Dini ve toplumsal krizler ve bunların siyasal sonuçları

Dini ve toplumsal krizler ve bunların siyasal sonuçları

Dini krizler, inanç ve kurumsal aidiyetteki gerileme, Birleşik Devletler’de kamu kuruluşlarında görülen ahlaki yozlaşmayla ve yaşam standartlarındaki ani düşüşle yakından ilişkili. Hıristiyanlar arasında gerileme hızlı, ama dengeli; Mu

Prof. James Petras

21. yüzyılın ilk on yılı (2000-2012); tekrar eden ve şiddetli ekonomik ve sosyal krizler, uzun süreli ve birbirini izleyen savaşlar ve Amerikalıların büyük çoğunluğu için giderek düşen yaşam standartları demekti. Bu krize halk nasıl tepki verdi? İki partili egemen sınıflara meydan okuyacak hiçbir geniş kapsamlı, uzun vadeli sosyo-politik hareket doğmadı. “Wall Street’i İşgal Et” hareketi %1’lik süper-zengin kesimi açıkça suçlayacak bir platformu kısa süreliğine yarattı, ancak ardından hafızalardan silinip gitti.

Uzun süreli bu zor dönemin ortasında insanların teselli bulmak için dine yönelip yönelmeyeceği, sofu bir maneviyata kaçıp kaçmayacağı soruları ortaya atıldı. Ele almamız gerken soru dinin, Karl Marx’ın ileri sürdüğü gibi “halkın afyonu” mu olduğu yoksa giderek büyüyen yoksullaşmış, düşük ücretli ve işsiz işçilerle kariyer şansı kalmamış orta sınıf ordusunun gündelik maddi ihtiyaçları karşısında manevi çekimini kaybeden dini inançlar ve kurumların krizde mi olduğudur. Diğer bir deyişle bizim sürekli ekonomik kriz ve kalıcı savaş dönemimizde büyük dinler büyüyor ve gelişiyor mu, yoksa bunlar Birleşik Devletler İmparatorluğu’nun gerilemesinin önemli işaretleri mi?

2008 itibariyle elde edilen son verilere göre Amerika`da en büyük dini grup, 173 milyon 405 bin üyesiyle erişkin nüfusun %76’sını temsil eden Hıristiyanlık. Onu 2 milyon 680 bin üyesiyle erişkin nüfusun %1,2’sini temsil eden Musevilik takip ediyor; Museviliği, 1 milyon 961 binle %0.9’u temsil eden Doğu dinleri, 1milyon 349 bin üyesiyle erişkinlerin % 0.6’sını temsil eden Müslümanlık takip ediyor. Hıristiyanlığın ardından en kalabalık grup, 34 milyon169 bini bulan %15’lik “hiçbir dini” olmadığını belirten erişkinler.

Zamanla dinamik eğilimler, Hıristiyan erişkinlerin sayısında bir düşüş yüzdesi gösteriyor: Amerika`da, 1990-2008 arasında Hıristiyanların sayısı % 86,2’den %76’ya geriledi; 1990’da erişkin nüfusun %1,8’ini oluşturan Museviler 2008’de %1,2’ye geriledi ve Doğu dinleri, erişkin nüfusun % 0,4’ünden % 0,97’sine yükseldi. Aynı şekilde erişkin nüfus içinde Müslümanların oranı 1990’da % 0,3 iken 2008’de % 0,6’ya çıktı.

Amerika`da erişkin nüfus içinde hem Hıristiyan hem Musevilerin oranları düşerken sayısal değişiklik bazında keskin bir farklılık görülür; 1990-2008 yılları arasında Hıristiyanların sayısı 2 milyon 218 bin artarken Museviler 457 bin azalmıştır. Büyük ve küçük dinler arasında mutlak sayı olarak düşen tek din Museviliktir.

Doğu dinleriyle Müslümanlığa bağlı olanların toplam sayısı artık Musevilerden yaklaşık %30 oranında, yani 630.000 fazla. Bugün Birleşik Devletler nüfusunun %1,5’unu oluşturan Müslümanlar, Budistler ve Hindularla karşılaştırıldığında Museviler, nüfusun sadece %1,2’sini temsil etmekte. Birleşik Devletler’de yaşayan Hıristiyan ve “hiçbir dini” olmayan erişkinler arasındaki orantısal uçurum geçtiğimiz son 20 yılda azaldı: 1990’da % 86,2’ye % 8,2 olan oran, 2008’de % 76’ya % 15 oldu. Hıristiyanlar arasında en büyük düşüş 1998’de 32 milyon 800 bin iken 2008’de 29 milyon 400 bin olan “ana akım Protestan kiliseleri” (Metodistler, Lüteriyenler, Presbiteryenler, Episcopalian/Anglikan ve Mesih’in Birleşik Kilisesi) ve 17 milyondan 5 milyon 200 bine gerileyen “Belirsiz Protestanlar” arasında görüldü. En büyük artış ise 1990-2008 arasında 194.000’den 8 milyon 30 bine yükselen “mezhebe bağlı olmayan Hıristiyanlar”, 8 milyon 100 binden 16 milyon 400 bine yükselen belirsiz Hıristiyanlar ve 1990’da 5 milyon 700 bin iken 2008’de 7 milyon 900 bine yükselen Pentekostallar arasında. Katolikler ve Baptistler sayıca artıyor, ancak erişkin nüfusa oranda yerlerini zar zor koruyorlar.

