Freedom House Gerçekte Ne Kadar Bağımsız?

Freedom House Gerçekte Ne Kadar Bağımsız?

Ortaya çıkan belgeler Freedom House üzerinden, Küba’daki yasadışı gruplara para aktarıldığını ve gizli birtakım faaliyetler içerisinde olunduğunu gösteriyor.

Freedom, cehenneme git!

 

Diana Barahona

Freedom House kendisini 'Freedom House dünya çapında özgürlüğün genişletilmesini destekleyen bağımsız, hükümet-dışı bir organizasyondur' diye tanıtıyor. Ancak gerçek acaba böyle mi?

Freedom House, Washington ve New York merkezli, dünya çapında 120’den fazla ofisi bulunan ve yıllık bütçesi 19 milyon dolar olan küçük fakat etkili bir organizasyondur. [1] Kendisini “Amerika’nın en eski insan hakları grubu” olarak tanımlamakta olan Freedom House’un bilinen en önemli çalışmasıysa ülkeleri “özgür”, yarı özgür” ve “özgür değil” diye puanlayan “Dünyada Özgürlük” raporudur. Bilinmeyen yönü ise finansmanını büyük oranda -bu oran 2000 ve 2003 yılları arasında ortalama yüzde 95’tir- ABD Dışişleri Bakanlığı’nın sağlıyor olması ya da destekçilerinin, hükümet, iş, akademi, emek ve basın sektöründeki yeni-muhafazakârların “Kim Kimdir” listesi olduğudur.

1940’ta liberal bir New Yorklu olan George Field ve birkaç arkadaşı CDAAA’yı (İtilaf Devletlerine Yardım Amaçlı ABD Milli Savunma Komitesi) II. Dünya Savaşında ABD’ye destek toplamak için kurdular. Grup; sanat, basın ve hükümet çevresindeki -Franklin ve Eleanor Roosevelt’de dahil olmak üzere- önde gelen şahsiyetleri etkiledi, “bir yıl içerisinde Madison Meydanı’nda yaptığı gösterilere binlerce kişiyi çekti ve manşetlere çıktı. [2]” 1941’de Pearl Harbor’un bombalanmasından bir ay önce Field, “Münih’teki Hitler’in propaganda merkezi Nazi Braunhaus’un karşıtı olarak Freedom House’u kurmak üzere [3]” Cumhuriyetçi Başkan adayı Wendell L. Willkie ve bazı anti-Nazi gruplarla bir araya geldi.

Savaştan sonra, Freedom House, “Sovyet ve Çin Komünizmi, Anti-Semitizm ve Doğu Avrupa ve Asya’daki insan hakları ihlalleriyle mücadele için” CIA ve ABD Dışişleri Bakanlığı gibi hükümet kurumlarıyla birlikte çalışmaya başladı. [4] NATO’nun ülke dışındaki faaliyetlerini destekledi ancak ülke içinde liberal ilkeleri savundu, Ku Klux Klan ve McCarthyizmi kınadı, Wendell Willkie Memorial binasında yer alan New York’taki merkez bürosunu, NAACP [5] (Anti-Defamation League Metropolitan Council of B`nai B`rith) ile paylaştı. Field, 1967’de örgütün Başkanlığı’ndan ayrıldı ancak 1970’e kadar yönetim kurulunda sekreter olarak görevde kaldı.

Freedom House 1970’ler ve 1980’lerde, Üçüncü Dünya ülkelerinin Birinci Dünya şirket ve hükümetleri tarafından denetlenmeyen bir medya sistemi yaratma çabalarını ifade eden “Yeni Uluslararası Enformasyon ve İletişim Düzeni” çabasına karşı UNESCO’da lobi yaptı. 1980’ler boyunca örgüt başlıca gelirini yeni kurulmuş olan NED’den (ABD Kongresince 1983’te kurulan National Endowment for Democracy) sağladı ve en yüksek gelir kaynaklarını yeni kurulmuş olan NED’ten elde etmeye [6] ve Latin Amerika için Doğu Avrupa’yı çok aşan anlaşmalar yapmaya başladı.

