Andre Kühnlenz
Türkiye Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi`nın Andre Kühlenz`e Verdiği Mülakat… Türkiye, Planlanan Türk Akımı Doğal Gaz Hattına Mali Olarak Katılacak. Diğer Taraftan Batı’nın Yaptırımları Rusya ile Türkiye’nin Ticarette Daha Çabuk Birbirine Yaklaşmasını Sağlıyor.
KÜHNLENZ: Sayın Zeybekçi, Bakanlığınız Türkiye’de ekonomik büyümeyi artırmak için nasıl çalışıyor? Türkiye ne zaman tekrar yüzde 5 veya üzeri bir oranda büyüyecektir?
ZEYBEKÇİ: Türkiye’de yüzde 6’nın altında bir büyüme hızı, büyüme olarak görülmemektedir. Türkiye 1996 yılından bu yana AB ile Gümrük Birliği ilişkisi içindedir ve ekonomik anlamda AB ile tam bir entegrasyon sağlamıştır. Dış ticaret hacminin yüzde 39,5’i AB ülkeleriyle gerçekleşmektedir ve Türkiye’de yapılan yabancı yatırımların yüzde 70’i AB üyesi ülkelerden gelmektedir. Türkiye, yatırımlar için doğru ortamı oluşturmaktadır ve AB ülkelerinden gelecek yatırımlar için çok caziptir. 2014 yılında büyüme hızı yüzde 3 oranındaydı, 2015 yılı için yüzde 5 hedeflenmektedir ve dolayısıyla 2016 yılında tekrar yüzde 5 oranına ulaşmak mümkün olabilir.
KÜHNLENZ: Son dönemde hangi somut tedbirleri hayata geçirdiniz?
ZEYBEKÇİ: Türkiye’nin sorunlarından biri, ürettiklerinin yüksek teknolojiye sahip olmamasıdır. 170 milyar ABD doları tutarındaki ihracat hacminde, yüksek teknoloji ürünlerinin oranı yüzde 4’tür. Hedefimizi bu oranı kısa vadede yüzde 15’e çıkarmaktır. Bütçede AR-GE’ye ayrılan ve hâlihazırda GSYİH’nin yüzde 1’i olan payı olabildiğince kısa bir sürede Almanya, Japonya ve Kore’de olduğu gibi yüzde 2,5-3 seviyesine yükseltmeyi hedefliyoruz. Devlet olarak, yabancı menşeli yüksek teknolojiyle üretim yapan şirketleri satın almak isteyen yatırımcıları teşvik ediyoruz. Teşviklerimiz arasında vergi muafiyeti de bulunmaktadır. Ayrıca turizm ile su, rüzgâr ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji alanlarında yapılacak büyük yatırımları teşvik ediyoruz.
KÜHNLENZ: Son zamanlarda petrol fiyatları büyük bir düşüş gösterdi. Türkiye artık spekülatif sermaye akışlarından kalıcı olarak bağımsız hâle gelebilir mi ve enflasyonu kontrol altına alabilir mi?
ZEYBEKÇİ: Türkiye petrol ve enerji ihtiyacının yüzde 100’ünü yurt dışından tedarik ediyor. Petrol fiyatının 60 dolarda kalması hâlinde ithalatımız 33-40 milyar dolar azalacaktır. Bu meblağın 7-8 milyarı petrolle doğrudan ilgilidir. Geri kalan kısmı ise petrol ürünlerini kapsamaktadır. Ancak ihracatımız da azalacaktır zira ihracat yaptığımız ülkelerin geliri düşecektir. Hâlihazırda bu alanda 15-17 milyar dolarlık bir düşüş beklenmektedir ancak nihai sonuçta ekonomimize etkisi olumlu olacaktır. Böylelikle Türkiye tabii ki spekülatif sermaye hareketlerinden daha bağımsız hâle gelecek, enflasyon ve faizler düşecek, yatırım ortamı iyileşecektir.
KÜHNLENZ: Gazprom şirketi bir önceki hafta Güney Akım boru hattı projesinin nihai olarak iptal edildiğini açıkladı. Rusya tarafından planlanan “Türk Akımı” (Turkish-Stream) boru hattının ülkeniz için önemi nedir ve Türkiye bu projeye mali katılım sağlayacak mıdır?
