Cumhurbaşkanı Erdoğan İle Mülakat

Cumhurbaşkanı Erdoğan İle Mülakat

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Biz bütün halkımızı kucaklayacağımızı söyledik ve bunu alt ve üst yapıda halkımıza sunduk. Gayri Safi Milli Hasılamız 2003 yılından bu yana üç kat arttı. Bu noktaya bütün olumsuz gelişmelere r

 

El Cezire TV

SUNUCU (Ali el Dufayri): Sayın seyirciler Mülakat programına hoş geldiniz. Bugünkü ve bir sonraki bölümlerimizin konusu Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Kendisinin karakterini ve Türkiye´de gerçekleştirdiği birçok başarısını konuşacağız. Aynı zamanda 100 yıl önce dünyanın büyük bir bölümüne liderlik yapan bu diyardan bahsedeceğiz. Aslında liderlik ruhu bugünlerde yavaş yavaş geri gelmeye başladı. İlk bölümümüzde eski bir futbolcunun çevresini, hayat serüvenini ve Cumhurbaşkanı olarak zamanını nasıl geçirdiğini konuşacağız. İkinci bölümümüzde ise Türkiye´yi ilgilendiren çetrefilli sorunlar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın yönetimiyle alakalı konuları ele alacağız. Zira paralel yapıyı, başarısız darbe girişimini ve Batı ile gerginleşen ilişkiler gibi konuları el alacağız. Ayrıca Türkiye ve Cumhurbaşkanı´nın bu konulara ve Arap ülkeleri ile ilişkilere nasıl baktığını da soracağız.

SUNUCU: Sayın Cumhurbaşkanı Allah´ın selamı, rahmet ve bereketi üzerinize olsun. Öncellikle bize bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyoruz. Zamanınızdan biraz alacağız. Sayın Cumhurbaşkanı siz mütevazı bir ailede büyüdünüz. Çocukluğunuz ve gençliğinizde siyaset dünyasına geçişiniz nasıl oldu?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Siyasi hayatım yaklaşık olarak 20 yaşındayken başladı. Bağlı bulunduğum partinin gençlik kollarında yetiştim. Bulunduğum ilçenin gençlik kollarının başkanlığını yaparken ilin gençlik kolları başkanlığına seçildim. Üniversitede okurken gençlik kolları başkanlığı yaptım. Tabi bu durum 80´li yıllara kadar devam etti. O sırada 1980 darbesi oldu ve bazı şeylere yasak geldi. 1980 yılında İstanbul Parti İl Başkanlığına seçildim ve bu, 1989 yılına kadar sürdü. Aynı yılda Beyoğlu Belediye Başkanlığına aday gösterildim. Bu seçimlerde başarılı olamadık. 1994 yılında ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterildim ve seçimi kazandım. Sonra bir müddet böyle devam etti.

SUNUCU: Bu, uzun bir hayat serüveni. Ben ilk evrelerde kalmak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı, aileniz, anneniz ve babanızın etkisini merak ediyoruz. 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Tabi annem ve babam dürüst birer Anadolu insanıdır. Zengin bir ailede yetişmedim. Bir kız, iki erkek; üç kardeşiz. Ülkemizdeki şartlarda mütevazı okullarda okuduk. İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun oldum. Bunlarla beraber siyasi hayatım devam etti keza çalışmam ve evliliğim sırasında annem ve babam sürekli bana destek çıktı. Babam İstanbul´da bir tekne kaptanıydı. Çok vakur bir insandı ve haklarından feragat etmezdi. Bu şekildeki anne ve babayla yetiştik ve büyüdük.

SUNUCU: Siz İstanbul´da doğdunuz ama başka şehirdensiniz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olarak bu şehirden aklınızda kalanlar nelerdir? Bu şehirle şahsi alakanız nasıldır?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: İstanbul´dan anılarımın içerisinde olmayan bir şey bulunmuyor. İstanbul büyük bir şehir ve hatıralarla doludur. Zira dakikalar ve saatler onu anlatmaya yetmez. Tabi annem ve babam Rizeli ancak daha sonra İstanbul´a geldiler. Kasımpaşa semtinde doğdum ve orada büyüdüm. Lise yıllarımda ise Fatih semtindeydik.

