Dr. Yaşar Kalafat


Altay Toplulukları Sözlü Kültür Verilerinin Stratejik Tahlili (1)

Millî Türkoloji´nin, emperyalizm bağlantılı, etnik kültür stratejileri karşısında sus -pus içerisinde olmasına, mantıklı bir açıklama getirebilmek kolay değildir.


 

 

Yaşar Kalafat(2)

 

 

 

GİRİŞ:

Biz, bu sunumumuzda destan kültüründen hareketle stratejik bir tahlil yapmak istiyoruz.

Sempozyum programının, “Aileden ulusa kimlik” ve ayrıca “Destanlarda kültler” konu başlıklarını, kültür stratejileri açılarından  ele alarak yola çıktık.

Bu münasebetle, Anadolu ve yakın çevresine yönelik, mitoloji-destan bağlantılı tahliller yapıp, İran, Yunanistan, Ermenistan, İsrail´in Batı Türklüğü ‘ne bakış açısını  genel olarak açıkladık.

&                                   &                                   &                                   &

Özelde ise;

Ulus devlet yapılanması içerisinde,  ortak millî kültürel kimliğe alternatif ve muarız olan, siyasi partileşmenin, silahlı eylem ve kültürel yapılanması kapsamında, destan konusunu inceledik.

Batı Türklüğü içerisinde, emperyalizm tarafından geliştirilen, etniik milliyetçi  kültür stratejilerinde, halk kültürü itibariyle sözlü kültür verileri, özellikle de yerel destanlar konusunda yoğunlaştık.

 /resimler/2021-10/18/1819353278456.jpg

  Mem-i Zeyn Türbesi­

Şerefhan´ın Şeref Name isimli eseri, ayrıca  Mem u Alan  ve Mem-i Zeyn´in Türk, Fars ve Kürt kültürü içerisindeki yerine de çeşitli örneklerle işaret ettik. Demirci Kava Kestanı, İran Mutki Kürtlerinin destanı olan Koç Osman Destanı,´nı da keza örneklerle irdelemeye aldık.

Bu seyir bizi, Kürt sözlü kültürüne yönlendirdi.

/resimler/2021-10/18/1820103451675.jpg

 Şeref Han,

Destan metinleri bilindiği gibi; yalın, tekdüze, sıradan bir anlatım şekli değildirler. Halk kültürünün, sözlü kültür verilerinin: özlü sözden, renk, sayı, yön, beslenme, tören, kutlamalar ve benzerleri yüzlerce konu başlığına kaynaklık ederler.

Bu arada; Kürt kültür kimliğinin siyaset alanına taşınması uygulamasında, Kava Destanından hareketle alınan mesafe kat edilen menzil, Türkiye´de 10-12 yıl devlet imkanları ile aralıksız sürdürülen uluslararası etkinliklerden fersah fersah başarılı olmuştur.

Yaşanılan siyasi kültürde destanın izlerini ararken;

Anadilleri Kürtçe olan Türklerin vatandaş veya bölge halkı olarak sorunlarının olması başka bir husustur, bu halk kesimini, teröre alet etmiş olmak da farklı bir şeydir, Kürtlerin, emperyalizmin çıkarlarına yönlendirilmek istenmesi de başka bir konudur.

Her üçünün de temelinde kimlik,  ve kimliğin özünde ise, kültür vardır. Bu itibarla kültüre kimlik veren halk kültürü, destan kültürü farklı öneme haizdir.

Türkiye´de, halk kültürü çalışmalarında, halkların kültürlerindeki ortaklıklar yok sayılıp, maalesef tamamen farklıklardan yola çıkılmaktadır.

Etnisite konumunda, sayıca az olan halk kesimleri, farklılıklarını anlatabilme adına, halk kültürleri arası ortaklıkları yok saymayı tercih etmektedirler.

Toplumun çoğunluğunu teşkil eden, anadili Türkçe olan kesim ise, adeta yaşanılan halk kültürü verileri sadece kendi toplum kesiminde varmış gibi, aynı kültürü yaşamına almış kesimi yok saymayı tercih etmektedir. Millî Türkoloji, birlikte yaşanılan halkların kültürleri itibariyle, kültür kodlarının oluşmasında, birçok motif aynılıkları bulabilir.

Emperyalizm, halk kesimlerini tahrik ederken, siyasi iktidarı pasif duruma sokmak için, farklı uygulamalar gerçekleştirebiliyor.

Siyasi iktidarlar maalesef siyasi yapılanmalarının zaferini önceliyor, öncelemek durumunda bırakılabiliyor.

Strateji merkezleri adına açıklama yapan çözüm arayıcılar, çok kere, günün mevcut göstermelik durumdan hareketle çözüm önermeği tercih ediyorlar. İhtilafın kimlik merkezli olduğu, oluşturulan kimliklerin çok kere yapay olduğunu, yapay kimliklerin biteviye yeni ihtilaflı kimliklere gebe olduğu gerçeği, yok sayılabilmektedir.

Türkiye´de, illegal silahlı örgütlenme konusunda, lisansüstü çalışmalar yapılabilmiş olmasına rağmen, kültür stratejileri konusunda, bilhassa emperyalizm güdümlü yapılmış akademik çalışma pek yoktur.

Zaza  kimliğini de içeren, günümüz yapay Kürt kimliğinin ömrü, emperyalizme sorun çıkarabileceği tarihe kadardır. Emperyalizm orta doğuya yerleşmesinin hemen ardından, yapılandırılmış olan Kürt kimliği, muhtemelen; Alevi Kürt ve SünniKürt kültürel kimlik ihtilafına sürüklen dirilecektir.

Temel çelişkinin, bölge halklarının ittifakı ile, emperyalizmin arasında olduğu gerçeği göz ardı edilmektedir.

&                                   &                                   &                        

Etnik kimlik konusunun emperyalizm karşısındaki konumu konusuna, İran Kürt kültür stratejileri konu başlığı itibariyle, tekrar döneceğiz.

Türkiye´de, bu gerçekten hareketle, anadili Kürtçe olan halklar için, birtakım açılımlar yapılmıştır. Bunlardan bazıları üzerinde, destan kültüründen hareketle durulabilir.

TRT Kürdî, sadece sıradan bir haber, eğlence, kültür ve tercüme hizmeti yapma kanalı değildir. Efsane, yerel siyasi tarih ve destan anlatıları, toponomi ile ilişkilendirilerek, yorumlu siyasi, ideolojik sunum yapabilmektedir. Kanalın konumlandırılış şekli, amaç itibariyle buna uygun uygundur.

Aynı zamanda, Kürt halk kültürü araştırmaları çalışmalarının tanıtılmasını, orta doğunun Kürtçe ana dilli bölgesi için, karşılaştırmalı olarak yapmaktadır. Böylece, Yayın ve eğitim dili olabileceğinin yolu açılmış olmaktadır. Aynı zamanda doğrudan ve dolaylı olarak yaygın Kürt dili eğitimi de yapmış olmaktadır.

Bu açıklamalarımız, halkların ana dillerini öğrenme, geliştirme kullanma haklarının yok sayılması anlamına gelmemeli. İşaret edilmek istenilen husus destanlar dahil, Anadolu´da ikini bir milli dilin inşa döneminin sürdürüldüğüdür. Bu hareket farklı bir edebî kültürün inşa dönemine işaret eder. Kürt edebiyatının millî romantizm dönemi çeyrek asır evvel başlatılmıştır. Kürt kimlik inşa asının sınır ötesi uzantıları; siyasî partileşme, silahlı örgütlenme ve kültürel kimlik yapılanması paralel gelişme göstermektedir. Altay Destan kültürünün tartışıldığı ilmî bir zeminde bu gerçek göz ardı edilemez kanaatindeyiz.

Örneklemeler yapmak gerekir ise;

“Söyleyin bakalım, bu nedir?” Ev çiye, bunun adı nedir?  Nave eviya çiye? Programı Kürtçe kelime derleme, türetme projesidir. Adeta TDK´nun tarama-derleme sözlük çalışmasının, derleme hizmetini, Kürtçe için yapmış olmaktadır. Böylece aynı zamanda, bu coğrafyada konuşulan yerel dillerden hareketle, ortak destan yapılanmasına paralel ortak Kürtçe  oluşturulmaktadır.