Reagan- Bush yönetimleri süresince Freedom House, “Nikaragua’da Sandinist Hükümete saldırırken, Arturo Cruz gibi kontra liderlerinin tarafını tutarken ve NED’in fonlarının gizli akışını sağlayacak bir kanal görevi yaparken, El Salvador’un ölüm mangaları bağlantılı ARENA partisini de destekleyerek” [7], Orta Amerika’da ABD’nin dış-politika hedeflerine destek verdi. Bu dönemde bile “yeni-muhafazakar” olarak adlandırılan grubun destekleyenleri ve üyeleri şunlardı: “ABD Dışişleri Bakanlığı, Ulusal Güvenlik Konseyi (Jeane Kirkpatrick), CIA, ABD Enformasyon Ajansı, Trilateral Komisyon (Zbigniew Brzezinski), Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi, Yakın Tehlikeler Komitesi (Committee on the Present Danger), Medyada Doğruluk (Accuracy in Media), ve Amerikan Girişim Enstitüsü (American Enterprise Institute).”

1980’ler boyunca Freedom House; NED tarafından fonlanan Mücahitler yanlısı gruplardan birisi olan Afganistan Enformasyon Merkezi’ni kurdu. Bu, ABD Hükümeti’nin anti-Sovyet gruplar için oluşturduğu 3 milyar dolarlık örtülü fon programının tamamlayıcısı oldu.[8]

Freedom House’un gelir raporlarına göre, 1997 öncesinde hükümet finansmanı Dışişleri Bakanlığı adına gerçekleştirildiği varsayılan görevlerin karşılığı olarak “harçlar ve ödemeler” olarak sağlanıyordu. Halbuki bu yıldan sonra finansman “nakdi yardım” olarak nitelendirildi. Fakat Kenneth Adelman, Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz, Otto Reich, Jeane Kirkpatrick, Samuel Huntington, Zbigniew Brzezinski ve Malcolm Forbes Jr. gibi yönetim kurulundaki neo-muhafazakarlarla birlikte, örgütün ideolojik gidişatının değişmesi açısından bir tehlike yoktu. [9]

Freedom House’un hükümet bağlantılı temsilcileri, geleneksel olarak yönetimdeki yerlerini rüşvetle edinmiş sağ-kanat sendika patronlarıydı. 1980’lerde ve 1990’larda soğuk savaşçılar Lane Kirkland, William Doherty, Albert Shanker ve Sol C. Chaikin vardı. Ulusal Postacılar Derneği Başkanı Doherty, CIA’ye bağlı AIFLD’nin yönetimindeydi. Amerikan Öğretmenler Federasyonu Başkanı Albert Shanker aynı zamanda Yakın Tehlikeler Komitesi’nin, NED’in ve NED’in fonladığı Serbest Ticaret Birliği Enstitüsü’nün yönetimindeydi. Aynı zamanda da ABD Enformasyon Ajansı’na danışmanlık yapan, USAI’ye (ABD Enformasyon Ajansı) ABD işçi sendikalarının “uluslararası aktivitelerinin” arttırılması yoluyla kendi programlarını genişletmesi için yardım eden bir özel sektör komitesinin üyesiydi. [10]

Sol Chaikin, Uluslararası Kadın Hazır Giyim Sendikası başkanıydı ve sonuç olarak “parça-başı ücret, grev tazminatının olmaması, beş yıllık sözleşme, asgari ücretin ve hükümet yardımlarının kaldırılması” yöntemlerini benimseyerek hazır giyim sanayisini New York’ta tutma çabası içinde olan, kendisinden önce başkan David Dubinsky’den ilham almıştı. [11] Aynı zamanda rüşvet ve şantajcılığı benimsemişti. 1997’de “35 bin civarında işçinin istihdam edildiği ve büyük oranda sendikalaşmış New York hazır giyim sektörü, ücretleri aşağı çeken ve mesai saatlerini arttıran aşağılayıcı toplu sözleşmeyi yapan haraç çetesinin hakimiyetine girdi.”[12]

