Ortadoğu`da Sünni-Şii kutuplaşması

Ortadoğu`da Sünni-Şii kutuplaşması

Modern Suriye, Avrupa sömürgeciliği ile şekillendi. Osmanlı İmparatorluğu’nun elinden çıkan topraklara, İngilizler ve Fransızlar tarafından bugünkü sınırlar çizildi ve günümüz devletlerinin temelleri atıldı. 1918’e kadar bir arada

Kersten Knipp

Suriye’de isyancıların elinde bulunan Azaz kentine savaş jetleriyle düzenlenen hava saldırısında Suriye İnsan Hakları Gözlemevi`nin verdiği rakamlara göre en az 23 kişi hayatını kaybetti. En az 200 kişinin de yaralandığı kaydediliyor. Saldırı olduğu sırada Suudi Arabistan’ın Mekke kentinde yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) toplantısı bölgedeki mezhepsel ayrılığı bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 57 Müslüman ülkeden oluşan Teşkilat Suriye’de şiddete son verilmesi çağrısını yineledi.

Kriz dinî boyut kazanıyor

Mekke’deki iki günlük İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı, Suriye’deki krizin giderek dinî boyut kazandığını bir kez daha gözler önüne serdi. Sünni ülkeler Suriye’nin üyeliğinin askıya alınmasından yana görüş bildirirken, Şii İran buna karşı çıktı. Şiiler’in yönetimindeki Irak ise konferansa katılmadı. Zirvenin kapanış bildirgesinde yer alan açıklamada, “Teşkilat, Suriye`nin İslam İşbirliği Teşkilatı ve ona bağlı tüm alt organlardan çıkarılmasına karar vermiştir” ifadeleri kullanıldı.
Bölgedeki Şii ülkeler giderek izole oluyor, Şii Esad ailesinin yönetimindeki Suriye zor durumda. Esad rejimi henüz devrilmemiş olsa bile ülkenin geleceğinde Sünnilerin şimdikinden daha büyük bir rol oynayacağına kesin gözüyle bakılıyor. Esad’ın tüm karşıtları Sünniler’den oluşuyor ve Batılı ülkelerin desteğine sahipler.

Ortadoğu’daki mezhep kutuplaşması İslam İşbirliği Teşkilatı’nda da kendini gösteriyor. Başta Suudi Arabistan olmak üzere Sünni ülkeler, Esad karşıtlarını destekliyor, pek çok özel Suudi kuruluş Sünni radikallere para, silah ve hatta savaşçı tedarik ediyor. Bu radikaller Suriye’de demokrasi için değil, Sünni inancının zaferi için savaşıyor, Şiiler’e karşı bir ‘cihat’ yürütüyor.

'Esad gidince gerilim patlayabilir'

Almanya’nın önde gelen İslam bilimcilerinden Udo Steinbach, Esad rejimi devrildiğinde giderek tırmanan gerilimin patlayabileceği uyarısında bulunuyor: “Çatışmalara baktığımızda sahada çok açık bir şekilde artık dinsel ögelerin rol oynadığını görüyoruz. Ve eğer din adına, mezhepsel sınıflandırma adına bir dini cemaatin mensubu öldürülürse, şüphesiz çatışmanın içine bir misilleme, ödeşme ögesi girecektir. Rejim bir gün devrildiğinde bu hesaplaşma ise çok acı olacaktır.”

Bölgede mezhep çatışması ne Suriye’nin komşularının ne de Batı ülkelerinin çıkarına. Profesör Steinbach, İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında üye ülkelerin mezhepsel gerilimi düşürme çabasının olumlu bir işaret olduğunu belirtiyor: “Suudi Arabistan, Katar gibi Sünni ülkelerle İran gibi Şiiler arasında giderek büyüyen gerilim karşısında, bu gerilimi yatıştırma çabalarını zekice buluyorum. Hem Suriye’ye baktığımızda kısa vadede, hem de genel olarak Ortadoğu’daki siyasî anlaşmazlıkların giderek daha fazla mezhepsel boyut kazanmasını önlemek açısından uzun vadede.”

