Türk Başbakan Yardımcısı İle Özel Mülakat

Türk Başbakan Yardımcısı İle Özel Mülakat

Suriye konusuna girmekten dört yıl imtina eden Türkiye, kuvvetli bir şekilde söz konusu ülkenin bataklığına girmiş bulunuyor. Zira Türkiye, İslam Devleti (İD) örgütüne ve Kürdistan İşçi Partisine (PKK) aynı anda operasyonlarını baş

 

El Cezire TV

SUNUCU (Ahmet Mansur): Sayın seyirciler Allahın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Sizi Türkiye´nin Başkenti Ankara´dan selamlayıp Sınırsız programına, Hoşgeldiniz diyorum. Suriye konusuna girmekten dört yıl imtina eden Türkiye, kuvvetli bir şekilde söz konusu ülkenin bataklığına girmiş bulunuyor. Zira Türkiye, İslam Devleti (İD) örgütüne ve Kürdistan İşçi Partisine (PKK) aynı anda operasyonlarını başlattı.

Prof. Dr. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye´nin ateş çemberiyle çevrildiğini söyledi. Bugünkü programımıza söz konusu savaşın boyutlarını, Suriye´nin ve bölgenin haritasına olan etkilerini konuşmak için hükûmetin iki numaralı ismi ve Başbakan yardımcısı Dr. Numan Kurtulmuş ile beraberiz: 'Sayın Kurtulmuş Hoşgeldiniz efendim.'

NUMAN KURTULMUŞ: Hoşbulduk, siz de hoşgeldiniz (Arapça)

SUNUCU: Dört yıldır Suriye´deki savaşın girdabına girmekten imtina eden ve bekleyen Türkiye´nin, ülkeye girişmesinin gerçek nedeni nedir?

KURTULMUŞ: Her şeyden önce şunu belirtmem gerekiyor, Türkiye, bir savaşa girmiş değil. Türkiye´nin yaptıkları, kendisini Orta Doğu´daki savaşın girdabına sokmak isteyen terör örgütlerine cevap vermekten ibarettir. Türkiye, savaşa ve bölgede bulunan istikrarsız duruma dâhil olmamalı ama aynı zamanda kendini, halkını ve sınırlarının güvenliğini korumalı. Türkiye, her türlü terör örgütüne karşı durmaya ve üstesinden gelmeye muktedir bir ülkedir. Zira bu çerçevede Türkiye, Suruç´ta gerçekleştirilen katliama ve sınır karakolundaki astsubayımızın şehit edilmesine ve PKK´nın ülkede uzun zamandan beri süren eylemlerine cevap olarak hareket ediyor. Aynı zamanda Türkiye, iç güvenliğini tehdit eden aşırılık yanlısı bir gruba söz konusu operasyonlarla cevap veriyor. İşte Türkiye, bütün bu önlemleri savaşa girmemek için alıyor. Bir kez daha söylüyorum, Türkiye herhangi bir savaşa girmiş değil.

SUNUCU: Ancak Türkiye, iki zıt örgüte aynı anda savaş açtı. Biri aşırılık yanlısı İslamcı diye tabir edilen bir örgüt, diğeri ise sol bir örgüt.

KURTULMUŞ: Çünkü her iki örgüt de aynı anda Türkiye´ye saldırdı. Türkiye, bu saldırıları sabırla karşıladı ancak sanki bir taraf, her iki örgütün Türkiye´ye aynı anda saldırması ve hedef alması için düğmeye bastı ve emir verdi. Türkiye, bunun karşılığında her iki örgüte ve hatta daha fazlasına aynı anda cevap verebileceğini ve ulusal güvenliğinin her şeyden önce geldiğini gösterdi. Türkiye´nin verdiği bu cevap uzun süren bir sabır ve düşünme sürecinden sonra geldi.

SUNUCU: Özetle, PKK´ya açtığınız savaştan ne hedefliyorsunuz?

KURTULMUŞ: Özet olarak, bu savaştan Türkiye´nin bütünlüğünü ve güvenliğini hedefliyoruz. Zira PKK örgütünün eylemlerine artık suskun kalamaz durumdayız. Hedefimiz bu örgüte, Suriye´de ya da başka yerde yürüttüğü eylem ve savaşları burada yürütemeyeceğini göstermektir. Biz aynı zamanda Türk halkının bütün bileşenleriyle olan bütünlüğü ve beraberliği en yakın zamanda gerçekleştirmek istiyor, silahların bırakılmasıyla iç barışı sağlamayı ve aynı zamanda PKK ya da başkası olsun diğer örgütlerin de silahlarını tamamen bırakmansını hedefliyoruz. Biz özetle Türkiye´de barışı ve huzuru ihdas etmek istiyoruz.

SUNUCU: “PKK´ya karşı yürüttüğünüz savaşın amacında, Türkiye´nin güneyinde ve Suriye´nin kuzeyinde ikinci bir Kürt devletinin kurulmaması yatıyor”. Bu söylemin gerçek payı nedir?

KURTULMUŞ: Bizim her şeyden önce hedefimiz Türkiye´deki huzuru ve barışı sağlamak ve bundan birinci derecede sorumluyuz. Türkiye, bölgede güçlü bir ülke ve başından beri ortaya koyduğu tez, Suriye´nin ve Irak´ın toprak bütünlüğünün sağlanması yönündedir. Zira her iki ülke bizim komşumuz. Irak´ın bölünmesi ve dağılması her ne kadar Irak halkına hizmet etmiyorsa bizim için de asla hizmet etmiyor. Keza bölgeye ve uluslararası camiaya bir faydası yok. Aynı zamanda Suriye´nin iki ya da üçe bölünmesinin de kimseye faydası yok. Zira bunun ne Suriye halkına ne Türkiye´ye ne de uluslararası camiaya faydası var. Onun için Irak ve Suriye´nin istikrarının oluşması için çabalıyoruz. Biz, Suriye´deki insanların Şii, Sünni, Arap, Türk, Türkmen ve Kürtler olarak eşit bir şekilde özgürce yaşamalarından yanayız. Bizim asıl amacımız Suriye´nin bütünlüğünün sağlanması ve Suriye halkının haklarına kavuşmasıdır. Buradaki halkın eşitlik ve adalet içinde yaşamasını istiyoruz. Biz, bunun için çabalıyoruz.

SUNUCU: Türkiye´nin, Suriye´nin kuzeyinde oluşturması istediği güvenli bölgenin derinliği ne kadar olacak?

KURTUMUŞ: Krizin başından beri Suriye´de çok kirli bir savaşın cereyan ettiğini söylüyoruz. Irak, üç parçaya bölündü ancak Suriye 33 parçaya bölündü. Suriye, belki de köy, mahalle ve şehirlere bölündü. Maalesef uluslararası camianın Suriye´deki krizi ele alma şekli, bu sonuçları doğurdu. Zira Suriye´de şu anda örgütlerden oluşan bir federal yapıyla karşı karşıyayız. Onlarca farklı örgüt, köyleri ve mahalleri ele geçirmeye başladı. Buradaki durum daha fazla sürmeye müsait değil. Zira buradaki sivil kaybı 350 bine ulaştı. Suriye´de kendi halkına bomba atan despot bir rejimden bahsediyoruz. Öte yandan farklı örgütler, köyleri ve mahalleleri basarak rakip gördükleri insanları infaz ediyor. Aynı zamanda milyonlarca Suriyeli mülteciden bahsediyoruz. Bunlardan iki milyonu Türkiye´de, 2.5 milyonu Ürdün´de ve yedi milyonu Suriye´nin içinde. Onun için Suriye yaşanacak bir yer olmaktan çıktı artık. Biz Türk hükûmeti olarak üç konu üzerinde yoğunlaşıyoruz. Birincisi, Esad rejiminin uçaklarına karşı uçuşa yasak bir bölgenin önemine dikkat çekiyoruz ve böylece rejim uçaklarının sivilleri vurmasını engellemiş olacağız. İkincisi, Birleşmiş Milletler´in (BM) kontrolü altında özellikle Türkiye ve Ürdün sınırlarına yakın yerlerde güvenli bölgelerin oluşturulmasını talep ediyoruz zira bu adım, Suriyeli mültecilerin sorunun çözümü için önemli. Üçüncüsü, Suriye rejiminin karşısında durabilmesi için Suriyeli muhaliflere eğit- donat projesi kapsamında askerî eğitiminin gerçekleştirilmesidir.