SUNUCU: Deniyor ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın İstanbul´da yetiştiği için ve bu kente olan aşkından dolayı AK Partinin Türkiye ile ilgilenmesiyle beraber özellikle İstanbul ile de ilgilendi ve şehir bu devasa gelişmeye sahne oldu.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: AK Parti kurulmadan önce aynı prensiplere sahip başka partilerdeydim. Aktivite gösterdiğim bazı partiler kapatıldı. O Partiden olan arkadaşlarımızla beraber ortak bir karar alarak AK Partiyi kurduk. Dedik ki ülkemizdeki kalkınmayı sağlayacak planları koymalıyız. İlk adımımız 2001 yılında oldu. Bu adımdan 16 ay sonra Partimiz Türkiye yönetiminin başına geçti. Bu, Türkiye siyasetinde olmayan bir şeydi. Bunu başardık. Aldığımız yüzde 34´lük oyla Parlamentoda yüzde 63 oranında sandalyeye sahip olduk. O günden bu yana yüzde 60 oranının altına düşmedik. Bu çok önemli bir şeydi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı süresince büyük başarılara imza attık. Zaten İstanbul´daki başarıları elde etmeseydik İstanbul ve Türk halkından bu denli desteği alamazdık. Zira İstanbul Türkiye´nin bir özetidir.

SUNUCU: Sayın Cumhurbaşkanı siz; laik, İslamcı veya muhafazakar mısınız? Yani fikirlerinizin başladığı zamanlardan bahsediyorum şimdi değil. Siz gençken İslamcı mıydınız yoksa siyasetle uğraşan mütedeyyin veya muhafazakar mıydınız? Hangi fikirleri taşıyordunuz?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi her şeyden önce bu konuları her döneme göre değerlendirmemiz gerekiyor. Her şeyden önce bir Müslümanım ve bu, çalışmadaki ilk adımımız. Ancak hayatı boyunca gelişen bir Erdoğan söz konusu. Zira ne kadar okur ve ne kadar hayatı tadarsanız birçok şeyin değiştiğini görürsünüz. Değişim zamanında aynı yerde kalacak olursanız bu kez kaybetmiş olacaksınız. Bunu geliştirmeniz için kendinizi geliştirmeniz ve yenilemeniz gerekiyor. Biz Allah´a şükürler olsun ki bu konuda başarılı olduk. Zira meydana gelen gelişmelere göre hayata bakış açımızı farklı esaslara göre geliştirmeye başladık. Onun için mazide başarılı olmasaydık AK Partiyi kurmazdık. Nitekim bu konuları çözmek ve dünyaya yeni bir bakış açısıyla bakmak için AK Partiyi kurduk. Bu şekilde olmamız gereken yere gelmiş oluruz. Bu adımı attık ve demokrasiye yeni bir tanım kazandırdık ve dünyaya bir Müslüman´ın siyaseti nasıl ele alacağını gösterdik. Örneğin laikliğe yeni bir tanım getirdik. Laikliğin Türkiye´de anlaşıldığı gibi olmadığını söyledik. Zira laiklik, bütün din ve düşünce gruplarının istediği şekilde yaşamaları ve inandıkları gibi düşüncelerini söyleyebilmeleridir. Keza devletin bütün inançları garanti altına almasıdır. Biz bu şekilde bir yol çizdik. Bu konu bir cazibe merkezine dönüştü ve halkın teveccühü bu yönde arttı. Bu şekildeki çalışmalarımızı başarılı bir şekilde sürdürdük.

