Selim Çoraklı


ABD´İN ÇÖKÜŞÜ DE MUKADDER!


 

Bir kısım batılı sosyologlar insanlık tarihinin düz bir çizgide devam etti-ğini söylese de, tarihin akışı içerisinde bunun öyle olmadığını ve inişli çıkışlı devam ettiğini görürüz. Yani tıpkı insanların hayatları gibi milletlerin hayatları da dağ silsileleri gibidir ve onların da sınırlı bir ömürleri vardır.

İbn-i Haldun gibi büyük sosyologlar bu hakikate dikkat çekmek için dev eserler meydana getirmişlerdir. Çünkü Allah (cc) her şeyin üzerine bir fena damgası vurmuştur ve ayetin ifadesi ile bu her şey mutlaka “ölümü tadacak” tır.

Tarihin; doğmuş, yükselmiş ve yıkılarak tarihin tozlu sayfaları arasına kalmış “Roma, Bizans, Sasani, Osmanlı vb.” nice millet ve medeniyetlerin bir resmigeçidi olması şüphesiz bunun en müşahhas misalidir.

Geçmişte olduğu gibi günümüzde de güçlü olan devletlerin gelecekte aynı akıbete uğrayacaklarını söylemek kehanet olmasa gerek. İnsanlığın geleceği uğ-runa tahminde bulunanlar bugünkü güçlü devletlerin yakın bir dönemde tesirle-rini yitirerek güçsüz hale geleceklerini söylemektedir.

Bugün dünyanın her yerine kurduğu sömürü vasıtalarıyla insanlığı acıma-sızca sömüren ABD´nin geleceği de parlak değildir. Bu benim bir temennim de-ğil, aksine kendi sosyologları ve fütüristleri bile itiraf etmektedir. ABD´nin ken-di yıkılışına engel olmak ve diğer toplumların uyanışlarını geciktirme maksadıy-la birbiri peşine piyasaya sürdüğü, “Yeni Dünya Düzeni”, “Tarihin Sonu”, “Medeniyetler Çatışması” gibi çeşitli teoriler gerçek anlamda çöküşe gidişin işaret taşları olmaktan kendini kurtaramamaktadır.

Rabbimiz Kur´an´da, “Ey iman edenler! Hep birlikte itaate girin. Şeyta-nın adımlarına uymayın. Çünkü o, sizin apaçık düşmanınızdır” (Bakara 208) buyurmaktadır. Tefsirciler bu ayeti açıklarken zulüm üzerine binasını kurarak maddi konfor ve sosyal refahta zirveyi yakalayan toplumların hızla yıkılışa gi-deceklerine dikkat çekmiştir. Bu tefsircilerden biri olan Seyit Kutup, “Bu refah ve konforun sonu nereye varıyor. Bu gelişmiş uygar ülkelerdeki maddi kal-kınmanın, Allah´a (cc) imandan yoksun kalplerin sonu ne oluyor?” soruları-nı sorduktan sonra böyle bir topluluğun yıkım tehdidi altında olduğunu belirtmiş ve insanlarının içinde bulunduğu ahlaki ve sosyal çözülmeyi gördükten sonra tefsirinde şu hükmü vermiştir: 'Birçoklarının hürriyetin anası, uygar dünya-nın önderi, bilim, ilerleme ve medeniyet ülkesi vs. olarak tanımladıkları Ame-rika aslında büyük bir depodan başka bir şey değildir. Araç-gereç, silah, sana-yi, gıda ve yiyecek deposu olabilir. Ama medeniyet, hürriyet ve ilerleme, ahlak ve yüce değerler için örnek olması asla mümkün değildir. ABD´de durum bu, Rusya´da ise durum daha da feci...”

Seyyit Kutub´un bu ifadelerinin ötesinde iletişimde yaşanan hızlı gelişme-ler de zaten ABD´nin propagandayla gösterilmek istenen güzel yüzünün arkasın-daki çirkinliği, yani bir manada darmadağın olmuş dini değerlerini, sosyal, eko-nomik ve ahlaki ölçülerini ve akla hayale gelmeyen çılgınlıklarla dolu putlaşmış

zihniyetlerini bütün gerçekliğiyle gözler önüne sermekte ve onun yıkılışa giden bir görünüm arz ettiğini ortaya koymaktadır. 