Bu arada, Ortadoğu´da, özellikle Türkiye´de, Kürt kültürel kimlik algısı, iki farklı vasatta, aynı hedef istikametinde derinleşerek geliştirilmektedir. Bir anlamda, Kürt ulusal kimlik inşası adına, destan kültürünü de içeren kürdolojiyapılmaktadır.

Evvelce bu konuda yaptığımız çalışmalarla Kürt kültürünün edebî uyanış dönemini yaşadığını belirtmiştik.

Bizim. Türkoloji anlayışımıza göre, TDK bu projede TRT Kürdü ile  çalışıp, deneyim ve sair imkanlarını TRT Kürdi ile paylaşırken, amaç, aynı zamanda Anadolu Türkçesi ile, Kürtçesinin kelime ortaklığını inkâr ve yok etmek değil, Türkçe ve Kürtçe arasında ortaklıkları artırarak, zenginleştirmek olmalıdır. Kürtçe ve Türkçeye alınmasına ihtiyaç duyulan kelimeler için, dil biliminde zorlamaya baş vurmayıp, Anadolu dil kültürü, kelime hazinesi ile, her iki dile de kelime verebilmelidir. Bir kısım yetkili ağızlarla ifade edildiği gibi bu hal tek tipleştirme değil, Milli yapı kapsamında emperyalizme kapalı, çokluğa sağlıklı yer bulmaktır.

Türkçede dilde sadeleştirme sürecinde, Arapça ve Farsça ve bu arada öz Türkçe olmayan kelime temizliği süreci yaşanmıştır. Günümüzde inşa edilme dönemi yaşanılan geleceğin Kürtçesi Osmanlı Türkçesinden atılan kelimeler ve Kürtçe kelimeler ve bu dilli sokulan  uydurma yöntemi ile türetilen kelimelerden oluşmaya başlamıştır.

 Siyasi bölücülük, Silahlı bölücülük ve kültürel bölücülük, bölücülük bütünün üçlü saç ayağıdır. Emperyalizmin etnik milliyetçiliğe kültürel kimlik desteği siyasi ve askeri desteğinden çok önce başlamış ve çok uzun süre devam etmiştir.

TRT Kürdî, ulus devlet yapılanması içerisinde, legal bir faaliyet olarak, devlet destekli gelişirken ki, bu tür çalışmalarla Anadolu kültürüne, bu arada Anadolu Türk kültürüne, bize göre katkı da sağlayabilmektedir. Örtülü kalmış bölgesel kültür bu yöntemle gün ışına kavuşmaktadır.

/resimler/2021-10/18/1820505327430.jpg                          

Demirci Kava

Bu noktada altı çizilecek husus, tarafımızdan farklı vesilelerle de açıklandığı üzere, Anadolu halk kültürünü; kürdoloji, lazoloji, zazaoloji gibi başlıklar altında ihtilaflı kesimler halinde değil, konular/sorunlar, genel Türkoloji´nin kapsamında mütalaa edilebilmelidir. Bu konuda, destan gibi ana konu başlıklarını da içeren kapsamlı bir kütür stratejisi geliştirilebilmelidir.

Bu tespit, bu konudaki birinci tespitimizdir.  Diğeri ise ,

Anadili Kürtçe olan Türk halkının da zengin olan bir halk kültürü vardır. Bize göre bu kültür, Türk halk kültürünün asli parçalarındandır. TRT Kürdî, yayınları ile bu kültürün tanınmasını sağlamaya başlamıştır. Bu kültür, anadili Türkçe olan halk kültürü kadar millidir. Belirtmiş olduğumuz gibi yaşatılıp gelişme hakkı vardır. Bu kültüre, emperyalizm bağlantılı terör örgütlerinin sahip çıkması, doğal olarak, onun konumuna, mesafeli davranılmasına yol açmaktadır.

