Ekonomide dengeler değişiyor

Ekonomide dengeler değişiyor

Ekonomide dengeler değişiyor, uluslararası ticarette Avrupa-ABD ekseni güç kaybederken 5 ülke hızla gelişiyor. Uzmanlar, çok değil 20 yıl sonra, bu grubun önde gelen 7 sanayileşmiş ülkeyi geçip dünya ekonomisinin zirvesine oturacağını

Avrupa`da ekonomik kriz giderek derinleşiyor, sermaye genç sanayi ülkelerine kayıyor. (ASAM)


Bernd Graessler

Yurtdışı sermaye yatırımları küreselleşmenin en önemli itici güçlerinden biridir. Merkezi yabancı bir ülkede bulunan şirketler diğer ülkelerde üretim tesisleri kurar, oradaki şirketleri satın alır ya da o ülkenin şirketleriyle birleşir, ortaklık kurar. Finans krizi yurtdışı sermaye yatırımlarının da önemli oranda gerilemesine neden oldu. Doğrudan yatırım sermayesi transferinin krizden bu yana nasıl bir gelişme gösterdiği ve yatırımların geleceğiyle ilgili beklentiler Birleşmiş Milletlerin (BM) Dünya Yatırım Raporu’nda yer aldı.

Kalkınma halindeki ve kalkınmışlığın eşiğindeki ülkeler, doğrudan yurtdışı sermaye yatırımlarında da ağırlığını hissettiriyor. 2010 yılında sınır ötesi yatırımların ilk kez yarıdan fazlası sanayileşmekteki ülkelerde yapıldı. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı UNCTAD bu rakamların sadece büyük resmi gösterdiğine ve yatırımların aslında son derece dengesiz dağıldığına dikkat çekiyor. UNCTAD temsilcisi Joachim Karl, Çin, Hindistan ve Brezilya’nın yatırım yeri olma cazibesi artarken, diğer ülkelerde yabancı sermaye yatırımlarının düştüğüne dikkat çekti. Joachim Karl, başta Afrika olmak üzere dünyanın diğer bölgelerinde yabancı yatırımların azaldığını, en az kalkınmış ülkelerle denizi olmayan ve küçük adalardan oluşan ülkelerde de aynı durumun söz konusu olduğunu söyledi.

Kalkınmaktaki ülkeler sermaye ihraç ediyor

Genç sanayi ülkeleri ise, yatırım sermayesi girdisi kadar sermaye ihracı, yani yurtdışı yatırımları açısından da son derece faaller. Bu ülkelerin yurtdışı sermaye yatırımlarının dünya yatırım pastasındaki payı %30’un üzerinde. 2010 yılında yurtdışında toplam 1,24 trilyon dolarlık doğrudan yatırım yapıldı. UNCTAD temsilcisi Karl bu rakamın artışa işaret ettiğini ancak yatırım faaliyetlerindeki toparlanmanın arzulanan hıza ulaşmadığını dile getirdi. UNCTAD, işler yolunda gittiği takdirde toparlanmanın hız kazanacağını ve iki yıla kadar kriz öncesi düzeye gelineceğini, yani yurtdışı sermaye yatırımlarının iki trilyon dolara çıkacağını tahmin ediyor.

2010 yılının yabancı sermaye yatırımları açısından en kârlı Avrupa ülkesi Almanya oldu.

UNCTAD dünya yatırım raporu, yurtdışındaki yatırımsız imalat bağlantılarının sıçrama göstermesini bekliyor. Non-Equity Modes adıyla istatistiklere geçen bu işbirliği, sanayi ülkelerindeki şirketlerin kalkınma halindeki ortaklarına, o ülkede yatırım yapmaksızın otomobil ve elektronik parçalarıyla, tekstil, ayakkabı ya da tarım ürünleri sipariş etmesi anlamına geliyor. Sermaye temelli olmayan ortaklıklarda yaklaşık 15 milyon kişi istihdam ediliyor ve bu branşın küresel iş hacmi yılda iki trilyon doları buluyor.