Chaikin asla haraç çetesini temizlemeye ya da çoğunluğu Üçüncü Dünyalı göçmenlerden oluşan sendika üyelerinin daha iyi çalışma koşullarına kavuşmaları için bir şey yapmaya çalışmadı, ama Yakın Tehlikeler Komitesi’ne ve Serbest Ticaret Birliği’ne katılarak diğer ülkelerdeki komünizme karşı bir haçlı neferi gibi çalıştı. Chaikin’in ardından ILGWU Başkanlığı’na 1986-1995 arasında Jay Mazur geldi. Mazur UNITE’ın fahri başkanı, ILGWU’nun yeni başkanı, yarım milyonluk geliriyle yılda sadece 7.000 dolar kazanan düşük ücretli işçilerin temsilcisiydi. [13]

Mazur, aynı şekilde Freedom House’un yönetim kurulu üyeliğinde de Chaikin’in halefi oldu. Chaikin gibi Mazur da sendikasında yolsuzluğu engellemedi, fakat uluslararası düzeyde komünizme karşı sert bir muhalefet yürüttü, 1996’dan 2001’e kadar AFL-CIO’nun Uluslararası İlişkiler Komitesi’nde başkan, Dayanışma Merkezi’nde ise gözetimci olarak yer aldı. Mazur, 2004 itibariyle de Wilson Merkezi’ne göre Dış İlişkiler Konseyi ve Trilateral Komisyon’un üyesiydi. [14]

Yönetim kurulu üyeleri Terence O`Sullivan Sr. ve Jr. Kuzey Amerika Uluslararası İşçi Birliğinden (LIUNA) geliyorlar. Terence O’Sullivan Sr. 1975’te mali işler sekreteriydi, “terfi için ısrarlı talepleri” yüzünden “ceza olarak erken emekliliğe zorlandı”. Oğlunun daha iyi bir tarzı vardı: Genovese çetesinin kuklası olan Arthur Coia Jr.’ın baş asistanıydı, Coia’nın 2000 yılında Adalet Bakanlığı tarafından görevden alınmasından sonra sendikanın başkanı oldu. [15]

Adrian Karatnycky, idari müdür olduğu 1993’ten itibaren Freedom Housen’un şöhretli figürlerinden birisi oldu. 1996’dan 2003’e kadar başkanlık yaptı ve daha sonra ayrıcalıklı bir uzman oldu. Karatnycky’nin emek hareketiyle bağlantısı ABD’nin hızla gerilediği ama buna karşılık dışarıda komünizm karşıtı mücadelenin de hızla yürütüldüğü 1980ler ve 1990’ların başında AFL-CIO ile yaptığı politik çalışmalarından kaynaklanıyordu.

Karatnycky AFL-CIO’nun Rusya, Ukrayna ve öteki doğu bloku ülkelerindeki bağımsız işçi sendikalarına olduğu gibi, Polonya Sendika Konfedaresyonu’na, Dayanışma’ya yardım programlarını denetledi. 1991’den 1993’e kadar AFL-CIO’da başkanın asistanıydı. Dış İlişkiler Konseyinin üyesi oldu ve Foreign Affairs, New York Times, The Washington Post ve Washington Times gibi yayınlara katkılarda bulundu.[16]

Freedom House yönetim kurulunda gazeteciler de hep oldu. Bu gazeteciler arasında Ulusal Radyo’dan Mara Liasson, Rolling Stone’dan P.J. O`Rourke, Reagan’ın eski yardımcısı ve Baba Bush’un konuşmalarını yazan şimdilerde The Wall Street Journal’ın yardımcı editörü Peggy Noonan sayılabilir. NPR iletişimden sorumlu Başkan Yardımcısı Andi Sporkin 22 Haziran 2006’da yazara bir e-postayla Liasson’un 1985’ten beri NPR’nin ulusal politika muhabiri olduğunu, ancak Freedom House’un artık üyesi olmadığını bildirmiştir. Ancak Liasson, derneğin listesinde en azından 1997’den bugüne kadar kayıtlı görünmektedir. [17]

Hedef Küba

1995’te Miami sürgünleri ve onların hükümetteki dostları Küba devriminin hızla düşüşe geçeceği öngörüsünde bulunduklarında, Freedom House “Küba sivil toplumuna destek sağlamak” ve “Küba’da barışçıl bir geçişe ihtiyaç olduğu konusunda uluslarası toplumun farkındalığını arttırmak” amacıyla USAID ve Dışişleri Bakanlığı’nın fonladığı Küba Programı’nı başlattı. 1995’ten 1997’ye kadar bu program, 1989’dan itibaren Freedom House’un yöneticisi olan Frank Calzon tarafından yürütüldü. [18]

