Cumhurbaşkanı Erdoğan İle Mülakat

Cumhurbaşkanı Erdoğan İle Mülakat

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Mescid-i Aksa, üç dinin mukaddes bir mabedidir. Şu anda bakıyoruz ki Mescid-i Aksa´yı ne yazık ki İsrail kendi tasarrufu altına almanın gayreti içerisinde; olmaz. Olmaz. Bir defa korumalıyız ve burayı a

 

CHANNEL 2

SUNUCU: Sayın Cumhurbaşkanı, öncelikle bizleri kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum. En son 13 yıl önce İsrail medyasına bir mülakat vermiştiniz ve aradan geçen o yıllar boyunca bu iki ülke arasında çok şey cereyan etti ama bunlardan bahsetmeden önce 15 Temmuz gecesine geri dönmek istiyorum. Marmaris´tesiniz, tatildesiniz, ailenizle birliktesiniz. Öleceğinizi düşündüğünüz bir an oldu mu o gece?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Dönme hazırlıklarını yaptığımız an 15 Temmuz´du. 15 Temmuz´un akşamında tabii şimdi ilk aradığım kişi Başbakanımız olsun, bunun yanında İstihbarat Müsteşarım olsun, Genelkurmay Başkanımız olsun... Fakat bu esnada tabii ilk etapta hiçbiriyle... Ve bizler de bu defa hemen medyayla ve FaceTime vasıtasıyla tüm halkıma duyuruyu yapmanın gerekli olduğuna inandım.

SUNUCU: Siz uçağınıza bindiğinizde Marmaris´ten İstanbul´a giderken bir noktada bu F16´ların gökyüzünde, semalarda seyreden bu F16´ların sizlere kitlenebileceğini ve size ateş edebileceğini düşündüğünüz bir an oldu mu? Bunun olacağından emin olduğunuz bir an oldu mu efendim?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Tabii ki bunların hepsini düşündük. Düşündük ama biz şuna inanmışız: Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, her an ölecekmiş gibi ebedi âleme hazırlıklı olacaksın. Biz bu yola böyle çıktık. Lider eğer bir taşın, bir kayanın arkasına saklanırsa, toplum, millet dağın arkasına saklanır. Onun için lider her zaman dik duracak, önde olacak ki ona inanan milleti de onun arkasından yürüsün, onlar dağın arkasına saklanmasın.

SUNUCU: Sayın Cumhurbaşkanı, size zor soruları sormayı tercih ediyorum, çünkü en iyi cevapları bu şekilde verebileceğinizi düşünüyorum.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şu ana kadar sorduklarınız kolay mıydı?

SUNUCU: Şimdi biraz daha zorlayıcı olmaya çalışalım. Demokrasinin o gece Türkiye´de zafer kazandığını söylediniz ve bir bakıma haklıydınız. Çünkü Türk insanlarının büyük bir çoğunluğu askeri bir darbenin yönetimi ele geçirmesine izin vermek istemediklerini söylediler ama bazıları size başka bir şeyi daha söyledi: Demokrasi sadece çoğunluğun oyu değildir, demokrasi ayrıca ifade özgürlüğü, özgürce sarf edilen sözler ve uygulanabilir muhalefettir. Ve o günden bugüne çok fazla insan tutuklandı ve işini kaybetti. Bu konuda eleştirel yaklaşan kişilere siz ne gibi bir cevap verirsiniz? Bunun fazla abartılmış bir tepki olduğunu söyleyenlere nasıl bir cevap verirsiniz?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi bizim tabii Cumhuriyet dönemi 93 yıllık bir süreç. Bu 93 yıllık süreç içerisinde Türkiye çok darbeler yaşadı ve bütün bu darbelerin yaşandığı anlarda Türkiye´nin ödediği bedeller çok ağır oldu. Ama hiçbirisi bu darbe girişiminin karşısında Türk milletinin gösterdiği tavrı görmedi. İlk defa bir darbe girişimi milletçe bu şekilde püskürtüldü, derdest edildi. Şimdi burada tabii özellikle bir şeyi söylemek istiyorum; bu darbeyi yapan örgüt FETÖ, Fethullahçı terör örgütüdür, bunlar 40 yıllık bir süreç içerisinde devletin değişik kurumlarını, Silahlı Kuvvetler, Polis teşkilatı, yargı, bakanlıklar, bütün buraları ele geçirme gayreti içerisinde oldu.

