 9 milyon avroya uranyumu elden çıkarmaya çalıştı. Soruşturma sırasında polisler maddeden bir gram satın aldı ve incelenmesi için ABD`ye gönderdi`` dedi. Sözcü, maddenin uranyum 238 olduğunun doğrulanması üzerine, zanlıların 20 Ağustosta gözaltına alındığını kaydetti.

ABD ve Rusya, petrolün yerine nükleer santralları ihdas etmek istiyor. Petrol dışı alternatif yakıt türlerine yöneliş bu planın küçük adımları. Dolayısıyla uranyum kaynaklarına ve santrallarda kullanılabilecek hale getirme teknolojisine sahip olmak, yakın gelecekte, ihtiyaç içindeki dünyanın geri kalanını kontrol etmeyi kolaylaştıracak.

Rusya`nın Uranyum Arayışı

Rusya Nükleer Enerji Devlet Şirketi ROSATOM, önde gelen uranyum üreticileri arasındaki pozisyonunu giderek güçlendiriyor. Rosatom’un bir girişimi olan Atomredmetzoloto Holding (ARMZ), Avustralya maden şirketi Mantra Resources Limited Company’nin %100 hisselerini aldı. Bu şirket, Tanzanya’da büyük bir uranyum rezervine sahip.

Uranyum çıkarma konusunda dünyanın en büyük beş şirketi arasına giren ARMZ Holding, hammadde rezervinde de ikinci sırada yer alıyor. ARMZ, Mantra Resources’un pay sahiplerine 1 milyar dolardan fazla bir para ödeyecek. Bu anlaşma sayesinde, Tanzanyalı Mkuju River Deposit’i de özvarlıklarına eklemiş olacaklar. Mkuju River’ın rezervlerinde yaklaşık 40.000 ton uranyum olduğu tahmin ediliyor. Bu projenin bir parçası olarak başlangıçta yılda 1400 ton hammadde çıkaracak olan bir uranyum arama şirketi kurulmasına yönelik planlar söz konusu.

Mkuju River Deposit dışında, Avustralyalı şirketin elinde birçok keşfedilmemiş uranyum rezervi bulunuyor ve Tanzanya ile Mozambik topraklarında bulunan bu rezervler, stratejik bir kaynak olarak kabul ediliyor ve önümüzdeki günler için ümit verici olarak görülüyor.

Tanzanya’daki rezervlerin cazibesi, uranyum çıkarmanın düşük maliyetli olmasından ileri geliyor. Marna Resources Limited Company’deki payların satın alınmasıyla birlikte, ARMZ Holding’in Rusya nükleer endüstrisine uranyum tedarik eden en büyük oyuncu haline gelmesi söz konusu. Atomic-energy.ru adlı internet portalının genel yayın yönetmeni Pavel Yakovlev’in söylediğine göre, “bu anlaşmadan elde edilecek ekonomik faydalar da çok yüksek olacak.”

Bilindiği gibi, Afrika’da –özellikle de Nijerya, Tanzanya ve Namibya’da- gerçekleştirilen projelerin geliştirilmesi göreceli olarak ucuz, ekonomik olarak da etkin. Bu satın alım sayesinde, Rus şirketi ARMZ Holding, uluslararası düzeydeki varlığını güçlendirecek ve bu varlık, sadece Rusya, Kazakistan, Kanada ve Avustralya için değil, aynı zamanda Afrika piyasaları için de söz konusu olacak.

Eski Sovyetler Birliği’nin Afrika’da stratejik çıkarlarının olduğunu biliyoruz. Şimdilerde ARMZ Holding’in de Afrika ülkelerinde birçok proje yürüttüğü bir gerçek. Bugün şunu söylemek mümkün: Rus şirket, bu alanda öncü bir pozisyon alma yolunda ilerliyor ve kısa zaman içinde Çin ve Hindistan’ın uranyum talebinin artmasıyla birlikte, bu durum daha da açıklık ve netlik kazanacak.

Avustralyalı Mantra Resources Limited Company’nin varlıklarının satın alınması ve ARMZ Holding’in Vancouver merkezli uranyum çıkarma şirketi Uranium One’ın hisselerini konsolide etmesi, aslında iki paralel süreç. 14 Aralık günü, Moskova’da alınan bir karar gereği, Rusya-Moğolistan Ortak Girişimi kurulması öngörüldü: Dornod Uranium. Bu projedeki temel yatırımlar ise, 300 milyon dolara ulaştı. Önümüzdeki sene, söz konusu ortaklık, Moğolistan topraklarında uranyum çıkarma faaliyetlerine başlayacak.