Program halen Washingon’da Xavier Utset tarafından yürütülüyor. Gazeteci Walter Lippmann, Freedom House’un 2004’te Küba Programı için 2.1 milyon dolar aldığını söylüyor.[19]

11 Mayıs 2001’de Birleşmiş Milletler Küba Daimi Temsilcisi, Sivil Toplum Kuruluşları Komitesi’ne Freedom House’un danışmanlık statüsünü ihlal eden bazı etkinliklere dahil olduğu şikayetini iletti ve “STK’ların bir devletin egemenliğini ihlal etmek üzere belli bir hükümetin ajanı olarak kullanılmasına” itiraz etti. [20] Örgütün “bir yıkım mekanizması ve STK’dan çok bir istihbarat servisi gibi işlediğini” söyledi. Belgeler, Küba’daki yasadışı gruplara para aktarıldığını ve gizli birtakım faaliyetler içerisinde olunduğunu gösteriyordu. Freedom House’un hâlihazırdaki Küba Programı, Doğu Avrupa’lı gazetecilerin istihdam ve eğitimini ve yıkıcı faaliyetlerde bulunmak üzere Küba’ya gönderilmelerini içeriyordu. [21]

Küba, İnsan Hakları Komisyonunun 57. oturumunda şunları kaydetti: “STK, terörist örgütlerin üyelerini temsilci olarak akredite etti. Ayrıca Freedom House temsilcileri kimlik kartlarını Palais de Nations’a girmeleri için Küba kökenli akredite olmayan kişilere verdiler ki bu hem yasadışı, hem de diğer diplomatları riske atmaktadır.”

1999’da casusluk faaliyetleri nedeniyle Küba’dan sınırdışı edilen New York’lu kütüphaneci Robert Kent, New York Times’a kendisinin “10 Küba ziyaretinden” [22] bazılarının Freedom House tarafından karşılandığını ve maaşlı “rejim muhalifleriyle” [23] görüşmeler yaparken Frank Calzon’un ismini kullandığını söyledi. Fakat örgütün basın sorumlusu Amanda Abrams, Freedom House’dan kimsenin Kent’i tanımadığını açıkladı.

Haiti ve Venezüella görüş alanında

ABD Dışişleri Bakanlığı ve Freedom House, rejim değişikliği için Haiti ve Venezüella’yı da hedef aldı. Organizasyon, 2002’de Hugo Chavez kısa bir süre için devrildiğinde bu durumu memnuniyetle karşılayan bir tepki vererek, [24] web sitesinde “Venezüella’da Chavez hükümetinin otoriter yönetiminin etkisinden kurtuluş yolunda işe yarayacaktır” biçiminde bir temenni yayımladı. Fakat Abrams, Freedom House’un Venezüellalı muhaliflere yönelik olarak USAID’in Geçiş İnisiyatifleri Ofisi tarafından finanse edilen desteklerinin yalnızca 2004’ten beri söz konusu olduğunu iddia ediyor.

17 Mart 2004’te Haiti Devlet Başkanı Jean-Bertrand Aristide’e yönelik darbeden günler sonra, The Washington Post’ta, Aristide’nin devrilmesini haklı göstermeye çalışan Adrian Karatnycky imzalı “Sahte Demokrat’ın düşüşü” [25] başlıklı bir başyazı yayımlandı. Karatnycky, Washington’un hoşlanmadığı demokratik hükümetlerin devrilmesini meşrulaştırmak için Haiti ve Venezuella’yı “sahte-demokrasiler” olarak nitelendiriyordu. Hedefteki hükümetin gerçek bir demokrat olmadığını iddia eden bu kelime oyunu, daha önce de Chavez hükümetini “seçim yoluyla gelen otoriteryanizmin yeni ve kurnaz bir örneği olarak” tanımalayan, Carter Center’dan Dr. Jennifer McCoy tarafından dile getirilmişti. [26] McCoy ABD’nin aynı fikirde olmadığı demokrasileri tanımlamak için “hibrid demokrasi” terimini icat etti.