İran endişeli

İran uzmanı Walter Posch da, gerilimi en çok, bölgedeki tek müttefiki Suriye’yi kaybetme korkusu yaşayan Şii İran’ın hissettiğini belirtiyor. İran için konunun sadece Esad ailesi ve Baas Partisi olmadığına dikkat çeken Posch, İran’ın Lübnan’daki müttefiki Hizbullah ile bölgedeki Sünni İslamcı gruplar ve Müslüman Kardeşler ile bağlantısının da tehlikeye gireceğini belirtiyor. Posch’a göre İran’ın bir başka büyük endişesi, mezhep çatışmasının kendi topraklarına taşınması ve ülkedeki ikinci büyük mezhebi oluşturan Sünniler arasında huzursuzluk çıkması.

Ancak aynı tehlike Sünni ülkeler için de geçerli: Şiiler Suudi Arabistan’da nüfusun yüzde 15’ini, Kuveyt’te yüzde 35’ini, Bahreyn’de ise yüzde 60’ını oluşturuyor. Suudi Arabistan’daki Şiilerin büyük bölümü, dev petrol yataklarının bulunduğu ülkenin doğu bölgelerinde yaşıyor.

Udo Steinbach şöyle konuşuyor: “Suudi Arabistan’ın Şiilerin yaşadığı bölgelerinde kısa süre önce çıkan huzursuzlukları göz önünde bulundurursak, İran’ın diyalogun içine katılması Suudilerin fazlasıyla çıkarınadır. İran, ülkedeki Şiileri destekleyerek Suudi Arabistan’ı yumuşak karnından kolayca vurabileceğine kanaat getirdiği takdirde, Suudi Arabistan’ın istikrarı ve tabii ki aynı zamanda petrol ihracatı bundan son derece olumsuz etkilenir.”

İran`ın Suriye macerası

Suriye-İran ilişkilerine son 20-30 yıldır politika ve din aynı ağırlıkta şekil veriyor. İç savaş nedeniyle tırmanan bölgedeki mezhep kaynaklı gerginlik, İran’ın konumunu olumsuz etkileyebilir.

Steinbach’a göre Suriye-İran ilişkilerine son 20-30 yıldır politika ve din aynı ağırlıkta şekil veriyor. Hatta Steinbach bu iki unsurun iki ülke ilişkilerinde madalyonun iki yüzünü temsil ettiğini kaydediyor. Zira her iki Şii hükümeti de birçok Sünni komşularının arasında uzun yıllar izole oldu. Profesör Steinbach, Hafız Esad’ın 1970 yılında iktidara gelişinden bu yana bu durumun Suriye’nin politikalarına yön verdiğini kaydediyor: 'Esad’ın Alevi inancından olan Suriyeliler için politikada tutunmak çok önemliydi. Bunu da İran sayesinde başardılar ve hem de sadece dini açıdan değil aynı zamanda politik güç açısından da.'

Alman Bilim ve Siyaset Vakfı’ndan İran uzmanı Walter Posch ise iki ülke ilişkilerinde dinin çoktan ön planda olmaktan çıktığını savunuyor. Tahran yönetiminin Esad’ı gözden çıkardığını, İran için şu aşamadan sonra önemli olanın bir sonraki Suriye hükümeti ile uzlaşmacı bir yol bulmak olduğunu öne sürüyor. Ancak Posch, bunun pek de kolay olmadığını belirtiyor.

'İran`ın bölünmüşlüğü gidermeli'

Uzmanlara göre Esad rejiminin yıkılma ihtimali İran’ı giderek daha fazla kaygılandırıyor. Walter Posch Tahran yönetiminin Müslüman Kardeşler ve diğer Sünni gruplarla olan ilişkilerinin bozulduğuna dikkat çekerek, Suriye ile hiç bir bağ kalmaması endişesinin büyüdüğünü belirtiyor. Posch, bu durumda İran`ın Lübnan`daki müttefiki Hizbullah ile ilişkilerinin de son derece zorlaşacağına dikkat çekiyor.

Uzmanlar Suriye’deki iç savaş nedeniyle bölgedeki mezhep kaynaklı gerginliğin tırmanması durumunda, İran’ın daha da fazla izole olabileceğini, komşusu Irak ile birlikte bölgedeki tek Şii yönetim olarak Sünni komşularına göre çok daha zayıf bir konuma düşeceğini belirtiyor. Profesör Dr. Udo Steinbach, “İran bundan sonra bölgede yeni bir güce kavuşmak istiyorsa, ilişkilerini din temeline oturtmamalı” diye konuşuyor ve ekliyor: “İşte böyle bir arka planda Sünni Suudi Arabistan ve Katar ile Şii İran arasındaki kırılma iyice derinleşiyor. O nedenle bu bölünmüşlüğü bir an önce gidermek her iki taraf için de yapılacak en makul iş olur. Hem Suriye’yi göz önüne alarak kısa vadede, hem de politik çatışmaların Ortadoğu’da bir mezhep savaşına dönüşmemesi için uzun vadede.”

Din hem birleştirici, hem ayırıcı faktör

Suriye çok kültürlü bir ülke. Arap dünyası ile Türkiye arasındaki sınır ülkesi binlerce yıl zarfında birbirinden farklı kültürlerin merkezi olmuş. Nüfusun çoğunluğu Müslüman. Halkı birleştiren din faktörü, aynı zamanda da ayırıcı bir rol oynuyor. Zira İslam da kendi içinde büyük bir çeşitlilik barındırıyor. Suriyelilerin büyük çoğunluğu Sünni, yüzde 10’u ise iktidarı elinde tutan Esad Ailesi gibi Şii Alevi. Ayrıca Dürziler, İsmaililer, Aleviler ve 12 İmam Şiileri de nüfusun toplam yüzde yedisini oluşturuyor.

Renkli etnik mozaik

Müslümanların yanı sıra ülkedeki Hristiyanlar da karışık bir grup. 21 milyonluk nüfusun yaklaşık yüzde 15’i ise, Rum Ortadokslar, Katolikler, Suriye Ortadoksları, Maronitler, Melkitler ve Ermeniler. Tabii dini azınlıkların yanı sıra etnik azınlıklar da, Suriye mozaiğinin bir parçası: Kürtler, Türkmenler, Çerkezler, Aramiler ve Süryanilere ek olarak, son yıllarda ülkeye gelen yaklaşık 600 bin Filistinli ve Iraklı mülteci de var.

Azınlıkların sorunu yoktu

Suriye, çeşitli grupların bir potada eriyerek yeni bir ulusu oluştuğu bir ülke değil, ancak etnik-kültürel gerilimle dağılmaya aday bir coğrafya da değil. 40 yıldır Almanya’da yaşayan Suriyeli yazar Refik Şami, uzun yıllar boyunca azınlıkların ne kendi aralarında, ne de Sünni çoğunlukla bir sorunları olduğunu anlatıyor. Şami, “Çocukluğumda yıllarca arkadaşlık ettiğim biri vardı. Ben Hristiyan’ım ama onun Müslüman olduğunu çok sonradan öğrendim. Zaten bu gerekmiyordu da. Beraber oyun oynuyorduk ve bu yeterliydi.” diyor.

Farklar coğrafî ve sosyolojik kaynaklı

Bu yeterliydi, zira Suriyelileri ayıran sınırlar dinî ya da kültürel değil, daha çok coğrafî ve sosyolojik etkenlerdi. Farklar daha çok, kırsal kesim ve şehir halkı, ya da dağlarda yaşayanlar ile kıyı şeridinde yaşayanlar arasındaydı. Ayrıca her grubun kendi merkez yerleşimleri vardı. Aleviler Nusayri Dağları ve Humus ile Hama’yı tercih ederken, İsmaililer kıyıya paralel uzanan dağları, Rum Ortodoks ve Katolikleri de Şam, Lazkiye ve kıyı şeridinde yaşıyorlar. Kürtler ise, Toroslar ve Suriye-Türkiye sınırında, ayrıca Şam’ın Kürt mahallesinde ağırlıktalar.

