Sun Zhuangzhi
Türkiye`nin Şanghay İşbirliği Örgütüne (ŞİÖ) muhtemel üyeliğiyle ilgili birçok tartışma yapılıyor.
Türk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kasım ayının sonlarında Rusya`ya yaptığı ziyaret sırasında, ülkesinin ŞİÖ üyesi olma isteğini açıkça ifade etmişti. Bu açıklama, AB’nin Türkiye ile üç yıldan uzun süredir donmuş olan üyelik müzakerelerini yeniden başlattığı ve ŞİÖ başbakanlarının Taşkent`te toplantılar düzenlemek üzere oldukları bir zamanda yapıldı. Bu nedenle Erdoğan`ın sözlerinin, Türk diplomasisindeki stratejik düzenlenmenin büyük siyasi önemini ilettiğine inanıldı.
2013 yılının başından bu yana, Türk liderler, birçok vesileyle AB`ye ilişkin hayal kırıklıklarını ve ŞİÖ`ye katılma isteklerini ifade etmişlerdir.
Geçen ocak ayında, Erdoğan, bir televizyon programında Türkiye`nin AB`ye üye olma çabalarından vazgeçmediğini fakat AB`nin olumsuz bir tutum takındığını söylemişti. Ülkenin AB üyeliği ihtimalinin sönükleşmesi nedeniyle Erdoğan, Türkiye`nin ŞİÖ`nün bir parçası olmayı ciddi ciddi düşündüğünü vurgulamıştı.
2013 yılının Mart ayında, Türk ordusu Erdoğan`ın ŞİÖ`ye katılma konusundaki tutumunu desteklemişti.
Türkiye`nin ŞİÖ üyesi olma isteği, esasen AB`nin kendisine yönelik isteksiz tutumundan kaynaklanıyor. Türkiye, 26 yıldır AB`ye üye olmaya çalışıyor, 1999 yılında aday ülke olmuştu hatta sonraki yıllarda, birçok Orta ve Batı Avrupa ülkesi AB`ye katılabilmişti.
Türkiye, Orta Asya enerjisinin Batı’ya iletildiği yol olmasından dolayı Batı`nın gözünde özel bir jeopolitik öneme sahip. Kısa süre önce Rusya ve Türkiye`nin Rus doğal gazını Türkiye`ye ulaştıracak Mavi Akım boru hattı ağı üzerinde bir anlaşmaya varmış olması, Rusya`nın da Türkiye`nin stratejik önemini takdir ettiğini gösteriyor. (ABD merkezli Global Times - 15 Ocak 2014)