Gürcistan -İsrail İlişkilerinin Az Bilinenleri

Gürcistan -İsrail İlişkilerinin Az Bilinenleri

“İsrail ve Gürcistan, ne yazık ki Obama yönetimi boyunca benzer bir kaderi paylaşıyorlar. Her ikisi de ABD yönetiminin barışmak için yanıp tutuştuğu komşuları tarafından tehdit edilen, ABD’nin küçük çaplı birer müttefiki. Her ne ka

Gürcistan, nüfusuna göre; İsrail`den sonra en fazla Amerikan yardımı alan ülke. Neden?


James Kirchick *


14 Ekim 2010 tarihinde iki İsrailli işadamı, Gürcistan’ın Karadeniz sahillerindeki sayfiye kenti Batum’da bir restorana oturmuş, kendilerine şaşalı bir ziyafet çekiyorlardı. Rony Fuchs ve Ze’ev Frenkiel, onları ülkesine davet eden Gürcistan başbakanı Nika Gilauri aracılığıyla buraya gelmişlerdi. Başbakan’ın ümidi ise, 15 yıldır sürüncemede kalan 100 milyon dolarlık bir finansal anlaşmazlığı sona erdirmek yönündeydi.

1990’lı yılların başında, o zamanlar New York’ta petrol tüccarı olarak görev yapan Fuchs, eski Sovyetler Birliği’nin yeni özgürlüğüne kavuşmuş ve kaynak zengini bölgelerinden petrol ve doğalgaz taşımak üzere bir boruhattı kurmak için bir plan geliştirmişti. Fuchs, Gürcistan doğumlu bir Knesset üyesi olarak, ülkede yeni kurulan hükümetin birçok yetkilisiyle görüştü. 1993 yılında ise, Gürcistan’dan ülkenin batısında bulunan petrol ve doğalgazı Hazar Denizi’nden Avrupa’ya taşıyacak enerji taşıma ağını geliştirmek üzere 30 yıllık münhasır bir imtiyaz kazandı. Bu imtiyaz, potansiyel olarak, ona on milyonlarca dolar kazandıracak kapasitedeydi.

Fuchs’ın sözleşmeyi imzaladığı sırada Kafkasların küçük ülkesi, Sovyetler Birliği’nin yolsuzluklara en çok bulaşmış ülkelerinden biriydi: hukukun üstünlüğü ve yasal sözleşmelerin kutsallığı gibi temel kurallar henüz yerleşmemişti. Ancak, devlet kuşu bir kez konmuştu: Fuchs, doğru bağlantıları olduğunu düşündü. 1995 yılında Sovyetlerin eski başbakanı Eduard Shevardnadze liderliğinde yeni bir hükümet başa geçtiğinde ise, daha büyük ve çokuluslu şirketlerle anlaşma yapmak üzere eskiye ait enerji sözleşmesi namına ne varsa hepsini derhal iptal etti.

Fuchs, bu süreçte uğradığı zararın tazmin edilmesi için Kissinger Associates isimli bir hukuk şirketiyle anlaştı. Ocak 2003’te ise, Henry Kissinger, bizzat kendisi Shevardnadze’ye yazdı. “Shevardnadze, Dr. Kissinger’ın kendisine yazdıklarını kabul etti ve her şey çözüm aşamasındaydı.” Fuchs, bu konuda son kararı vermek üzere bir hakemler heyeti kurulacağını belirtti. Ancak, Kasım 2003’te Gül Devrimi’nin patlak vermesiyle birlikte Mikhail Saakaşvili, Gürcistan’da başa geldi ve süreci durdurdu. Her ne kadar Saakaşvili Gürcistan’ın Sovyet-sonrası su birikintisi imajını temizleme sözü vermiş olsa da, Fuchs anlaşmazlığını çözmekle pek ilgilenmedi. Dolayısıyla, 2007 yılında söz konusu şikayet Fuchs tarafından Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıklarının Çözümü merkezine getirildi (1). Bu, Dünya Bankası’na bağlı bağımsız bir kuruluş idi. 2010 yılı Mart ayında, Gürcistan hükümetinin Fuchs’a 102 milyon dolar ödemesi gerektiğine karar verdi. Söz konusu rakam, elde edilemeyen kar ve yasal maliyetlerin bir toplamını teşkil ediyordu.