Rosatom’un planları ise, uranyum çıkarma faaliyetlerinin Rusya toprakları dışına taşırılması… Yurtdışındaki projelere yapılacak büyük yatırımlar ve Rusya’da uranyum çıkarılması ile birlikte, Rosatom’un dünya uranyum piyasasındaki kilit oyunculardan biri haline gelmesi söz konusu olacak.

Moğolistan`ın Uranyum Yatakları İçin Verilen Mücadele

Moğolistan, Doğu ve Orta Asya`da bulunan denize kıyısı olmayan bir ülke. Ülkenin kuzeyinde Rusya, güneyinde, doğusunda ve batısında Çin Halk Cumhuriyeti vardır. Moğolistan`ın Kazakistan`a sınırı olmamasına rağmen ülkenin en batısı Kazakistan`ın doğu ucuna birkaç mil uzaktadır.

Yüzölçümü 1,564,116 kilometre kare, nüfusu 2.9 milyon civarı olan Moğolistan, dünyada en büyük yüzölçüme sahip dokuzuncu ülke ve en seyrek nüfuslu ülkedir. Ayrıca Kazakistan`dan sonra denize kıyısı olmayan en büyük ikinci ülkedir. Devletin doğudan batıya uzunluğu 2367 km, kuzeyden güneye ise 1258 kilometredir. Topraklarının çoğu bozkırdır. Kuzey ve batıda dağlar vardır ve güneyde Gobi Çölü vardır. Yaklaşık olarak 2.9 milyonluk nüfusun % 30`u göçebe veya yarı göçebedir. Nüfusunun çoğunluğu Moğol olup, halkın dini Tibet Budizmi`dir. Moğollar dışında Kazaklar ve Tuvalar ülkede yaşamaktadır.

Maden kömürü, tungsten, bakır, molibden, altın, kalay ülkenin yeraltı zenginliklerini teşkil eder. Moğolistan bakır bakımından Asya’da birinci, dünyada ilk on sırada yer alır.

Maden yataklarından en çok bilineni 2001 yılında keşfedilen Oyu Tolgoi’daki bakır ve altın yataklarıdır. Günümüzde çıkarılan madenlerden en ekonomik olanları altın ve flourite`dir. 2005 yılında 25 ton altın çıkarılmıştır. Bir Kanada şirketi olan Ivanhoe Mines adlı firma Oyu Tolgoi’e 2048’e kadar 5,6 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlamaktadır. Bittiği zaman dünyanın en büyük bakır madeni Moğolistan’da olacaktır. Oyu Tolgoi bakır/altın yatağı 2001 yılında keşfedilmiştir ve 509 milyon ton %0,40 derecesinde bakır ve 0,59 gram/t altın mevcuttur. Halihazırda işletilmeyi bekleyen çok sayıda altın madeni mevcuttur.

Uzun yıllardır kendi halinde yaşayan Cengizhan`ın ülkesi Moğolistan şimdi, üç büyük gücün arasında. Ülkenin geniş bozkırlarında şimdi Çin, Rusya ve Japonya arasında kıyasıya bir mücadele yaşanıyor. Bunun sebebi ülkenin sahip olduğu uranyum yatakları.

Moğolistan ve Uranyum

Moğolistan’da uranyum araştırması 1945’te başladı. 6 uranyum yatağı, 100’den fazla uranyum buluntusu ve 1.400’ün üzerinde radyoaktif çökelti bulundu. 1970-90 yılları arasında hızlanan uranyum çıkarma çalışmaları dünya piyasalarında uranyum fiyatının düşmesi ile sona erdi. Günümüzde en büyük rezerv Dornod’dadır ve buradan 1987’den bu yana yılda 100.000 ton uranyum çıkarılmaktadır. Dornod’daki madenin lisansı Adams Mining adlı şirkete aittir.

Ülkenin Sosyalist rejimle yönetildiği dönemde, Mardai uranyum kaynakları Sovyetler Birliği tarafından işletilmekte idi. Dünya piyasalarında uranyum fiyatlarının düşmesi nedeniyle, söz konusu kaynakların işletilmesi 1996 yılında durdurulmuştu.

Japon firması Marubeni’nin Mardai ve Gurvanbulag uranyum kaynaklarından uranyum çıkarma faaliyetlerine 2012 senesinde başlayacağı ve anılan firmanın bu proje için 430 milyon dolar yatırım yapmayı planladığı bildirilmektedir. Söz konusu uranyum yataklarından çıkarılacak 62 bin ton uranyumun Japonya’daki nükleer enerji santrallerinin yedi yıllık ihtiyacını karşılayabileceği ifade edilmekte.

