Genetiği Değiştirilmiş Sivrisinekler Ordusu Göreve Hazır

Genetiği Değiştirilmiş Sivrisinekler Ordusu Göreve Hazır

Dengue Ateşini ortadan kaldırma kisvesi altında, genetiği değiştirilmiş sivrisinekler, 2009 yılında Cayman adalarında doğaya salındılar. Projenin finansörlerinden Gates Vakfı’nın bu yöndeki çabalarının gelecekteki kullanımlar açıs?

Amerikan ordusu, sıtma mikrobu taşıyan sivrisinekleri Georgia`nın Savannah ve Florida`nın Avon Park bölgelerine bıraktı. Her deneyin ardından kendilerini kamu sağlığı görevlileri olarak tanıtan ordu ajanları mikrobun kurbanlar üzerindeki etkilerini inceledi.

 

Brandon Turbeville *


“Bilim adamları” böceklerin genetiğini yıllardır değiştirirken, nihayet son yıllarda bu hayvanları doğaya salma meselesini açık açık tartışmaya başladılar. Her zamanki gibi, bu konuda halk düzeyindeki tartışmaların yeni yeni başlaması, projenin önceden başlatıldığı anlamına geliyor. Bunu son dönemde ortaya çıkan gerçeklikler de destekliyor.

Dengue ateşini ortadan kaldırma kisvesi altında, genetiği değiştirilmiş sivrisinekler, 2009 yılında Cayman adalarında doğaya salındılar. Dengue ateşi, sivrisineklerden kaynaklanan, virüs-temelli bir hastalıktır ve on yıllardır Kuzey Amerika’da esamesi okunmuyordu. Bu hastalık, çok daha tehlikeli bir başka hastalığa Dengue Hemorajik Ateşi`ne dönüşebilir. Bu hastalığın semptomları yüksek ateş, başağrısı, gözlerin ardında acı, vücudun kolay çürümesi, kas ve kemiklerde ağrı, kurdeşen ve dişeti kanamasıdır. Hastalığın tek çaresi yeterince dinlenmek ve bolbol su içmektir.

Genel anlamda ifade etmek gerekirse, virüsü, Aedes aeypti türünde bir sivrisinek taşır. Dengue Ateşi`nin yok edilmesinde genetiği değiştirilmiş sivrisineklerin kullanılması için genellikle öngörülen yönteme göre, genetiği değiştirilmiş sivrisineklere “ekstra bir gen yüklenir veya içlerinde bakteriler enjekte edilir, ya da döllerinin kısır olması veya hastalığı yaymaması veya ölmesi için bir genleri değiştirilir.”

Daha detaylı ifade etmek gerekirse, genetiği değiştirilmiş erkek sivri sineklerin, bir antibiyotik olan tetrasiklinin bulunmaması durumunda, ölü larvalar doğuran kısır dişilerle çiftleşeceği öngörülür. Bu antibiyotiğin yokluğunda, bir enzim, larvayı öldürecek denli toksik bir düzeye dek birikim yapar.

Şunu unutmamak gerekir: Genetiği değiştirilmiş bu sivrisineklerin (OX513A olarak bilinirler) mutlaka Aedis aegypti türünden olması gerekir; ancak bu şekilde söz konusu alandaki hedeflere ulaşılabilir. Dolayısıyla, 2009 ve 2010 yıllarında açık havaya bırakılan erkek sivrisineklerden milyonlarcası, Dengue Ateşi`ni taşıyan türden idi.

OX513A türünden olan sivrisineklerin hepsi, Oxitec isimli bir Britanyalı biyo-teknoloji şirketi tarafından geliştirildi ve doğaya salınmaları da, Sivrisinek Araştırma ve Denetim Birimi (Mosquito Research and Control Unit - MRCU) adlı bir kurum tarafından denetlendi. Söz konusu kurum, Britanya’nın denizaşırı topraklarından Cayman adalarında yerleşik idi.

