Endüstri Ülkelerinin Nüfus Sorunu Büyüyor

Endüstri Ülkelerinin Nüfus Sorunu Büyüyor

Almanya neredeyse varlığını sürdürebilmek için nüfusunu gençleştirmek zorunda. Bu bakış açısından yola çıkıldığında ülke, burada yaşıyan göçmenlere ilişkin tutumunu yeniden gözden geçirirken, aynı zamanda AB`ye, AB`nin geniş

Almanya’daki nüfus eğilimleri ülkenin ekonomik ve sosyal gelişmesini belirleyici bir boyut kazanıyor. Uzun vadeli nüfus tahminlerinde nüfusun azalacağı ve buna paralel olarak büyük bir hızla yaşlanacağı ortaya çıkıyor. Bu durum da Almanya’nın ihtiyaç duyacağı dışarıdan göçmen nüfus desteğinin artacağı gerçeğini gösteriyor.

Almanya’nın her geçen yıl nüfusunun giderek yaşlandığı ve bunun orta vadede ülkedeki sosyal sisteme yönelik olası olumsuz etkileri son günlerde en çok konuşulan konuların başında geliyor.

Nüfus profilindeki bu görülebilir yaşlanma ile buna bağlı olarak doğacak ekonomik sıkıntılar öncelikli olarak şu andaki yaşlılık sigortası sisteminin çöküşü anlamına geliyor. Almanya’da emekliler şu an itibarıyla diğer Avrupa Birliği ülkelerine oranla çok daha iyi maaş alıyor, daha iyi bakım ve sağlık hizmetlerinden yararlanıyor, ancak sorun gelecekte yatıyor.

Nüfusun yaşlanması tabii beraberinde beyin gücü ihtiyacı, yabancı iş ve beyin gücü transferini yeniden Almanya`nın gündemine getiriyor. Daha açık bir deyişle bugün calışanların ileride emeklilik maaşlarını alabilmeleri icin aktif genç nesillere ihtiyaç var.

Avrupa Birliği’nin güçlü ülkesi Almanya önümüzdeki dönemde giderek ağırlaşan bir nüfus sorunu ile karşı karşıya kalacak. Yapılan hesaplamalara göre, 2025 yılına kadar 6 milyon insanın emekli olacağı ülkede sorun  2030’lu yıllar sonrasında güvenlik sisteminden, çalışma piyasalarına kadar hemen her sahada çok daha büyük bir boyut alacak.

Uzmanlar 2050’li yıllara gelindiğinde her üç kişiden birinin 65 yaş üzerinde olacağı Almanya’da genç nüfusun ülkenin sosyal gereksinimlerini karşılamakta yetersiz kalacağından, buna paralel sosyal güvenlik sistemindeki dengenin bozulmasıyla sağlık ve bakım giderlerinin finansmanın çökeceğinden yola çıkıyor.

Yapılan tahminlere göre Almanya’da 2060 yılına kadar nüfus yüzde 20 oranıyla 17 milyon azalarak 65 milyona inecek. Aşırı sağcılar dışında hemen tüm partiler, ekonomi uzmanları ve sanayi çevreleri Almanya’nın yaşlanma ve nüfus ile bağlantılı sorunlarını en azından kontrol altında tutabilmek için kalifiye göçmenleri ülkeye çekmekten başka seçenek olmadığı ve göç politikalarında radikal değişiklikler gerektiği konusunda hemfikirler.

Nitekim Berlin’de düzenlenen Ulusal Demografi Zirvesi`nde konuşan Başbakan Angela Merkel, Alman ekonomisinin rekabet gücünü koruyabilmesi için ülke içi potansiyelin tümüyle kullanılması gerektiğini ancak yine de kalifiye eleman açığını kapatmaya yetmeyeceğini ve  bundan sonraki süreçte ABD benzeri bir göç modeline ihtiyaç olduğunu söyledi.

Merkel son yıllarda Almanya`ya göçün arttığını, ancak imajının kötü olması nedeniyle kalifiye elemanların başka ülkeleri tercih ettiğini savundu.

Ülkeye gelen göçmenlere yönelik hüsnü kabul kültürü oluşturmuş Amerikan modelinden övgüyle bahseden Merkel, demografik değişimin Almanya’nın geniş çaplı bir şekilde modernleştirilmesi için bir fırsat olduğunu da söyledi. Kalifiye eleman sıkıntısına çare arayan Almanya’nın umudu son iki yılda Euro krizinden etkilenen ve işsizliğin rekora koştuğu İspanya ve İtalya oldu.

