İsmail Cemal
Kararlılık Fırtınası operasyonu başladığında Pakistan ve Türkiye bu operasyonu destekleme konusunda çok heveslilerdi. Ancak her iki ülkenin bu tutumu yavaş yavaş değişti. Bu tutum, İslamabadın tarafsız olduğunu, Türkiyenin ise barışçıl çözümü desteklemekten yana olduğunu açıklamasıyla son buldu. Ancak bununla birlikte her iki ülke, Suudi Arabistan topraklarına yönelik herhangi bir saldırı durumunda güçlü bir şekilde yanıt verileceği hususundaki taahhütlerini vurguladı. Peki bu iki ülkenin geri adım atmasına neden olan şey durum nedir?
Operasyonun başladığı ilk günden beri ortak bir tutum sergilemeye çalışan bu iki ülke, bu amaca ulaşmak için karşılıklı resmî ziyaretler yaptı ve üst düzey temaslar gerçekleştirdi. Her ikisi hem iç hem dış bağlamdaki siyasi ve ekonomik hesaplarını ayrıntılı bir şekilde gözden geçirmeye çalıştı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Nevaz Şerif, Arabistan topraklarına yapılacak herhangi bir saldırıya güçlü bir şekilde karşılık verilmesi hususunda hazır olduklarını vurguladı. Buna, cumartesi akşamı yaptıkları telefon görüşmesinde özellikle dikkati çektiler.
Türk kaynakları, Cumhurbaşkanı Erdoğanın Pakistan Başbakanı ile yaptığı telefon görüşmesinde, ikili ilişkilerin ve birçok bölgesel meselenin ele alındığını belirtti. Pakistan Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamada da tarafların Yemen krizini barışçıl yollarla çözme yönündeki çabaların yoğunlaştırılması gerektiği hususunu vurguladıkları bildirildi.
Pakistan Parlamentosu cuma günü, Yemen konusunda tarafsız olmayı ve Kararlılık Fırtınası operasyonuna katılmamayı öngören bir kararı onayladı. İran Dışişleri Bakanı çarşamba günü Pakistanı ziyaret edip hükûmete Kararlılık Fırtınası operasyonuna katılmama ve krize siyasi çözümler bulmak için çalışma önerisinde bulundu.
Gözlemciler, Pakistan`ın İran ile olan siyasi ve ekonomik ilişkilerini kaybetmekten ayrıca İranın, ülkesinde büyük bir kesimi oluşturan Şiileri kullanmasından endişe duyması nedeniyle böyle bir karar vermeye mecbur kaldığını düşünüyor.
Adı geçen operasyonun başladığı ilk günlerde Tahrana sert eleştiriler yönelten Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha önceden belirlenmiş olan Tahran ziyaretini gerçekleştirme konusunda hiç tereddüt etmedi. Tahran ziyaretinden birkaç gün sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan Yemende askerî çözüm yerine barışçıl çözüm aramanın ehemmiyetini vurguladı. Oysa daha önce Tahrana Arap ülkelerine müdahale etmeme çağrısında bulunmuştu.
Türkiye ile İran arasında gelişen ekonomik ilişkiler Türkiyenin bu yeni tutumunu belirlemesinde önemli rol oynadı. Zira Ankara, Tahran karşıtı herhangi bir tutumun iki ülke arasındaki ticaret hacmini etkilemesinden endişe ediyor.
Bununla birlikte Türkiye, İran ile büyük ülkeler arasında nükleer programıyla ilgili olarak yapılan çerçeve anlaşmanın iki ülke arasındaki ticaret hacmini artıracağını düşünüyor. Bu durumda Türkiyenin hazinesine milyarlarca dolar girmiş olacak. Buna ilaveten enerji kaynaklarından yoksun olan Ankara yaptırımların kaldırılmasından sonra İran`ın petrol ve doğal gazından yararlanmayı planlıyor. (İngiltere, El Kuds El Arabi - 12 Nisan 2015)
Haber metni: http://www.alquds.co.uk/?p=325565