Karatnycky “Sahte Demokratın düşüşü” yazısında, Başkan Aristide’i “demokratik manda yönetimini seçimlere hile karıştırarak, muhalefeti tehidt ederek ve yaygın yolsuzluğa tolerans göstererek sürdürmekle” suçladı. Eğer bu iddialar doğru olsaydı -ki buna yönelik hiçbir kanıt olmamasına rağmen- demokrasiyi geliştirme misyonuna sahip olduğunu iddia eden organizasyonun sözcüsü Karatnycky’nin bir hükümeti devirmenin demokratik yolunun seçim olduğunu, bir darbe olamayacağını bilmesi gerekirdi. Bu, darbeci liderlerin insan hakları ihlalcisi olarak bilindiği Haiti gibi vakalarda özellikle böyledir. Darbeden hemen sonra tahmin edilebileceği gibi bir katliam ve seçilmiş hükümetin temsilcilerine yönelik yaygın bir zulüm yapıldı, haklarında bir suçlamada bulunulmadan hüküm giydiler ve elleri arkalarından bağlı biçimde infaz edildiler. Sağlık alanında yayın yapan Lancet’e göre, darbe sonrasında kurulan hükümetin yönetiminde 8000 insan öldürüldü ve yalnızca Port Au Prince’te 35 bin kadın ve çocuğa tecavüz edildi.

Dr. McCoy kongredeki tanıklığından önce yanıltıcı bir karşılaştırma yaparak Chavez hükümetini Peru’daki Alberto Fujimori diktatörlüğüne benzetti. Karatnycky, Aristide ve Chavez’in ikisini birden anti-demokratik liderler kategorisine yerleştirdi: “2002’deki darbe girişiminden kurtulan Venezüella lideri Hugo Chavez, demokrasi yolundan saptığı için kitlesel hoşnutsuzluk ve yoğun sivil baskı ile yüz yüze.”

Freedom House’un Chavez’e yönelik çok daha çirkin bir saldırısı da Ağustos 2006’da Miami Herald’da yayımlandı. [27]

Bugün, Freedom House, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın modern “demokrasi teşviki” kompleksinin bir parçası olarak, bir think-tank kuruluşu ve “sivil toplum” kuruluşu olarak hizmet etmeye devam ediyor. Basında ve akademik yayınlarda sıklıkla söz edildiği gibi, Freedom House ve ortakları tarafından hazırlanan rapor ve çalışmalar, yöneticilerinin ve hükümetten destekçilerinin yeni-muhafazakâr (neo-con) ideolojisini teşvik ediyor. Her ne kadar isimler ve bağlantılar zamanla değişse de örgüt hala neo-conların hakimiyetinde. Liasson, O`Rourke ve Noonan’ın yanı sıra Brzezinski, Kirkpatrick ve Forbes hala yönetim kurulu listesindeler. Yöneticilerden Ken Adelman, Freedom House’a 2000’de katılan eski CIA yöneticisi R. James Woolsey gibi, Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi’nin destekçilerinden biri. Adelman 1975-1977 yılları arasında Rumsfeld’in asistanıydı. Reagan döneminde Birleşmiş Milletler temsilcisi ve silah kontrolü direktörüydü ve halen de Savunma Politikası Kurulu’nun üyelerinden biri. 2002’de The Washington Post için ya
zdığı “Irak’taki Kolay Görev” [28] başlıklı makalesinde şöyle diyordu: “İnanıyorum ki Saddam Hüseyin’in askeri gücünü yok etmek ve Irak’ı özgürleştirmek kolay bir iş olacaktır.” Bir diğer yönetici, Harvard profesörü Samuel P. Huntington, Üçlü Komisyon’un raporunun, Demokrasinin Krizi ve Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Tesisi”nin (1996) yazarıdır.