Baba Esad Fransızların taktiğini izledi

Modern Suriye, Avrupa sömürgeciliği ile şekillendi. Osmanlı İmparatorluğu’nun elinden çıkan topraklara, İngilizler ve Fransızlar tarafından bugünkü sınırlar çizildi ve günümüz devletlerinin temelleri atıldı. 1918’e kadar bir arada yaşayan farklı grupların dinî ve etnik bölünmesi de işte bu dönemde başladı. Özellikle Fransızlar, bilinçli olarak azınlıklar ile Sünni çoğunluğun farklı kutuplara yerleşmesine çalıştı. Ayrı grupları birbirine karşı oynayarak, iktidarını sağlamlaştırma taktiğini, 1970’teki darbenin ardından devlet başkanı olan Hafız Esad da devraldı.

Çıkarlar azalınca bağ da kopacak

Yazar Refik Şami, bugünkü Devlet Başkanı Beşar Esad’ın babası olan Hafız Esad’ın, devlet görevlerini kendine sadakat gösterenlere ve Alevi olanlara dağıttığını ve bu yolla, Suriyelilerin daha önce hiç görmediği, mezhep eksenli bir rejim oluşturduğunu söylüyor. Şami şöyle konuşuyor: “Esadlar, aynı zamanda, başta Sünnilerin ekonomik açıdan güçlü kesimleri de olmak üzere, farklı grupların mensuplarını da kendilerine bağladılar. Bu bağın getirdiği imtiyazlardan yararlananlar, isyanlar başladığında Esad rejimine destek verdiler. Ülkedeki birçok Sünni, halkın sırtından zengin oldu. Esad’a destekleri sayesinde, çok para kazandılar. Ancak getirisi azalınca bu bağı koparacaklardır.”

Farklı gruplar direnişte birleşti

Suriye Ulusal Konseyi üyesi Ferhad Ahma, ülke halkının büyük bir bölümünün, rejimin sadece otoriter yüzünü bildiği için, direnişin tüm halk gruplarından destek gördüğünü söylüyor. Etnik veya dinî kimliğinden bağımsız olarak, çoğu Suriyeli`nin demokratik değişim istediğini belirten Ahma, aynı zamanda azınlıkların, geleceğin Suriye’sinde haklarının açık bir şekilde tanımlanmasını talep ettiklerini kaydediyor ve, 'Biraz endişeliler, zira Irak ya da Türkiye gibi bazı komşu ülkelerde azınlıklara ne kadar hak tanındığını görüyorlar.” şeklinde konuşuyor.

Birliğin süresi uzatılabilir

Esadlar, Suriye’deki farklı grupların suni bir şekilde birbirinden ayrılmasını sağladı. Şimdi bu gruplar, rejim karşıtlığında birleşerek birbirlerine yakınlaşıyor. Şu anda geçici çıkar birliği söz konusu. Ama zekice izlenecek politikalarla bu birliğin ömrü uzatılabilir.

Peki Rusya, Esad’dan vazgeçer mi?

Suriye hükümeti artık sadece politik açıdan değil ekonomik açıdan da Rusya’ya muhtaç durumda. Suriye hükümeti müttefiki Rusya’dan malî destek talep etti. Beyrut Amerikan Üniversitesi’nden siyaset bilimi uzmanı Hilal Haşan, çatışmaların başladığı dönemde petrol gelirlerinden yaklaşık 16 milyar dolar döviz rezervi bulunan Suriye’nin parasının iç savaş ve petrol ambargoları nedeniyle suyunu çektiğini kaydediyor. Hilal Haşan, “Ülke ekonomisi mahvolmuş durumda. Eskiden Esad’ı destekleyen işadamları artık bir şey kazanamıyor ve çoktan Lübnan, Türkiye ya da Ürdün’e geçtiler bile” şeklinde konuşuyor.

