Ulusal güvenlik uzmanı Çetin, Rusya´nın bölgede arabuluculuk girişimlerinin önemine de değindi. Uzmana göre, Ortadoğu´da istikrarsızlık uçak krizi nedeniyle gergin günler yaşayan Moskova ve Ankara´nın da zararına.
ORTADOĞU PATLAMAYA HAZIR BOMBA HALİNE GETİRİLDİ
Sputnik haber ajansına konuşan Çetin, “Ortadoğu patlamaya hazır bomba haline getirildi. Başını Suudi Arabistan´ın çektiği Körfez Arap ülkeleri, İran´ın Irak ve Suriye´de nüfuzunu artırmasının ve nükleer silah elde etme çalışmalarının tabii ki batılı ülkelerinin de yönlendirilmesiyle ulusal çıkarlarına karşı tehdit olarak görmektedirler. Bu nedenle Riyad bölgedeki en etkin faktör olarak İran´ın etki alanlarını daraltma ve İran´ı zayıflatma adına faaliyetlerine hızla devam etmektedir. Bu tehdit etkisiyle Suudi Arabistan son 15 yılda 60 milyar dolar civarında silah ve savunma teknolojisi satın alınmış durumunda. Riyad´ın Şii din adamı Şii din adamı Şeyh Nimr El-Nimr ile birlikte 47 Şii azınlık vatandaşının idam kararı gerçekleştirmesi Riyad-Tahran arasındaki mevcüt gerginliği patlama seviyesine çıkarttı. Bu olayın ardından İran ve Bahreyn´de Suudi Arabistan karşıtı gösteriler yapılmış ve Tahran´da Suudi Arabistan elçiliği yakılmıştı. Bunun ardından Arap ülkeleri İran ile ilişkileri dondurmuştu. Bu şekilde patlamaya hazır hale gelen Ortadoğu bölgesi ve her an patlak vermeye hazır Şii-Sünni savaşı sadece Ortadoğu´yu kaos ve felakete sürüklemekle kalmaz, aynı zamanda da tüm dünyayı etkiler.” dedi.
MOSKOVA´NIN ARABULUCULUK GİRİŞİMİ SON DERECE OLUMLU TAVIR
Moskova´nın arabuluculuk girişimlerine dikkat çeken Çetin, “Moskova´nın Riyad ve Tahran arasındaki gerilime arabuluculuk teklifi yapması son derece olumlu bir tavırdır. Diplomatik arabuluculuk aracılığıyla Ortadoğu´da zaten, Suriye´deki yeteri kadar istikrarsızlık ortamı varken, terörle mücadele devam ederken, yeni bir Şii-Sünni savaşının patlamasına engel olunmalıdır. Türkiye ise tarihi bağları ve mirası itibariyle Riyad ve Tahran arasındaki çatışmaya tarafsız kalmalı ve tansiyonun düşürülmesi için tarihsel ve dini ilişkilerini kullanarak girişimlerde bulunmalıdır. Ortadoğu´da patlak verecek bir mezhep savaşının söz konusu bölgedeki hiç bir ülkeye faydası olmayacaktır. Bu kavganın çıkması için bir çok faaliyette bulunan batılı ülkeler de dahil olmak üzere her kes bu savaştan zarar görecektir.” şeklinde konuştu.
BU DURUM MOSKOVA-ANKARA İLİŞKİLERİNİN YENİDEN TOPARLANMASI İÇİN BİR FIRSAT OLMALI
Çetin sözlerini şöyle devam ettirdi: “Meseleye Rus-Türk ilişkileri açısından bakacak olursak bu durum uçak kriziyle kötüleşen Moskova-Ankara ilişkilerinin yeniden toparlanması için bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Daha önce de belirttiğimiz gibi Ortadoğu´da Rusya ve Türkiye´nin kazanç ve çıkarları birdir. Bu durum bir daha bize iki ülkenin birlikte hareket etmesi gerektiğini ortaya koymakta. Bir petrol üreticisi olarak Ortadoğu´daki istikrarsızlık ve petrol fiyatlarının düşürülmesi Moskova´ya ancak zarar getirir. Türkiye için de Ortadoğu´daki istikrarsızlık konum itibariyle mülteci sayısının artması, akraba topluluklar arasında acı ve sıkıntıdan başka bir getirisi olmayacaktır. Dolayısıyla Ortadoğu´daki istikrarsızlık ve olası mezhep savaşı Rusya ve Türkiye´nin zararınadır. Diyalog ortamı kurularak birlikte hareket edilmesi kaçınılmaz.”