SUNUCU: İşte bu yüzden 10 binlerce kişi işinden kovuldu ve binlerce kişi de tutuklandı. Bu muhalefeti temizlemek için yapılmış bir hareketti, sadece Fethullahçıları değil diyenlere ne dersiniz?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi isterseniz şöyle bir usul takip edelim: Eğer sık sık kesilirse izleyiciler rahatlıkla bunun neticesini alamazlar. Onlar da bu işin neticesini çok rahat alsınlar. Bu olayda ise, ortada bir gerçek var, nedir bu gerçek? Silahlı Kuvvetlerin içerisindeki bu şebeke, bu terör örgütü, geleceğe yönelik ordumuzun içerisinde kim bilir daha ne gibi sağlıksız işler yapacak, kim bilir ordumuzun başına ne gibi çoraplar öreceklerdi, Polis teşkilatımızda, devletin birçok bakanlıklarında… Çünkü bunların şimdi öyle şeyleri ortaya çıkıyor ki, öyle hileler, öyle yalanlar-dolanlar ortaya çıkıyor ki sürekli bunlar yakalandıkça bunları temizlemek durumundasınız. Aynen bu kanser hücresi gibi vücuda dağılmış vaziyette. Şu anda bir metastaz var ve bizim bu metastaz durumundaki hücreyi temizlememiz lazım. Eğer bunu temizlemezsek yarın nerede nasıl patlak vereceği hiç belli olmaz. Bu hukuk devletinde yasalar neyi emrediyorsa biz bunu yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz, bundan geri dönüş yok.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Ekranları başında bizleri izleyen tüm dostlara şahsım olarak, ailem olarak en kalbi selamlarımı göndermek istiyorum.

SUNUCU: Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye ile İsrail ilişkilerinde yeni bir sayfa açıldığını söylemek doğru olur mu acaba? Biz artık yeni bir devirde miyiz?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi tabii normalleşme sürecini başlatalı bayağı ciddi bir süreç oldu. Tabii o da benim sürekli ileri sürdüğüm üç maddeydi biliyorsunuz. Bu maddenin bir tanesi, özür meselesiydi Marmara Gemisiyle alakalı. Bir diğeri, malum tazminat meselesiydi. Bir diğeri de, bu ambargonun kaldırılması, ablukanın kaldırılması olayıydı. Ve o telefon görüşmemizde Sayın Netanyahu bu özür meselesini gerçekleştirdi. Daha sonra tazminat konusu da yoluna girdi ve ablukanın kaldırılması meselesinde de şu anda bir sürecin içerisindeyiz. Büyük ihtimalle o da kalkacak, öyle gözüküyor. Yani şu anda aslında kalkmış gibi de görünüyor. Bu konuda da münasebetler şu anda iyi. Normalleşme sürecine ciddi manada yaklaşıldığını zannediyorum.