Alman Federal İstatistik Dairesi tarafından açıklanan verilere göre geçen yıl Almanya’ya gelenlerin sayısı son 20 yılın en yüksek rakamlarına ulaştı. Ancak Berlin Uyum Senatörü Dilek Kolat ülkede yaşayan çoğu Türk ve genç işsizleri kalifiye etmek yerine ülke dışından gelenlere iş piyasasında öncelik verilmesini  gerilim yaratacak bir konu olarak görüyor.
Almanya’da yaklaşık 8 milyon yabancı yaşıyor. Uzmanlar 3 milyonluk nüfusla en büyük göçmen grubunu oluşturan Türk nüfusundan da 2025 ila 2035 yılları arasında iş hayatından ayrılanların ve emeklilik hayatına geçenlerin oranının çok yüksek olacağını ifade ediyor.

`Kadınlar ve yaşlılar daha çok istihdam edilmeli`

Alman ekonomisi özellikle matematik, enformatik, fen bilimleri ve teknik alanlarda daha fazla kalifiye elemana ihtiyaç duyuyor. Uzmanlara göre yaşlıların, kadınların ve yabancıların daha fazla istihdam edilmesi şart.

Köln merkezli Alman Ekonomi Enstitüsü (IW) matematik, enformatik, fen bilimleri ve teknik alanlarda (MINT) eğitim görenlerin sayısının 2005 - 2010 yılları arasında her yıl yaklaşık 59 bin kişi arttığını kaydediyor. Bu alanlardaki kalifiye elemanların sayısındaki artış ise 96 binin üzerinde. Rapor ileri yaştaki insanlar, kadınlar ve göçmenler grupları arasında bu artışın daha belirgin olduğunu gösteriyor.

`Yaşça ileri olanların katkısı büyük`

Köln`deki Alman Ekonomi Enstitüsü yöneticisi Michael Hüther şunları belirtiyor: “Matematik, enformatik, fen bilimleri ve teknik alanlarda (MINT) diplomaya sahip yaşça ileri olanların istihdama katkısı büyük. Bu alanlarda eğitim görmüş 55 yaş üzeri sayısında 2005-2010 yıllarında yüzde 34,1 oranında artış kaydedildi. Bu oran tüm yaş gruplarındaki toplam artışın neredeyse iki katı.'

Ancak Michael Hüther kalifiye eleman sayısındaki artışın yeterli olmadığını vurguluyor. MINT alanlarındaki 12 meslekten 8`inde işgücü talebinin, işgücü arzından fazla olduğunu belirten Hüther 122 bin 800 kişilik kadronun kapatılamadığına dikkat çekiyor: '2013-2020 yıllarında sadece demografik değişimden kaynaklanacak 1 milyon 800 bin kişilik kalifiye eleman ihtiyacı bile şimdiki meslek eğitimi ile kapatılamıyor. Halihazırda MINT alanlarında eğitim görenlerin sayısı 1 milyon 300 bin. Önlem alınmazsa 2020`ye kadar teknik alanlarda iş gücü açığı 1 milyon 400 bine ulaşabilir.'

Kadınların ilgisini artırma hedefi

2008`de kurulan 'MINT Zukunft schaffen (MINT alanlarına gelecek sağlamak) adlı inisiyatif, söz konusu alanlarda eğitimi iyileştirmek ve eleman ihtiyacını karşılamak için girişimlerde bulunuyor.

İnisiyatifin yönetim kurulu başkanı Thomas Sattelberger özellikle kadınların matematik, enformatik, fen bilimleri ve teknik alanlarına ilgisini artırmayı hedeflediklerini belirtiyor: 'MINT alanlarından mezun olan kadınların sayısı 2010`dan 2011`e bin 400 kişi artış kaydederek 32 bin 200`e ulaştı. Yine de mesleklere dair kapsamlı ve gerçekçi bilgileri çok daha erken ulaştırmalıyız. Ancak bu şekilde kadınların genel olarak tercih ettikleri bakıcılık, dil bilimi, satış elemanı, kuaförlük ve sekreterlik gibi mesleklerden oluşan yelpazeyi genişletebiliriz.'