SUNUCU: Sayın Cumhurbaşkanı hayat biyografınızın olduğu bir kitap okudum ve sanırım sizi sevenleriniz tarafından yazıldığı anlaşılıyor zira hep olumlu yanlarınıza odaklanıyor. Biyografinizi okuduğumda her aşamada başarılı bir karakterle karşı karşıya kaldım. Zira belediyede, öğrenci aktivitelerinde, AK Partinin kurulmasında, ekonomide, sıfır sorun politikasında ve birçok konuda buna şahit oldum. Benim sorum şu: Ne zaman başarısız oldunuz? Ne zaman başarısız olduğunuzu hissettiniz?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: 1994 ila 2016 yıllarında 16 yıllık ve üzerinde altı yıllık bir zaman görüyoruz. Nitekim Belediye Başkanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yer alıyor. Bulunduğumuz İstanbul´u nasıl bir halde aldık ve dört buçuk yıl sonra nasıl bir noktaya taşıdık? Eğer bir inceleme zamanınız olursa o zamanlar İstanbul´da içme suyunun olmadığını görürsünüz. Keza havası kirliydi ve nefes almak zordu ve çöp dağları vardı. Biz bütün bu sorunları alt ve üstyapıyla bir buçuk ila iki yılda çözdük. İstanbul´u teslim aldığımızda iki buçuk milyar dolar borçla teslim aldım. Bir taraftan borç ödüyor ve bir taraftan bu yatırımları yapıyorsunuz. Tabii olarak halk bu gelişmelerden çok memnun kaldı ve sonrasında biliyorsunuz ben dört buçuk yıl sonra hapse girdim. Neden girdim? Halk için girdim.

SUNUCU: Onu soracaktım size? O zaman ne demiştiniz yoksa ne dediğinizi tekrarlamak da mı suç? Yani çok başarılı bir Belediye Başkanı´nı sırf birkaç beyit şiir için hapse sokacak siyasi ortam neydi?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: O zamanki yönetimler, fikir ve düşünce özgürlüğüne saygı göstermiyordu. Bu konuların iyi bir şekilde anlaşılması için arkadaşımızın iyi tercüme yapması gerekiyor. Zira ben ne dedim ki hapse gireyim? Dedim ki: “Minareler Süngü, Kubbeler Miğfer, Camiler Kışlamız ve Müminler Asker. Yer kubbe yarılsa yanardağlarla tufanlar da açılsa hiçbir şey geri adım atmamıza neden olamaz ve gurur duyduğumuz ecdadımız hiçbir gün insanı titreten olaylara karşı diz çökmemiştir. Zira Malazgirt´ten Çanakkale´ye olan zafer kapıları hatta imanın kalesi yıkılamaz. Ecdadımızın bir zaferden diğerine koşmasına neden olan şey yaşadığımız inanç birliğidir.” Olay budur.

SUNUCU: Sayın Cumhurbaşkanı, başarısız darbe girişiminden daha sonra bahsedeceğiz ancak hapis konusu o esnalarda aklınızdan geçti mi? Türklerin demokrasisinin ve ekonomik başarılarının bittiğine dair hislere hiç kapıldınız mı? Doksanlarda başladığınız yere geri gideceğinizi hiç hayal ettiniz mi o an?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Orada tek bir şey düşündüm. Ben halkı meydanlara çağırırsam halk havalimanına gelecek. Dedim ki önce halkımla bir araya geleceğim. Bulunduğum yerden helikopterle ayrıldım ve iki seçenek vardı ya İstanbul ya da Ankara. Son beş dakika kalaya kadar pilotumuz nereye gideceğimizi bilmiyordu. Son dakikada kendisine İstanbul dedim. İndiğimizde pistte 10 bin ve Havalimanı önünde 20 bin insan vardı. İnsanlar, kendi liderlerini bekliyordu. 

SUNUCU: El Cezire ekibiyle bu gelişmeleri detaylı olarak yakından takip ediyorduk.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Nasıl gördünüz?