Her ne kadar Oxitec Şirketi, genetiği değiştirilmiş böceklerle ilgili çalışmalara en çok müdahil olan şirket olsa da, proje sadece onlara mal edilemez. Bill and Melinda Gates Vakfı, Dünya Sağlık Örgütü, PEW Charitable Trusts, ABD, İngiltere ve Malezya’daki hükümet ajansları da, bu sürecin gelişimi ve teşvikinde rol almışlardır.

Bununla birlikte, ortada şüphe doğuran bir konu vardı: On yıllardır Kuzey Amerika’da izine rastlanmayan Dengue Ateşi, yakın zamanda bir anda Florida’da ortaya çıkmıştı. Başlangıçta, söz konusu hastalık 2009 yılında görülmüş; ancak 2010 yılında vakalar bir anda artış göstermişi. 2010 yılı Temmuz ayında kamuoyuyla paylaşılan ancak pek dikkat çekmeyen bir çalışmada ise, Key West nüfusunun yaklaşık %10’unun Dengue ateşinden etkilendiği ortaya çıkarılmıştı. Bu rakam, 2009 yılındaki %5’lik oranın iki katı demekti.

Neredeyse tamamen ortadan kalktıktan sonra bir virüsün yeniden ve bu denli güçlü şekilde ortaya çıkmasına neyin sebep olmuş olabileceği merak konusu olabilir. Ancak, yanıt aslında apaçık ortada. Elbette, resmi raporlar, bu hastalığın Cayman adalarından birkaç mil ötede doğaya salınan ve bu virüsü taşıyan milyonlarca sivrisinekle bağlantılı olup olmadığı konusunda sessiz kalmayı tercih ediyorlar.

Dengue Ateşi artık ABD’de salgınlara neden olacak düzeyde olmasa da, birkaç yıldır laboratuarlardaki araştırmalarla bağlı olarak ülkede bazı vakalar ortaya çıkıyor. Tüm bunların nedeni ise, 20.yüzyılın ortasından itibaren Dengue Ateşi`nin ABD hükümeti, ABD ordusu ve CIA açısından özel önem verilen bir konu haline gelmesidir. Fort Detrick’teki biyokimya araştırma tesislerinin 1942 yılından beri Dengue Ateşi`ni bir “biyo-silah” olarak kullanmak üzere testler yürüttüğüne dair kanıtlar mevcut. 1950’li yıllarda CIA, Fort Detrick ile ortaklık kurarak Dengue Ateşi`ni ve diğer “egzotik hastalıkları” incelemeye ve bunları biyolojik silah olarak kullanmak üzere çalışmalar yapmaya başladı.

Şunu da bilmekte yarar var: CIA belgelerine ve 1975 Kongre Komitesi’ne göre, Key West, Panama City ve Avon Park’taki üç nokta (ve Orta Florida’daki diğer iki yer), Dengue ateşi araştırmaları için test mahali olarak kullanılmaktaydı.

Her zaman olduğu gibi, Avon Park’taki deneyler, düşük gelirli bölge sakinleri üzerine odaklandı; çoğunluğu da siyahilerin yaşadığı bölgelerdeydi. H.P. Albarelli Jr. ve Zoe Martell of Truthout’a göre, MK/NAOMI programıyla bağlantılı olan CIA belgelerine göre, Ajans, bu tür deneylerde de Aegis aegypti türü sivrisineği kullanmaktaydı. Bu deneylerden birinde, Avon Park’ına 600.000 sivrisinek bırakıldı; daha sonra da 150.000 adet sivrisinek, özel olarak tasarlanmış ve yere değdikten sonra bir süre sonra ağzı açılan kağıt torbalar içinde serbest bırakıldı.

Avon Park’ta yaşayanlar (veya “kobaylar) ile görüşmeler yapıldı be edinilen bilgiye göre, bu deneyler sonucunda en az 6–7 kişinin can verdiği ortaya çıktı. Bu görüşmeleri gerçekleştiren Truthout’un aktardığına göre, bir bölge sakini şöyle demişti: “Burada yaşayanlar, belki de 20 yılın üzeri bir zamandan beri olan biten hakkında bir şey bilmiyor; ancak geriye dönüp baktığımızda, şunu fark ediyoruz ki, sağlıklı insanlar kısa sürede hasta oldular ve bu deneyler sırasında ölüverdiler.”