SUNUCU: Genişliği (derinliği) ne kadar olacak?

KURTULMUŞ: Söz konusu güvenli bölgenin uzunluğu, 80 ila 90 kilometre. Fırat nehrinin batısındaki Cerablus´tan başlayarak takriben 100 kilometre uzunluğunda ve 50 kilometre derinliğinde (genişliğinde). Suriye ile olan sınırımız 911 kilometreden oluşuyor. Bu sınırın Suriye tarafındaki büyük bir kısmı PYD elinde, bir kısmı ise DAİŞ´in elinde. 48 ila 50 kilometre uzunluğunda bir başka bölüm ise Özgür Suriye Ordusunun (ÖSO) elinde. Antakya´nın yakınında ise bulunan küçük bir bölüm Suriye rejiminin kontrolü altında bulunuyor. Bakın, Fırat nehrinin doğusundaki bölgede halktan neredeyse kimse yok. Zira Tel Abyad, Kobani ve diğerlerinde halkın yoğunluğu çok az. Halkın yoğun kısmı Fırat´ın batısındaki yerlerde bulunuyor. Zira Halep, Hama, Humus ve Şam´da halk yoğun olarak bulunuyor...Biz Türkiye olarak, Suriye´de barışın tesisi için ve halkının kendi seçtiği yönetime kavuşması amacıyla her türlü desteği vermeye hazırız. Biz, Suriye´de köklenen kin ve nefretten dolayı barış tesisinin zor olduğunu biliyoruz ama Suriye´de barışın tesisi, hem Türkiye hem de uluslararası camia için büyük bir fayda sağlayacak.

SUNUCU: Güvenli bölgenin oluşturulmasına ne zaman başlanacak? Bu bölge hakkında ABD ve NATO ile mutabakata vardınız mı?

KURTULMUŞ: Kesinlikle, dediğim gibi Türkiye´nin duruşu yıllardır aynı ve değişmedi. Ancak uluslararası camia, bundan başka çözümün olmadığı aşamasına kademeli olarak geldi. Zaman vermek biraz zor olabilir ama yapılacak en önemli iş, güvenli bölgenin oluşturulması ve mültecilerin oraya taşınmasıdır. Burada önemli nokta, DAİŞ örgütü milislerinin Fırat´ın batısından uzaklaştırılmasıdır. Zira Türkiye, DAİŞ´i bu bölgede ya da sınırlarında görmek istemiyor. Türkiye aynı zamanda PYD´nin bölgedeki varlığına razı değil. Onun için bu iki örgütün sınırlarımızdan uzaklaştırılması Türkiye için öncelikli bir adım. Uluslararası camianın bu yönde adım atacağını düşünüyoruz. Azez ile Cerablus arasındaki bölgenin Suriye halkının en yakın zamanda güvenli bir şekilde yaşayabileceği bir yere dönüşmesini temenni ediyoruz.

SUNUCU: PKK ile tekrar müzakere masasına dönecek misiniz?

