CumhurBaşkanı Erdoğan Mülakatı

CumhurBaşkanı Erdoğan Mülakatı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: İslam dünyası aleyhinde çok alçakça gelişmeler yaşanıyor. Suudi Arabistan Krallığı ve Türkiye hedef ülke konumundalar. Aynı şekilde Suriye, Irak, Libya ve Tunus´taki gelişmelere baktığımızda bu

 

Rotana Haliciyye

CEMAL KAŞIKÇI: Rahman ve Rahim olan Allah´ın adıyla. Sayın Cumhurbaşkanı Rotana Televizyon kanalına hoş geldiniz. Zamanımız kısa olduğu için hemen sorularıma gireceğim.

İlk sorum, bugün Majesteleri Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Nayif´i konuk ettiniz. Bir ay önce Majesteleri Prens Muhammed Bin Selman ile bir araya geldiniz. Anladığım kadarıyla bir ay sonra Prens Muhammed Bin Selman ile belki yeniden bir araya geleceksiniz. Suudi Arabistan ile Türkiye arasında söz konusu olan bu aralıksız görüşme ve ilişkiler ekseninde hangi konuları ele aldınız? Majesteleri Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Nayif´in ziyaretinde yeni olan nedir?

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Öncelikle bizleri şu anda televizyon kanallarından izleyen değerli kardeşlerimizi ülkemden selamlıyorum. Allah´ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. G20 Zirvesi sırasında değerli kardeşim Suudi Arabistan İkinci Veliahtı Muhammed Bin Selman ile bir araya geldik ve kendisi ile detaylı bir görüşme yaptık. Görüşmemizde ikili ilişkileri ele aldık. Ayrıca bölgedeki meseleleri ve gelişmeleri değerlendirdik. Daha sonra ise Birleşmiş Milletler toplantısı çerçevesinde kardeşim Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Nayif ile görüştüm. Görüşmemiz çok kısa geçti ancak kendisi ile Türkiye´de bir araya gelmeyi kararlaştırdık ki Allah´a hamdolsun bugün bu görüşmeyi gerçekleştirdik. Benim majesteleri ile yaptığım görüşmenin yanı sıra Sayın Başbakan da majesteleri ile bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmemizde ikili ilişkileri ve aynı şekilde bölgedeki gelişmeleri detaylı şekilde ele alma fırsatı bulduk. Aynı şekilde bizler bugün Suudi Arabistan Veliaht Prensine “Cumhuriyet Nişanı” takma fırsatı da bulduk. Zira bu durum, kardeş iki ülke ve Türk-Suudi halkları arasındaki ilişki ve bağların boyutu bağlamında bir simge mahiyetinde olması açısından önemli bir husustan ibarettir. Yine görüşmemiz sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin hangi seviyede olması gerektiğinin yanı sıra askeri, kültürel ve diğer alanlardaki ilişkilerin hangi noktada bulunması gerektiğini ele aldık. Tabii ki görüşmemiz sırasında Türkiye´de 15 Temmuz tarihinde yaşanan darbe girişimi konusunu da ele aldık ki bu süreçte Suudi Arabistan Krallığı´nın gösterdiği sabit tavırdan dolayı gerçekten çok memnun kalmıştık. Bu bağlamda kendilerine duyduğumuz şükran ve mutluluğumuzu ifade ettik. 