SUNUCU: Tam da bunu sormak istiyordum size işte; çok uzun yıllar boyunca İsrail´in bu ambargoyu kaldırması gerekliliğini savunuyordunuz, insani krizlerden dolayı Gazze´de bu blokajın kaldırılması gerektiğini düşündünüz. Yarın bu ambargo kaldırılacak olursa, Hamas´a tanıklık eder misiniz ya da Hamas´ın hiçbir şekilde silah kullanmayacağını ya da silah üretmeyeceğine ilişkin bir tanıklığınız var mıdır, bir garanti verebilir misiniz, onlar adına konuşur musunuz?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi bakın, burada çok samimi bir şeyi söylemem lazım; mesela siz İsrail adına bu silahla Gazze´nin vurulmayacağını bana söyleyebilir misiniz? Gazze´nin, Filistin´in silahla vurulmayacağını, bombalarla vurulmayacağını söyleyebilir misiniz? Bakın Ehud Olmert döneminde biz tam her şeyi bitirmiş, anlaşmaların yapılacağı bir hale gelmiştik Suriye-İsrail arasında ve hafta sonu cuma gününe kadar hemen şu cümle de düzeltilsin ve ondan sonra da bu anlaşma imzalansın noktasına gelmişti. Karşı tarafta Ehud Olmert vardı ve o zaman Esed adına bizler işi yürütüyorduk. Ahmet Davutoğlu, o zaman Dışişleri Bakanımdı.

SUNUCU: Ehud Olmert o zaman İsrail´in buradan tam anlamıyla çekileceğini, Golan Tepelerinden tamamen çekileceği taahhüt etti mi 2008 yılında, böyle bir garanti verdi mi size?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Kazan-kazan esasına göre burada mutabakat sağlanmış noktadaydı. Fakat tam son an Filistin-Gazze bombalanmaya başladı. Tam biz anlaşmayı yapıyoruz, iş bitiyor ve orası bombalanıyor. Görüşme yapılan Suriye-İsrail arasında Golan ile ilgili bir anlaşma yapılırken öbür taraf bombalanmaya başladı ve biz yazıklar olsun dedik. Yani şurada bir iş yapacaktık ve bu işi çözemedik. Zaten Ehud Olmert de orada dışlandı. Ehud Olmert´in de orada yöneticiliği zaten bitti.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Bu tür şeyleri söylerken bir şeyi çift taraflı görmek lazım. Bir defa sürekli olarak Gazze´yi veya Hamas´ı suçlamak değil, acaba orayı suçlayanlar kendilerini hiç suçluyor mu? Bizim istediğimiz; buradaki bu kısır döngüyü artık sona erdirelim ve kesinlikle İsrail´in elindeki silah gücüyle burada atom bombasından tutunuz konvansiyonel silah gücüne varıncaya kadar, karşısında böyle bir imkân var mı? Yok. Böyle bir imkân olmadığı halde siz Hamas ile, Filistin ile eğer bu mukayeseyi yapmaya kalkarsanız buna herkes güler, burada çok adil olmak lazım.

SUNUCU: Ama bir şeyi unutuyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanım, bütün saygımla söylüyorum; Hamas´ın sürekli sivil halkı hedef aldığını unutuyorsunuz. Hamas, sivil halka terör saldırıları düzenliyor ve size neden sorduğumu açıklamama izin verin çünkü birkaç yıldır sizler korkunç bir terörü burada tanıyorsunuz, Türkiye´de biliyorsunuz zaten…

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi bakın, şimdi biz çok daha farklı bir şey yapalım. Bakın, sizler Hamas´ı bombaladığınız zaman, Gazze´yi bombaladığınız zaman, Filistin´i bombaladığınız zaman kaç bin kişi öldürdünüz? Onlar eğer roket attı, füze attı diyorsanız, attığı zaman acaba kaç tane İsrailli öldü? Şu anda İsrail´in cezaevlerinde ne kadar Hamaslı var, ne kadar Filistinli var?

SUNUCU: Anlıyorum ne dediğinizi efendim.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şu anda yüzlerce-binlerce Filistinli, Gazzeli ne yazık ki İsrail´in cezaevlerinde yatıyor; bunları görelim ve şunu söyleyelim: Bakın, burada biz dönüp durursak çözüm bulamayız. Burada bir defa halkların huzuru için bir çözüm şart, bu çözümün üzerinde durmamız lazım.