Freedom House gerçekten de “dünya çapında özgürlüğün genişletilmesini destekleyen bağımsız, hükümet-dışı bir organizasyon” mudur? (Monthly Review Magazine)

 

Dipnotlar:
[1]. Freedom House, 'Freedom House Statement on the Passing of George Field,' 1 Haziran 2006. Erişim tarihi 1 Ocak 2007.
[2]. Robert D. McFadden, 'George Field, Defender of Human Rights, Is Dead at 101,' New York Times 30 Mayıs 2006.
[3]. age
[4]. age
[5]. Michael Flynn, 'Freedom House,' Interhemispheric Resource Center, Right Web Profile. 26 Temmuz 2005. Erişim tarihi 1 Ocak 2007. 1987 mali yılında Freedom House’un toplam geliri 2 milyon 108 bin 320 dolardı. Bağışçılardan ve katılımcılardan gelen toplan gelir 1 milyon 315 bin 759 dolardı. NED ve Freedom House’un mali yıllarının büyük ölçüde örtüştüğünü göz önünde tutarsak, bu Freedom House’un 1987’de toplam gelirinin yüzde 35’ini Endowment’tan aldığını gösterir. Toplam bağış geliri ise neredeyse yüzde 57’dir.'
[6]. Interhemispheric Resource Center, 'Freedom House,' Group Watch Profile. Mart 1990. Erişim tarihi 1 Ocak 2007.
[7]. Jim Lobe ve Abid Aslam, 'Afghanistan,' Foreign Policy in Focus. 20 Kasım 2003. Erişim tarihi 1 Ocak 2007.
[8]. Freedom House IRS Form 990, 1997.
[9]. IRC, 1990.
[10]. Robert Fitch, Solidarity for Sale (New York: PublicAffairs, 2006): 200.
[11]. age, s. 193.
[12]. age, s. 197.
[13]. Woodrow Wilson International Center for Scholars, 'Jay Mazur,' 26 Şubat 2004. Erişim tarihi 1 Ocak 2007.
[14]. Fitch, s. 143-144.
[15]. Yuri Shevchuk, 'INTERVIEW: Adrian Karatnycky Speaks on Ukraine`s Internal and Foreign Affairs,' Ukrainian Weekly 43.71, 26 Ekim 2003. Erişim tarihi 28 Aralık 2006.
[16]. Freedom House, 'Board of Trustees,' 2006. Erişim tarihi 28 Aralık 2006.
[17]. IRC, 1990.
[18]. Walter Lippmann, 'Overt U.S. government funding for Cuban `Dissidents` 2004.' Erişim tarihi 28 Aralık 2006.
[19]. 'NGO Committee Considers Case of Freedom House,' Scienceblog.com. Erişim tarihi 28 Aralık 2006.
[20]. age
[21]. Felicia R. Lee, 'A Library In Cuba: What Is It?' New York Times, 28 Haziran 2003: B.7.
[22]. Eliades Acosta Matos, 'The Truth About Robert Kent,' Cuban Libraries Solidarity Group, 20 Haziran 2005. Erişim tarihi 1 Ocak 2007.
[23]. Diana Barahona, 'Uneasy Standoff in Venezuela`s Media Wars,' CounterPunch, 16 Ağustos 2005. Steve Chapman, 14 Ağustos 2002’de Chicago Tribune’de yayımlanan darbe yanlısı başyazıyı kaleme alan isimdi. Bir telefon konuşmasında Venezüella konusunda bilgi sahibi olmadığını ve başyazıyı yazmak için Los Angeles Times, Washington Post ve New York Times’taki haberlere başvurmanın yanı sıra Freedom House’la telefon görüşmeleri yaptığını söyledi. Ben ona söyleyinceye kadar Freedom House’un ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edildiğini bilmediğini söyledi.
[24] Amanda Abrams, 2006. Yazarın sorusuna verilen e-posta yanıtı:
“Freedom House insan hakları savunucularına yönelik olarak 2004’ten bu yana bir Venezüella Programı’na sahip. Program USAID Geçiş İnisiyatifleri Bürosu tarafından finanse ediliyor. Freedom House’un Venezüella programı, Latin Amerika çapında insan hakları savunucularını, insan hakları meselelerine odaklanan atölyeler ve hedefli takaslar yoluyla, en iyi pratikleri ve deneyimleri paylaşarak birbirine bağlamak için yürütülen bölgesel bir çaba. Program, Venezüellalı insan hakları savunucularının işlerini yapabilme kapasitelerini geliştirmek ve onları diğer ülkelerdeki muadilleriyle ilişkilendirmek için yürütülüyor.”
[25]. Adrian Karatnycky, 'Fall of a Pseudo-Democrat,' Washington Post 17 Mart 2004. Erişim tarihi 1 Ocak 2007.
[26]. Justin Delacour and Diana Barahona, 'The Carter Center`s Jennifer McCoy: Can She Be an Impartial Observer of Venezuela`s Referendum?' CounterPunch 14 Ağustos 2004.
[27]. C. Walker ve S. Tatic, 'Eroding Democracy,' The Miami Herald 3 Ağustos 2006. Erişim tarihi 28 Aralık 2006.
[28]. Kenneth Adelman, 'Cakewalk in Iraq,' Washington Post, 13 Şubat 2002. Erişim tarihi 28 Aralık 2006.