`Yabancılardan da yararlanılmalı`

Thomas Sattelberger matematik, enformatik, fen bilimleri ve teknik alanlarda artan kalifiye eleman ihtiyacının karşılanması için Almanya`da eğitim alan yabancılardan da yararlanılması gerektiğini belirtiyor: “Ne yazık ki her yıl MINT alanında eğitim gören 12 bin yabancının dörtte üçü yeniden ülkemizi terk ediyor. Üstelik uyumda başarıya giden tüm adımları atmalarına rağmen. Diplomaları tanınıyor, dilimizi ve kültürümüzü tanıyorlar. Bu yetenekler israf ediliyor. Oysa böyle bir lüksümüz yok. Bu kişilerin ülkesine döndüğünü düşünebilirsiniz ama hayır! Onların yüzde 60`ı Yeni Zelanda, Kanada gibi göçmenlere sıcak bakan ülkelere gidiyor.'

Kalifiye Almanlar İsviçre`ye Kaçıyor

Küresel ekonomik kriz, Almanya ile Avrupa’nın zenginlik merkezi İsviçre’in arasını açtı. Nedeni ise ülkede yaşayan Alman göçmenlerin sayısının artması. Ekonomik kriz döneminde artan işsizlik nedeniyle pek çok insan durumu daha sağlam olan ülkelere göçü bir çözüm olarak görüyor. Özellikle tıp ve kimya gibi alanlarda kalifiye Almanların son dönemde göç ettiği ülke ise komşu İsviçre. Ancak İsviçre’de yaşayan Almanların sayısının hızla artması ve burada yüksek maaşlı kalifiye işyerlerinde tercih edilir duruma gelmeleri, İsviçre’de Almanların göçünü engelleyici önlem arayışı başlattı.

İstatistiklere göre İsviçre’de yaşanan Almanların nüfusu 250 bin civarında, yani halkın yüzde 15’i Alman pasaportu taşıyor. Almanya’da doktor ve bankacılar arasında yapılan kamuoyu araştırmalarında, 'İsviçre’de iş bulsam giderim' diyenlerin oranının yüzde 40’ı aşması bu ülkeye olan ilginin bir kanıtı. Hayat standartı daha yüksek olan ve ekonomik krizden az etkilenen İsviçre, yüksek maaşları ve yakın olması nedeni ile kalifiye Almanlar için cazibe merkezi. Kamuoyu ve basında Almanlara karşı oluşan tepkileri değerlendiren İsviçre hükümeti şimdi Almanların göçünü sınırlamak için çözüm arıyor.
Almanya ekonomik krizle bağlantılı vergi kaçıran vatandaşlarının peşine düşmüş, Almanya Maliye Bakanı Peer Steinbrück’ün İsviçre`yi vergi kaçakçılarını kollamakla suçlaması sonrasında, iki ülke arasında söz düellosu yaşanmıştı. Almanyalı Türkler ise, İsviçre’nin Almanya’dan göçmen akımını durdurma girişimlerini biraz olsun tebessümle izliyor ve Türklerin Almanya’ya göçünü sınırlandırmak amacıyla çeşitli yasalar çıkaran Almanların şimdi aynı kaderi paylaştıklarını düşünüyorlar.

Şimdi Almanya neredeyse varlığını sürdürebilmek için nüfusunu gençleştirmek zorunda. Bu bakış açısından yola çıkıldığında ülke, burada yaşıyan göçmenlere ilişkin tutumunu yeniden gözden geçirirken, aynı zamanda AB`ye, AB`nin genişlemesine ve sonunda genç nüfusu ile Türkiye`nin AB`ye girmesine de yeşil ışık yakmak zorunda. Aksi takdirde, Almanya kelimenin tam anlamıyla tarihe gömülecek.

Avrupa`da Nüfusun Hızla Yaşlanması Ciddi Bir Sorun

Nüfusun yaşlanması Avrupa  ülkeleri için gelecekte büyük sorun oluşturacak bir konu. Almanya`da geleceğe dönük demografik öngörüler, bazı siyasetçiler tarafından kabus olarak tanımlanıyor.

Almanya’da nüfusunun diğer AB ülkelerinden daha hızlı ve hissedilir bir oranda azalması ile toplumun yaşlanacak olmasının nedenlerinin başında ölüm ile doğum oranları arasındaki açık geliyor. Almanya’da doğan bebek oranı 1,3`te kalıyor, Fransa`daki doğum oranı 1,9. Federal Hükümet’in, yaşlanmaya karşı aldığı önlemler de sonuç vermiyor, ailelerin çocuk yapması için teşvik üzerine teşvik uygulayan ülke, her yıl ailelere 34 milyar Euro ‘çocuk parası’ dağıtıyor. Almanya kadınlara doğum sonrası verilen ücretli izin konusunda da 47 hafta ile dünya çapında zirvede.

