Valentina Matviyenko`nun Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov`un Sırbistan ziyareti arifesinde Sputnik`e verdiği röportajın öne çıkan bölümleri şöyle:
SIRBİSTAN`IN AB`YE ÜYELİK SÜRECİ, RUSYA İLE İLİŞKİLERİ ETKİLER Mİ?
- Rusya ve Sırbistan, iki stratejik ortak. Peki Sırbistan, Avrupa`ya entegrasyon sürecine devam ederken Rusya ile yakın ilişkileri koruyabilir mi?
Sırbistan bağımsız bir ülke ve gelişim vektörünü kendisi belirleme hakkına sahip. Buna, Avrupa Birliği`ne üyelik müzakerelerini sürdürme hakkı da dahil. Rusya ve Sırbistan arasında asırlara dayanan bağlar ve birçok alandaki en üst düzey işbirliği dikkate alındığında, Sırbistan`ın Avrupa Birliği`ne katılım sürecinin Moskova-Belgrad arasındaki ilişkilerin gelişimine engel olmayacağından kesinlikle eminim.
Çünkü bu işbirliği, karşılıklı yarara dayanıyor. Rus-Sırp ilişkilerine zarar vermeyecek bir denge bulunacağını umuyorum.
`YAPTIRIMLAR, BATI`YA BAĞIMLILIĞIMIZI AZALTTI`
- Rusya`ya yaptırımlardan rahatsız AB ülkelerinin sayısı giderek artıyor. Yaptırımların kademeli olarak iptal edilmesini bekliyor musunuz? Yoksa Rusya`da bazı çevrelerin dediği gibi, Ukrayna Rusya`yı izole etmek için bir bahaneydi ve yaptırımlar sonsuza kadar kalacak mı?
- Öncelikle, tarih, hayat ve uygulama, yaptırım mekanizmasının etkisiz olduğunu gösteriyor. Üstelik söz konusu Rusya olunca bunların hiçbir etkisi yok. Rusya`ya karşı yaptırım, tehdit, şantaj dilini kullanma kabul edilemez.
Bu, asla istenilen sonuçları getirmez. Bunlar aksine Rusya`yı kendi ekonomisini geliştirmeye, ithal ikamesi programını uygulayarak Batı ülkelerine bağımlılığını azaltmaya itti. Diğer ülkelerle işbirliğini genişletmek için yeni fırsatlar açıldı. BRICS, Asya-Pasifik Bölgesi buna örnek. Rusya`ya belli zararı olan yaptırımlar, Avrupa Birliği ülkelerinin ekonomilerine de zarar verdi. Avrupa Birliği ile ticaretimiz yüzde 10 düştü. Elbette Avrupa Birliği ülkeleri bundan etkilendi. Bu yüzden yaptırımların iptalini ve siyasi diyalogun başlamasını talep eden ülkelerin sayısı artıyor. Pragmatik sağduyunun üstün gelmesini umuyorum, çünkü hiçbir hükümet kendi ülkesine, vatandaşlarının refahına zarar veremez.
`BATI BU TAKTİĞİ SÜRDÜREMEZ`
Diğer yandan Ukrayna`nın, ABD ve Batı`nın Rusya`yı zayıflatma, kardeş ülkeler arasındaki bağı koparma çabasına kurban gittiğini savunan uzmanların da haklı olduğunu düşünüyorum. Bu taktik sürdürülemez. Bu yüzden Rusya`ya yaptırımların iptalini, Minsk Anlaşması`nın uygulanmasına bağlamak kesinlikle adil değil. Böylece Ukrayna`nın içinde yaşanan büyük krizin suçunu Rusya`ya yıkıyorlar. Biz, çatışmanın tarafı değiliz.
Ukrayna`daki iç çatışmadan tek çıkış yolu müzakere yoludur ve Rusya baştan beri bunda ısrarcı. Ancak Ukrayna yönetimi henüz bu konuda isteksiz, oysa bu Minsk Anlaşması`nın en önemli şartlarından biri. Donetsk ve Lugansk liderleri, buna hazır olduklarını sergiliyor; geniş hakların, özerkliğin verilmesi şartıyla Ukrayna`nın içinde kalmaya hazırlar. Bu, modern dünyada normal bir şey. Yine de Kiev yönetimi inat ediyor.
- Rusya zamanında `bölünmez güvenlik projesini` teklif etmişti ama bu kabul edilmemişti. Gelişmeler bu fikrin öneminimi gösteriyor?
- Uluslararası ilişkiler şu anda çok ağır bir geçiş dönemi yaşıyor. Çok zor olsa da çok kutuplu dünya oluşmakta. Bu nedenle Rusya`nın, blok dışı ve çatışmacı olmayan, tüm ülkelerin ulusal çıkarlarını dikkate alan tek, bölünmez, herkes için eşit güvenlik sistemi teklifi bugün büyük öneme sahip. Rusya`nın teklifi zamanında kabul edilseydi, Yugoslavya bombalanmaz, Irak`a müdahale olmaz, dünyayı şu anki çalkantılı duruma getiren Arap Baharı ile renkli devrimler yaşanmazdı. Bu nedenle Rusya, tek ve bölünmez güvenlik sistemi konusunda, sınırların olmadığı büyük Avrupa`nın inşasında ısrarcı olmaya devam ediyor. Bu, barış ve istikrarı korumanın tek yoludur.