Truthout şuna da dikkat çekiyor: “Avon Park deneyleriyle aynı dönemde, Maryland’de Fort Detrick’teki sivil araştırmacılar arasında da en az iki vaka belirlenmişti.”

1978 yılında Pentagon’un hazırladığı “Biyolojik Savaş: Gizli Testler & Gönüllüler” isimli belgede, benzer deneylerin Key West’te ordu bünyesindeki kimyasal maddeler ve özel operasyonlar birimi tarafından yürütüldüğü ortaya çıkarılmıştı.

Şu andaki duruma benzer şekilde, ABD hükümet ajansları, sivrisineklerle bağlantılı projeler yürütmek üzere STK`lar, üniversite ve diğer örgütlerle ortaklıklar kurmuştu. 50’nin üzerinde saha uygulamasını içeren ve 1959’da gerçekleştirilen deney, Georgia, Maryland, Utah, Arizona ve Florida dahil birçok eyalette gerçekleştirildi. Bellweather Operasyonu, o dönemde sivrisinekler üzerinde çalışan New York’taki Rockefeller Enstitüsü ile koordine edilmişti. Dahası, deneye Armour Araştırma Vakfı, Battelle Memorial Enstitüsü, Ben Venue Laboratuarları, Florida Üniversitesi, Florida Devlet Üniversitesi ve Lovell Kimya Şirketi yardımcı oluyordu.

Ordu ve CIA’in Dengue Ateşi ile bağlantıları, sadece bu deneylerle sınırlı kalmadı. Yaygın kanıya göre, Küba’da 1981 yılında yaşanan salgın, ABD ordusu ve CIA’in gizli biyolojik saldırılarının bir sonucuydu. Salgın sonucunda yüz bin enfeksiyon vakası yaşandı.

Albarelli ve Martell, bu konuda şu tespitlerde bulunuyor: “Amerikan araştırmacı William H. Schaap’ın (ki kendisi aynı zamanda Covert Action Dergisi’nin de editörüdür) iddiasına göre, Küba’da yaşanan salgında CIA’in parmağı vardı. Fort Detrick’in eski araştırmacıları (ki hepsi, isminin gizli kalmasını istemişti) da, Küba salgınında “ileri düzeyde çalışmalar” yürüttüklerini ve bu salgının “insan eliyle gerçekleştiğini” söylemişlerdi.”

CIA, 1982 yılında Dengue salgını yaratmak üzere Pakistan ve Afganistan’a görevli yolladığı gerekçesiyle Sovyet medyasının suçlamasına maruz kalmıştı. Benzer şekilde, 1985 ve 1986 yıllarında, Nikaragua’daki yetkili merciler de CIA’e karşı benzer iddialar ortaya atmışlar; CIA’in bir Dengue salgını çıkarma hazırlıklarında olduğunu söylemişlerdi.

CIA bu tür faaliyetlere karıştığını sürekli reddetti; ancak orduda görev alan araştırmacılar “saldırgan biyolojik savaş hedeflerine yönelik yoğun çalışmalarda bulunduklarını” kabul ettiler. Ayrıca, bu tür çalışmalar, 1980’li yıllarda Fort Detrick’te gerçekleştirilmişti. Araştırmacılar şunu da kabul ettiler: Büyük sivrisinek kolonileri, Frederick, Maryland tesisinde saklanmaktaydı ve bu sineklerin hepsinde sarılık ve Dengue Ateşi virüsü bulunmaktaydı.

Bilgileri olmaksızın mahkumlar üzerinde de deneyler yapıldığına dair bulgular var. Truthout’un aktardığına göre, bilgileri dahilinde olmaksızın mahkumlar, deneyler sırasında Dengue Ateşi`ne ve diğer virüslere maruz bırakıldılar.

CIA ve Pentagon`un Dengue Ateşi konusunda gerçekleştirdiği testlere dair bu denli bulgu var iken, sivrisineklerin yakın zamanda doğaya salınması ile bu tür kuruluşların geleneksel test mahalli olan Florida’da patlak veren Dengue Ateşi arasında bir bağlantı olduğunu fark etmek son derece doğal olsa gerek.