Dini eğilimlerin siyasal-ekonomik bağlamda analizi

Pek çok gözlemci ve uzmanın ekonomik ümitsizlik zamanında “manevi teselli” arayışı fikrine karşın ekonomik kriz, dini üyelik ya da kimlikte bir artışa yol açmamıştır. Ana-akım kilise ve sinagoglar yeni üye almıyor, hatta var olanları tutamıyor, çünkü ihtiyaç anlarında (ipoteğin paraya çevrilmesi, iflaslar, işsizlik, tasarrufların, emeklilik aylıklarının ya da hisse senetlerinin kaybı) üyelerine pek az maddi çözüm sunuyor. Bazı uzmanlara göre daha uhrevi, vahiysel Pentecostal, Karizmatik, Yeniden Doğuş Kiliseleri sayılarını artırsa da geçtiğimiz 20 yılda daha büyük bir erişkin nüfus oranını kendilerine çekmeyi başaramamıştır; bu kiliseler 1990’da erişkinlerin % 3,5’una sahipti ve 2008’de % 0,9’luk artışla % 4,4’e ulaştılar.

Krizler on yılının pek çok önemli etkisi oldu –herhangi bir belirli isim altında dini aidiyet ciddi ölçüde zayıfladı, dini belirsizlik ve dindar olmayan erişkin Amerikalı sayısı ile oranı büyük ölçüde arttı. 1998 ve 2008 arasında her iki kategoride erişkin oranı % 10,5’dan % 20,2’ye yükselerek ikiye katlandı; rakamlar 18 milyon 340 binden 46 milyona yükseldi. “hiçbir dini” olmayanların çoğunluğunun önceki ana-akım Hıristiyan ve Musevilerden geldiği görülmekte.

1990-2008 arasında dindar olmayan erişkinlerdeki artış, yirmi yıl boyunca öyle ya da böyle sabit kalmış olan daha iyi eğitim, kentleşme ve rasyonel düşünceye bağlanamaz. Burada değişen, gelir kaybına, artan eşitsizliğe, sürekli savaşlara karşı maaşlı ve ücretli işçiler arasında giderek yükselen hoşnutsuzluk ve kamu nezdinde belli başlı siyasal ve ekonomik kurumların itibar kaybetmesidir (Amerikalıların %78’i bankaları, özellikle Wall Street’i ve Kongreyi olumsuz görmekte). Dini kurumlar ve inanç, giderek artan biçimde Amerikan yaşam standartlarıyla çalışma şartlarının gerilemesinde en iyi ihtimalle ilgisiz ve daha çok da suç ortağı olarak görülmekte. “Hiçbir dini” olmayan Amerikalıların oranındaki çarpıcı artışa rağmen %75’e yakın Amerikalı hâlâ Hıristiyanlığın bir ya da diğer modeline bağlı olduğunu iddia ediyor.

Musevilikteki kriz, “ana akım Hıristiyan” kiliselerinden bile daha şiddetli. Son 20 yılda daha önce kendilerini Musevi olarak tanımlamaktan vazgeçen 450.000 inananla birlikte erişkin Musevilerin sayısında yaklaşık % 15 azalma görüldü. Musevilikten kaçışın siyasal ekonomik sebeplerinden bazıları Hıristiyanlıkla benzer olabilir. Diğerleri Museviler’e özel olabilir: “Kaybın” sebep ve sonucu olarak Musevilerin % 50’den fazlası sinagog dışında, Musevi olmayanlarla evleniyor. Diğerleri, Şarkî ya da Hıristiyanlık gibi başka bir dine geçebiliyor. Bazı Musevi yeni-muhafazakar hahamlar ve ideolojiler “asimilasyon” tehdidinin “soykırıma” eş olduğundan yakınıyor. Büyük olasılıkla daha önceki pek çok Musevi, “hiçbir dini” olmayan ya da laik olmayı seçti. Bazıları için, Eski Ahit’in kanlı hikayeleri ve Talmud kitabındaki hükümlerin, modern rasyonel düşüncede bir karşılığı yok. Kendilerini Musevi olarak tanımlayanlardaki bu belirgin düşüşe siyasal etkenler de katkıda bulunmuş olabilir: İsrail’in Museviliğin dini kurumlarıyla özdeşleşmişliği ve giderek sıkılaşan bağları, İsrail bayraktarlığı ve İsrail’in işlediği savaş suçlarının 'Sinagog' tarafından kayıtsız şartsız desteklenmesi, pek çok cemaat üyesini uzaklaştırdı. Bu üyeler, iç içe geçmiş dini-Siyonist ağlar içine iyice yerleşmiş dehşetengiz pro-Israil aygıtına karşı kişisel açıdan pahalıya mal olacak bir mücadeleye girişmektense sessiz sedasız kenara çekildiler.