KURTULMUŞ: Türkiye´nin karşılaştığı terör saldırılarından dolayı çözüm sürecini belli bir süre için rafa kaldırabilir ancak barış sürecinden vazgeçmesi mümkün değil. Zira barış süreci Türkiye için hayırlı olacaktır. Bu süreci için sadece PKK bizim muhatabımız değildi. Zira buradaki muhatap bütün halktır ve süreçteki hedef bütün halktır. Laf olsun diye çözüm sürecine başlamadık. Zira biz 35 yıl boyunca ağır fatura ödedik ve eşit vatandaşlık ilkesi üzerinde bu çetrefilli sorunu çözmek için Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) olarak çok çaba harcadık. Nitekim birçok alanda birçok reformlar yaptık. Örneğin mahkemelerde Kürtçe savunma imkânlarını biz tanıdık. Türkçe olmayan ve dedelerden kalma köylerin eski isimlerinin kullanılmasına müsaade ettik. Keza kamu alanlarında Kürtçenin serbest konuşulmasına izin verdik. Eski Türkiye´deki Kürtlere uygulanan inkâr ve asimilasyon politikası bir daha gelmeyecek şekilde geride kaldı. Yeni Türkiye´de eşit vatandaşlık ilkesi üzerinde bütün halkın, hakkına nail olacağı bir aşamaya geldik. Bundan sonra ne yapacağız? Elinde silah olanlar, silahlarını sonsuza dek toprağa gömmeli zira bunların bir elinde Kalaşnikof varken diğer elleriyle barışı nasıl istesin? Onun için PKK´lı silahlı gruplardan silahlarını gömmelerini ve Türkiye´den çıkmalarını istedik. Anlaşma bu yönündeydi ancak onlar, ahdine sadık kalmadığı gibi Türk halkını başka silahlı gruplarla tehdit etmeye başladı. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Biz diyoruz ki, barıştan bahsediyorsanız, kalbiniz ve yüreğiniz de barışla dolmalı ve daha sonra barış sözcükleri ağzınızdan çıkmalı. Onun için PKK gerçek barışı istiyorsa silahını bırakması gerekiyor. PKK istesin ya da istemesin biz, demokratik sürece devam edeceğiz. İnşallah iki vatandaş arasında ne olursa olsun ayırım yapmayan bir Türkiye´yi inşa edeceğiz. Türkiye özgürlükler ülkesi ve bir vatandaş bir başkasına üstün değil. Bu, bizim hedefimiz ve bunu PKK´dan bağımsız bir şekilde yürütüyoruz. PKK saldırıları çözüm sürecini geciktirebilir ama biz devlet ve hükûmet olarak barış sürecinden hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğiz.

SUNUCU: Hükûmetiniz, yabancı savaşçıların İD örgütüne katılmasına göz yummakla suçlandı uzun bir süre. İD örgütüne karşı savaşınızın nedeni nedir?

KURTULMUŞ: Bu söylem, Türkiye´yi hedef alan uluslararası camiada bulunan karanlık odaklarının lekeleme kampanyasından ibaret. Zira Türkiye DAİŞ terörüne karşı başta savaşan ve dünya ülkelerinden önce terör örgütü olarak ilk tanıyan ülkelerden. Şimdiye kadar yaklaşık olarak alınan istihbaratlarla 10 bin yabancı kişinin DAİŞ ile bağlantıları dolaysıyla Türkiye´ye girişine izin vermedik. Keza DAİŞ örgütüne mensup 1000 kişi kadar yakalandı ve son yapılan operasyonlarda birçok DAİŞ mensubu gözaltına alındı. Bazı yabancı vatandaşların Türkiye üzerinden geçip DAİŞ´e katıldıkları doğru keza bazı Türk vatandaşları da örgüte katıldı ancak birkaç tane örnek vereceğim. DAİŞ örgütüne katılan Belçika, İngiltere, Hollanda ve Almanya´nın birçok vatandaşı var ve bunlar, Suriye´de DAİŞ mensubu olarak savaşıyorlar. Bunların bazıları esir alınıyor, bazıları ise ölüp cenazeleri ülkelerine gönderiliyor. Buna bakarak, Belçika´nın, Hollanda´nın, Amerika´nın veyahut Almanya´nın DAİŞ´i desteklediğini söyleyebilir miyiz? Bu, mümkün değil. DAİŞ, Türkiye sınırlarını boydan boya tehdit eden bir örgüt. Allah´ın aşkına soruyorum, hangi ülkenin konsolsu ve konsolosluk çalışanları üç ay boyunca DAİŞ tarafından esir alındı? Türkiye´nin konsolosu ve çalışanları üç aydan fazla esir alınmıştır. Zira Türkiye, bu denli zalim bir ithamı hak etmiyor. Bu ithamları, DAİŞ´e karşı nasıl savaşılacağını bilmeyen ülkelerden duymayı kabul etmek mümkün değil. Bu ülkeler, DAİŞ ile olan istihbarı ilişkileri için bir açıklama getirmekten aciz. Türkiye, uluslararası düzeyde DAİŞ´e karşı bütün imkânlarıyla savaşmak için her türlü iş birliği yapıyor ve bu iş birliği Türkiye için birçok sorun teşkil etti ve ağır fatura vermesine neden oldu.