Moğolistan’dan uranyum çıkarma tavizleri

Rusya’nın Moğolistan’daki uranyum rezervlerine olan ilgisi, 1980’li yılların başlarına dayanıyor. Bu süreç, 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasından önceye uzanan bir tarih. Söz konusu dönemde, Moğolistan ve Sovyetler’in kurduğu jeoloji ekipleri, Moğolistan’ın doğu eyaletlerinde uranyum bulabilmek için kolları sıvamıştı. Varılan sonuç ise şöyle oldu: Moğolistan’da altı adet uranyum tabakası ve 100’den fazla uranyum rezervi bulunuyordu ve hepsi de henüz ortaya çıkarılmamıştı.

Moğol jeoloji uzmanlarının halihazırdaki tahminlerine göre, ülkede 60.000 metrik ton uranyum rezervi var. Rus jeoloji uzmanları ise, bu sayının daha yüksek olduğunu tahmin ediyor: 120.000-150.000 metrik ton arasında geri kazanılabilir uranyum rezervi.

Moğolistan-Rusya arasındaki ekonomik ilişkiler, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra giderek azalmaya başladı; ikili ticaret %80 oranında düştü. Çin ise, bu boşluktan yararlanarak, halihazırda Moğolistan’ın en büyük ticaret ortağı haline geldi. Moğolistan’ın ihracatının %70’inin destinasyonu, Çin haline geldi. İkinci sırada yer alan Rusya’nın ise, önemli bir avantajı var: ülkedeki petrol ithalatının yaklaşık %90’ını ve buğday ithalatının neredeyse hepsini sağlıyor.

Putin, Rusya’nın doğu komşusuyla olan ilişkilerini canlandırmak konusunda uzun bir süreden beri girişimlerde bulunuyor. Öncelikle 2000 yılında Moğolistan’ı ziyaret etti. Ardından, ilişkileri derinleştirmek için bir dizi açılımda bulundu. 2003 yılında, Moğolistan’ın Sovyetler döneminden kaynaklanan borçlarının 11 milyon dolarını (yani %98’ini) sildi. Bunun sonucunda ikili ticaret hızlı bir şekilde gelişti; 2006’da 593 milyon $, 2007’de 785 milyon $ ve 2008’de 1,3 milyar $’a ulaştı. Putin’in ziyareti, Bayar’ın kendisiyle Moskova’da görüşmesinden iki ay kadar sonraya denk geliyor. Bu ziyaret sırasında, Rusya Başbakanı, Moğolistan’ın tarım sektörüne destek olmak için 300 milyon $ düzeyinde bir hibe teklif etmişti.

Öte yandan, Rus, Japon, Kanadalı, Kazak ve Fransız şirketler, Moğolistan’ın uranyumuyla yakından ilgileniyorlar; ancak Putin’in cömertliği sayesinde, aralarındaki anlaşma perçinlenmiş durumda. Geçtiğimiz sene, Enkhbayar, ülkede görüşmeleri yeni sonuçlanan madencilik yasasının uranyum konusunda muğlak ifadeler taşıdığı gerçeğine dayanarak, Moğolistan’ın halihazırda nükleer yakıt çıkarma konusunda herhangi bir net yasal kılavuzunun olmadığını ileri sürmüştü. Dolayısıyla, “ortaklık önerileri, ancak uygun bir yasal çerçeve hazırlandıktan sonra ciddiyetle düşünülebilirdi”.

Rusya ve Moğolistan arasındaki uzlaşmadan dolayı sürüncemede bırakılan bir diğer mesele ise, Fransız şirketi Areva’nın nükleer alanda taşıdığı endişelerdi; üç sene önce Moğolistan’ın Mardai ve Sainshand uranyum madenleriyle ilgili bir mutabakat zaptı imzalanmıştı. Fransa, bu anlaşmayı kotaramadı. Oysa, Enkhbayar, 2007 Şubat’ında Paris’i ziyaret etmişti.

Öte yandan, Rusya’nın Çin ile rekabet gücü de söz konusu değil; keza China National Nuclear Corp’un yakın zamanda aktardığına göre, İç Moğolistan’daki Ordos Havzası’nda, Çin’in mevcut taleplerini karşılayacak miktarda uranyum bulunuyor.