Dengue salgınının nedenleri arasında, havadan gerçekleştirilen ilaçlama faaliyetlerinin artması da bulunuyor olabilir. Söz konusu ilaçlamalar, Dengue virüsü taşıyan sivrisineklerin ortadan kaldırılmasına yönelik olduğu ileri sürülse de, aksine ilginç bir şekilde hastalığa yakalanan insan sayısı da artış gösteriyor.

Sivrisineklerle bağlantılı Dengue Ateşi ve aniden patlak veren salgınla bağlantılı bir diğer olay ise 15 Kasım 2010’da gerçekleşti.

Güney Florida Üniversitesi’nden moleküler biyoloji uzmanı Dr. Chitra Chauhan (33), Temple Terrace otelinde siyanür içerek intihar etti. Kendisi, sivrisinekler ve hastalıkların bulaşması konularında Notre Dame Üniversitesi’nde araştırmalar yapmıştı. Normal şartlarda bir endişe konusu olmasa da, ordu ve istihbarat birimlerinin sivrisineklerle bağlantılı hastalıklarla ne çok ilgilendiği düşünüldüğünde, Dr. Chauhan’ın ölümü üzerinde daha fazla durmak gerekiyor.

Dr. Chauhan ölümüne dek, College of Public Healt’te Küresel Sağlık biriminde doktora-sonrası araştırmalar gerçekleştirmişti. Onu tanıyanlar, kendisini son derece zeki ve hareketli biri olarak tanımlıyorlardı.

Ne yazık ki, doğaya serbest bırakılan genetiği değiştirilmiş sinekler, Dengue Ateşi ve sıtmanın artması sonucunun dışında başka sonuçlar da doğurdu. 2009 yılında, Bill and Melinda Gates Vakgı, “uçabilen şırıngalar” şeklinde hareket edecek olan sivrisinekler geliştirmek üzere 22 ülkedeki araştırmacıların her birine 100.000 Dolar ödül verdi. Şurası açık ve netti: Sivrisinekler, her ısırdıklarında şırınga görevi görecek şekilde genetik olarak tasarlanacaklardı.

Para, birçok akademik kuruluşa, STKlara, hükümet ajanslarına ve özel şirketlere dağıtıldı. Fon, “Gates Vakfı’nın Büyük Meselelerin Keşfi konusundaki araştırmalarının ilk aşamasını teşkil ediyordu”. Bu süreç, “küresel sağlığa yönelik yenilikçi fikirleri teşvik etmeye dönük beş yıllık ve 100 milyon dolar değerinde bir girişimin parçasıydı”.

Bu projenin altında yatan temel öngörü şuydu: Bir sineğin genleriyle oynanarak, tükürüklerinde bazı hastalıklara yönelik antikorlar üretilecek; ardından bu antikorlar, sineğin ısırdığı insana geçecekti.

Bu yöntemde bir dizi ahlaki ve bilimsel sorun söz konusuydu:

Öncelikle, antikorların varlığı, mutlaka bağışıklık kazanılması anlamına gelmez. Ve bu antikorların aktarımı, bunların enjekte edildiği kişinin bağışıklık düzeyinin artmasını gerektirmez. Antikorlar ve bağışıklıkla bağlantılı bilim, henüz net bulgulara ulaşmamıştır. Aşılar ise, tamamen etkisizdir ve bir ilaç şirketi ya da farmasötik bir kuruluşla bağlantılı olan araştırmalar dışındaki çalışmalarda etkinlikleri kanıtlanmamıştır. Bunlar, genellikle “inanç-temelli” tıp olarak görülmelidir.