ZEYBEKÇİ: Tabii ki Türkiye bu projeye katılacak, mali olarak da destek sağlayacaktır. Tabii kaynaklar ve enerji için önemli güzergâhlar Türkiye üzerinden geçmektedir. Bildiğiniz gibi Türkiye, Azerbaycan ve bazı Batılı petrol şirketlerinin ortak olduğu başka bir proje olan TANAP’ta (Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı) Türkiye’nin payı yüzde 30 düzeyinde. Bunun toplam proje hacmi 25 milyar dolardır. Rusya Devlet Başkanı Putin, Türk Akımı’yla ilgili olarak, en ucuz ve teknik olarak en kolay doğal gaz naklinin bu projeyle olacağını söyledi. Bu nedenle bu projeye katılım sağlayacağız. Ayrıca, dünya doğal gaz rezervlerinin yüzde 17’sine sahip İran’ın da doğal gazını Avrupa’ya ulaştırmak için transit ülke Türkiye’ye ihtiyacı var.
KÜHNLENZ: Türkiye’de bazı kişiler, ülkenizin örneğin şimdi daha fazla gıda ürünü ihraç etmesinden dolayı, Rusya’ya yönelik uygulanan yaptırımların Türkiye için bir şans olduğunu söylüyor. Yaptırımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
ZEYBEKÇİ: Öncelikle tüm bu durumun geçici olduğunu vurgulamak isterim. Türkiye’nin, ticari anlamda oluşan açığı kapatmak için devreye girmesinin devamlılığı olamaz. Rusya ile dış ticaret hacmimiz 28 milyar dolardır ki burada iki güçlü ekonominin iş birliği ortadadır. Rusya’ya karşı AB yaptırımları getirilmiş olmasaydı da Rusya ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler gelişecekti. 1,5 yıl önce iki ülke arasındaki üst düzey bir toplantıda, ticaret hacmini 100 milyar dolara yükseltme hedefi konduğu dönemde yaptırımlar söz konusu değildi. Yaptırımların tek etkisi, şimdi hedefe daha çabuk ulaşacak olmamızdır. Ekonomik ilişkilerin kalıcı olması için çalışıyoruz.
KÜHNLENZ: Avusturya ve Türkiye’deki iş adamlarından, Türk iş adamları veya çalışanları için Avusturya vizesi almanın ne denli zor olduğu sıkça duyuluyor. Avusturya Konsolosluğunun katı uygulamasının bundan sorumlu olduğu söyleniyor. Avusturya ile yürütülen müzakerelerde ilerleme kaydedildi mi?
ZEYBEKCİ: Ben reel sektörden geliyorum. İhracat sektöründe iş adamıydım ve Avusturya’da da müşterilerim vardı. Şimdiye kadar Avusturya için vize almakta hiç zorluk yaşamadım. Genel olarak bakıldığında Türkiye’nin AB ile bir vize sorunu yoktur. AB’nin Türkiye ile bir vize sorunu vardır. AB’nin Türkiye’ye yönelik tavrı, hareket şekli kabul edilemez. Vize sorununun yakın zamanda son bulmasını ümit ediyoruz. AB ile Geri Kabul Anlaşması imzaladık. Böylece biz tüm yükümlülüklerimizi yerine getirdik. Bu nedenle vize serbestisi çok yakında uygulanmalıdır. Bunun 1-2 yıl içinde gerçekleşmesini ümit ediyoruz. 21. yüzyılda hâlâ vize üzerine konuşmamız, en hafif tabiriyle AB açısından üzüntü vericidir. Özgürlükler hakkında konuştuğumuz bu yüzyılda, hâlâ vize sorunları üzerine konuşmak zorunda kalmamız hoş değil.
KÜHNLENZ: Çin, Türkiye’de nasıl bir rol oynayabilir? Türkiye’nin yeni İpek Yolu planlarında yer aldığı görülüyor. Hangi iş birliği türleri olabileceğini düşünüyorsunuz?
ZEYBEKCİ: Çin dünyanın en büyük ekonomilerinden biri ve en büyük ihracat ülkesidir. Çin’in hedef pazarları, ulaşımı Anadolu üzerinden olan Orta Doğu ve Avrupa’da bulunuyor. Çin’le bilhassa ulaşım alanında iş birliği yapmak istiyoruz. Pekin’den Londra’ya uzanan bir karayolu bağlantısı ve demir yolu ağı şeklinde bir proje olabilir. Bu çerçevede, Boğaz’da denizin altında demir yolu trafiği için bir bağlantı inşa ederek önemli bir adım atmış olduk. Bir başka demir yolu projesini de Hazar Denizi yönüne doğru Azerbaycan ve Gürcistan’la gerçekleştiriyoruz ki bu da Pekin’e uzanan bağlantıyı tamamlıyor. (Avusturya, Wirtschaftsblatt - 27 Ocak 2015)