Türk milleti, cumhuriyeti kuran halk olarak tanımlanmış, bu milletin akrabası olan toplumlar da  bulundukları coğrafya millî sınırların dışında da olsa onlar, Türklüğün akrabaları olarak, bütünün parçaları olarak algılanmıştır.

 /resimler/2021-10/18/1822190846002.jpg

Bu arada, batı Türklüğü kültür coğrafyasında, emperyalizm, halkların ittifakını, halk  kültürlerinden hareketle, ulus devlete karşı yapılandırırken, orta doğunun; Zazalar, Lurlar, Soranlar, Kurmançlar gibiİranî dilli halk kesimlerinin örgütlenmesine öncelik vermektedir.

Emperyalizm çelişkiyi, ihtilaflı hale getirilmiş halklarla ulus devlet arasında koymaktadır.

 Türkiye´de, son çeyrek asırda, ana dili Kürtçe olan   halk kesimine; eğitim-öğretim, yayın gibi  alanlar öncelikli olmak üzere, resmî politika gereğince yapılan açılımlarla, sağlıklı  oldukları tartışmaya açık adımlar da atılmaktadır. Bu teşhisi Kürt dili, Kürt tarihi ve bu arada Kürt destanları tanımlarından hareketle koyabiliyoruz.

Şerefhan´ın Şeref Namesi´nin diğer ismi Kürt tarihi değildir. Bu adlandırma eseri günümüz Türkçesine çeviren şahsa aittir.

TRT kürdî kanalında, Zazalar bir Kürt toplumu olarak ve Zazaca da Kürtçenin lehçesi olarak yansıtılmaktadır. Zazalar Kürt olmadıkları gibi, Zazaca da Kürtçe kapsamında mütalaa edilemez. Şeref Name´de adları sayılan Kürt toplumları arasında Zazalar´ın ismi yoktur.

Kürtlerin tarih sahnesine çıkışlarını anlatan Demirci Kava  destanîanlatısı, Ergenekon Türk destanı motif incelemesi bakımından çok yakın benzerlikler içermektedir,

Keza İran Kürtlerine ait olan Koç Osman Destanı ile, Anadolu destan kültüründe geniş yer tutan, Sudan Çıkan Atlar gibi birçok motif aynılıkları vardır.

Aynı zamanda, bölgesel Kürt kimliğini ve onu besleyen kanallardan birisi olan Kürt halk kültürüne, giderek destan kültürüne, bilinçsiz atılan adımların bir sonucu olarak, anadili Kürtçe olan halk adına, farklı kültürel kimlik de kazandırabilmektedir.

Türkiye´de, devlet okullarında kütçe eğitim, seçimine bırakılarak serbest olmuştur. Beş devlet üniversitesinde lisans düzeyinde Kurmança, Zazaca, Soranice eğitim verilmekte olup, lisansüstü mastır, doktora programları, 2012 yılından itibaren  faal haldedirler. Adeta, başlatılan bu süreçle, açılımın Kürtçe eğitim alanında, atılacak yeni adımların altyapısı oluşturulmaktadır.

Kuzey ırak bölgesel Kürt yönetimi, doğal olarak resmi dilini Kürtçe olarak seçmiş, Barzanı-Talabani ittifakından sonra, Kürt toplumları arasındaki dil ihtilafı eğitimde giderilmiştir. Suriye Kürtleri de, bu yönlendirme içerisindedirler.

İran´ın Kürtçe eğitim ve yayın stratejisi konusunda, bir sorun yaşaması söz konusu olmayacaktır. Zira, Kürt dilli halkların lisanları, bir anlamda İran´ın resmi dili olan Farsçanın, farklı tezahürleridir.

Bu tespitten hareketle, ana dilleri farklı Kürtçelerden oluşan aşiretlerde, yaşamakta olan destan kültürü, bir noktada İran destan kültürü kapsamında algılanabilecektir.

Bu stratejinin, İranlılık adına uygulama alanı bulduğunu, Türkiye´de  yoğunluk kazanan, İran mitoloji yayınlarından izleyebilmek mümkün olmaktadır.