SUNUCU: Sizce Hamas, herhangi bir çözümün parçası olmalı mıdır? İsrail Hamas´ı bir terör örgütü olarak algılıyorken çözümün bir parçası olmalı mıdır?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Hamas bana göre bir terör örgütü değildir. Hamas, bir dirilişin ortaya koyduğu siyasi harekettir. Bugüne kadar hep Mahmud Abbas ile oturdunuz, Fetih Örgütü ile oturdunuz, netice aldınız mı? Alamadınız. Öyleyse, eğer burada herhangi bir seçim yapılmayacaksa, burada Fetih Örgütü de, Hamas da birlikte masaya oturmalıdır, aksi takdirde burada netice almak mümkün değildir.

SUNUCU: Faaliyet tarzlarını değiştirmeye çalışmak için Hamas ile herhangi bir şekilde hiç iletişim kurdunuz mu?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Benim bakın Hamas ile her zaman ilişkim var, her zaman görüşüyorum, bunu Amerika´daki Yahudi lobisi de çok iyi biliyor. Oradaki Yahudi lobisi benimle bunları defaatle konuştu, görüştüler ve bu konularla ilgili olarak da ben Hamas tarafına da bu tür düşüncelerimizi hep ilettim, iletiyorum. Yani bu noktada ben açığım, çünkü benim gizli ajandam yok, bu konularda rahat birisiyim. Ama isteğim şu: Bu bölgede huzurun olması lazım, eğer bu bölgede huzur olmazsa yazık olur.

SUNUCU: Peki, siz bir ara buluculuk pozisyonuna girer misiniz, eğer size böyle bir çağrı yapılsa?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Bizden böyle bir şey talep edildiği zaman niye girmeyelim? Bizim bütün derdimiz o bölge huzura kavuşsun ama iki devletli çözüme İsrail yaklaşıyor mu? Yaklaşmıyor. Niye yaklaşmıyor? O toprakların sahibi İsrail değil ki, bunu bir kenara atamazsınız. Bakın ben bunu Sayın Bush zamanında…

SUNUCU: Sayın Cumhurbaşkanı, sizce sadece İsrail´in tarafında mı acaba sorumluluk var? Burada müzakerelerin sürmemesi sadece İsrail´in suçu mu?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Birinci derecede öyle, çünkü kabul etmiyor, diyor ki sadece Fetih. Sadece Fetih ile bu iş olmaz ve olmadı zaten, bakın şu anda tıkandı. Ve şimdi burada ya seçim ve bu seçimle beraber Fetih mi kazanır, yoksa Hamas mı kazanır, buradaki iktidar belli olur, belli olduktan sonra da masaya oturacak olan taraf da ortaya çıkar.

SUNUCU: Burada belirli bir nokta hususunda size sormak istediğim bir soru var. Başbakan Netanyahu, Türkiye´nin, Gazze´de hâlâ Hamas tarafından tutulan iki İsrailli askerin cenazesini teslim etmesi için çalışmayı ve bu konuda Hamas´a baskı yapmayı taahhüt etmesi yönünde ısrarcı olmaması nedeniyle çok eleştirildi. Sayın Cumhurbaşkanı, Hadar Goldin ile Oron Şaul´un ailelerine, oğullarını geri alabilmeleri için mümkün olan her şeyi yapacağınıza dair söz verebilir misiniz?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Hangi aileler?

SUNUCU: Cenazeleri Gazze´de tutulan iki İsrailli asker… Ayrıca Netanyahu, Türkiye´nin onları geri getirmeye çalışacağına dair vaatte bulunması için ısrar etmediğinden İsrail´de oldukça eleştirildi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi bakın, eğer böyle bir şeye bizim girmemiz söz konusuysa benim burada söyleyeceğim bir şey olur. Ben orayla görüşürüm, ama orayla görüştüğüm zaman onların da bana soracağı bir şey var. Onların eğer bırakılması bize taahhüt edilecekse, ha o zaman aynı taahhüdü biz de gereğini yerine getiririz derler. O zaman ben ne diyeceğim? Bunun her iki taraf için de karşılıklı sorumluluğu var. Eğer bu sorumluluk karşılıklı olarak yerine gelirse, o zaman tabii ki biz de elimizden geleni yaparız, o zaman yaptığımız gibi.