SUNUCU: Hedeflerinizi gerçekleştirdikten sonra DAİŞ ile müzakere masasına oturacak mısınız yoksa bu örgütle sonuna kadar savaşacak mısınız?

KURTULMUŞ: DAİŞ´in Türkiye´ye karşı bir siyasî söylemi yok. Konsolosluk çalışanlarımız DAİŞ´in elinde bir süre kalmasına rağmen örgütün Türkiye ile ilgilenmediği görüldü. Ancak Suruç ve sınır karakolundaki saldırılar, DAİŞ´in istediğinde Türkiye´ye karşı bir eylemde bulunabileceğini gösterdi. DAİŞ´in Cumhurbaşkanımızı, Başbakanımızı ve devlet yetkilerimizi despotlukla suçlamasına rağmen aldığımız referans, söz konusu örgütün, istediğinde Türkiye´ye karşı bir eylem yapabileceğinden ve bu yöndeki hazırlığından gelen tehlikedir. Asıl görevimiz, kaynağı ne olursa olsun Türkiye´yi bütün terör örgütlerinden korumaktır.

SUNUCU: Esad´ın son demeçlerinden sonra rejimin yolun sonuna geldiğini düşünüyor musunuz?

KURTULMUŞ: Biraz önce bunu kast etmiştim. Ülkeler başkalarının yardımına kalırsa ayakta kalmak için son demlerini yaşadıklarının bir kanıtıdır. Dünya tarihi, kendi halkına karşı savaşan hiçbir rejimin kalmadığını gösterdi. Zira Esad rejiminin sonu, Şam ve Halep´i bombalamasından sonra başlamıştı. Nitekim hiçbir ülke kendi vatandaşlarına karşı askerî uçaklarını kullanamaz, insanlarına zulmedemez. Bunu yapan yönetim, kendi sonunu çizen yönetimdir. İşte bu yüzden bu, Esad rejiminin sona yaklaştığını ve demeçlerinden bunu anlıyoruz.

SUNUCU: Suriye´nin birçok ufak kantona ayrıldığını söylediniz. Suriye krizinin sonu nasıl olacak? Etnik ve mezhepsel olarak bölünmeye devam edecek mi?

