CNN
CNN`nin yayınında yeralan gazeteci Ceren Kenar ile yapılan mülakat şöyledir:
SUNUCU: Zaman gazetesinde çalışan gazetecilerin deneyimi, Erdoğan yanlısı kutupta yer alan gazetecilerden farklı. Şimdi o seslerden birine kulak vermek istiyorum. Ceren Kenar bizimle. Ceren, bu insanlar bir terör komplosuna dâhil olmakla suçlanıyor. Burada bir terör komplosu görüyor musun? Bu nasıl bir örgüt?
KENAR (Gazeteci): Bu suçlamalar konusunda karar verecek bir konumda elbette ki değilim. Ancak Gülen hareketinin sadece bir sivil toplum kuruluşu ve dinî bir cemaatten ibaret olmadığını iddia eden müthiş suçlamalar var. Hükûmet ve bazı laik eleştirmenler Gülen hareketinin Türkiye`de Emniyet güçleri ve yargı gibi kilit devlet kurumlarına sızmış bir dinî cemaat olduğunu söylüyor. Hareket, aynı zamanda yargıdaki gücü sayesinde rakiplerine hukuk operasyonları yapmakla, sahte kanıt üretmekle ve uydurma davalar açmakla suçlanıyor. Ortada karmaşık bir resim var. Son on yıl içinde Türkiye`de hukukun üstünlüğünün birçok kez ihlal edildiği göz önüne alınırsa Türkiye`de olanlar konusunda üzülmek için haklı sebepler var.
SUNUCU: Meselenin özüne eğilirsek yolsuzluk konusunda haberler yapan, siyasetle ilgili haber yapan, çeşitli liderlerin siyasi aktörlerin zaafları konusunda haber yapan unsur, medya. Bütün bunları haber yapabiliyor olmaları mı gerekir, yoksa hapiste olmaları mı?
KENAR: Kişisel fikrimi soruyorsanız, bence gazetecilerin hepsi özgür olmalı. Türkiye`de meslektaşlarımın son on yılda ve Türk tarihi boyunca gözaltına alınmasından ve hapse atılmasından dolayı üzgünüm. Bence ifade özgürlüğüne hiçbir sınır konmamalı. Ben burada tavır alamam. Ancak size bu gazetecilerin ne konuda suçlandıklarını açıklamaya çalışıyorum. Elbette bunu savunmaya veya gerekçelendirmeye çalışmıyorum. Bu gazeteciler bu dinî cemaatin mensupları olmakla suçlanıyor. Muhalif Gülen hareketinin propagandalarında yer almakla suçlanıyor.
SUNUCU: Siz çok genç ve zeki bir kadına benziyorsunuz. Benim bu kadar uzaktan bile az çok görebildiklerimi göremiyor musunuz? Merak ediyorum, genellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan`ı eleştiren insanların başı onunla ve Türkiye`de bulunan kurumlarla büyük derde giriyor. Böyle bir atmosferde gazeteciliğin geleceği konusunda kaygılı mısınız?
KENAR: Bu soruya verecek siyah beyaz bir cevabım yok. Türkiye, bence birçok konuda önemli gelişmeler kaydediyor. Daha önce ifade özgürlüğünün önünde engel teşkil eden Ermeni meselesi, Kürt meselesi gibi bazı tabular vardı. Bugün ben bir gazeteci olarak bu tür konularda ve Türk Devleti’nce yasa dışı terör örgütü olarak kabul edilen PKK konusunda haber yaparken kendimi çok daha rahat hissediyorum. Ancak sizin de değindiğiniz gibi Türkiye`de medyayla ilgili yapısal bir sorunumuz var. İfade özgürlüğünün sınırları genişliyor olabilir fakat bağımsız bir medyaya sahip miyiz? Sadece hükûmetten değil, Türkiye`deki belirli iş dünyası gruplarından da bağımsız bir medyamız var mı? Buna olumlu yanıt veremeyeceğim. Elbette Türkiye`deki gazeteciler olarak daha bağımsız bir medya için mücadele etmeliyiz ancak resmin tamamını göstermem gerekirse bunu engelleyen tek etmen Türk hükûmeti değil. Bunun yanında ticari ilişkiler de var.
SUNUCU: Bunun yanında para var. Burada bırakmamız gerekiyor. Neyi kastettiğiniz anlaşıldı. Siyaset, uluslararası siyaset ve para gibi unsurlar var ve bir de egolar. Bize bu bakış açısını sağladığınız için teşekkürler. (ABD, CNN - 14 Aralık 2014)