KAŞIKÇI: Prens Muhammed Bin Nayif, bugün Suudi gazetelerine manalı bir demeç verdi. Demecinde şöyle diyor: “Biz ve Türkiye hedef ülke konumundayız; birbirimize muhtacız.” Kendisi ile görüşme imkanı bulduğumuzda bu demeci ile tam olarak neyi kastettiğini kendisine soracağız. Fakat benim şu anda size sormak istediğim şey şudur: Sizlerin Türkiye´de maruz kaldığı keza Suudi Arabistan´ın da maruz kaldıkları ekseninde ümmete yönelik bir saldırı ve meydan okuma olduğunu düşünüyor musunuz, bu görüşe katılır mısınız? Prens´in “Bizler ve Türkiye hedef ülke konumundayız; birbirimize muhtacız.” şeklindeki açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Sayın Kaşıkçı, öncelikle şunu belirtmek isterim ki İslam dünyası aleyhinde çok alçakça gelişmeler yaşanıyor. Suudi Arabistan Krallığı ve Türkiye hedef ülke konumundalar. Aynı şekilde Suriye, Irak, Libya ve Tunus´taki gelişmelere baktığımızda bu gelişmeleri göz ardı edemeyiz. Keza Pakistan ve Afganistan´daki gelişmeler de birbirinden bağımsız değildir. Aslında tüm tuzak ve planların İslam dünyasına yöneldiğini görüyoruz. Dolayısıyla İslam dünyası ülkeleri dayanışma içinde olmalıdırlar. Bu dayanışma gerçekleştirilmezse bizler çok şey kaybedeceğiz keza muhtemelen kanların akmaya devam ettiğini de göreceğiz. Suriye´de şu ana kadar 600 bin kişinin öldüğünü görüyoruz. Aynı şekilde kısa bir dönem içinde Halep´te birçok insanın öldüğünü ve uçakların sivilleri, çocukları, masum insanları ve yaşlıları bombaladığını görüyoruz. Ben Sayın Putin ve Sayın Obama´nın yanı sıra Sayın Merkel ile de görüştüm. Evet, görüşüyoruz fakat aslında hiçbir gelişme kaydedemiyoruz. Ancak bize düşen bu hususları vurgulamak ve görüşmelerimizi sürdürmektir. Kendi ülkemizde, Gaziantep kentinde daha 14 yaşında olan bir çocuk intihar bombacısı olarak kullanıldı ki bu çocuk bir düğünün ortasında kendini patlatarak 56 vatandaşımızın ölmesine ve yaklaşık 100 vatandaşımızın da yaralanmasına neden oldu. Biz her zaman sabrettik fakat nihayetinde sabrımız tükendi. 

KAŞIKÇI: Suudi-Türk ilişkileri iyi durumda ancak bazı Suudi aydınlar, Osmanlıcılık diye tanımladıkları ve Türkiye´nin bölgede birtakım genişleme projeleri olduğundan endişe duyduklarını ifade eden makaleler yazıyorlar. Buna ne dersiniz? Eminim bu endişeleri karşılayacak bir yanıtınız vardır.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Gördüğünüz gibi bunu duyunca gülümsedim. Çünkü bu tür açıklama ve tutumlara ancak gülüp tebessüm ederiz. Türkiye´nin bu türden hedefleri yoktur. Türkiye, bölgeyi sarsacak imparatorluk dalgaları olmasını istemez. Bu bölgeler, aramızda dayanışma ve kardeşliğin yaşadığı bölgelerdir. Bu bölgede kimlerin yaşadığına bakalım. Irak´ta kim var? Çoğu Müslüman. Peki, Suriye´de kim var? Yine aynı şey. Bir Müslüman Müslüman´dan kardeşlikten ve kardeşliğin gereklerinden başka ne isteyebilir ki? Bir Müslüman´ın başka bir Müslüman´ın toprakları ve hesapları üzerinde hesapları olmasını kabul etmemiz mümkün mü? Tam aksine bizler Türkiye´de 3 milyon kardeşimizi ağırlıyor ve geçim, eğitim, sağlık gibi tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Şu ana kadar mülteci kardeşlerimiz için 12,5 milyar dolar harcadık. Bir o kadar sivil toplumları tarafından harcandı. Peki, mültecilere yönelik uluslararası yardımın hacmi ne kadar? Bildiğiniz gibi sadece 520 milyon dolar. Biz bütün bunları niçin yapıyoruz? Çünkü bu bizim insani, İslami ve vicdani vazifemizdir. Bunu yerine getirmeye devam edeceğiz. Batı ise sorumluluk almaktan kaçıyor. 100 kişi geldi, 500 kişi geldi, 1000 kişi geldi diye konuşuyorlar. Bu sayıları gördükleri zaman bile sınırlarını kapatıyorlar, tel örgüler çekiyorlar, kapıları yüzlerine kapatıyorlar. Ölümden, uçakların bombardımanından kaçıp gelmiş insanların yüzüne biz kapılarımızı kapatamayız. Bu bizim insani ve ahlaki vazifemizdir. Onlara destek veriyoruz vermeye de devam edeceğiz. Bu konuda Suudi Arabistan Krallığı ve Katar ile dayanışmaya büyük önem veriyoruz.