Ancak, Gürcistan bu meblağı ödemeyi reddetti. Ve Gürcistan Maliye Bakanlığı’nın kıdemli yetkilileri, bu konuyu çözmede en kolay ve ucuz yolu seçmeye karar verdiler: Fuchs’u yanlış bir iş yaparken enselemek. Paul M. Barrett’in Bloomberg Businessweek için bu yılın başında yazmış olduğu bir makalede aktardığı gibi (2), Gürcistan’ın bir Maliye Bakanı (ki kendisi resmi olarak Fuchs ile Gürcistan hükümeti arasında arabuluculuk yapmakla görevlendirilmişti) Eylül 2010’da üstlerine şöyle demiş: “Gürcistan’da faaliyet gösteren ve Fuchs ile yakın bağları olan Yahudi bir işadamıyla temasta bulundum.” Söz konusu kişi, Ze’ev Frankiel idi; yani Gürcistan’da yaşayan Fuchs’ların eski bir çalışanı…

Üzerinden iki hafta geçmedi ki, Frenkiel, Maliye Bakanlığı yetkilisi ve Fuchs ile İstanbul’da bir otelde toplantı ayarladı. Gürcüler tarafından gizlice kayda alınan konuşmada, Fuchs, eğer Gürcistan hükümeti hakem kararına uymamayı kabul ederse 72 milyon dolara anlaşmaya rıza gösterdi; ancak sus payı olarak maliye bakanı yardımcısına 7 milyon dolar verecekti. Ekim ayında Batum’da düzenlenecek olan bir akşam yemeği, bu anlaşmaya son noktayı koyacaktı.

Ancak, işler umulduğu gibi gitmedi. Anlaşmanın imzalanmasından kısa süre önce, Fuchs ve Frenkiel tutuklandı, sorgulandı ve hapse atıldı.

Fuchs, şu anda 61 yaşında. Kendisi, Başkan Barack Obama’nın Beyaz Saray’daki eski danışmanı Gregory B. Craig ve WikiLeaks kurucusu Julian Assange’ı temsil eden ünlü İngiliz avukat Geoffrey Robertson’un müvekkili. Varını yoğunu kendisini aklamak için ortaya koymak zorunda; keza Tiflis mahkemelerinde görülen davaların %99,96’sında tutukluluk, hapis haline dönüşüyor. (3) Fuchs’un avukatlarına göre (4), Gürcü bir yetkilinin İsrail’in Gürcistan nezdindeki büyükelçisine söylediğine bakılırsa eğer Fuchs 100 milyon dolarlık iddiasından vazgeçerse hakkındaki tutukluluk da kalkacak. Fuchs ise bunu reddetti. Bloomberg Businessweek’in aktardığına göre, “Hem burada esir tutuluyoruz, hem de Gürcistan hükümeti karşılığında 100 milyon dolarlık fidye istiyor!”, diye konuştu ve Ocak ayında davaya katılan bir muhabire bir kez daha “Bu parayı ödemeyeceğiz!” dedi.

Bu noktaya kadar Gürcistan ve İsrail’in genel itibariyle olumlu ilişkileri olmuştu: Gürcistan Yahudilerinin önemli bir miktarı Yahudi devletinde yaşıyor. Ancak hem İsrail devlet başkanı Şimon Peres hem de Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, tutuklu hemşerilerinin adına Gürcistan hükümeti nezdinde başarısız bir lobi çalışması yürüttüler. Nisan 2011’de Fuchs ve Frenkiel, rüşvetten suçlu bulundular ve her birine sırasıyla yedi ve altı buçuk yıllık hapis cezası verildi.