SUNUCU: Gerçekten çok istisnai bir durumdu ve bu, insanları ateşledi keza Arap dünyasındaki insanları Türkiye´deki insanlardan daha çok ateşlemişti. Darbe girişimiyle haberdar olduğunuzda ilk aradığınız kişi kimdi?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Bana haberi ilk ulaştıran kişi eniştemdi. Ancak olayları değerlendirirken yanımda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Bey, eşim, iki kızım ve torunlarım vardı. Keza Özel Kalem Müdürüm yanımdaydı. Hep birlikte durumu değerlendirmeye başladık. Bir televizyon kanalı Özel Kalem Müdürüm ile telefonla bağlantı kurdu ve biz cep telefonu üzerinden ilk beyanatımızı verdik. FaceTime üzerinden yaptığımız seslenişle insanları meydanlara ve havalimanlarına inmesini davet ettik. İstanbul´a geldiğimizde o insanlarla bir araya geldik ve krizi oradan yönetmeye başladık. Allah´a şükürler olsun ki neticeye 16 saat sonra ulaştık.

SUNUCU: Zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Belki ilginç gelecek size ama boş vaktim olmuyor.

SUNUCU: Bunu biliyorum zira bu mülakatı yapmak için bazı konulara vakıf olduk. Halihazırda arkamda Boğaziçi´nin harika manzarası ve birçok Arap vatandaşının ziyaret noktası olan güzel İstanbul´dayız. Bu manzaranın eşliğinde siyasi hayatınıza ışık tutmaya çalışacağız. Sayın Cumhurbaşkanı, 70´li yıllarda gençliğinizde çok aktif bir şahsiyettiniz. 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Yakın siyasi tarihinizle ilgili bir bilginiz yoksa siyasi geleceğinizle bir karar vermeniz mümkün değil. Yakın siyasi tarihimizde gerçekten bir zulmün olduğunu görürsünüz. Zalimler keza mazlum ve kurbanlar vardı. Siyasette de mazlumlar vardı. Türkiye´nin yakın siyasi tarihinde Adnan Menderes ve Hasan Polatkan, Fatih Rüştü Zorlu ve arkadaşlarını görüyoruz. O dönemde birçok insan hapishanelerde zulme uğradı. Biz bunları gördük. Babam da Demokrat Partiyi seviyordu. Biz de siyasi hayata girerken bunlardan etkilendik ve bu dokunuşla Milli Selamet Partisinde yerimizi aldık ve bu şekilde bu yola devam ettik.

SUNUCU: Necmettin Erbakan birçok siyasi dönemde vardı ve uzun yıllar siyasete yön veren bir insandı. Necmettin Erbakan ve hareketinin o dönemde yaptığı hatalardan bahsedelim.

 CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi konuyu bu şekilde izah etmeliyiz: Hiçbir insan veya siyasetçi hatadan masum değildir. Zira bizim de hatalarımız var. Allah rahmet eylesin hocamızın da hataları olmuş olabilir. Ancak buradaki önemli olan husus: Bu cezayı neden aldığıdır. Hocamız Necmettin Erbakan ile partisinin aldığı cezalar adaletli değildi. Bu cezalar, hazmedemeyen, kabullenemeyen bir düşüncenin ürünüdür. Zira bu cezalar taşıdıkları düşünceler içindi. Bunları kabul etmek mümkün değil. Zira hocamız Necmettin Erbakan ile partisinin cezalandırıldığı dönemde bizler de cezalıydık. Örneğin siyaset yapmamıza yasak konuldu ve uzun bir süre bunu yapamadık. Ancak bu konuyu görmezden gelemeyiz. Zira belli bir parti neden kapansın? Nitekim siyasi düşünceleri için bir partiyi kapatıyorsanız bu bir zulümdür ve adil bir iş değildir. Suç işleyen kişiyi cezalandırın, partisini neden kapatıyorsunuz? Nitekim bir partinin milyonlarca destekçisi olabilir ve bu şekilde milyonlarca insanı cezalandırmış olursunuz.