SUNUCU: Sayın Cumhurbaşkanı, İsrail toplumuyla burada, Türkiye´de iyi ilişkilerinizden ve onlarla olumlu bir noktada olduğunuzdan bahsettiğinizi duyduk. İsrail´in Gazze´deki davranışlarının 2014´e bakıldığında Hitler´inkinden daha barbarca olduğunu ifade ettiğinize pişman mısınız?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi tabii bu güne göre değişir. Şimdi öyle anlar oldu ki, mesela o Gazze´yi vurdukları zaman orada o yüzlerce, binlerce kişinin öldüğü anı benim unutmam mümkün değil. Ben Hitler´in yaptığını da tasvip etmem, İsrail´in yaptıklarını da tasvip etmem. Orada o kadar insan öldürüldüğü zaman, onun şu mu daha barbardı, bu mu daha barbardı, böyle bir benzetmeyi yapmak yersiz. Türkiye´de insanca yaşamalarının dışında bir şey var mı?

SUNUCU: Bu kelime seçiminin, Hitler ile yapılan kıyaslamanın ve onun adının telaffuz edilmesinin Yahudi halkı için neden şoke edici olduğunu ve bunu duymanın onlara çok zor geldiğini anlayabiliyor musunuz?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi ben çok çok bilincindeyim de, ama Yahudi cemaati de acaba yaptıklarının bilincinde mi? Yani sen kalkıp Gazze´de, Filistin´de binlerce insanı öldüreceksin. Şaron´a dedim ki, siz dedim insan öldürmeyi gayet iyi bilirsiniz, bunu Davos´ta söyledim. Şimdi bunu ben Peres´e söylerken herhalde bir şeyi yaşadığımız için söyledim.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Mescid-i Aksa, üç dinin mukaddes bir mabedidir. Ama ne yapıyor? Şu anda bakıyoruz ki Mescid-i Aksa´yı ne yazık ki İsrail kendi tasarrufu altına almanın gayreti içerisinde; olmaz. Olmaz. Bir defa korumalıyız ve burayı altından delmek suretiyle, tamamıyla arkeolojik çalışmalar yapmak suretiyle ele geçirme yoluna gidemeyiz. Çünkü Kudüs biliyorsunuz üç din için mukaddes olan bir yerdir, dolayısıyla buna herkesin saygı duyması gerekir. Şimdi bizim mesela bir normalleşme sürecini yaşadığımız İsrail ile ben bunları konuşmak istemiyorum artık, bizim bunları bitirmemiz lazım, bunları bir kenara koymamız lazım, eğer biz bunları bir kenara koyamazsak yazık olur. Her zaman Hamaslı kalktığı zaman hep endişeyle kalkacaktır, Filistinli kalktığı zaman endişeyle kalkacaktır, Tel Avivli kalktığı zaman o da endişeyle kalkacaktır; bunların ortadan kalkması en isabetli olanı değil mi? En isabetli olanı bu.

SUNUCU: Eminim Mavi Marmara´da olanlara ilişkin videoları izlemişsinizdir. Ben o zaman orada olan İsrailli komutanlarla görüştüm ve bana herhangi bir şekilde kan dökülmesini önlemek için uğraştıklarını söylediler. Onlara inanmıyor musunuz?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Hepsi yalan, inanmak mümkün değil. Bizim elimizde o İsrailli subayların uluslararası karasularında Mavi Marmara´ya yaptığı baskının bütün belgeleri var, mümkün değil ve orada ne yazık ki 10 tane kardeşimiz şehit edilmiştir, bunu acımasızca yaptılar. Neyine inanacağım onun? Mümkün değil.