Öte yandan, geçtiğimiz 2 Aralık günü –iki işadamı da hapiste 14 ay geçirdikten sonra- Saakaşvili ikisini de affettiğini açıkladı. Hapisten salıverilmelerinin üzerinden kısa süre geçtikten sonra Peres, Gürcü cumhurbaşkanını aramış“Bunun sizin kişisel kararınız olduğunu biliyorum,” demiş (5). “Bu cömert bir jestti ve tüm kalbimle çok büyük bir minnet duyuyorum.” Saakaşvili, bu övgünün karşılığını ise şu açıklamayla verdi: “Bu konu her iki taraf açısından da zordu ve rahatsızlık vericiydi. Sona ermiş olmasından dolayı mutluyum. Peres, Gürcistan’ın büyük bir dostudur.”

Gürcistan-İsrail ittifakı (6)

Saakaşvili’nin bu olaya niçin bu kadar geç müdahale ettiği ise net değildir. Avrupa Özgür Radyosu/Özgürlük Radyosu’nun Gürcüce yayın yapan kanalının direktörü David Kakabadze’nin bana söylediğine göre, kendisi “baskının artık aşırı bir düzeye geldiğine” inanıyordu (7). Kendisi açıklamalarına şu şekilde devam etmişti: “İki ülke arasındaki ilişkiler, bu yüzden kötüye gidiyor.”

Öte yandan Gürcistan parlamentosu sözcüsü David Bakradze’nin Mart 2011’de Knesset’e yapacağı ziyaret ise, İsrailli meslektaşı Reuven Rivlin tarafından iptal edildi. Ancak, Saakaşvili ve Peres’in mutlu mesut yaptıkları açıklamaların özünde gizlenenler, aslında salıverilmenin ardındaki gerçek sebep idi: Fuchs, 37 milyon dolar almayı kabul etmişti, yani aslında alması gereken paradan 70 milyon dolarına razı olmuştu. Özgürlüğü karşılığında!

Fuchs’un Ekim ayında tutuklanmasından beri Gürcistan hükümeti bu davanın ikili ilişkilerle alakası olmadığını sürekli vurgulamaktan bitap düşmüştü. Saakaşvili’nin ulusal güvenlik danışmanı, bu ay başında bana “bu dava, İsrail-Gürcistan arasındaki hükümetler düzeyindeki ilişkiyle alakalı değildir. Bu ciddi bir yolsuzluk davasıdır,” demişti.

Buna karşın, Saakaşviki’nin başarısının temelinde, kendisinin yolsuzlukları çarpıcı biçimde azaltması yer alırken, söz konusu tezatlık, Gürcistan’ın İsrail ve Batı nezdindeki namını lekeliyordu. Tiflis’te yaşayan bir iktisat politikası analizcisi olan Michael Cecire’ye göre (8); söz konusu vaka, “nakit yatırımların yönlendirilebileceği uygun bir destinasyon olan Gürcistan’ın inandırıcılığına indirilen bir darbeden farksızdır.”

Fuchs’unki gibi çetin bir dava, son yıllarda genellikle iyiye giden İsrail-Gürcistan ilişkisinin önündeki birçok engelden sadece bir tanesiydi. Bu iki ülke doğal müttefikti. Her ikisi de küçük çaplıydı, görece olarak gençti ve zorlu coğrafyalarda filizlenen demokrasilerdi. Her ikisi de Batı yönelimliydi: Gürcistan, Saakaşvili önderliğinde son yıllarda NATO’ya katılma arzusuyla yanıp tutuşmakta, bunu Kuzeydeki komşusu Rusya’nın kendi üzerindeki emelleri karşısında caydırıcı bir unsur olarak görmekteydi. Her iki ülke de ABD’nin müşterisiydi. İsrail, Amerika’nın askeri yardımından en çok faydalanan ülke iken, Gürcistan da süregitmekte olan ekonomik ve insani yardım paketi çerçevesinde Amerika’dan milyarlarca dolar almaktadır. Bu yardım paketi, 2008 yılında Moskova ile Gürcistan’ın tutuştuğu savaşın ardından uygulamaya geçirilmişti. Öte yandan, Amerika’nın desteğine bir teşekkür mahiyetinde, 2005 yılında Tiflis Kent Konseyi, ülkenin başlıca karayolunun ismini Başkan George W. Bush Street adını vermeyi oylamıştı.

