Petrol ve İsyan

Petrol ve İsyan

Arap Dünyası’ndaki ayaklanmaların, Enerji Tedariki açısından anlamı nedir? Körfez ülkelerindeki siyasi çalkantı olasılığı, Hürmüz Boğazı’ndaki petrol tedarikinin aksayacağına dair endişeleri artırıyor. Hürmüz Boğazı, dünyada

Edward L. Morse

Siyasi ayaklanmaların Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya yayıldığı bir dönemde, 2011 yılının tıpkı 1971’de olduğu gibi küresel jeopolitik açısından kritik bir yıla dönüşebileceği öngörülüyor. Mevcut protestoların ardındaki birçok etmen (yüksek işsizlik, gelir adaletsizlikleri, özellikle gıda fiyatlarının artması ve yöneticiler arasında jerontokrasi (yaşlıların gençler üzerindeki tahakkümü – Editör Notu) ve kleptokrasinin yükselişe geçmesi), aslında bölgedeki petro-devletlerin ortaya çıkma süreciyle bağlantılı.

1971 yılında Arap dünyasının petrol üreten ülkeleri, kendileri ve Batılı petrol şirketleri ile tüketiciler arasındaki güçler dengesini değiştirmeye çalıştılar. Hem kendisi hem de Cezayir, Irak ve Suudi Arabistan adına müzakere eden Libya, Avrupa’ya gönderilen petrol fiyatını kendilerinin –yabancı şirketlerin değil- belirleyeceğini açıklamıştı. Bunun sonucunda, petrol ticaretinin ana piyasası olan Avrupa’daki fiyatlar bir gecede %35 oranında arttı. Aynı zamanda, OPEC üyesi ülkeler de, petrol şirketleri üzerinden alınan vergileri %50 ve altından %80 düzeyine çıkardı. Libya, aynı zamanda, 1971 yılında BP’nin ülkedeki petrol ayrıcalığını milleştirdi. Aynı şekilde, Cezayir de Fransız şirketi CFP’nin operasyonlarının %51’ini millileştirdi.

Aynı yıl, ABD de Bretton Woods sisteminden çekildi ve altın standardını da kaldırınca doların devalüe olmasına neden oldu. Petrol gelirleri dolar üzerinden fiyatlandırılan OPEC ise, bu durumu, fiyatları artırarak telafi etti. Bu sırada Libya da, 1969 yılında başa geçen Muammer Kaddafi’nin tabiriyle Batı’ya karşı “petrol silahını” kullanmaya başladı. Libya, 1970 yılında günde 3,35 milyon varil üretirken, 1972 yılında bu oran günde 2,25 milyona geriledi. Arap ülkelerinin fiyatları ve geliri artırmak adına petrol ambargosu başlattığı 1973 yılında ise Libya’nın petrol üretimi, günde 1,6 milyona düşürülmüştü. Kısacası, 1971 yılı; yeni bir çağın başlangıcı anlamına geliyordu.

Bu sürecin ardından yaşanan petrol ticareti, son derece çatışmacı bir hal aldı. OPEC ülkeleri birbiri ardı sıra petrol endüstrilerini millileştirdiler; dolayısıyla küresel petrol ticaretinin bütünsel yapısı bozulmaya başladı. Şirketler, petrol için başka arayışlara girmeye başladılar; ancak bu konuda çok başarılı olamadılar. Çünkü artık düşük maliyetli petrol tedarikine kolaylıkla erişemiyorlardı.

Petrol fiyatlandırma işlemi, sıfır toplamlı bir oyuna dönüştü. Fiyatlardaki her artış, tüketiciler aleyhine, üreticiler lehine oldu. Fiyatlardaki her indirim ise, üreticiler aleyhine, tüketiciler lehine oldu. Üreticiler, piyasalara karşı kuşkucu yaklaşmaya başladılar; kendilerine karşı tertiplenecek olası hilelere karşı (örneğin petrolü doğal gaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla değiştirmeye yönelik çabalar, gazolin üzerinden alınan tüketici vergileri gibi) daha dikkatli oldular. Ve, aynı üreticiler, yükselen fiyatlardan dolayı kendi üretim düzeylerini değil de spekülatörleri suçlar oldular. Petrol gelirlerine sırtlarını dayayan hükümetler ise, bu kazançları halklarıyla paylaşmak konusunda giderek daha isteksiz bir hal aldılar. Bu durum da, “kaynakların laneti” olarak adlandırılmaya başladı.