ABD´nin genel manada askeri, siyasi, ekonomik ve benzeri konulardaki durumunun hiçte dıştan göründüğü gibi parlak olmadığını, “dışı sağlam, içi kof bir devi” andırdığını 30 yıl önce ünlü Fransız Müslüman düşünür Roger Gara-udy şu sözleriyle ortaya koymuştur: “ABD, tarihinin entropik safhasına girmiş-tir. Yani Dallas Amerika´sı dışındaki öbür Amerika, artan sefalet yüzünden bir iç parçalanmaya doğru gitmektedir. Bu sefalet, yoksulluk eşiğinin altında yaşa-yan 33 (şimdi 70 milyon) milyon nüfusuyla giderek vahimleşmektedir. Uyuşturu-cu, rüşvet ve ihtikârcı asalaklık yüzünden de toplumsal bir kokuşma söz konusu-dur. ABD´nin çöküşünü hızlandıran amillerin en büyüklerinin uyuşturucu, rüş-vet, ahlaksızlık ve ırkçılık olduğunu artık herkes görüyor.”

“Küfür devam eder, ama zulüm asla devam etmez. Bütün gayeleri em-peryalist bir anlayışla acımasız bir şekilde dünyayı sömürmek olan ABD´nin de bu yıkılıştan yakasının kurtaramayacağı açıktır. Çünkü ABD´deki sistem yalnız-ca silahlarının teknik gücüyle, çevresindeki devletlere sınırlı egemenlik dayata-rak ve tekelini elinde bulundurduğu müdahale hakkını kullanmayı onlara kabul ettirerek bir süre daha ayakta kalmaya çalışıyor. Gerektiği zaman da bu müdaha-le hakkını, BM, IMF veya Dünya Bankası gibi kendi emrindeki sömürge kuru-luşlarının maskesi altında gizleyerek insanî müdahaleler şeklinde yürürlüğe ko-yuyor. Bir anlamda “Pazar tektanrıcılığı” mantığıyla dünyaya adeta bir düzen-sizlik aşılayan ABD´nin geleceğinin parlak olmadığı açıktır.

Tek kutuplu dünyanın efendisi olmaya çalışan ABD´nin dünya genelinde meydana gelen kargaşaların ve katliamların baş sorumlusudur. ABD, Dünyaya hakim olmak için ortaya koymaya çalıştığı sistem ve bunlara bağlı olarak üretti-ği kavramlarla kendisine baş eğmeyen toplumları da sömürmenin yollarını ara-maktadır.

ABD´nin sosyal yapısını incelediğimizde uyuşturucu, ahlaksızlık, rüşvet, ırkçılık ve benzeri her türlü şerrin hükümferma olduğu bir toplumu görüyoruz. Bugün kırk milyon ABD vatandaşının karton evlerde barındığı haberleri sık sık gazetelerde çıkıyor. ABD´nin en büyük zaafı, hiçbir ruh taşımaması ve silahları-nın üstünlüğü sayesinde üretimi ve tüketimi artırmaktan öte, insanın geleceği için ortak bir projeye sahip olmamasıdır.

Amerikan yöneticilerinin dünya egemenliği iradesi, vahşice silahlanışı, pazarlarını ele geçirmek için bütün milletlere dayatılan liberalizm ikiyüzlülüğü, terörizme karşı mücadele bahanesiyle, kendisinin insanlığa karşı işlenmiş suçla-rını haklı çıkarmak için, peşpeşe ilan ettiği bir şer imparatorlukları iblisliği yü-zünden, yüzyıllık bir Amerikan rüyası hayali, Amerikan kâbusuna dönüşmüştür.

Biz görür müyüz görmez miyiz bilmem ama bildiğim bir gerçek var; oda tarihin çok kısa bir zaman içinde bugün dünyayı acımasız ve zalimce sömüren ABD ve ona benzer sistemlerin tek tek yıkılacağına şahitlik edeceğidir. Allah´a inanan insanlar olarak bu hususta ümidimiz sonsuzdur.

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı