Ingeborg Beugel: İkinize bir sorum var. Başbakan Miçotakis, ne zaman yalan
söylemeye son vereceksiniz? Botları geri itme ve Yunanistan´daki
mültecilere ne oluyor konusuyla ilgili. Lütfen benim ve dünyadaki tüm gazetecilerin
aklıyla alay etmeyin. Çok güçlü kanıtlar var ancak siz
reddediyorsunuz ve yalan söylüyorsunuz. Bu bir nevi narsist istismar gibi. Neden dürüst olmuyorsunuz? Neden ´´Brüksel bizi yalnız bıraktı, biz 6 yıl
bekledik ve kimse bir şey yapmadı yer değişikliği yapmak istiyoruz ama onlar
hiçbir şey yapmıyor ve şimdi yetki bende ve ben de böylesine zalimce ve barbarca geri itmeleri yapıyorum´´ demiyorsunuz? Neden Brüksel´in kapısını yer değiştirmek
(mültecilerin) için tıklatmayı bıraktınız? Ve siz sayın Rutte, size göre Yunanistan´a ne gibi yaptırımlar uygulanacak? Belki de Hollanda´ya da. Bu tür insan haklarını görmezden geldiği için Hollanda da bu işin sorumlusu. Hollanda´da belediyelerin çoğu Yunanistan´dan
mülteci almak istiyor, tıpkı diğer refakatsiz çocuklar gibi. Onlar, mültecileri almak için hazır ancak bu
Başbakan buna karşı. Belki siz beraber konuşup anlaşabilirsiniz.
Hollanda´daki belediyeler Yunanistan´ın yükünü hafifletebilir ve Yunanistan´dan mülteci alabilirler, ancak mevcut iktidar buna karşı.
Kiryakos Miçotakis: Hollanda´da direkt olarak siyasetçilere saygı
çerçevesinde sorular sorabilme kültürününüz olduğunu anlıyorum ancak kabul etmediğim
şey, somut olmayan delillere dayanan suçlamalar ve ifadelerle bana ve Yunan
vatandaşlarına burada hareket etmeniz. Özellikle benzeri görülmemiş bir göçmen
yoğunluğu ile mücadele eden bu ülke yüzlerce değil binlerce göçmenin denizde
hayatını kurtarıyor. Daha yeni Yunanistan´ın kuzeyinde 250
göçmeni boğulma tehlikesinden kurtardık. Biz bir taraftan Türkiye´den gelen botlarla
mücadele ederken, biz bunu her gün yapıyoruz ve insanları
denizden kurtarıyoruz. Evet, Avrupa Göçmen Düzenleme politikasına göre,
böyle bir şey yapma hakkımız var ve Türk Sahil Güvenliği´nin gelmesini ve onların
Türkiye´ye geri götürmesini bekliyoruz. O sebeple Yunanistan´ı suçlamaktan ziyade, güvenli bir ülkeden, çaresiz durumdaki
insanları sistematik göç aracı haline getirenleri suçlamalısınız. Çünkü size şunu hatırlatmalıyım ki Türkiye´deki
göçmenler tehlikede değil, onların hayatları tehlikede değil. Eğer birini suçlayacaksanız, onları suçlayın,
bizi değil. Bizim göçmenler için sıkı ancak adil bir
politikamız var. Binlerce Afgan mülteci dahil, Yunanistan´a
50 bin mülteci koruma yükümlülüğü verildi. Adalarımızdaki yeni mülteci kamplarını ziyaret
ettiniz mi? Samos (Sisam) adasına gittiniz mi? Hayır siz Samos´a gitmediniz! Bakın, buraya gelip bana hakaret edemezsiniz. Bu konuda yeterince açık mıyım? Şimdi cevap veriyorum ve sen beni bölemezsin. Ben ise seni aynı şekilde dikkatlice dinledim. Eğer Samos´a gidersen, AB tarafından
fonlanmış bir şekilde kusursuz standartlarda göçmen kampları nasıl oluyormuş görürsün. Güzel imkanlar ve çocuklarımızın oynaması
için oyun alanlarını da görebilirsin. Geçmişle kıyaslanmayacak kadar iyi şartlar
mevcut. Bu bizim politikamız ve biz bunun arkasında
duracağız ve kimsenin, insanlık dışı davranışlar sebebiyle
hükümeti suçlamasına izin vermeyeceğim.
Derleyen: Arif Kılıç
Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=shw46mIzTDA&t=102s
Hollandalı gazeteci Ingeborg Beugel, canlı yayımlanan bir basın toplantısında, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis´e, 'Sığınmacıların geri itilmesi konusunda neden yalan söylüyorsunuz?' diye sordu.