SUNUCU: Sayın Cumhurbaşkanı, siz AK Partinin kapatılması cezasıyla karşı karşıya kalmadınız. Erbakan hocanın döneminde işlenen hatalar o partiden ayrılıp yeni bir parti kurmanıza mı neden oldu? Yani siyasi partinin kapanmasına neden olan hatalardan kurtulmak mı istediniz?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Partinin birçok kez kapanması keza kabul görmeyen parti düşünceleri arkadaşlarla yeni bir parti kurma konusunda karar vermemize neden oldu. Bu başka bir konu zira hapse girmekle bir alakası yok. Yeni partinin kurulması için birlikte aldığımız kararın nedenli doğru olduğu ortaya çıktı. Örneğin; AK Partiyi kapatmaya karar verdiler. Bu dönemde AK Partinin Parlamentodaki milletvekili sayısını biliyor muydunuz? O zaman Parlamentonun yüzde 63´ünü oluşturuyordu. Bazıları, Parlamentodaki yüzde 63´lük paya sahip bir partiyi kapatma kararı alıyor. Bu kararı neden veriyorlar? Bu, Partinin başındaki liderin şahsiyeti keza arkadaşlarının şahsiyetinden kaynaklanıyor. Söz konusu Partinin laikliğe karşı olduğunu iddia ettiler. Konunun bunlarla yakından uzaktan bir alakası yok. Bu tür insanların bu devlete bir gün faydası olmamıştır. O insanlar yargıdaki yetkilerini kullanmak suretiyle devletimizin ilerlemesinde ve varlığını ispat etmesinde gecikmelere neden oldular. Bunun bedelini ödedik. Biz 17-25 Aralık dönemine bu şekilde geldik. Keza bu mantıkla 15 Temmuz´a kadar geldik. Ancak 15 Temmuz´dan sonra Türkiye´nin hakimiyet milletinindir ve demokrasi açılımına geldiği bir noktaya ulaştığına inanıyorum.

SUNUCU: Sayın Cumhurbaşkanı, geçen 2015 yılı hariç AK Partinin ilk genel seçimde tek başına ve bir koalisyona ihtiyaç duymadan hükümeti kurmasına neden olan başarıların sırrı neydi? 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Demokrasi anlayışımız diğer partilerden çok farklıydı. Biz halk arasında bir ayrıma gitmedik; ne inanç, ne düşünce, ne ırak ne de bölge ayrımı yaptık. Bunun aksine bütün halkı kucakladık. Bundan sonra bu devlette ırk, inanç ve bölgesel ayrımcılık olmayacak dedik. Nüfusumuz 80 milyona ulaştı. Biz bütün halkımızı kucaklayacağımızı söyledik ve bunu alt ve üstyapıda halkımıza sunduk. Gayri Safi Milli Hasılamız 2003 yılından bu yana üç kat arttı. Bu noktaya bütün olumsuz gelişmelere rağmen vardık ve bu, insanlar tarafından kabul gördü. Büyüme oranlarına baktığımızda hep bir büyüme vardı zira eksiye hiç düşmedik.

SUNUCU: Nasıl oldu? Başarıdaki sır neydi?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: İki kelime. Birincisi istikrar; ikincisi güvendir. Eğer bir ülkede güven ve istikrar varsa bu ülkede büyüme kesindir. Biz de bu konuda başarılı olduk zira güveni sağladık ve istikrarı gerçekleştirdik. Bundan dolayı Türkiye, uluslararası sermayenin yatırım merkezi oldu. 

SUNUCU: Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti´nin ilk kurucusu ve şimdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ı yeni bir Türkiye Cumhuriyeti kurucusu olarak görebiliyor muyuz?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Başka bir kişiyle rekabet içine girmem veya ikinci bir Cumhuriyet´in kurucusu olayım veya olmayayım bu doğru olmaz. Zira karar halkın elinde ve benim elimde değil. Biz bireysel bir hareket değiliz. Cumhuriyet´in sadece bir kişi tarafından kurulmadığına ilişkin hususu görmemiz gerekiyor. Özetle, çalışmayı ve mücadeleyi tek başıma Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olarak yapmadım. Benim sadece yaptığım bir lider olarak hareketin başında bulunmamdı. Bir kadroyduk ve ekibimiz vardı ve bu kadroyla Allah´a hamdolsun ki bu günlere ulaştık. Bu hareketin devam etmesi, başarısı buna bağlıdır. Konu bireyselleşirse anında yıkılır. Zira ben bireyselliğe karşıyım ve biz bir takım olacağız.