Rusya`nın yüzlerce yıllık hayali

Moskova’da görüşmelerde bulunan Suriye Başbakan Yardımcısı Kadri Cemil’in özellikle mazot gibi petrol ürünleri eksikliğinden yakındığı belirtiliyor. Rus haber ajansı RIA Novosti ise Rus hükümetinin Suriye`nin maddi yardım talebini değerlendireceğini bildirdi.

Uzun yıllar Arap ülkelerinde görev yapmış olan emekli Alman büyükelçi Gerhad Fulda, böyle bir destekten Rusya’nın da kârlı çıkacağı görüşünde. Gerhard Fulda, bunu şu sözlerle açıklıyor: “Rusya, Ortadoğu’daki nüfuzunu sürdürmek istiyor. Bu, Rusya’nın uluslararası politikaya yön verebileceği sayılı alanlardan biri. Rusya uzun zamandır Suriye’ye silah satışı yapıyor ve bu sayede kazandığı etkisini sürdürmek istiyor. Suriye’nin Akdeniz’deki Tartus Limanı’nda Rusya’nın Akdeniz’deki tek askerî deniz üssü bulunuyor.”

Fulda’ya göre Rusya’nın bu limanı kaybetmesi Rusya’nın Karadeniz’deki üslerine çekilmesi anlamına gelir, bu da Rusların yüzlerce yıllık `Akdeniz’de bir güç olmak` hayaline büyük bir darbe indirir.

Siyasi dönüşüm endişesi

Suriye’nin bölgedeki Sovyet etki alanının son temsilcilerinden biri olduğunu kaydeden eski Büyükelçi, Rusya’nın Esad rejimini desteklemesinin bir başka nedeninin de siyasi bir dönüşümün sonuçlarından kaygılanması olduğunu belirtiyor. Fulda, “Rus politikacılar Suriye’deki çatışmaları şu açıdan da değerlendiriyor: Esad’a alternatif ne olabilir? Tabii ki bu alternatiflerden biri de Sünni ve muhtemelen köktendinci bir hükümetin göreve gelmesi” diye konuşuyor. Gerhard Fulda’ya göre Rusya, böyle bir İslam cumhuriyetinin eskiden Sovyetler Birliği’ne dahil olan Orta Asya’daki Müslüman ülkeleri etkilemesinden endişeleniyor. Zira Rusya bu ülkeler üzerindeki koruyucu gücü ve etkisini kaybetmek istemiyor.

Fulda’ya göre Rusya ve Çin`in ortak çıkarları aynı yöne işaret ediyor: Batılı devletlerle onların Suudi Arabistan gibi müttefiklerinin, hammadde zengini Ortadoğu ülkelerindeki nüfuzunu azaltmak. Rusya`nın Suriye`nin bölgedeki bir numaralı müttefiki İran`a verdiği destek de bu bağlamda değerlendiriliyor. (dw)



Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

Yapay zeka teknolojisi finans sektörünün geleceğini belirlerken yasal düzenlemelerden hayata geçen uygulamalara kadar çok sayıda yenilik hem sektöre hem de son kullanıcıya fayda sağlıyor.

Teknoloji

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

AVRASYA BİR VAKFI BİLİM TEKNOLOJİ DERNEĞİ KONFERANSI (27 NİSAN 2024)

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile ticaret tartışmalarına noktayı koydu: O iş bitti

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

İsrail'in "konforlu mağduriyeti"

Meteoroloji'den 44 ile toz taşınımı uyarısı! Göz gözü görmeyecek

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasından endişe ediliyor

MHP lideri Bahçeli: Yeni bir dünya savaşı cinayettir

Vücutta kolay morarma o hastalığın habercisi olabilir!

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sıcaklıklar 30 derecenin üzerine çıkacak (Bu hafta hava nasıl olacak?)

TBMM açılıyor: Gündemde kripto para düzenlemesi var

Yerel seçim dünya medyasında: İstanbul 'büyük ödül', muhalefeti bekleyen tehlike

Avrupa bu itiraf ile çalkalanıyor... Polonya Başbakanı Tusk'tan savaş uyarısı: Hazır değiliz!

Yükleniyor