 



Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

Bayraktar AKINCI ASELFLIR-500 ile hedefi başarıyla vurdu

Bayraktar AKINCI, Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi’ni kullanarak deniz üstünde seyreden Albatros İDA’yı başarıyla imha etti.

Teknoloji

Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüpheli yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 20 ilde eş zamanlı düzenlenen Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüphelinin yakalandığını bildirdi.

Teknoloji

Türkiye'nin ilk uzay yolcusu Gezeravcı'nın 9 Ocak'ta uzaya gönderilmesi planlanıyor

Türkiye’nin ilk uzay yolcusunun, 9 Ocak 2024'te uzaya gönderilmesi planlanıyor.

Teknoloji

STK’LAR YILDIZ HOLDİNG’TE BULUŞTU

Ukrayna: Rusya, başkent Kiev'e seyir ve balistik füzelerle saldırdı

Rus istihbaratı: Fransa, ilk etapta 2 bin askeri Ukrayna'ya göndermek için hazırlık yapıyor

Erdoğan'ın iftar yemeğinde sarf ettiği cümle Yunanistan'da tepkiyle karşılandı! Hükümete çağrı yaptılar

MİT PKK'nın sözde İran sorumlusunu Kandil'de etkisiz hale getirdi

Katillerin gözü döndü! İsrail’den Şifa Hastanesi’ne katliam gibi baskın: Sivilleri acımadan öldürdüler

Uzman isim Türkiye'nin rolünü anlatarak uyardı! Karadeniz'i bekleyen büyük tehlike

Pakistan'dan Afganistan'a hava saldırısı!

Rusya'da seçim: Dünya Putin'i protesto ediyor

Bayraktar AKINCI'dan İHA-230 füzesiyle çifte atış

Türkiye ve Irak'tan ortak bildiri

ABD uçağından görünen detay! Filistin topraklarına alçak imza

Rusya’da kritik seçim! Halk sandık başında: Putin yeniden mi geliyor?

YILDIZ HOLDİNG’İN KONUŞAN YAZILAR SERGİSİ ANKARA’DA

Zelenskiy, Ukraynalıların Rusların Avrupa'ya geçişini engellediğini söyledi

Altay: Konya Türkiye Yüzyılı’nda ülkemizin teknoloji üssü olacak

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

BAŞKANIMIZA TÜRK DÜNYASI ÖDÜLÜ

İsrail-Hamas savaşında son durum... ABD'nin İsrail taktiği deşifre oldu! Washington Post yazdı: Kongre resmen bypass edilmiş!

Atlantik Konseyi'nden çarpıcı Türkiye analizi: Avrupa'nın güvenliğini sağlama fırsatı var

Dışişleri İsrail'in Batı Şeria'daki işgal planına sert tepki: Bu eyleme derhal son verilmelidir

Ermenistan-Rusya krizinde son nokta: Paşinyan muhafızların geri çekilmesini istedi

İsrail bunu da yaptı! Yüzlerce Filistinlinin toplu defnedildiği mezarlığa bomba yağdırdılar

Hamas: İsrail taleplerimizi kabul ederse 6 haftalık ateşkes 24 ila 48 saat içinde başlar

İsrail ordusu, bir kez daha Gazze'de insani yardım bekleyenlere saldırdı

HOCALI SOYKIRIMI YENİ YÜZYIL’DA KONUŞULDU

İsrail resmen ateşle oynuyor: IDF 'katliam planını' sundu! ABD askeri İsrail elçiliğinin önünde kendisini yaktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, savunma sanayi alanında adeta destan yazıyor

YAPAY ZEKA FIRSAT MI, TEHDİT Mİ

BM: İsrail'in saldırıları ve yetersiz yardım nedeniyle Gazze'de kıtlık an meselesi

Yükleniyor