Bugün Batı´nın hala bölgedeki terör örgütlerine destek verdiğini görüyoruz. Bunu onlara söylediğimde rahatsız oluyorlar. Şu anda ılımlı muhalefet ile birlikte sahada yürüttüğümüz operasyonlar ve koordinasyon sonucu teröristlerin elinde Batı´nın silahları olduğunu görüyoruz. Aynı şeyi Amerika´da görüyoruz; PYD, PKK ve YPG gibi terör örgütlerine silah tedarik ediyorlar. Bunlar ayrıca Amerikan uçaklarıyla indiriliyor. Onlara söylediğimizde birtakım mazeretler gösteriyorlar ve diyorlar ki bunlar DAEŞ´e karşı savaşıyor. Biz de diyoruz ki sizinle beraber hep birlikte DAEŞ´e karşı savaşıyoruz. Birbirimizi aldatmayalım. Esas hedef, bu toprakların işgal edilmesi sonra da terör örgütlerine teslim edilmesi ve Kuzey Suriye´de bir koridor oluşturulmasıdır ki bu bir terör koridorudur. Biz buna izin vermeyeceğiz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ayrıca bu mücadelemizle Türkiye´nin güvenliğini de koruyacağız. Onun için diyorum ki 5 bin kilometre karelik güvenli bir bölge oluşturmalı ve Arap kardeşlerimizi yerleştirip bu terör koridorunu kesmeliyiz.

KAŞIKÇI: Yaşanan başarısız darbeden sonra Türkiye´nin ittifaklarını değiştirdiği söylentileri ortaya çıkmaya başladı. Yani Ruslar ve İranlılara daha sıcak ve dostane ilişkiler kurmaya yöneldiniz. Türkiye´nin İran´a ve bölgeye yönelik müdahalelerine karşı tutumlarında bir değişiklik oldu mu?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Bildiğiniz gibi bizim uzun yıllardır İran ile komşuluk hukukumuz var. İki ülke arasındaki komşuluk ilişkileri sürmektedir. Enerji ve ticaret gibi pek çok alanda da İran´la ilişkilerimiz var. Suriye konusunda da İranlı yetkililere bunu söylüyorum. Birleşmiş Milletlerde Sayın Ruhani ile görüştüm. Bu sorunu çözmemiz gerektiğini söyledim. Sayın Ruhani ile görüşmemde Suriye sorununun çözümü için Türkiye ve İran olarak iş birliği yapmamız yönünde beklentiler olduğunu ifade ettim. İki ülkenin dışişleri bakanları da bizimle birlikteydi. Türkiye ve İran´ın Suriye ve Irak´ta neler yapabileceğine bakmalıyız. Bu hususta talebimiz var. Ancak bir şey temenni ediyoruz, bir şey talep ediyoruz. Suriye ve Irak´ı mezhepsel çatışmalara kurban etmemeliyiz. Çünkü bu durumda kaybeden kim? Müslümanlardır. Bundan uzak durmalıyız. Bunun zararı tüm İslam ümmetini vuracaktır. Dikkatli ve özenli olmalıyız. Güven ve istikrarı temin etmek için insani vazifemiz ve kardeşliğimiz neyi gerektiriyorsa onu yapmalıyız. Bu yöndeki çabalarımızı sürdüreceğiz.