Daha sonra, petrol fiyatı neredeyse yirmi yıl boyunca kötü bir seyir izledi. 1981–1985 yılları arasında, petrol fiyatı varil başına 35 dolardan 10 dolara geriledi; ardından 1990’lı yıllarda 20 dolar seviyelerinde istikrar kazandı. 1998 yılında ise, yeniden 10 dolara geriledi. Aynı dönem içinde, OPEC ülkelerinin nüfusları birdenbire çoğaldı: bunda, ortalama ömür ve doğurganlık oranlarının da artması etkili oldu. Petrol gelirlerinin düşmesi ve nüfusun artmasıyla birlikte, kişi başına düşen gelir de azalmaya başladı. Bu sırada hükümetler de ekonomilerini çeşitlendirmek için pek fazla bir şey yapmadılar. Aslında, petrol üreten ülkeler, petrol fiyatlarında çarpıcı bir artış yaşanana dek, ekonomilerini çeşitlendirmek ve sosyal refah harcamalarını artırmak adına pek fazla bir şey yapmadılar. Libya gibi diğer petrol üreticileri, böyle bir girişimde bulunmadılar bile…

Bu umursamazlık, halihazırda süregiden sivil ayaklamaların ardındaki birçok etmeni de doğurdu; özellikle de bölgedeki kesat gelir seviyesi ve işsizlik oranlarını etkiledi. Şimdilerde, ayaklanma dalgasının Arap yarımadası ve Basra körfezindeki diğer petrol zengini bölgelere yayılmasıyla birlikte, petrol konusunda bir kıyametin yaşanması ihtimali artık imkansız değil: böylesi bir senaryo içinde, ülke içindeki bir ayaklanma, sivil arbede ve şiddeti de beraberinde getirecektir. Bunun karşılığında, petrol üretiminde bir azaltım veya tamamen kesinti yaşanacaktır. Gerçek bir kıyamet senaryosu ise, tüm bu olayların Suudi Arabistan gibi büyük petrol üreticisi ülkelerin topraklarında gerçekleşmesi olacaktır.

Bu zamana değin Mısır’da yaşanan ayaklanma, bu ülke kaynaklı veya bu ülke üzerinden yapılan enerji tedariklerinde sınırlı ve yerel bir aksaklığa yol açtı. Mısır, doğalgaz ihracatında mütevazi bir ülke olarak biliniyor. Doğalgaz ihracatı; hem deniz yoluyla yapılan likidite doğalgaz sevkiyatlarıyla, hem de İsrail, Ürdün, Suriye ve Lübnan’la komşu boruhattı üzerinden yapılıyor.

Kuzey Sinai bölgesine Şubat ayı başında yapılan bir saldırı, komşu bölgelere petrol akışını kısa bir sürekliğine aksattı. (Bu patlamanın bir sabotaj mı yoksa bir kaza mı olduğu henüz açık değil) Ancak, daha da önemlisi, ne Süveyş Kanalı (ki küresel ticaretin yüzde dokuzu buradan yapılıyor), ne de Sumed boru hattı (Kızıldeniz’den Akdeniz’e günde yaklaşık 1,5 milyon varil petrol, bu boruhattı üzerinden taşınıyor), bu süreçte herhangi bir aksama yaşamadı.

Libya’da süregelen şiddetin petrol fiyatları üzerinde çok daha önemli bir etkisi bulunuyor. Bu zamana değin, Libya’nın ham petrolünün günde 750.000 varillik bir bölümü kayboldu; Suudi Arabistan, bu petrol tedarikinin hepsini telafi edebileceğini iddia ediyor. Ancak Libya ve Suudi petrolü ikame edilebilir özellikle değil. Libya’nın ham petrolü, yüksek kalitesiyle tanınıyor: bu ülkenin her gün ürettiği 1,5 milyon varil petrolün büyük bölümünün sülfür yoğunluğu düşük (yani “tatlı” bir kokusu var) ve arıtıldığında gazolin ve dizel yakıt gibi yüksek talep gören petrol ürünlerine kolaylıkla dönüşebiliyor. Dünya üzerindeki ham petrolün sadece dörtte biri, benzeri bir kaliteye sahip. Dolayısıyla, Libya’daki ham petrolün kaybedilmesi, bu havuzda yüzde dokuzluk bir azalma anlamına geliyor. Bununla birlikte, Suudi petrolü ağır ve “ekşi”; bu durum da onun Libya’ya karşı mükemmel bir alternatif olmasını engelliyor. Dahası, Libya’nın ihraç piyasası, Akdeniz’de yoğunlaşmış durumda; petrol büyük ölçüde İtalya, Fransa, İspanya, İsviçre ve Almanya’ya gidiyor. Dolayısıyla, çoğu Orta Asya ülkesiyle kıyaslandığında Libya petrolünün kaybedilmesinin etkisi büyük.