İsrail yaklaşık on yıldan beri Gürcistan’a askeri olarak yardım etmek istiyordu: askerleri, Gürcü askerlerini eğitiyor; savunma firmaları ise Gürcü muadilleriyle 2001 yılından beri sağlıklı ticaret ilişkileri sürdürüyordu. (9) Bununla birlikte, 2008 yılındaki savaşın ardından Moskova İsrail’i tehdit etmeye başladı, keza İsrail’in Güney Kafkasya’daki küçük devlete daha fazla yardım etmeyi sürdürmesi durumunda o da Suriye ve İran’a silah satışına başlayacaktı. Bu misilleme tehdidi, 2009 yılında Dışişleri Bakanlığı’nın bir yazışmasının WikiLeaks tarafından ortaya çıkarılmasıyla halkın gözü önüne serilmiş oldu. (10) Her ne kadar Gürcüler, İsrail’in kararı karşısında başlarda öfkelenseler de (keza Gürcü bir Bakan, bunu “yüzkarası” olarak nitelendirdi) (11), öfke bir süre sonra dindi, keza her iki taraf da realpolitiğin acı verici maliyetleri konusunda teskin oldular. Gürcistan ulusal güvenlik danışmanı Bokeria, bana, “İsrail’in karşı karşıya kaldığı sorunların farkındayız,” şeklinde bir yorumda bulundu. Şubat ayında ise, Rusya, Suriye’ye gemisavar füze satacağını açıklayınca, İsrail’in Gürcistan’a yeniden silah satışına başlayacağına dair haberler hız kazandı. (12)

İlişkilerdeki bir diğer etmen ise, İran idi. Kasım 2010’da Gürcistan ve İran arasında imzalanan bir anlaşma, (13) vize kısıtlamalarını ortadan kaldırıyor ve Tahran ile Tiflis arasında doğrudan uçuşların yeniden başlamasını öngörüyordu. Gürcistan Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Derneği Başkanı Alex Rondeli, tam da anlaşmanın imzalandığı sırada, “burada bir tür Bermuda Üçgeni var,” diye bir açıklamada bulunmuştu Los Angeles Times’a. “Gürcistan’ın Amerikan desteğine ihtiyacı var; ancak bir yandan da komşularıyla dostane ilişkilerini de sürdürmesi gerek.”

Tüm bu engellere karşın, Gürcistan, bir süredir kötüye giden İsrail-Türkiye ilişkilerinden yararlanan bölge ülkelerinden bir tanesi (diğerleri ise, Ermenistan, Bulgaristan, Güney Kıbrıs ve Yunanistan). Eylül ayında Türk hükümeti NATO ile bir anlaşma imzalayarak Amerikan radarına kendi topraklarında ev sahipliği yapmayı kabul etti. Bu ABD’nin füze savunma sisteminin bir parçasıydı. Bununla birlikte, Türkiye, bunun karşılığında, anlaşmanın bir parçası olarak İsrail ile istihbarat paylaşmaya zorlanmaması gerektiğini hükme bağlamak istedi. Kolombiya Üniversitesi’nde tahsilini yapmış olan ve Amerikalıların ezilenlere karşı sempatisini gayet iyi bilen Saakaşvili, burada bir fırsat gördüğü gibi üstüne atladı: “İsrail dahil olmak üzere her ülkeyle istihbarat paylaşmaya hazırız,” dedi Eylül ayında Newsweek’e yaptığı açıklamada.