Sermaye temelli olmayan ortaklıklar

UNCTAD Almanya temsilcisi Joachim Karl bu modelin sadece nimetlerini saymanın doğru olmadığını ve bu bazda üretim yapılan çoğu yerdeki çalışma şartlarının modern standartlara uymadığını söyledi.

Elektronik yan sanayinin önde gelen ismi Tayvanlı Foxconn bu tarzda üretim yapan şirketlerin en büyüğü. Foxconn aynı zamanda, elemanları arasında intihar oranının da en yüksek olduğu şirket. Bu şirketin çalıştırdığı elemanların çalışma şartlarının kötülüğü yüzünden dile getirdikleri şikayetler Foxconn tarafından reddediliyor.

UNCTAD sermaye temelli olmayan stratejik sınai ortaklıkların sayısız yarar sağladığı görüşünde ve hükümetlere bu işbirliği modelinin teşvik programlarına dahil edilmesini öneriyor.

Ekonomide dengeler değişiyor

Uluslararası ticarette Avrupa-ABD ekseni güç kaybederken 5 ülke hızla gelişiyor, dünya gelir dengesi değişiyor. Küresel kriz, Batılı ülkelerin dünya hasılasından aldığı payı giderek azaltıyor. Uzmanlar, çok değil 20 yıl sonra, BRIC ülkelerinin, önde gelen 7 sanayileşmiş ülkeyi geçip dünya ekonomisinin zirvesine oturacağını hesaplıyor.

Rusya, Hindistan, Çin ve Brezilya’dan oluşan BRIC ülkeleri özgüven eksikliği yaşamıyor. Bu dört ülkenin liderleri, Rusya’nın Yakaterinburg kentinde bir araya geldiğinde Rusya Devlet Başkanı Medvedev bu kenti “dünya politikasının merkez üssü” olarak nitelemişti.

Konu dünyanın küresel krizden kurtarılması olunca, bu ülkeler de müzakere masasındaki yerlerini alıyor. Artık kalkınmanın eşiğindeki ülkeler sürece dahil edilmeden, bir çözüm üzerinde müzakere etmek neredeyse imkânsız. Zira BRIC ülkeleri olarak adlandırılan Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin ekonomileri dünya ekonomisinin yüzde 15`ini oluşturuyor; küresel ticaretten yüzde 13’lük bir pay alıyor, ayrıca 2 trilyon 800 milyar dolar ile dünyadaki toplam döviz rezervinin de yüzde 40’ına sahipler.

Alman Deutsche Bank’ın Başiktisatçısı Nobert Walter, bu ülkelerin gelecekte dünya ekonomisinin dengesini değiştireceği görüşünde. Walter, “önümüzdeki beş ila yedi yıl içinde bu eğilim zayıflamaktan ziyade güçlenecek. Bu ülkeler, küresel ticarette ve yatırım kararlarında büyük ağırlık kazanacak. Amerikalılar ve Avrupalılar gelecek beş yıl içinde ekonomilerini ayağa kaldırmakla uğraşacaklar. Dolayısıyla önce yapısal değişiklikler ve yüksek borçlanma oranlarının düşürmekle vakit harcayacaklar. Bu da kuşkusuz kalkınmanın eşiğindeki ülkelerin büyüme hızını artıracak' diyor.

Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in İngilizce yazılış şekliyle baş harflerinden oluşan BRIC kısaltması ise ilk olarak Amerikan yatırım bankası Goldman Sachs tarafından kullanıldı. Bankanın baş iktisatçısı Jim O`Neill, BRIC ülkelerinin 2050 yılına kadar yedi büyük sanayi ülkesini geride bırakacağı öngörüsünde bulunuyordu. O’Neill bu öngörüsünü yeniledi, bunun 50 değil, gelecek 20 yıl içinde gerçekleşeceğini iddia etti.