Daha da korkutucu olanı, sistemlerinde hastalık içeren genetiği değiştirilmiş sivrisineklerin doğaya yayılma potansiyeli ve bu işlemin ardında yatan salgın yaratma niyetidir. Bağışıklık sistemleri zayıflayanlar, bu süreçte en yüksek riski taşıyanlar olacaktır; ancak bu durum, sivrisineklerin ısırdığı diğer kişileri de kapsar; çünkü onlar da virüsten enfekte olacaklardır. Kişiden kişiye yapılan aktarım da cabası… Buna ilaveten, eşzamanlı salgın potansiyeli de (eğer farklı böcek türleri aynı anda kullanılırsa) söz konusudur; ayrıca kitlesel ölçekte bir soykırım da ihtimal dahilindedir. Ne yazık ki, bu tür senaryolar birçok kesimin bir süredir düşündüğü olasılıkları özetliyor.

Bununla birlikte, her ne kadar Gates bu konuda yeterince para harcamış olsa da, ve birçok çalışan kişi ve prestijli üniversite bu araştırmalara zaman ve çaba yatırımında bulunsa da, medyadaki genel uzlaşı şu yöndedir: Uçucu şırıngalar, hiçbir zaman uçamayacaklardır. Çünkü, Science NOW’un aktardığı gibi, “bu, hastalık denetiminde pratik bir yönteme benzemiyor; çünkü belli bir doz olmadan ve bu aşı programlarına yönelik onay alınmadan insanları aşılamak, “kabul edilebilir bir yol” değildir.

Tüm bu zorluklar, transjenik sivrisineklerin doğaya yayılmasını halkın ne kadar kabul edebileceği noktasında da karmaşıklaşır.

Bununla birlikte, Gates Vakfı’nın bu yöndeki çabalarının gelecekteki kullanımlar açısından olanaklı olup olmadığını sorgulamaksızın bu denli yüksek meblağlı fonları sağlamasını anlamak da son derece güç. Tüm bu unsurlar göz önüne alındığında, Gates Vakfı’nın başarısızlığa mahkum bir projeye boşu boşuna para verdiğine inanmak da çok zor. Aslında, buna inanan biri, son derece “naif” olarak nitelendirilmelidir. Açıkça görülüyor ki, gelecekte bir tarihte bu organizmaların doğaya salınmasını kabul etmemiz ve bunu beklememiz konusunda koşullandırılmışız. Bundan sonraki adımı ise hiç kimse tahmin edemeyecektir. (Kanada merkezli düşünce kuruluşu Globalresearch)


* Brandon Turbeville, sağlık, ekonomi ve sivil özgürlükler üzerinde makaleleri olan bir araştırmacıdır. Kendisi, ayrıca, “Codex Alimentarius - The End of Health Freedom” adlı kitabın da yazarıdır.

Kaynak: http://www.globalresearch.ca/index.php?context=va&aid=22385



Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) kamuoyunun görüşüne sunulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni müfredat taslağındaki çeşitli derslerde, Türkiye'nin kalkınma projelerine dair içeriklere de yer verildi.

Teknoloji

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

Yapay zeka teknolojisi finans sektörünün geleceğini belirlerken yasal düzenlemelerden hayata geçen uygulamalara kadar çok sayıda yenilik hem sektöre hem de son kullanıcıya fayda sağlıyor.

Teknoloji

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Tüm gözler Kahire'de... Hamas'tan 'İsrail' açıklaması: Ciddi bir anlaşmazlık yok

İsrail basını 'kâbus senaryosu'nu yazdı: Netanyahu için tutuklama emri çıkarılacak! IDF kanlı plana onay verdi

Zelenski dünyaya duyurdu: En az 7 Patriot sistemine ihtiyacımız var

İsrail'den Lübnan'a hava saldırısı! Cemaat el-İslami lideri Musab Halaf öldürüldü

İsrail, Gazze'deki savaşı sürdürme planlarını onayladı

Irak, 30 yıl aradan sonra Türkiye sınırında üs kurdu

Türk SİHA'ları Yunanistan'ı masrafa soktu: Milyarlık programa onay verdiler

Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

AVRASYA BİR VAKFI BİLİM TEKNOLOJİ DERNEĞİ KONFERANSI (27 NİSAN 2024)

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile ticaret tartışmalarına noktayı koydu: O iş bitti

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

İsrail'in "konforlu mağduriyeti"

Meteoroloji'den 44 ile toz taşınımı uyarısı! Göz gözü görmeyecek

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

Yükleniyor