Tiflis, aynı zamanda, ABD’deki İsrail yanlısı topluluğun da kalbini çalmaya çabaladı. 2004 yılında göreve gelmesinden kısa süre sonra, Saakaşvili’nin Orion Strategies ile bir lobi sözleşmesi imzaladığını görüyoruz. Söz konusu şirket, John McCain’in 2008 başkanlık kampanyasında danışmanlığını yapan Randy Scheunemann’ın başkanlığını yürüttüğü bir lobi ve danışmanlık şirketi. 2010 yılında Orion’un sponsorluğunda bir Gürcistan seyahatine katılmıştım. Şirkette, ayrıca, sağ elimli bir hak savunucusu grup olan İsrail Acil Durum Komitesi’nin sözcüsü Michael Goldfarb da bulunuyor. (14) Geçtiğimiz sene Tiflis’in büyükelçi olarak Washington’a gönderdiği kişi başbakan eski yardımcısı Temuri Yakobaşvili idi. 2008 savaşının ardından düzenlenen bir basın konferansında, Saakaşvili, hem Yakobaşvili’den hem de Yahudi savunma bakanından söz ederek (her ikisi de İsrail’de yaşamıştır), “Gürcistan açısından savaş da barış da İsrailli Yahudilerin elinde” şeklinde bir ifade kullanmıştır. (11)

İsrail ve Gürcistan’a verilen destek, ABD’de giderek partizan meselelere dönüştü –özellikle de Cumhuriyetçilerin kışkırtmaları ve Obama yönetiminin politikaları sonucunda. Ezeli rakiplerle ilişkileri geliştirme çabası dahilinde Amerikan hükümeti, Rusya ve Müslüman dünya ile uzlaşma yolları yaratmaya başlarken, Gürcistan ve İsrail’i bu süreçte ayrı bir noktada konumladı. Her ne kadar Amerikan hükümeti böyle bir yasağın olduğunu resmi düzeyde inkar etse de, bunun anlamı, Tiflis’e yönelik fiili silah ambargosunun başlatılması demekti. (15) Geçtiğimiz sene Başkan Obama’nın söylediğine bakılırsa (16) Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya’yı işgal etmesi (keza bu iki bölgenin bağımsızlığı sadece Rusya ve diğer üç devlet tarafından tanınıyordu) artık ABD’nin Rusya ile sivil nükleer işbirliği anlaşması imzalamasının önünde bir engel olarak kabul edilmemeli. Söz konusu anlaşma, 2008 savaşının ardından askıya alınmıştı. Geçtiğimiz ay ise, Gürcistan artık baskılardan bunalıp pes etti ve Rusya’nın Dünya Ticaret Örgütü’ne katılmasına rıza göstermek zorunda kaldı. Bu, Moskova’nın Sovyetler Birliği’nin dağılmasından beri elde etmeye çalıştığı bir şeydi.

ABD-İsrail ilişkileri son üç yılda daha da gergin bir hal aldı. Yahudilerin oylarını kazanma fırsatına gözlerini dikmiş olan ve ABD Başkanı’nı “zayıf” olarak nitelendiren Cumhuriyetçiler, Obama’yı “ezeli bir müttefiki satmakla” suçlamaya başladılar. Gürcistan’a yönelik olarak da yaptıkları benzeri bir eleştiri doğrultusunda, Obama Yönetimi’nin İsrail’e yönelik ölçüsüz bir kamusal baskı uyguladığını düşünüyorlar, böylelikle Müslüman dünyaya barışçıl ve iyiniyetli olduğunu kanıtlamaya çalıştığını iddia ediyorlardı.

Kudüs ile Washington arası gerilim, kimilerine göre, Gürcistan ile İsrail arasındaki yakınlaşmanın artması sonucunu doğurabilir; keza bu iki ülke ye Beyaz Saray tarafından adeta soğuk bir duş “aldırıldı.” Dış Politika Girişimi’nin yönetici direktörü Jamie Fly’a göre, “İsrail ve Gürcistan, ne yazık ki Obama yönetimi boyunca benzer bir kaderi paylaşıyorlar. Her ikisi de ABD yönetiminin barışmak için yanıp tutuştuğu komşuları tarafından tehdit edilen, ABD’nin küçük çaplı birer müttefiki. Her ne kadar İsrail’in ulusal seçmen çevresi Başkan Obama’yı politikalarını gerekçelendirmeye zorlasa da, Gürcistan açısından ne yazık ki böyle bir durum da yok.”

