Rus parlamentosunun üst kanadı olan Federasyon Konseyi´nin uluslararası ilişkiler komitesi başkanı Konstantin Kosaçev, 2015´te İran´la imzalanan nükleer anlaşmayı kurtarabilecek olanın ABD olduğunu söyledi. Kosaçev, ABD´nin anlaşmadan çekilme kararının ardından İran´ın attığı adımlarınsa hukuka uygun olduğunu belirtti.
Konstantin Kosaçev, İran´ın 2015´teki nükleer anlaşma ile belirlenen uranyum zenginleştirme sınırı olan yüzde 3.67 oranını geçme kararı sorulunca, Tahran´ın söz konusu adımlarının hukuka uygun olduğunu söyledi.
Kosaçev şöyle devam etti: 'Nükleer anlaşmayı başta yerle bir eden Amerikalılardı, sonra da Avrupalılar kendi paylarına düşen sorumlulukları yerine getirmekte hayli gecikti: ABD´nin yaptırımlarını bertaraf ederek İran ile ticaret yapmak amacıyla INSTEX adlı bir ödeme mekanizmasının kurulması uzadıkça uzadı. Bu mekanizmanın işe yarayıp yaramayacağı ise hala büyük bir soru işareti.'Bu nedenle 6 ülkenin İran ile imzaladığı nükleer anlaşmayı kurtarmak için adım atması gereken tarafın da ABD olduğunu belirten Kosaçev, 'Top Amerikan tarafının sahasında, sadece o anlaşmayı kurtarabilir' vurgusunu yaptı.
´MÜHİM OLAN URANYUMU ZENGİNLEŞTİRME SEVİYELERİ DEĞİL´
Kosaçev, 'İçinde bulunulan durumda mühim olan, uranyumu zenginleştirme seviyeleri değil, Amerikan tarafının aynı biçimde davranacağını garanti etmesi halinde, İran´ın anlaşmadaki sınırlamalara uymaya siyasi olarak hazır olup olmadığı' diye ekledi.
İran´ın nükleer anlaşmadan kısmen çekilme ve anlaşma ile belirlenen sınırlandırmalara uymama kararları, ABD´nin söz konusu anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesini ve İran´a yeniden yaptırım uygulamaya başlamasını izliyor.İran´ın uranyum zenginleştirme programını sınırlandırması karşılığında ülkeye uygulanan yaptırımların kademeli olarak kaldırılmasını öngören anlaşmayı ABD, İran, İngiltere, Fransa, Çin, Rusya ve Almanya müzakere etmişlerdi.
Rusya hem İran hem de ABD´ye ölçülü davranma çağrısı yapsa da anlaşmanın çökmesinden ABD´yi sorumlu tutuyor. Nitekim Rus yetkililere göre, İran´ı anlaşmadan kısmen çekilip zenginleştirilmiş uranyum üretimi sınırlarını aşmaya iten, ABD Başkanı Donald Trump´ın söz konusu anlaşmadan çekilip yaptırımları yeniden devreye sokma kararıydı.