SUNUCU: Siz oradaki videoları görmediniz mi, askerlere karşı yapılan şiddeti görmediniz mi?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Hepsini gördüm, hayır hayır. Bakın siz bile doğru konuşamıyorsunuz, doğru konuşun, hepsi elimizde bizim, doğru konuşun, yani gazeteci olmak sizi doğru konuşmaktan alıkoymamalı. Şimdi buradan eğer sen kalkıp da, yani Tayyip Erdoğan´ı sıkıştıracağını zannediyorsan, beni sıkıştıramazsın. Niye? Çünkü benim bütün belgeler elimdedir, neyi savunuyorsunuz artık?

SUNUCU: Bana bir gazeteci olarak doğruyu söyleyip söylemediğimi soruyorsunuz. Bir dakikalığına kişisel bir soru sorabilir miyim? Biliyorsunuz, yayınladıkları veya bildirdikleri bir şey nedeniyle tutuklanan gazetecilerin sayısını sıklıkla görüyoruz. Eğer sizin için de uygunsa, şunları söyleyen bir gazeteciden bir alıntıyı sizle paylaşmak istiyorum: “Kitapların bomba, Twitter´ın baş belası, soru soran gazetecinin edepsiz ilan edildiği bir ülkede yargılanıyorum.” Bu sözler, bazı yazıları nedeniyle duruşma gününü bekleyen gazeteci Sedef Kabaş´a ait. Size bütün saygımla soruyorum Sayın Cumhurbaşkanı, Sedef Kabaş haksız mı?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Bakın bu ülkede gazetecilik yaptığı için kimse tutuklanmamıştır. Bu ülke bir hukuk devletidir. Soruyorum, gazeteci dedikleriniz sınırsız özgürlüğe sahip midir, gazeteciler sınırsız özgürlüğe sahip midir? Onların özgürlüğünün de bir sınırı yok mudur?

SUNUCU: Peki sınır nerededir?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Benim sınırımın başladığı yer, benim özgürlük sınırım nereye kadarsa, o da ancak oraya kadar gelebilir, ondan daha ileriye gidemez. Sen istediğin gibi köşende siyasetçiye, cumhurbaşkanına, başbakana, bakanlara, partisine istediğin gibi hakaret edeceksin, ailelerine hakaret edeceksin, onlar sizinle ilgili bir dava açtığı zaman rahatsız olacaksın; böyle bir şey olabilir mi? Dünyanın hiçbir yerinde medya mensupları layüsel değildir, hepsinin hesap verme mecburiyeti vardır, bu hesabı da verirler.

SUNUCU: Biliyorsunuz, bir keresinde “Demokrasi bizim için bir tramvaydır. İstediğimiz durağa gelince ineriz” diyen sizdiniz. Bu sözlerinizin altına hâlâ imzanızı atar mısınız?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Siz o tercümeyi herhalde yanlış anladınız. Bir defa onun aslı öyle değildir, bir tren gibidir demokrasi ve demokraside vakti geldiğinde kişi inmesini bilmelidir. Bunu mesela Batı´da birçok liderler yapar. Nedir? Seçim kaybetmiştir, ayrılır.

SUNUCU: Sayın Cumhurbaşkanı, vaktimizi aşıyoruz ve size DAEŞ ile ilgili ve Suriye ile ilgili bir soru sormak istiyorum. Tüm bu söylenenlerden ve yapılanlardan sonra, bugün DAEŞ´i yenmeye yönelik savaşta Batı´ya katılmaya kararlı mısınız?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Önce Batı´ya bu soruyu sorun. Batı DEAŞ´a karşı bir mücadele veriyor mu?