Sonuç

Dini krizler, inanç ve kurumsal aidiyetteki gerileme, Birleşik Devletler’de kamu kuruluşlarında görülen ahlaki yozlaşmayla ve yaşam standartlarındaki ani düşüşle yakından ilişkili. Hıristiyanlar arasında gerileme hızlı, ama dengeli; Museviler arasında gerileme daha derin ve daha hızlı. Ufukta herhangi bir “alternatif dinsel” uyanış yok. Daha köktenci Hıristiyan gruplar, toplumsal adaletsizliği düzeltmek için yapılan kamusal harcamaları suçlu gösteren Çay Partisi gibi aşırı uçlardaki hareketlerle daha siyasal bağlar kurarak karşılık verdi ya da İslamofobik İsrail yanlısı hareketlere katıldı –tam da eski-Musevilerdeki kopuş sayısını artırarak!

Laik ya da “hiçbir dini” olmayan erişkin nüfus, belki de sınıf çıkarları ve sosyo-ekonomik açıdan tamamen farklı bir toplumsal kategori olduğu için, köktencilere karşı henüz bir program örgütlemiş ya da kapsamlı bir fikir ifade etmiş değil. “Hiçbir dini” olmayan terimi bize alternatifiyle ilgili pek az şey söylüyor. Bir dine inananların yüzdesinin azalmasının pek çok sonucu olabilir: bazı durumlarda öğretinin ve örgütlenme yapılarının “dindarları bir hizada tutmak” için daha fazla katılaşmasına yol açabilir. Diğer durumlarda çoğunlukla aşırı sağda olmak üzere giderek daha fazla siyasallaşmaya yol açar. Hıristiyanlar arasında bunun anlamı İncil’in lafzî okumaları ve evrim-karşıtlığı üzerinde ısrar etmek anlamına gelmekte; Musevilerde ise, azalan sayılar, ailesel bağlılıkları ve daha zorlayıcı bağış toplamaları, lobi çalışmalarını ve Filistinlilerden arınmış “Yahudi Devleti” için koşulsuz desteği ve İsrail ile Siyonizm eleştirilerine karşı daha cezai bir sindirme harekatını güçlendirdi.

Yapılması gereken, giderek artan rasyonel “hiçbir dini” olmayan halk kitlesini, düşük yaşam standartları ve artan emperyal savaş maliyetlerini (maddi ve manevi) birebir yaşayan Amerikalı ücretli ve maaşlı çalışanlardan oluşan çoğunlukla buluşturan bir hareket yaratmak. Bazı dindar bireyler ve hatta mezhepler böyle bir harekete çekilecek, diğerleri mezhepsel ve siyasal sebeplerle harekete saldıracaktır. Ancak dini olmayan bir etik, bireysel ve siyasal krizleri toplumsal eyleme bağladığından siyasal topluluk da laik gereksinmeler ve kamusal etik üzerine kurulu yeni bir toplumun temellerini yaratabilir.

 



Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

Bayraktar AKINCI ASELFLIR-500 ile hedefi başarıyla vurdu

Bayraktar AKINCI, Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi’ni kullanarak deniz üstünde seyreden Albatros İDA’yı başarıyla imha etti.

Teknoloji

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasından endişe ediliyor

MHP lideri Bahçeli: Yeni bir dünya savaşı cinayettir

Vücutta kolay morarma o hastalığın habercisi olabilir!

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sıcaklıklar 30 derecenin üzerine çıkacak (Bu hafta hava nasıl olacak?)

TBMM açılıyor: Gündemde kripto para düzenlemesi var

Yerel seçim dünya medyasında: İstanbul 'büyük ödül', muhalefeti bekleyen tehlike

Avrupa bu itiraf ile çalkalanıyor... Polonya Başbakanı Tusk'tan savaş uyarısı: Hazır değiliz!

Rusya, Ukranya'nın en büyük özel elektrik şirketine saldırdı

İsrail ordusu Halep'i vurdu: 38 kişi öldürüldü

Türkiye’nin iç sorunu bir PKK’dan Avrupa’nın sorunu bir PKK’ya

STK’LAR YILDIZ HOLDİNG’TE BULUŞTU

Ukrayna: Rusya, başkent Kiev'e seyir ve balistik füzelerle saldırdı

Rus istihbaratı: Fransa, ilk etapta 2 bin askeri Ukrayna'ya göndermek için hazırlık yapıyor

Erdoğan'ın iftar yemeğinde sarf ettiği cümle Yunanistan'da tepkiyle karşılandı! Hükümete çağrı yaptılar

MİT PKK'nın sözde İran sorumlusunu Kandil'de etkisiz hale getirdi

Yükleniyor