KURTULMUŞ: Maalesef 1991 yılından beri bölgede bir planın varlığından bahsettim ve bu plan adım adım ilerliyor. Plana göre Irak, üç bölgeye ayrıldı ve şimdi Suriye´yi iki ya da üç bölgeye ayrılmasına ramak var. Öte yandan Batı Şeria´nın Ürdün ile birleştirilmesi ve Libaya´yı iki bölgeye bölünmesi keza Yemen´i ikiye ve Mısır´ı siyasî olarak ikiye bölünmesi söz konusu. Maalesef bütün dünya ülkeleri bu bölünmeler için hazırlanan planın bir parçası konumunda. Söz konusu plan, etnik ve mezhepsel olarak iki eksen üzerinde yürütülüyor. Biz Müslümanlar olarak ferasete sahibiz ve bu planlara karşı planlar üretmemiz gerekiyor. Biz bunu yapmaya mecburuz. Dinimiz, ırkımız ve kimliğimiz farklı olabilir ama aynı coğrafyanın ve aynı ümmete olan bağlılığımızın bilinciyle Orta Doğu´da bölücü ve dağıtıcı dille değil birleştiren bir dille konuşmamız gerekiyor. Bu Irak, Suriye, Libya ve Mısır için de geçerli. Bizler aynı avluya bakan balkonlara sahip evlerde yaşayan birer komşular olarak hep birlikte barışı inşa etmek için çaba göstermeliyiz. Biz Türkiye´de barış sürecini inşa etmeyi başarırsak bu, Suriye halkına, Mısır halkına ve Yemen halkına umut ışığı olacak.

SUNUCU: Türkiye, yeniden savaşmaya başladı. Savaş da Türkiye´ye geri döndü. Biraz önce bahsettiğiniz bölme planı Türkiye´den uzak mı?

KURTULMUŞ: Türkiye bu plandan şüphesiz uzak değil zira Türkiye´nin başına bela olsun diye bazı terör örgütleri bize doğru yönlendiriliyor. Ancak bu planlara vakıf olduğumuzu ve arkasında kimlerin durduğu şeklindeki bilincimizi irdelememiz lâzım. Amacımız, silahları toprağa gömerek barış sürecini başarmaktır. İnisiyatif başkalarının elinde olsaydı Türkiye´yi üç günde bölmeye çalışırlardı ve ülkede mezhepsel ve etnik çatışmaları alevlendirirlerdi. Biz farklı olarak güçlü bir iradeyle barış sürecine devam ettiğimizi göstermek istiyoruz.

SUNUCU: Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın dediği gibi bölgenin bölünmesi için yenibir Sykes-Picot antlaşmasına benzer bir planın olduğunu söyledi. Bölgenin bölünmesi için büyük bir komplo olduğunu düşünüyor musunuz?

KURTULMUŞ: Evet, cetvelle harita üzerinden bölgeyi nasıl Skes- Picot ile bölmüşlerse şimdi yeniden bölerek bölgeyi şekillendirmeye çalışıyorlar. Biz, ellerimiz bağlı bir şekilde ve başkalarına ithamları yöneltmek yerine kendimize bakmamız gerekiyor ve ülkelerimize adalet ve özgürlükler getirerek ve barış dilini kullanarak yeniden inşa etmek suretiyle bu planları suya düşüreceğiz. Kürtlerle barış sürecinin gerçekleşmesiyle bu, Türkiye´de gerçek olacak.

SUNUCU: Hükûmetin yürüttüğü operasyonlar, koalisyon hükûmetinin kurulmasına nasıl bir etki yapar? Zira erken seçim olsun diye söz konusu operasyonların başlatıldığı şeklinde muhalefetten hükûmete yönelik ithamlar var?

KURTULMUŞ: Her şeyden önce bu itham hiç mantıklı değil. Birincisi, Başbakanımız Ahmet Davutoğlu´nun liderliğindeki hükûmet, Cumhurbaşkanına istifasını sunmasına rağmen yeni bir hükûmet kurulana kadar görevine devam edecek. İkincisi, AKP´nin dışında koalisyon bir hükûmetin kurulma ihtimali sıfırdır. Soruyorum, hâlihazırda hükûmetin başında yer alan ve kurulacak bir koalisyon hükûmetinin mutlak ortağı olan AKP´nin, yeniden parlayan terör kabusundan ne gibi bir çıkarı olabilir? Bundan nasıl bir siyasî kazancı olabilir? Zira bu iddialar boş, değersiz ve aklın bunları kabul etmesi mümkün değil. AKP, tek başınayken de bir koalisyon hükûmetin içinde olsa da barış süreci için büyük fedakârlıklar yaptı ve sıkıntılara katlandı. Bundan hareketle Parti, kendine sıkıntı getirecek bir eyleme girişebilir mi? Bu, çok saçma bir iddia.

