Jelena Terzic
Belgradda Düzenlenen Sırp-Türk İlişkileri Konulu Konferansa Katılan Analistler, Sırpça ve Türkçede Çok Sayıda Ortak Kelimenin Bulunmasına Rağmen İki Ülkenin Pek İyi Anlaşamadığı Sonucuna Vardı. Sırbistan Türkiye`nin Balkanlar`da Sadece Müslümanların Çıkarları Doğrultusunda Hareket Ettiğine İnanırken, Türkiye Daha İddialı Bir Role Sahip Olduğunu Düşünüyor.
Sırp milletvekilleri, Sırbistan Parlamentosunun 2010. Srebrenica kararını soykırım kelimesini kullanmadan kabul etti. Bu adım, Ankara-Saraybosna-Belgrad Üçlü Dayanışma Mekanizmasının katkılarından biri sayılıyor. 2009-2011 yıllarında zirveye ulaşan Sırp-Türk ilişkileri, son iki yıldır durgun bir seyir izliyor.
Sırbistan Güvenlik Fakültesinden Vladimir Ajzenhamer, Türkiye`nin, ilk başta Balkanlar`a yönelik olumlu ve ilerleyici bir yaklaşım benimseyerek bölgede bir kalkınma motoru, bir hareket ettirici güç olarak kendini empoze etmeye çalıştığını söyledi. Ajzenhamer, 'Ancak buna paralel olarak Türk politikacılar tarafından farklı sinyaller veren açıklamalar da yapıldı.' dedi.
İstanbul, Ankara ve Karacorcevo`da olmak üzere üç zirve, dışişleri bakanları arasında da sekiz toplantı yapıldı, iki deklarasyon hazırlandı, serbest ticaret anlaşmaları da dâhil olmak üzere çok sayıda anlaşma imzalandı.
Tomislav Nikoliç, üçlü görüşmelere katılımını dondurdu.
Ajzenhamer, 'Biz kendimiz Türkiye`den ne istediklerimizi belirleyemedik, hâlbuki bu bize düşen bir görevdi. Sırbistan; Bosna, Kosova ve Arnavutluk ile ilgili kabul edilebilir ve kabul edilemez adımları açık ve net bir temele oturtmalı.' şeklinde konuştu.
İki yıl sonra bazı gelişmeler kaydedildi. Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM) Başkanı Ali Resul Usul, 'İki ülkenin Dışişleri Bakanı üçlü toplantıların geleceğini tartışmak üzere bir araya gelip bu ilişkilerin daha fazla ekonomiye dayanması gerektiği konusunda anlaştı.' ifadelerini kullandı.
Ekonomi bugüne kadar siyasetin gölgesindeydi. Türkiye`den gelen yatırımlar, Romanya ve Bulgaristan`da bütün Batı Balkanlara nazaran on kat fazladır. Türk yatırımcılar da Hırvatistanı Sırbistan`dan daha ilginç buluyor.
Uluslararası Politika ve Ekonomi İşleri Enstitüsünden Slobodan Jankovic, 'Türk yatırımcılara göre Türkiye`nin, diğer ülkelerde siyasi hâkimiyetini kurabilmesi için Romanya ve Bulgaristan ile iyi bir iş birliği yapması gerekir.' şeklinde değerlendirmede bulundu.
Türkiyenin Cacak Bankasının hisselerinin çoğunluğunu alması, Sırbistanda bir ilerlemedir. Türk Akımı da yeni imkânlar sunuyor.
Jankovic, enerji açısından Türk Akımının büyük bir fırsat olduğunu vurguladı. Ali Resul Usul, 'Bu da Sırbistan ve Türkiye`nin ulusal çıkarlarına katkıda bulunmaktadır.' dedi.
Ajzenhamer, 'Türkiyenin Türk Akımını inşa etme ve Rusya ile iş birliği yapma imkânı, bize ekonomik ve diğer açılardan tarafsız olma isteğimizi andırıyor. Tek bir farkla: Türkiye daha büyük ve daha kuvvetli bölgesel güç olması nedeniyle bu istekleri yerine getirebilir.' dedi.
Bugünlerde de Türkiyenin Balkanlar`daki istikrarın korunmasına katılmasına ihtiyaç vardır.
Ankaradaki Siyasi, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Araştırmacısı Dr Mehmet Uğur Ekinci, 'Balkanlar artık istikrarlı ancak bu olumlu bir istikrar değildir. Savaş ve çatışmalar yoktur ancak çözülmemiş çatışmalar hâlâ mevcuttur.' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye de bazı çatışmalara katkıda bulunuyor. Örneğin, Türkiye`nin Sırbistan`daki Müslüman topluluklarının Saraybosnadaki riyasete bağlaması gibi topluluklar arasındaki çatışma konusunda sunduğu çözüm teklifi bunlardan biridir. Belgrad, Ankarayı Müslümanlara karşı çok koruyucu bir tavır almakla eleştiriyor, Türkiye ise Balkanlar`da sürdürdüğü siyasete farklı bakıyor.
Dr Mehmet Uğur Ekinci, 'Türkiye, Balkan bölgesinin tüm halklarına ulaşmak istiyor. Söz gelimi, sel sırasındaki program ve hibelerden görüldüğü gibi Türkiyeden sunulan yardım anlamlıydı. Türkiye ile Sırbistan arasındaki ilişkileri geliştiren kanallar var, Sırbistan`da insanların bu avantajlardan faydalanması gerektiği kanısındayım. yorumunda bulundu
Şimdiye kadar iki ülke arasındaki sosyal ve kültürel ilişkiler; popüler dizilerde, Türkiyedeki turizm tesislerinde, Sırp sporcular açısından da Türk kulüplerinde en belirgin şekilde görülüyordu. Türkler, yaklaşık bir ay önce Belgrad`da Türk Kültür Merkezini açarak bundan fazlasını istediklerini gösterdi. (Sırbistan, RTS - 24 Haziran 2015)