Alman Deutsche Bank’ın Başiktisatçısı Norbert Walter ise bu konuda tereddütleri olduğunu, çünkü bu dört ülkenin aynı grupta değerlendirilemeyeceğini belirtiyor. Walter, bu görüşünü “bence Hindistan ve Çin, hâlihazırda mevcut olan büyük ekonomik dinamikleri nedeniyle birbirine uygun. Bu iki ülke, gelecek beş yıl içinde yüzde 7 oranında büyüme kaydedecek ve bu oranlarla öncü rol üstelenecek' sözleriyle açıklıyor.

Avrupa`nın geleceği işsiz

Hemen hemen bütün politikacılar, yaptıkları konuşmalarda “Gençler geleceğimizdir” ifadelerini kullanır. Ancak pratikte durum çok farklı. Çoğu Avrupa ülkesinde 15 ile 24 yaşları arasındaki gençlerin çoğu işsiz.

İspanyol gençler öfkeli. Biri yüksek sesle bağırarak, “Daha fazla hak istiyoruz. Sağlam bir iş, yeterli ücret, kendi evimizi tutma fırsatı ve kendi kaderimizi bizzat tayin edebileceğimiz bir gelecek' diyor.

Ülkede neredeyse her iki gençten biri işsiz. 25 yaş altındakiler arasındaki işsizlik oranı yüzde 44 civarında. Bu, AB içerisindeki en yüksek oran. Çoğu İspanyol genci, kendini bir “kayıp neslin“ mensubu hissediyor. Sebep olmadıkları bir krizin faturasını ödemek zorunda kalan bir nesil!

İspanyol gençleri kısa bir süre önce sokaklara dökülmüştü. Öfkeli gençlerin Madrid, Barselona ve diğer büyük kentlerdeki protestoları tüm dünyada gazetelerin manşetlerinde yer almıştı.

Bu sorunun nedenlerinden biri de İspanyol ekonomisinin kilit sektörlerinden biri olan inşaatçılıktaki hareketliliğin sona ermiş olması. Gayrimenkul piyasasındaki çöküşün ardından, konut inşaatları da yüzde 70 oranında azaldı. Sektörün hareketli olduğu dönemde çok sayıda genç okulu yarıda bırakmıştı. Çünkü o yıllarda, inşaatlarda iyi para kazanıyorlardı. Şimdi ise işsizler.

AB üyesi diğer ülkelerde de durum aynı

Ancak İspanya, Avrupa’daki tek örnek değil. Yunanistan, İrlanda ya da İtalya’da gençlerin yaklaşık yüzde 30’u işsiz. 2010 yılının aralık ayında, 27 üyeli AB’nin 19 ülkesindeki gençler arasındaki işsizlik oranı yüzde 20’nin üzerindeydi. Alman Özel Sektörü Enstitüsü’nün istihdam piyasası uzmanı Holger Schäfer, gençlerin ekonomi krizinin ilk kurbanları olduğunu kaydediyor.

Schäfer, 'Kriz dönemlerinde gençlerin işi, diğer yaş gruplarına kıyasla daha zor. Bu da bir işletmede daha kısa süre bulunuyor olmalarından kaynaklanıyor. İş güvencesi gibi konularda daha az şansa sahipler, sıklıkla sınırlı sözleşmeleri var ve ayrıca işletmeye özel gerekli beşeri sermayeleri de daha az. Yani işletmede kullanabilecekleri bilgi ve becerileri… Bu nedenle acil tasarruf önlemlerinin ilk kurbanı onlar oluyorlar' ifadelerini kullanıyor.

