Rusyanın Kırımı ilhak etmesinden bir yıl sonra ATR, diğer tüm medya kuruluşları gibi 31 Marta kadar Kırımda yayınlarını sürdürmek için kayıt yaptırmak durumundaydı. Ancak yalnızca Yeni Dünya isimli bir Tatar gazetesi kayıt yaptırmayı başarabildi.
ATR, Kırım yarımadasının 2 milyonluk nüfusunun yaklaşık 300 binini oluşturan Kırım Tatarlarına hizmet veriyordu. 1944 yılında Sovyet diktatörü Josef Stalin, Kırım Tatarlarını Kırımdan sürmüştü. Tatarlar, Sovyetler Birliğinin çöküşünden sonra yarımadaya geri döndü.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ATR ile ilgili kararı kınadı. Poroşenko Twitterdan, ATRyi kapatabilirler ancak Kırım Tatarlarının gerçekleri duyma ve özgürlük arzularını köreltemezler, diye mesaj geçti.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AGİTin medya özgürlüğü temsilcisi Dunja Mijatoviç, Kırım Tatarlarına ait medya kuruluşlarına yayın izni verilmemesinin taraflı nedenleri olduğunu ve bunun da Kırımda özgür ve bağımsız seslerin siyasi nedenlerden dolayı kısıldığının yeni bir kanıtı olduğunu söyledi.
Uluslararası Af Örgütü yayınladığı açıklamada kayıt tarihi dolmadan önce Kırım Tatar diline ait medya kuruluşlarının defalarca ve nedensiz biçimde lisans başvurularının reddedilmesini eleştirdi.
Merkezi Londrada olan örgütün açıklamasında İdari bir işlemmiş gibi gösterilen ifade özgürlüğüne yönelik bu açık saldırı, bağımsız medyayı engellemek, muhalifleri susturmak ve Kırım Tatarlarını korkutmak için girişilen haksız bir eylemdir denildi.
ATRnin Ukraynadaki yayınları ise devam ediyor. Ancak kanalın sahibi Lenur İslamov, Kırımda yayınlarına son verilmesini, ülkeden tekrar sürülmeye benzettikleri eleştirisinde bulundu.
ATR kanalı Rusyanın Kırımı işgalinden sonra yarımadadaki ender eleştirel seslerden biriydi ve yayından kalkmadan önce de bu tutumunu sürdürüyordu.
Tatar Meclisi üyesi ve eylemci İrfan Kuddusov Amerikanın Sesinin Özbekçe Yayın Bölümüne ATRnin ve diğer Tatarca medya kuruluşlarının Tatar toplumunun dillerini, kültürlerini ve geleneklerini korumalarına ve geliştirmelerine yardımcı olduğunu söyledi.