Fuchs davasının ardındaki unsurlar ve silah satışına yeniden başlanmasına yol açan Rusya’nın ikiyüzlülüğü sonucunda Gürcistan-İsrail ilişkileri belirsiz bir noktaya doğru ilerliyor; ancak bu ilerleyişin gelişim eksenli olduğu kesin. Belki de bu dostluğun yeşereceği en önemli mecra, örnek bir güç sergilenmesidir. Gürcistan ulusal güvenlik danışmanı Bokeria’nın bana anlattıklarına bakılırsa, Gürcistan, ateş altındaki bir diğer ulus olan İsrail’den çok şey öğrenebilir; her şeyden önce de “bu koşullar altında nasıl özgür bir ülke olunacağını”. “Yahudi devleti, birçok açıdan özgür bir ülke ve liberal bir demokrasi olabilme örneği sunuyor. Bence İsrail bunun bir göstergesidir ve Gürcistan’ın da benzer bir durumda olduğunu düşünüyorum.”

Peki bu küçük devletler bölgesel politikaların gereklerinden bağışık olarak ilişkilerinin gidişatını belirleyebilecek olurlarsa, bu durumda ittifaklarının olumlu bir yönde seyredeceğine dair kuşkular da azalacaktır. Bununla birlikte, karşılıklı düşmanların agresif davranışları, başka koşullarda güçlü olabilecek bir ilişkinin geleceğine dair bir takım soru işaretleri doğurmaya devam ediyor.

 

* James Kirchick, Demokrasilerin Savunulması Vakfı’nda araştırmacı olup, aynı zamanda Tablet ve The New Republic’te de editörlük yapmaktadır.


Kaynak ve dipnotlar: http://www.tabletmag.com/jewish-news-and-politics/86923/caucus?print=1



Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

Bayraktar AKINCI ASELFLIR-500 ile hedefi başarıyla vurdu

Bayraktar AKINCI, Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi’ni kullanarak deniz üstünde seyreden Albatros İDA’yı başarıyla imha etti.

Teknoloji

Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüpheli yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 20 ilde eş zamanlı düzenlenen Sibergöz-12 operasyonlarında 75 şüphelinin yakalandığını bildirdi.

Teknoloji

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasından endişe ediliyor

MHP lideri Bahçeli: Yeni bir dünya savaşı cinayettir

Vücutta kolay morarma o hastalığın habercisi olabilir!

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sıcaklıklar 30 derecenin üzerine çıkacak (Bu hafta hava nasıl olacak?)

TBMM açılıyor: Gündemde kripto para düzenlemesi var

Yerel seçim dünya medyasında: İstanbul 'büyük ödül', muhalefeti bekleyen tehlike

Avrupa bu itiraf ile çalkalanıyor... Polonya Başbakanı Tusk'tan savaş uyarısı: Hazır değiliz!

Rusya, Ukranya'nın en büyük özel elektrik şirketine saldırdı

İsrail ordusu Halep'i vurdu: 38 kişi öldürüldü

Türkiye’nin iç sorunu bir PKK’dan Avrupa’nın sorunu bir PKK’ya

STK’LAR YILDIZ HOLDİNG’TE BULUŞTU

Ukrayna: Rusya, başkent Kiev'e seyir ve balistik füzelerle saldırdı

Rus istihbaratı: Fransa, ilk etapta 2 bin askeri Ukrayna'ya göndermek için hazırlık yapıyor

Erdoğan'ın iftar yemeğinde sarf ettiği cümle Yunanistan'da tepkiyle karşılandı! Hükümete çağrı yaptılar

MİT PKK'nın sözde İran sorumlusunu Kandil'de etkisiz hale getirdi

Katillerin gözü döndü! İsrail’den Şifa Hastanesi’ne katliam gibi baskın: Sivilleri acımadan öldürdüler

Uzman isim Türkiye'nin rolünü anlatarak uyardı! Karadeniz'i bekleyen büyük tehlike

Pakistan'dan Afganistan'a hava saldırısı!

Rusya'da seçim: Dünya Putin'i protesto ediyor

Bayraktar AKINCI'dan İHA-230 füzesiyle çifte atış

Yükleniyor