Uzayın efsaneleri: NASA Uzay Mekiği ve Claude Nicollier

Uzayın efsanelerini işlediğimiz Legends of Space programımızın mini dizi serisinde, 2017´de Sputnik´in uzay keşfindeki unutulmaz anların 60´ıncı yılını idrak ediyoruz.

NASA Uzay Mekiği, 20. Yüzyılın en çok iz bırakan uzay aracı. Apollo sonrası dönemi tanımlayan ve yeniden kullanılabilir uzay teknolojisinde yeni bir çağı simgeleyen mekiklerin ilki 12 Nisan 1981 yılında uzaya fırlatılan Columbia adlı uzay aracıydı.

NASA´nın Uzay Mekiği Programı çerçevesinde dört kez uzaya giden ESA Astronotu Claude Nicollier, yaşadıklarını ve tecrübesini bizimle paylaştı. İlk fırlatmada heyecanlandığını söyleyen astronot içinden “Uzay mekiği acaba sorunsuz çalışacak mı?” diye telaşla geçirmiş. Fırlatmadan sonra yörüngeye oturmaları 8 buçuk dakika sonra gerçekleşmiş. Claude Nicollier şunları ekliyor: “Bir buçuk dakika içinde, saniyede 30 metre olan hızınız saatte 28.000 kilometreye ulaşıyor.”

“Oldukça zorlu bir yolculuk, özellikle de ilk etapta çok fazla sallanma, daha sonra büyük alevlerle güçlendiricilerin mekikten ayrılışı. Sonra ana motor aniden duruyor ve saniyenin yarısı içinde 3 G kuvvetinden Sıfır G kuvvetine düşüyorsunuz. Oldukça etkileyici. Özellikle ilk kez yaşayanlar için.”

Nicolier, aracın kapasitesinin oldukça yüksek olduğunu belirtiyor: “Uzay aracının müdahale kabiliyeti gerçekten olağanüstüydü. Bir uydu ile buluşabilir, sonra bir robot kolu yardımı ile uyduyu yük peronuna yerleştirip Dünya´ya geri getirebilirdi.”

Claude Nicollier dönüş yolculuklarını ise şöyle anlatıyor: “Eliptik yörüngedeki dünya atmosferine yeniden girebilmek için, mekiğin burununu 40 derece yukarı doğru kaldırmak zorundaydık. Atmosferde ilk tabakayı geçtikten hemen sonra kaptan otomatik pilotu devre dışı bıraktı ve uzay aracını kendi kontrol etmeye başladı. Harika bir duyguydu. Çünkü bu bir pilot için rüyanın gerçekleşmesi demekti.”