Siyasi ayaklanmalar, komşu Cezayir topraklarına da yayıldı. Cezayir’deki ham petrol de, tıpkı Libya’daki gibi hafif ve tatlı. Libya ve Cezayir’in birlikte günlük ürettiği petrol ve doğalgaz miktarı, 2,7 milyon varile yaklaşmış bulunuyor. Bu, son derece anlamlı bir rakam: kıyaslama yapmak gerekirse, hâlihazırda iç çalkantı yaşayan diğer iki enerji üreticisi ülke, günde 2,4 milyon varil petrol tedarik ediyor.

Bahreyn’de de sivil gösteriler yapıldı. Bahreyn, Suudi Arabistan’ın Şii egemenliğindeki doğu eyaletinin (ki burası, Suudi petrol üretimi ve rezervlerinin büyük bölümünün konuşlandığı bir bölge) yakınlarında bulunuyor. Benzer şekilde Umman da kitlesel gösterilerle tanıştı.

Körfez ülkelerindeki siyasi çalkantı olasılığı, Hürmüz Boğazı’ndaki petrol tedarikinin aksayacağına dair endişeleri artırıyor. Hürmüz Boğazı, dünyada deniz yoluyla taşınan petrolün üçte biri günde 30 adet büyük tanker aracılığıyla taşınmasına sahne oluyor. Asya’da tüketilen petrolün %75’inden fazlası, bu güzergah üzerinden ilerliyor.

Suudi Arabistan ile ilgili iki önemli mesele gündemde:

1. Petrol tesislerinin (büyük petrol ve doğalgaz ayırma tesisleri ve transit noktaları da dahil olmak üzere), terörist saldırılardan korunması;

2. Ülkenin, iddia edildiği gibi günde 12,5 milyon varil (yani OPEC kotasının 4,5 milyon varil üzerinde) petrol üretip üretemeyeceği.

Bölgede yakın zamanda yaşanan çalkantıya neden olan tüm içsel etmenler, 2011 yılında bir anda ortadan kalkmayacak. Açıkça görülüyor ki, bölgedeki hiçbir petrol üreticisi ülke, ekonomisini petrolün ötesinde çeşitlendirebilmiş değil. Ucuz enerji, bu rejimlerin meşruiyeti açısından kritik önem arz ediyor; fiyat artışlarını siyasi olarak zorlu hale getiriyor. Bu zamana değin sadece İran ülke içindeki gazolin fiyatlarını artırabilmiştir ve bunun tek nedeni de, rafine kapasitesinin olmayışı ve ABD öncülüğünde gerçekleştirilen gazolin ambargosunun yarattığı sıkıntıdır.

Körfez ülkeleri içindeki petrol üretimi, 2000 yılında günde 4,8 milyon varil iken, 2010 yılına gelindiğinde 7,8 milyon varile yükselmiş bulunuyor. Bu da, ihracat oranlarını sarsıyor ve petrolün asgari fiyatının artmasına neden oluyor. Sonuç olarak, bölgedeki petrole bağımlı olan bu ülkeler, sarsıcı olasılıklarla karşı karşıya kalıyorlar: mevcut aksamalar yüzünden ya yakın dönemde petrol tedarikinde bir kayıp yaşayacaklar, ya da iç tüketimdeki artıştan dolayı uzun vadede petrol tedarikinde bir kayıpla karşılaşacaklar.

Kaynak: http://www.foreignaffairs.com/articles/67563/edward-l-morse/oil-and-unrest?page=show



Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

Yapay zeka teknolojisi finans sektörünün geleceğini belirlerken yasal düzenlemelerden hayata geçen uygulamalara kadar çok sayıda yenilik hem sektöre hem de son kullanıcıya fayda sağlıyor.

Teknoloji

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Türk savunma sanayisi 10 yıla 13 havacılık motoru sığdırdı

Türkiye'nin havacılık motorlarında lider şirketi TUSAŞ Motor Sanayii AŞ (TEI), yaklaşık 10 yıllık dönemde 12 milli, 1 yerli olmak üzere 13 motora imza attı.

Teknoloji

AVRASYA BİR VAKFI BİLİM TEKNOLOJİ DERNEĞİ KONFERANSI (27 NİSAN 2024)

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile ticaret tartışmalarına noktayı koydu: O iş bitti

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

İsrail'in "konforlu mağduriyeti"

Meteoroloji'den 44 ile toz taşınımı uyarısı! Göz gözü görmeyecek

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasından endişe ediliyor

MHP lideri Bahçeli: Yeni bir dünya savaşı cinayettir

Vücutta kolay morarma o hastalığın habercisi olabilir!

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sıcaklıklar 30 derecenin üzerine çıkacak (Bu hafta hava nasıl olacak?)

TBMM açılıyor: Gündemde kripto para düzenlemesi var

Yerel seçim dünya medyasında: İstanbul 'büyük ödül', muhalefeti bekleyen tehlike

Avrupa bu itiraf ile çalkalanıyor... Polonya Başbakanı Tusk'tan savaş uyarısı: Hazır değiliz!

Yükleniyor