Her ne kadar Rusya’nın “diplomatik hokkabazlıkları”, yabancı şirketlerin bu topraklardan uranyum çıkarma fırsatını yok etmiş olsa da, Moğolistan’ın maden hazinesi, yabancı yatırımcıları teskin edecek ödüllere halen haiz. Keza, ülkede önemli miktarda bakır, altın, molibden, fluorspar, uranyum, kalay ve tunsten rezervleri bulunuyor. Her ne kadar yabancı maden işletmecileri, kendilerini Moğolistan’daki uranyum rezervlerini yönetme yarışında adaletsiz bir şekilde dışlanmış gibi hissetseler de, Orta Asya’da buğday ve petrol sevkiyatlarına verilen yüksek sübvansiyonların, 300 milyon dolar değerinde bir hibenin ve borçların affının çok daha büyük önem gördüğünü anımsamalılardır. Ne de olsa Moğollar, Wall Street’in türev ürünleriyle ve karınlarını doyurabilirler; ne de evlerini ısıtabilirler.

Büyük güçlerin uranyum için hakimiyet mücadelesi verdiği diğer ülkeler şöyle:

Rusya, Kazakistan uranyumunu kaybetti

Kremlin, eski uydusu Kazakistan`ın Fransa ile girdiği yakın ilişkilerden rahatsız. Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev`in Fransa`ya yaptığı resmi ziyaret ve imzalanan anlaşmalar Rus basınında da tartışılmaya devam ediyor.

Nazarbayev`in özellikle uranyum satışı konusundaki atağı Rus basınının gündeminde öne çıktı. Pravda`nın haberine göre, taraflar arasında imzalanan uranyum anlaşması tarihi öneme sahip...

Kazak uranyumunu Rusya`nın yanı sıra Çin ve ABD gibi ülkeler de satın almak için girişimlerde bulunuyordu. Kazakistan ODKB, YevrazES, BDT, ŞİÖ gibi teşkilatlarda Rusya ile işbirliği yapmasına ve Gümrük Birliği içerisinde yer almasına rağmen, uranyumu Fransa`ya satmaya karar verdi ve bu karar Kremlin sarayını rahatsız etti.

BDT Ülkeleri Enstitüsü Orta Asya Bölüm Başkanı Andrey Grozin, Kazakistan ile Fransa arasında imzalanan anlaşmanın Rusya için beklenen bir gelişme olduğunu savunurken, askeri anlaşmaların Rusya`nın çıkarları ile çeliştiğini belirtti. Rusya`yı Kazakistan ile Singapur arasındaki askeri-teknolojik işbirliğinin de rahatsız etmesi gerektiğini iddia eden Grozin, Rusya`nın uranyuma ihtiyaç duyduğu bir dönemde Kazakistan`ın bu konuda Fransa ile anlaşmasını Kremlin sarayının yanlış politikasına bağladı.

Japonya’nın Orta Asya`daki uranyum turu

Japonya`nın Orta Asya çıkarmasında nükleer işbirliği öne çıktı, uranyum takası konuşuldu. Japonya Dışişleri Bakanı Katsuya Okada, geçtiğimiz Ağustos`ta Orta Asya toplantıları kapsamında Özbekistan ve Kazakistan`da önemli görüşmelerde bulundu. Kazakistan, Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’ın dışişleri bakanlarının katıldığı Orta Asya- Japonya toplantılarında önemli projeler ele alındı. Bölge uzmanları, Japonya`nın Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan`daki enerji kaynakları ile ilgilendiğini, özellikle de teknoloji karşılığında uranyum takası için çalıştığını belirtiyor.

Nezavisimaya Gazeta’ya konuşan Prof. Dr. Aleksey Malaşenko, Orta Asya ülkeleri içinde Kazakistan ve Özbekistan`ın en fazla yatırım çeken ülkeler olarak öne çıktığını vurguladı. Dünyanın en fazla uranyum kaynağına sahip ülkeleri içinde yedinci sırada bulunan Özbekistan Japonya’nın da ilgisini çekiyor. Ülkede 230 bin tondan fazla uranyum bulunuyor. Okada’nın Astana ziyareti sırasında da nükleer iş birliği konusu görüşüldü. Nitekim Kazak devlet başkanı Nazarbayev de uranyum ile teknolojinin takasının gerçekleşmesinin her iki ülkenin çıkarına uygun olduğunu ifade etti. İki ülke arasında ortak Summit Atom Rare Earth Company (SARECO) şirketinin kurulmasına karar verildi.