KAŞIKÇI: İslam ümmetinin gücüyle ilgili yaptığınız vurgu dikkatimi çekti. Mısır konusunda Türk-Mısır ilişkilerini iyileştirmek için açılması gereken kapı nedir? Bu konuyu Suudi yetkililere açtınız mı? Suudiler ya da başkaları tarafından Mısır ile ilişkileri iyileştirmeniz yönünde bir talep oldu mu?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Elbette kardeşlerimizle, Suudi ve Katarlı misafirlerimizle konuşuyorum ve diyorum ki şu anda Mısır´daki yönetim darbe yönetimidir. Yani şu anda demokratik yollarla iktidara gelmiş bir yönetim veya hükümet yok. Yani ben Türkiye´de Cumhurbaşkanı olarak bu konuma halkın yüzde 52 oyuyla seçildim. Meşru iktidara karşı bir darbeyle bu yönetim geldi. Bu ise demokratik ilkelerle bağdaşmaz. Benim bunu kabul etmem mümkün değil. Kabul edersem kendimi reddetmiş olurum. Kendimize aykırı davranmış oluruz. Çünkü bize göre millet iradesi son derece önemli son derece hassastır. Milletin iradesine saygı gösterilmezse ilerleme sağlanamaz. Mısır´da öncelikle bu yanlışın düzeltilmesi lazım. Demokrasinin önü açılmalıdır. Bildiğiniz gibi yüzde 52 oy çoğunluğu ile seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi şu anda hapiste. Keza hükümetten arkadaşları da yine hapiste. Çoğu idama mahkum edildi ve çok sayıda kişi hakkında hüküm verildi. O halde bu sorunun öncelikle çözülmesi lazım. Haksızca hapsedilenler, zannediyorum ki büyük bir sorundur. Serbest bırakılırlarsa Mısır´da gidişatın normalleşme aşamasına girdiği anlamına gelecektir. O zaman birtakım adımlar atabiliriz. Çünkü Mısır halkıyla bir sorunumuz yok. Mısır halkı bizim için kardeş bir halktır. Aramızda derin tarihi bağlar vardır. Mısır yönetimi bu konuya ilgi gösterip bu yönde gerekli adımları atarsa biz de o zaman buna karşılık veririz.

KAŞIKÇI: Şu anda Suriye´de Türkiye´nin etkinliğini gözlemliyoruz. Geçmişte ordu, darbe girişiminden önce Suriye´ye yönelik planlarınızı askıya mı alıyordu?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Tabii bizler Amerika, Rusya ve Türkiye olarak Suudi Arabistan Krallığı ve Katar ile sürekli istişare ediyorduk. Sonra bir yol haritası belirlememiz gerekiyordu. Bu sürekli görüşmeler ve temaslar neticesinde geçmişte bunu yapmamızın uygun olmayacağını değerlendiriyorduk. Ancak bazı adımlar da attık. Aynı adımların diğer taraftan da atılmasını bekliyorduk. Ancak sürekli diğer tarafın kararlılık göstermediğini görüyorduk. Ama Gaziantep olayı, daha önce Suriye topraklarında yapılan saldırılar, Kilis´e ve sınır bölgelerine düşen bombalar söz konusu oldu. Fakat Gaziantep´te meydana gelen terörist intihar saldırısı aslında belki de fitili yakan son olay oldu. Dolayısıyla ılımlı muhalefetle birlikte Suriye´ye girmek zorunda kaldık. Şimdi doğru adımlar atıyoruz koalisyon güçleriyle de istişare ederek ilerliyoruz. Aynı zamanda muhtelif güvenlik teşkilatlarıyla temas halindeyiz ve bu şekilde de devam edeceğiz.

KAŞIKÇI: Darbeden sonra şimdi durum güvenli mi? Size göre bu komplo ve tezahürleri sona erdi mi? Sizce yabancı güçlerin bu darbede rolü var mı yoksa bu işte herhangi bir yabancı gücün parmağı olmadığını söyleyebilir misiniz?