Nüfustaki azalmanın yurtdışından alınabilecek göçle de durdurulamıyacağını belirten ve Almanya’nın geleceğine yönelik endişe duyan kurumların başında emeklilik sigortaları olmak üzere sosyal kasalar geliyor. 2050’ye dek çalışabilir nüfusun 50 milyondan 33 milyona gerileyeceği, yaşlı bakımı sigortalarına ilişkin harcamaların ve emekli maaşlarının ödenmesinde büyük sorunlar çıkacağı vurgulanıyor.

Federal İstatistik Dairesi`nin verileri, yardıma muhtaç emeklilerin sayısının hızla artacağını, emekli maaşıyla geçinemediği için devletten sosyal yardım alan yada fakirlik içinde yaşayamak zorunda kalacakların sayısında patlama olacağını gösteriyor. Ömrü boyunca aralıksız çalıştıktan sonra emeklilikte fukaralık çekeceklerin oranı 2050’de yüzde 20 olacak. Sokakdaki vatandaş, yaşlılık dönemini onurlu bir şekilde devam ettirebilmenin şimdiden zorlaştığı görüşünde.

Peki Yaşlanan Nüfus Küresel Ekonomiyi Nasıl ve Ne Kadar Etkiliyor?

Dünyanın önde gelen ekonomileri şu sıralarda zor bir dönemden geçiyor. Bu ülkelerde bir yandan bütçe sıkıntıları yaşanıyor bir yandan da nüfus giderek yaşlanıyor.

1988 yılında Japonya dünyanın en büyük 10 şirketinin 8’ine sahipti. Bugünse en büyük 20 şirket listesinde bir tane bile Japon şirketi yok. 2050 yılına kadar Japon nüfusunun %44’ü 60 yaşın üzerinde olacak. Japonya şimdiden dünyanın en yaşlı toplumuna sahip.  Brookings Enstitüsü’nden Barry Bosworth işgücünün azalması, emeklilerinse çoğalması nedeniyle Japonya’nın sıkıntılarının artacağını söylüyor: “Japonya Amerika gibi. Emekli maaşları oldukça düşük. Ancak sağlık sistemlerinin ucuz olması da Avrupa’ya benziyor. Bunun özel sektöre etkileri çok büyük. İşgücü giderek azalıyor. Çalışanların sayısı giderek düşüyor. Bu nedenle ekonomi çok büyümüyor.”

Japonya’nın gayrisafi milli hasılasının, reel olarak 1990’dan beri büyümediği, ancak borcunun gayrisafi milli hasılanın iki katı olduğu görülüyor.

Avrupa’da da doğum oranı giderek düşüyor ve Avrupalılar artık daha uzun yaşıyor. Uluslararası Para Fonu 2050 yılında Avrupa’da emeklilerin sayısının çalışanlara oranla ikiye katlanacağını tahmin ediyor.

14 trilyon dolar borcu olan Amerika’da da nüfus giderek yaşlanıyor. 2030 yılında 65 yaş ve üzerindekiler ülke nüfusunun neredeyse %20’sini oluşturacak. Ekonomik Politika ve Araştırmalar Merkezi’nden David Rosnick’e göre Amerika’daki sağlık sisteminin maliyeti son derece yüksek: “Sanayileşmiş ülkeler arasında sağlık hizmetlerinin en pahalı olduğu ülke Amerika. Maliyetlerin diğer sanayileşmiş ülkelere oranla daha hızlı artacağı tahmin ediliyor. Bu konuda önlem almazsak çok ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalacağız.”

Bosworth’a göre nüfusun yaşlanması ve borçların artmasının gelişmiş ekonomiler üzerindeki etkileri çok büyük oldu. Uzman Amerika, Japonya ve Avrupa Birliği ekonomilerinin gelecekte daha yavaş büyüyeceğini, Amerika’nın yüksek borç nedeniyle yaşlı nüfusuna destek olmakta zorlanacağını söylüyor: “Bütçe açığı sorununun yaşlanmaya bağlı olduğunu düşünüyorduk. Şimdiyse bu sorunu borç sorunuyla birleştirin. Gelecek yıllarda faiz oranları yükseldiğinde bu borçlar üzerindeki faizi de ödemek durumunda kalacağız. Ayrıca emeklilerin maaşlarını da çok daha yavaş büyümekte olan ekonomiyle ödemek zorunda olacağız.”

Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya’nın da nüfusu giderek yaşlanıyor. Avrupa Birliği’nin lokomotifi sayılan Almanya’da kalifiye işgücünün 10 yıl içinde 2 milyon azalması bekleniyor. Almanya 2000 yılında kapılarını diğer Avrupa ülkelerinden genç ve kalifiye elemanlara açtı, ancak bu olanağı az sayıda kişi kullandı.

Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’de bile işgücü yaşlanıyor. Çin’de 1979 yılında yürürlüğe giren tek çocuk yasasının amacı artan nüfusu 300 milyon azaltmaktı. Bosworth bu politikanın işgücüne giren genç sayısını ciddi ölçüde azalttığını, bu nedenle Çin nüfusunun önümüzdeki on yıllarda hızla yaşlanacağını söylüyor: “Çin’de gençlerin sayısının çok az olması son derece ciddi bir sorun. Çinliler bu geçiş süreci hakkında oldukça kaygılı. Doğum oranını çok hızlı şekilde düşürdüler.”

Bosworth nüfusu yaşlanmakta olan bu ülkelerin ekonomilerinin gelecekteki görünümünün şimdiden belli olduğunu söylüyor: “Bugünün Japonya’sı aslında birçoğumuzun gelecekteki görüntüsü. Bu ekonomilerde insanlar geçmişe oranla çok daha uzun süre çalışmak zorunda olacak. Hepsini yeniden eğitmek zorunda olmayacağımız için biraz tasarruf edeceğiz. Ancak bu çalışanlar daha yaşlı olacakları için sağlık sorunlar daha fazla olacak. Bu da çalışan nüfusun sağlık masraflarını arttıracak.”

Japonya’da ayrıca işgücüne katılan kadınların sayısı da arttı. Erkeklerse daha uzun ve daha düşük seviyedeki pozisyonlarda çalışıyor ve gençlere yer açıyor. Yaşlıların evde daha uzun süre yaşamasıysa sağlık hizmetlerinin maliyetini düşürebilir.



Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

Bayraktar AKINCI ASELFLIR-500 ile hedefi başarıyla vurdu

Bayraktar AKINCI, Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi’ni kullanarak deniz üstünde seyreden Albatros İDA’yı başarıyla imha etti.

Teknoloji

Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüpheli yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 20 ilde eş zamanlı düzenlenen Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüphelinin yakalandığını bildirdi.

Teknoloji

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasından endişe ediliyor

MHP lideri Bahçeli: Yeni bir dünya savaşı cinayettir

Vücutta kolay morarma o hastalığın habercisi olabilir!

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sıcaklıklar 30 derecenin üzerine çıkacak (Bu hafta hava nasıl olacak?)

TBMM açılıyor: Gündemde kripto para düzenlemesi var

Yerel seçim dünya medyasında: İstanbul 'büyük ödül', muhalefeti bekleyen tehlike

Avrupa bu itiraf ile çalkalanıyor... Polonya Başbakanı Tusk'tan savaş uyarısı: Hazır değiliz!

Rusya, Ukranya'nın en büyük özel elektrik şirketine saldırdı

İsrail ordusu Halep'i vurdu: 38 kişi öldürüldü

Türkiye’nin iç sorunu bir PKK’dan Avrupa’nın sorunu bir PKK’ya

STK’LAR YILDIZ HOLDİNG’TE BULUŞTU

Ukrayna: Rusya, başkent Kiev'e seyir ve balistik füzelerle saldırdı

Rus istihbaratı: Fransa, ilk etapta 2 bin askeri Ukrayna'ya göndermek için hazırlık yapıyor

Erdoğan'ın iftar yemeğinde sarf ettiği cümle Yunanistan'da tepkiyle karşılandı! Hükümete çağrı yaptılar

MİT PKK'nın sözde İran sorumlusunu Kandil'de etkisiz hale getirdi

Katillerin gözü döndü! İsrail’den Şifa Hastanesi’ne katliam gibi baskın: Sivilleri acımadan öldürdüler

Uzman isim Türkiye'nin rolünü anlatarak uyardı! Karadeniz'i bekleyen büyük tehlike

Pakistan'dan Afganistan'a hava saldırısı!

Rusya'da seçim: Dünya Putin'i protesto ediyor

Bayraktar AKINCI'dan İHA-230 füzesiyle çifte atış

Yükleniyor