Türkiye de Uranyum Peşinde

Türkiye, bir taraftan nükleer santral kurma çalışmalarını sürdürürken, diğer taraftan da reaktörlerin yakıt ihtiyacını karşılamak için uranyum arama çalışmalarına başladı. MTA, santrallerin dışa bağımlı olacağı uranyumu Türkiye’de üretmek amacıyla 20 yıl sonra harekete geçti. Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü, önceki arama çalışmalarında yer alan emekli personelini tekrar işe çağırdı. Nükleer santrallerden enerji üretimi için uranyum şart. Eğer Türkiye, ihtiyaç duyacağı uranyumu kendisi üretemezse bu stratejik madeni ithal etmek zorunda kalacak.

Nükleer enerji için ilk adımı 60 yıl önce atan ancak bir türlü sonuçlandıramayan Türkiye, birkaç yıl içinde bu konuda büyük mesafe kat etti. Mersin Akkuyu’da santral yapımı için Ruslarla anlaşma imzalandı. Sinop’a düşünülen ikinci santral için de Güney Kore ve Japonya ile görüşmeler sürüyor. Süreç ilerlerken bu kez de hammadde (uranyum) problemi çıktı. Türkiye, üretilecek santrallerde teknoloji transferi yapılarak uzun dönemde üretim için tamamen yerli kaynak kullanmak istiyor. Uranyum madenciliğinin özel bir ihtisas gerektirdiğini belirten yetkililer, “Türkiye, uranyum üretimi olmadığı için hammaddede dışa bağımlı olacak. Bu sebeple dışa bağımlılığı azaltmak açısından uranyum arama seferberliği başlattık.” değerlendirmesini yaptı.

MTA verilerine göre, Manisa Köprübaşı, Uşak Fakılı, Aydın Küçükçavdar ve Demirtepe ile Yozgat Sorgun sahalarında ekonomik olabilecek toplam 9 bin 129 ton uranyum rezervi bulunuyor. Uranyum aramacılığı konusunda ilginç bir yol izlediklerini aktaran yetkililer, “Yıllar önce uranyum aramış uzman kişileri bulmaya çalışıyoruz. Bir kısmı ölmüş, bir kısmı emekli olmuş. Emeklilere ders verdirerek yeni nesile uranyum aramacılığını öğretiyoruz.” dedi.

5 bin MW kurulu gücünde nükleer santral için yıllık bin ton uranyum gerekiyor. Tespit edilen rezerve bakılınca Türkiye’nin nükleer santrallerde kullanılacak 10 yıllık uranyumu mevcut. Bu da 2 santral için 5 yıllık rezerve denk. Bu nedenle MTA yeni uranyum rezervleri bulmak için harekete geçti. Dünyada 370 bin megavat kurulu gücünde 434 adet nükleer reaktör elektrik üretiyor. Bu da yılda toplam 78 bin ton doğal uranyum ihtiyacı doğuruyor. 2006 yılındaki dünya uranyum üretimi 40 bin ton civarında. Aradaki 33 bin tonluk ihtiyacın bir kısmı kullanılmış yakıtlar yeniden işlenerek elde ediliyor. (ASAM)



Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

Bayraktar AKINCI ASELFLIR-500 ile hedefi başarıyla vurdu

Bayraktar AKINCI, Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi’ni kullanarak deniz üstünde seyreden Albatros İDA’yı başarıyla imha etti.

Teknoloji

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasından endişe ediliyor

MHP lideri Bahçeli: Yeni bir dünya savaşı cinayettir

Vücutta kolay morarma o hastalığın habercisi olabilir!

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sıcaklıklar 30 derecenin üzerine çıkacak (Bu hafta hava nasıl olacak?)

TBMM açılıyor: Gündemde kripto para düzenlemesi var

Yerel seçim dünya medyasında: İstanbul 'büyük ödül', muhalefeti bekleyen tehlike

Avrupa bu itiraf ile çalkalanıyor... Polonya Başbakanı Tusk'tan savaş uyarısı: Hazır değiliz!

Rusya, Ukranya'nın en büyük özel elektrik şirketine saldırdı

İsrail ordusu Halep'i vurdu: 38 kişi öldürüldü

Türkiye’nin iç sorunu bir PKK’dan Avrupa’nın sorunu bir PKK’ya

STK’LAR YILDIZ HOLDİNG’TE BULUŞTU

Ukrayna: Rusya, başkent Kiev'e seyir ve balistik füzelerle saldırdı

Rus istihbaratı: Fransa, ilk etapta 2 bin askeri Ukrayna'ya göndermek için hazırlık yapıyor

Erdoğan'ın iftar yemeğinde sarf ettiği cümle Yunanistan'da tepkiyle karşılandı! Hükümete çağrı yaptılar

MİT PKK'nın sözde İran sorumlusunu Kandil'de etkisiz hale getirdi

Yükleniyor