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Bu darbe girişiminin arkasında kimin yer aldığı açıktır. Arkasında FETÖ vardır. Bu örgüt aslında PKK, YPG, PYD gibi diğer örgütlerden farksızdır belki daha beterdir. Bu örgütün esas amacı devleti ve devlet kurumlarını ele geçirmekti. Belki de 15 Temmuz tarihini seçerek acele etmişler, kendi kendilerini ifşa etmişlerdir. Amaçları silahlı kuvvetleri ele geçirmek ve dolayısıyla yargıyı ve polis güçlerini ele geçirmekti. 17-25 Aralık 2013 hukuk darbesi girişimi sırasında birtakım hazırlıklarımızın olduğu doğrudur. Ben 12 yıl Başbakanlık yaptım. Keza iki yıldır Cumhurbaşkanı´yım. Çok önemli bölgeleri ve makamları yürütüyoruz. Bu örgüte mensup olanları da biliyoruz. Ancak böyle gizli niyetleri olacağını ummuyordum. Bunlar aslında hain. Ancak 17-25 Aralık 2013 hukuk darbesi girişiminden sonra bunlarla aramızda bazı meseleler ve sorunlar olduğunu anlamaya başladık. Bazı koruyucu adımlar attık. Şimdi bunları İslami bir cemaat olarak nitelememiz mümkün değil aksine bunlar gerçekte bir terör örgütünü temsil ediyorlar. Bunları; stratejik, siyasi ve güvenlik belgelerimize bu sıfatla koyduk. Tüm devlet başkanları ve yetkilileriyle konuşup bu örgüt konusunda kendilerini uyarmaya başladık. Bu örgütün elebaşı bizatihi 170 ülkede faaliyet gösterdiklerini açıkladı. Kıtalar ve ülkeler bazında imam dedikleri kişiler var. Bunlar sadece eğitim alanında faaliyet göstermiyorlar daha da ötesi ticari faaliyetleri de var. Sonra eğitim ve ticaretle ilgilendiklerini gösterme girişimi, Arap kardeşlerimizi de aldatmak için kullandıkları bir gerekçe olmalı. Bilhassa biz şimdi hükümetin ve halkın güvenliğini temin için onları kamu görevlerinden uzaklaştırmaya başladık. Bunu yapmasaydık kanser hücrelerinin devletin bedeninde yayılmasına izin vermiş olurduk. Bunları kanser hücreleri olarak görmeliyiz. Bunların çoğunun yurt dışına kaçtıklarını görüyoruz. Niçin kaçıyorlar? Neden Türkiye´de kalmıyorlar? Çünkü işledikleri suçu biliyorlar. Yaptıklarından dolayı ortaya çıkacak sorunların çoğunun farkındalar. Bu hücreleri ortaya çıkarmaya başladık. Silahlarını da ortaya çıkarmaya başladık. Polisin silahını ordunun silahını kullanarak 241 vatandaşımızı şehit ettiler, çok sayıda vatandaşımızı yaraladılar. Düşünün ki adamın askeri rütbesi yükselmiş belli makamlara gelmiş sonra devletin silahını, devletin tanklarını, devletin uçaklarını vatandaşları katletmek için kullanıyor. Böyle bir şey kabul edilebilir mi?

KAŞIKÇI: Röportajımı bitirmeden ve size teşekkür etmeden önce Musul´u da sormak istiyorum. Türkiye olmadan, Suudi Arabistan olmadan Musul´un kurtarılması mümkün mü? Çünkü Musul halkı bu iki ülkeyi kendilerini bu milislerden koruyabilecek iki güç olarak görüyor.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Bu röportaj vesilesiyle Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve Batılı koalisyon güçlerinin herhangi bir mezhebin hakimiyet girişimine izin vermemesi gerektiğini ifade etmek isterim. Amaç Musul´u DAEŞ´ten temizlemekse Musul´u DAEŞ´ten temizlemek için dayanışma halinde omuz omuza vermeliyiz. Fakat bundan sonra Musul´da kim kalacak, Musul halkı kalmalı, kim bunlar: Sünni Araplar, Sünni Türkmenler ve Sünni Kürtler. El Haş el Şabi güçleri Musul´a girmemeli. Dolayısıyla birinci derecede Türkiye ile Suudi Arabistan Krallığı´nın iş birliği yapması lazım. Bu bizim vazifemiz. Keza Amerika ve koalisyon güçlerinin de bu yönde vazifesi var. Bağdat´taki merkezi hükümet, Türkiye´den rahatsız ve bu yönde bazı açıklamalar yaptı. Ama önemli bir şey söylüyoruz. Başika Kampı´nı kurduğumuzda bu hükümet rahatsız değildi. Subaylarımız orada Peşmerge güçlerini eğitti. Bu kamptaki eğitim programlarımızı sürdürüyoruz. Yardımlarımızı bekleyen kardeşlerimizi terk etmeyeceğiz. Musul´u terör örgütlerinin eline bırakmayacağız. Evet, DAEŞ bir terör örgütüdür ama başka terör örgütleri de var: PYD/YPG gibi. Bunlar da terör örgütü. El Haşd el Şabi ile PKK ve PYD arasında iş birliği var. Musul konusunda bunlarla aynı çizgide olmamız mümkün değil. İnanıyorum ki İran bu meselede temkinli davranacaktır. Çünkü Musul Musulluların, Telafer Telaferlilerindir. Hiç kimsenin buralara gelip girmeye hakkı yok...