'Ekonominin canlandırılması şart'

Schäfer’e göre, siyasetin kısa vadeli etki olanağı da kısıtlı. İstihdam piyasası uzmanı Schäfer, en önemli önlemin ekonominin ve bununla birlikte tüm istihdam piyasasının canlandırılması olduğu görüşünde:

'Konjonktür, genç insanlar için istihdam piyasasının gelişmesinde önemli rol oynuyor. Staj piyasası da istihdam piyasasındaki genel kalkınmaya güçlü oranda bağlı. İstihdam piyasası tekrar düzelirse, gençlerin iş bulması kolaylaşacaktır. Bunu, geçmişte, şu anda krizin merkezinde bulunan ülkelerde de çok açık bir şekilde gördük. 2006 yılında İspanyol gençleri arasındaki issizlik oranı sadece yüzde 18’di. Yani şu anda gördüğümüz yüzde 44’ten çok daha azdı.“

Almanya`da durum nispeten daha iyi

Almanya ise Avrupa ülkelerinin çoğuna kıyasla krizi nispeten hafif atlattı. Alman ekonomisi büyüyor, ihracat artıyor ve insanlar tekrar tüketiyor. Ayrıca, gençler arasındaki işsizlik oranı da yüzde 10’un altında. Benzer rakamlar sadece Avusturya ve Hollanda’da görülüyor.

Çoğu uzman, ekonomik kalkınmanın yanı sıra ikili eğitim sistemini de yani okul ve bir işletmede paralel eğitimi, Almanya’da az sayıda genç işsiz bulunmasının ana nedenlerinden biri olarak görüyor.

Alman Sendikalar Birliği Gençlik Politikaları Bölümü yöneticisi Rene Rudolf, 'Paralel eğitim sisteminin dünyadaki en iyi örneklerden biri olduğuna inanıyorum. Böylece yüksek öğrenimini tamamlamayan gençler, meslekte yükselme fırsatını yakalamış oluyorlar' şeklinde konuşuyor.

Yabancı yatırım rüzgarı tersine döndü

Bundan birkaç yıl öncesine kadar büyük Alman şirketlerinin Çin’de yaptıkları yatırımlar olumlu ve olumsuz yönleriyle tartışmalara konu olurdu. Günümüzde ise büyük Çin şirketlerinin Almanya’daki yatırımları konuşuluyor.

Avrupa’daki Çin yatırım sermayesinin yarısı Almanya’daki tesislere ayrılıyor. Almanya’nın önde gelen danışmanlık kuruluşlarından KPMG’nin temsilcisi Moritz von Schenk bunun tek nedeninin, Almanya’nın coğrafi konumu olmadığını söylüyor:

“Almanya aynı zamanda uluslararası büyük müşteriye, teknolojiye ve tecrübeli elemana ulaşma imkanı da tanıyor.”

Almanya’da faaliyet gösteren Çin şirketleri şimdilik çoğunlukla pazarlama firmalarıyla temsilciliklere yatırım yapıyor. Son zamanlarda ise Almanya’da şirket satın alan Çinlilerin sayısı artmaya başladı. Danışman Schenk Çinlilerin önce zor durumdaki Alman şirketlerini tercih ettiklerini ama çoğu zaman aldıkları işletmeleri düze çıkarmayı başaramadıklarını anlatıyor:

“Son bir buçuk yılda yatırım stratejilerini değiştirdiler. Teknoloji geliştiren ve geniş müşteri kitlesine hitap eden sağlam ve kârlı Alman şirketlerini tercih etmeye başladıktan sonra işleri de düzeldi.”

Çin devletinin desteği

Almanya’nın Franken bölgesindeki Waldrich Coburg adlı makine imalatçısı 2005 yılında Pekin merkezli bir Çin şirketine satılmıştı. Aradan geçen zaman içinde şirketin satış hasılatı üçe katlanırken personel sayısı da %50 oranında arttı. Otomotiv yan sanayinin büyük isimlerinden Preh bir Çin yatırım holdingi tarafından satın alındıktan sonra şimdi de bilgisayar imalatçısı Lenovo Alman elektronik devi Medion’u yutmaya hazırlanıyor.

Devlet Çin şirketlerinin yurt dışı yatırım faaliyetlerine siyasi ve mali bakımlardan yardımcı oluyor. Bazı gözlemciler bu politikanın rekabet ortamını bozabileceği uyarısında bulunuyor. Danışmanlık şirketi KPMG’nin Çin uzmanı Wang Wei ise sonunda piyasa ekonomisi mantığının galebe çalacağı görüşünde:

“Devlet işletmecilik yapamaz. Ayrıca devletin bütün yurt dışındaki şirket alımlarını finanse edecek kadar parası da yok. Yurt dışındaki hammadde ile ilgisi olmayan yatırımlara bizzat şirketlerin karar vermesi gerekiyor”

Hangi branşları tercih ediyorlar?

Çin şirketlerinin Almanya’daki yatırım stratejilerinde devletin rol oynadığı söylenemez. Tercih edilen branşların başında teknoloji, otomotivcilik ve makine endüstrisi geliyor. Çin şirketi Sany, büyük bir rakibini yutmak değil, inşaat makinelerini Avrupa ülkelerinde pazarlayabilmek için Köln yakınlarında faaliyete geçti. Şirket 100 milyon euroluk yatırımla yeni bir tesis kurdu. Hazır beton pompalarını Avrupa’da üretip Avrupa’ya satmayı amaçlayan Çin şirketi %80’i Alman olmak üzere 150 mühendis aldı. Şirketin genel müdürü He Dongdong önyargılarla baş etmenin kolay olmadığını söylüyor:

“Bir Alman, Japon ya da Alman şirketi tarafından işe alındığında ailesinden ve yakınlarından kimse ona bir şey sormaz. Ama işvereni Çinli olunca bir sürü soruya muhatap olur.”

Almanya’daki Çin yatırımları yılda yüzde 20 oranında artmakla birlikte, yatırım hacmi, Alman şirketlerinin Çin’deki yatırımları karşısında devede kulak kalıyor. Moritz Schenk bu bakımdan Çinlilerin Almanya’yı satın aldığının söylenemeyeceğini belirtiyor:

“Çinli yatırımcı asıl katma değerin Almanya’da istihdam ettiği uzman elemanlar olduğunun bilincinde. ‘Bunları alıp Çin’e götürmem, burada, Almanya’da çalıştırırım’, der. Bunun Alman endüstrisini satın almakla değil de dünya ekonomisindeki küreselleşmeyi bir adım ileriye götürmekle ilgisi var.”(Almanyanın Sesi)



Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) kamuoyunun görüşüne sunulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni müfredat taslağındaki çeşitli derslerde, Türkiye'nin kalkınma projelerine dair içeriklere de yer verildi.

Teknoloji

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

Yapay zeka teknolojisi finans sektörünün geleceğini belirlerken yasal düzenlemelerden hayata geçen uygulamalara kadar çok sayıda yenilik hem sektöre hem de son kullanıcıya fayda sağlıyor.

Teknoloji

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Tüm gözler Kahire'de... Hamas'tan 'İsrail' açıklaması: Ciddi bir anlaşmazlık yok

İsrail basını 'kâbus senaryosu'nu yazdı: Netanyahu için tutuklama emri çıkarılacak! IDF kanlı plana onay verdi

Zelenski dünyaya duyurdu: En az 7 Patriot sistemine ihtiyacımız var

İsrail'den Lübnan'a hava saldırısı! Cemaat el-İslami lideri Musab Halaf öldürüldü

İsrail, Gazze'deki savaşı sürdürme planlarını onayladı

Irak, 30 yıl aradan sonra Türkiye sınırında üs kurdu

Türk SİHA'ları Yunanistan'ı masrafa soktu: Milyarlık programa onay verdiler

Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

AVRASYA BİR VAKFI BİLİM TEKNOLOJİ DERNEĞİ KONFERANSI (27 NİSAN 2024)

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile ticaret tartışmalarına noktayı koydu: O iş bitti

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

İsrail'in "konforlu mağduriyeti"

Meteoroloji'den 44 ile toz taşınımı uyarısı! Göz gözü görmeyecek

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

Yükleniyor