SUNUCU: Bu mücadeleyi veriyor mu?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Hayır. Şu anda DEAŞ´a karşı mücadeleyi veren biziz. Amerika´nın…

SUNUCU: Yeni Amerikan Başkanı Trump´ın Obama´dan daha sert olacağına inanmak için bir sebebiniz var mı?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Amerika´nın zaman zaman koalisyon güçlerine hava desteği verdiği vardır, ama DEAŞ´ın elinde ne yazık ki biz Batı´nın silahlarını görüyoruz. Tabii ki bunlar bunu kalkıp bağırarak biz DEAŞ´a destek veriyoruz demiyorlar, ama bakıyoruz uçaklarla silahlar iniyor, bu silahların yarısı PYD´ye, YPG´ye gidiyor, yarısı da DEAŞ´a gidiyor. Bu konuda tabii ki İsrail´in de hassasiyeti gerekiyor. Ve bizim bu mücadeleyi bu bölgede verip bir an önce bu bölgeyi huzurlu bir hale getirmemiz lazım.

SUNUCU: Ama size Trump hakkında soru sormamın bir sebebi vardı. Donald Trump´ın Amerika Birleşik Devletleri´nde kazandığı zafer sizi şaşırttı mı?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi bakın ben size bir şey söyleyeyim, şu anda hayır, şaşırtmadı, o zannediyorum daha çok Amerikalıları şaşırtmıştır, çünkü ben sandığın bir defa neticesine inanan bir insanım. Çünkü ben de Türkiye´de ilk Belediye Başkanı olduğum zaman birileri benim Belediye Başkanlığını İstanbul´da kazanmama şaşırmıştı. Dolayısıyla şimdi Amerika´da Donald Trump´ın seçimi kazanması niye birilerini şaşırtıyor ki? Burada bir şey var, şimdi Donald Trump kendi imkânlarıyla bir mücadele verdi. Bakın bir yerden, valilikten gelmedi veya daha önce bir yerde politika yaparak gelmedi, ama karşısındaki rakibi siyasetin içinde olan bir insandı ve çok da emindiler kendilerinden. Paraları topladılar; nereden topladılar? Bakın onlara en önemli desteği verenlerden bir grup da işte Türkiye´de bizim mücadele ettiğimiz FETÖ´ydü, FETÖ bunlara ciddi destekler verdi ve ben kendilerine haber gönderdim, dedim bak yanlış yapıyorsunuz…

SUNUCU: Ben size Trump´ı şu yüzden soruyorum çünkü bir Müslüman olarak…

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Excuse me, excuse me.

SUNUCU: Peki, devam edin.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Dedik ki, bakın buralardan aldığınız paralarla bir yere varacağınızı zannetmeyin ve oralardan aldıkları desteklerle bakın ne hale geldiler. Şu anda Sayın Trump ile Amerika´da yeni bir süreç başlayacak. Bence Avrupa´nın değişik yerlerinde, Amerika´nın değişik eyaletlerinde Trump´a karşı yapılanların hepsi demokrasiye bir saygısızlıktır. Bir defa her şeyden önce sandığın neticesine insanların saygı göstermesi gerekir, eğer saygı göstermiyorlarsa bu demokrasiyi anlamamaktır, demokrasiyi hazmedememektir, demokrasiye saygısızlıktır.

SUNUCU: Ama biliyorsunuz ki Trump artık Başkan olduğuna göre ve seçim kampanyası boyunca Müslümanlar hakkında söylediklerinin tümü düşünülecek olursa, Amerika Birleşik Devletleri´ne gelmeden önce iki kere düşünmek zorunda kalabilirsiniz.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi bakın, bu yaklaşım tarzınız sizin de çok yanlış, demek ki biz bundan sonra İsrail´e de gidemeyeceğiz öyle mi?