SUNUCU: Siz Türkiye´nin en büyük ekonomik duayenlerindensiniz ve Başbakan yardımcısısınız. Bildiğiniz üzere savaşlar ekonomik olarak ülkeleri kemirir ve ekonomisini kanatır. Kalkınma amacıyla gelecek 10 yıl için koymuş olduğunu projeler söz konusu zira ekonominizi olumsuz etki eden bu savaşa devam edecek misiniz?

KURTULMUŞ: Bir kez daha düzeltmek istiyorum, Türkiye bir savaşa girmiş değil henüz. Türkiye´nin yaptığı şey, kendisine zarar veren terör örgütlerine karşı gelmektir. Şimdiki durum geçici bir durum ve Türkiye, terör örgütlerine gerekli cevabı verdikten sonra hizmetlerini tamamlamaya koyulacak.

SUNUCU: Başbakan yardımcısı Sayın Numan Kurtulmuş, teşekkür ediyoruz bu mülakatınız için.

KURTULMUŞ: Ben de size ve el Cezire Televizyonun bütün seyircilerine teşekkür diyorum.(Katar, El Cezire TV - 30 Temmuz 2015)

 



Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB) kamuoyunun görüşüne sunulan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan yeni müfredat taslağındaki çeşitli derslerde, Türkiye'nin kalkınma projelerine dair içeriklere de yer verildi.

Teknoloji

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

Yapay zeka teknolojisi finans sektörünün geleceğini belirlerken yasal düzenlemelerden hayata geçen uygulamalara kadar çok sayıda yenilik hem sektöre hem de son kullanıcıya fayda sağlıyor.

Teknoloji

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

E-ticaret platformlarında etkin şekilde kullanılan ve geçen yıl 5,39 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşan yapay zeka tabanlı chatbotlar, 7 gün 24 saat e-ticaret kullanıcılarının sorularını yanıtladı.

Teknoloji

Milli uydu İMECE uzaydaki birinci yılını tamamladı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk yüksek çözünürlüklü yerli ve milli gözlem uydusu İMECE'nin uzaydaki birinci yılını tamamladığını duyurdu.

Teknoloji

Tüm gözler Kahire'de... Hamas'tan 'İsrail' açıklaması: Ciddi bir anlaşmazlık yok

İsrail basını 'kâbus senaryosu'nu yazdı: Netanyahu için tutuklama emri çıkarılacak! IDF kanlı plana onay verdi

Zelenski dünyaya duyurdu: En az 7 Patriot sistemine ihtiyacımız var

İsrail'den Lübnan'a hava saldırısı! Cemaat el-İslami lideri Musab Halaf öldürüldü

İsrail, Gazze'deki savaşı sürdürme planlarını onayladı

Irak, 30 yıl aradan sonra Türkiye sınırında üs kurdu

Türk SİHA'ları Yunanistan'ı masrafa soktu: Milyarlık programa onay verdiler

Türkiye'nin kalkınma hamleleri yeni müfredatta

AVRASYA BİR VAKFI BİLİM TEKNOLOJİ DERNEĞİ KONFERANSI (27 NİSAN 2024)

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ile ticaret tartışmalarına noktayı koydu: O iş bitti

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

İsrail'in "konforlu mağduriyeti"

Meteoroloji'den 44 ile toz taşınımı uyarısı! Göz gözü görmeyecek

Yapay zeka finans sektöründe izlerini artırıyor

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Türkiye fırtınaya teslim! Çatılar uçtu, minareler devrildi

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

Yapay zeka tabanlı sohbet robotları e-ticarette memnuniyeti artırıyor

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Genellikle erkeklerde görülen akciğer kanseri kadınlarda artışa geçti! İşte en önemli sebebi

Bakan Bolat'tan fahiş fiyat açıklaması: Rekabet kanununda değişiklik yapılacak

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

Yükleniyor