KAŞIKÇI: Ekselansları Cumhurbaşkanı teşekkür ederim.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: Ben teşekkür ediyorum, izleyicilerinize şahsım ve Türk milleti adına selamlarımı iletiyorum.(Rotana Haliciyye-Arabistan-02.10.2016)



Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

Bayraktar AKINCI ASELFLIR-500 ile hedefi başarıyla vurdu

Bayraktar AKINCI, Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi’ni kullanarak deniz üstünde seyreden Albatros İDA’yı başarıyla imha etti.

Teknoloji

Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüpheli yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 20 ilde eş zamanlı düzenlenen Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüphelinin yakalandığını bildirdi.

Teknoloji

Türkiye'nin ilk uzay yolcusu Gezeravcı'nın 9 Ocak'ta uzaya gönderilmesi planlanıyor

Türkiye’nin ilk uzay yolcusunun, 9 Ocak 2024'te uzaya gönderilmesi planlanıyor.

Teknoloji

Yerel seçim dünya medyasında: İstanbul 'büyük ödül', muhalefeti bekleyen tehlike

Avrupa bu itiraf ile çalkalanıyor... Polonya Başbakanı Tusk'tan savaş uyarısı: Hazır değiliz!

Rusya, Ukranya'nın en büyük özel elektrik şirketine saldırdı

İsrail ordusu Halep'i vurdu: 38 kişi öldürüldü

Türkiye’nin iç sorunu bir PKK’dan Avrupa’nın sorunu bir PKK’ya

STK’LAR YILDIZ HOLDİNG’TE BULUŞTU

Ukrayna: Rusya, başkent Kiev'e seyir ve balistik füzelerle saldırdı

Rus istihbaratı: Fransa, ilk etapta 2 bin askeri Ukrayna'ya göndermek için hazırlık yapıyor

Erdoğan'ın iftar yemeğinde sarf ettiği cümle Yunanistan'da tepkiyle karşılandı! Hükümete çağrı yaptılar

MİT PKK'nın sözde İran sorumlusunu Kandil'de etkisiz hale getirdi

Katillerin gözü döndü! İsrail’den Şifa Hastanesi’ne katliam gibi baskın: Sivilleri acımadan öldürdüler

Uzman isim Türkiye'nin rolünü anlatarak uyardı! Karadeniz'i bekleyen büyük tehlike

Pakistan'dan Afganistan'a hava saldırısı!

Rusya'da seçim: Dünya Putin'i protesto ediyor

Bayraktar AKINCI'dan İHA-230 füzesiyle çifte atış

Türkiye ve Irak'tan ortak bildiri

ABD uçağından görünen detay! Filistin topraklarına alçak imza

Rusya’da kritik seçim! Halk sandık başında: Putin yeniden mi geliyor?

YILDIZ HOLDİNG’İN KONUŞAN YAZILAR SERGİSİ ANKARA’DA

Zelenskiy, Ukraynalıların Rusların Avrupa'ya geçişini engellediğini söyledi

Altay: Konya Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizin teknoloji üssü olacak

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

BAŞKANIMIZA TÜRK DÜNYASI ÖDÜLÜ

İsrail-Hamas savaşında son durum... ABD'nin İsrail taktiği deşifre oldu! Washington Post yazdı: Kongre resmen bypass edilmiş!

Atlantik Konseyi'nden çarpıcı Türkiye analizi: Avrupa'nın güvenliğini sağlama fırsatı var

Dışişleri İsrail'in Batı Şeria'daki işgal planına sert tepki: Bu eyleme derhal son verilmelidir

Ermenistan-Rusya krizinde son nokta: Paşinyan muhafızların geri çekilmesini istedi

İsrail bunu da yaptı! Yüzlerce Filistinlinin toplu defnedildiği mezarlığa bomba yağdırdılar

Hamas: İsrail taleplerimizi kabul ederse 6 haftalık ateşkes 24 ila 48 saat içinde başlar

İsrail ordusu, bir kez daha Gazze'de insani yardım bekleyenlere saldırdı

Yükleniyor