SUNUCU: Mülakatımızın ilk bölümü için sizlere teşekkür ediyorum. Diğer konuları ayrıca konuşacağız. Bize bunca zamanı ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Mülakatımızın ikinci bölümüne bu güzel mekanın bir başka köşesinde devam edeceğiz.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Çok teşekkür ediyorum.(Katar,El Cezire-TV-03 Kasım 2016)



Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

Bayraktar AKINCI ASELFLIR-500 ile hedefi başarıyla vurdu

Bayraktar AKINCI, Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi’ni kullanarak deniz üstünde seyreden Albatros İDA’yı başarıyla imha etti.

Teknoloji

Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüpheli yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 20 ilde eş zamanlı düzenlenen Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüphelinin yakalandığını bildirdi.

Teknoloji

Türkiye'nin ilk uzay yolcusu Gezeravcı'nın 9 Ocak'ta uzaya gönderilmesi planlanıyor

Türkiye’nin ilk uzay yolcusunun, 9 Ocak 2024'te uzaya gönderilmesi planlanıyor.

Teknoloji

STK’LAR YILDIZ HOLDİNG’TE BULUŞTU

Ukrayna: Rusya, başkent Kiev'e seyir ve balistik füzelerle saldırdı

Rus istihbaratı: Fransa, ilk etapta 2 bin askeri Ukrayna'ya göndermek için hazırlık yapıyor

Erdoğan'ın iftar yemeğinde sarf ettiği cümle Yunanistan'da tepkiyle karşılandı! Hükümete çağrı yaptılar

MİT PKK'nın sözde İran sorumlusunu Kandil'de etkisiz hale getirdi

Katillerin gözü döndü! İsrail’den Şifa Hastanesi’ne katliam gibi baskın: Sivilleri acımadan öldürdüler

Uzman isim Türkiye'nin rolünü anlatarak uyardı! Karadeniz'i bekleyen büyük tehlike

Pakistan'dan Afganistan'a hava saldırısı!

Rusya'da seçim: Dünya Putin'i protesto ediyor

Bayraktar AKINCI'dan İHA-230 füzesiyle çifte atış

Türkiye ve Irak'tan ortak bildiri

ABD uçağından görünen detay! Filistin topraklarına alçak imza

Rusya’da kritik seçim! Halk sandık başında: Putin yeniden mi geliyor?

YILDIZ HOLDİNG’İN KONUŞAN YAZILAR SERGİSİ ANKARA’DA

Zelenskiy, Ukraynalıların Rusların Avrupa'ya geçişini engellediğini söyledi

Altay: Konya Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizin teknoloji üssü olacak

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

BAŞKANIMIZA TÜRK DÜNYASI ÖDÜLÜ

İsrail-Hamas savaşında son durum... ABD'nin İsrail taktiği deşifre oldu! Washington Post yazdı: Kongre resmen bypass edilmiş!

Atlantik Konseyi'nden çarpıcı Türkiye analizi: Avrupa'nın güvenliğini sağlama fırsatı var

Dışişleri İsrail'in Batı Şeria'daki işgal planına sert tepki: Bu eyleme derhal son verilmelidir

Ermenistan-Rusya krizinde son nokta: Paşinyan muhafızların geri çekilmesini istedi

İsrail bunu da yaptı! Yüzlerce Filistinlinin toplu defnedildiği mezarlığa bomba yağdırdılar

Hamas: İsrail taleplerimizi kabul ederse 6 haftalık ateşkes 24 ila 48 saat içinde başlar

İsrail ordusu, bir kez daha Gazze'de insani yardım bekleyenlere saldırdı

HOCALI SOYKIRIMI YENİ YÜZYIL’DA KONUŞULDU

İsrail resmen ateşle oynuyor: IDF 'katliam planını' sundu! ABD askeri İsrail elçiliğinin önünde kendisini yaktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, savunma sanayi alanında adeta destan yazıyor

YAPAY ZEKA FIRSAT MI, TEHDİT Mİ

BM: İsrail'in saldırıları ve yetersiz yardım nedeniyle Gazze'de kıtlık an meselesi

Yükleniyor