SUNUCU: Hayır ama kendisi ABD´de Müslümanları istemediğini söylemişti.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi siyaset meydanında konuşulanların hepsi daha sonra bir kenara konulur. Bunları biz Trump ile otururuz konuşuruz. Bak ben daha ilk akşam kendisini aradım ve telefonuma çıktı, kendisiyle konuştuk ve konuşmamızın ötesinde de geleceğe yönelik Türkiye-Amerika arasında yapacağımız çok şey olduğunda mutabakata vardık. Fakat ben Trump´ın Müslümanlara karşı böyle bir tavır içerisinde olacağına kesinlikle inanmıyorum, nitekim daha sonra yapmış olduğu açıklamalarla da zaten bunları telafi etmiştir.

SUNUCU: Peki Sayın Cumhurbaşkanı, dünyadaki herkes artık muhtemelen daha kuvvetli, empoze edici ve iddialı liderler arayışı içindedir. Bu mümkün mü?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Her ülke güçlü liderle ileriye gider, eğer güçlü liderler olmazsa o ülkeler ileriye gidemez. Güçlü lideri olmayan bir ülke batar, sadece güçlü olmak yetmez, güçlü olmanın yanında dürüst olacaksın. Dürüst ve güçlü olursa o ülke ayağa kalkar.

SUNUCU: En azından 2023´e, yani Cumhuriyetin 100. yıldönümünün kutlanacağı yıla kadar iktidarda kalmanın hayalini kurduğunuz doğru mu?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Şimdi bu milletimin tercihidir. Ha 2023´e kadar kim öle, kim kala, biz bunu bilemeyiz. Ama şu anda ben makamımdayım ve makamımda Türkiye´de birçok şeyler konuşuluyor, nereye varırız onu bilemem.

SUNUCU: Eğer bir gün siyaseti bırakırsanız ve bıraktığınızda, emekli olduğunuzun ertesi günü, siyaset hayatında hiç özlemeyeceğiniz tek şey nedir?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Bir defa bunların hepsi şu anda çok erken, dolayısıyla hayatın bu dinamizmi içerisinde bunlar vakti, saati geldiğinde bunlar değerlendirilir.

SUNUCU: Peki siyasette nefret ettiğiniz ve hiç hoşlanmadığınız şey nedir? Neye katlanamazsınız?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN:  Yalana. Okey?

SUNUCU: Çok teşekkürler Sayın Cumhurbaşkanı.(İsrail,CHANNEL 2-21.11.2016)



Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) kamuoyunun görüşüne sunulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni müfredat taslağındaki çeşitli derslerde, Türkiye'nin kalkınma projelerine dair içeriklere de yer verildi.

Teknoloji

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

Yapay zeka teknolojisi finans sektörünün geleceğini belirlerken yasal düzenlemelerden hayata geçen uygulamalara kadar çok sayıda yenilik hem sektöre hem de son kullanıcıya fayda sağlıyor.

Teknoloji

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Tüm gözler Kahire'de... Hamas'tan 'İsrail' açıklaması: Ciddi bir anlaşmazlık yok

İsrail basını 'kâbus senaryosu'nu yazdı: Netanyahu için tutuklama emri çıkarılacak! IDF kanlı plana onay verdi

Zelenski dünyaya duyurdu: En az 7 Patriot sistemine ihtiyacımız var

İsrail'den Lübnan'a hava saldırısı! Cemaat el-İslami lideri Musab Halaf öldürüldü

İsrail, Gazze'deki savaşı sürdürme planlarını onayladı

Irak, 30 yıl aradan sonra Türkiye sınırında üs kurdu

Türk SİHA'ları Yunanistan'ı masrafa soktu: Milyarlık programa onay verdiler

Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

AVRASYA BİR VAKFI BİLİM TEKNOLOJİ DERNEĞİ KONFERANSI (27 NİSAN 2024)

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile ticaret tartışmalarına noktayı koydu: O iş bitti

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

İsrail'in "konforlu mağduriyeti"

Meteoroloji'den 44 ile toz taşınımı uyarısı! Göz gözü görmeyecek

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

Yükleniyor