Türk siyasî hayatı; etnik milliyetçilik şiddete başvurulmadığı sürece, iç ve dış siyasi faktörlerin de bir sonucu olarak, adeta ona onay vermiş bir konumdadır. Televizyon yayınları, resmi eğitim kuruluşları, siyaset hayatı, bu gelişme karşısında pek tepkili değildir.

Millî Türkoloji´nin, emperyalizm bağlantılı, etnik kültür stratejileri karşısında sus -pus içerisinde olmasına, mantıklı bir açıklama getirebilmek de kolay değildir.

Kürt etnik milliyetçiliği, Ortadoğu Uluğ Türkistan istikametinde derinleşirken, bir anlamda, adeta, çağın İran-turan savaşının tohumları atılmaktadır.

Afganistan´ın Taliban yönetimi döneminde, ülkenin Afgan olmayan halkının yok sayılması karşısında, İran´ın Pakistan, Tacikistan gibi bir grup bölge ülkeleriyle birlikte, Afganistan´ın Tacikler gibi İranî dilli halkların yok sayılmaması hususunda, arka çıkması ve ayrıca, İran´ın Şangay ülkeler grubuna asli üye  olarak katılmış olması, bölgede, iranlılığın turanlılık karşısında, güç kazandığı anlamına da gelebilir.

 Bu gelişme, bir noktada da emperyalizmin Ortadoğu ulus devletlerini,   halk kesimleri ile ihtilaflı hale sokarken, diğer taraftan bu gelişme, Altay toplulukları alan çalışmaları ile hedeflenen amaçla, ihtilaflı bir strateji oluşturup, uygulamaya sokmuş olmaktadır. Zira, iranî destan algılayışı, Altay toplulukları destan algılayışının bir devamı değildir.  İran-Farslığının, bir Altay topluluğu olmadığı malumdur.

İranî diller coğrafyası, orta doğuda İran ve bir kısım Anadolu coğrafyası ile sınırlı değildir. Bu coğrafya: bir kısmı ile Suriye, Irak, Lübnan ve Ürdün´ü de kapsamaktadır. Güney Kafkasya´da, sınırlı da olsa, İran dil coğrafyasının yansımaları mevcuttur. Keza, İran Tacikistan kültür hattında, Altay halkları ile  İranî halklar aynı coğrafyayı paylaşmışlardır.

 

Sonuç olarak;

 

Anadolu Türk kültür kimliği, Altay kültür coğrafyasının bir uzantısı, bir Altay kavmi olan Türklüğün ürünüdür.

Anadolu Türk kültür kimliği, sadece Megale idea, Haydat veya arz-ı  mev´ûd tehditli altında değildir. Aryan mefkûresi, fars milliyetçiliği merkezli kültürel etkinlikler sürdürürken, Anadolu´da, Anadolu sözlü kültüründen destanlar alanında da olabilmektedir. Bu stratejinin dayanak noktalarından birisi de doğu ve güneydoğu Anadolu aşiret dillerinin İranî olmasıdır.

Aryan ideolojisi, dil birliği stratejik avantajını bölgesel hegemonyası adına kullanması halinde, İranı Türkiye´nin Ortadoğu´daki dil stratejik kozundan daha avantajlı duruma geçebilir.

Çıkarılan sonuç itibari ile, söylenebilir ki, Anadolu Türk kültür kimliği  alanında tespiti yapılan gelişmeler, etnik kimlik özlü terör hareketleri, Alteistliğin çalışma alanı kapsamında, çok boyutlu yer tutmaktadır.

Türkiye´de, birlikte yaşanılan halklara demokratik davranma adına, açılımlar gibi uygulamalarla, eğitim ve yayın alanlarında atılan adımlar, farsî dillerin konuşulma sahasını doğal olarak genişletmiş olmaktadır.

Destan bahsinin konusu kapsamında olmamakla beraber, aryan-turan kültür savaşında, Şii-Caferi İslam İran´ın, laik Sünni İslam Türkiye karşısında Alevilik itibariyle avantajlı durumu vardır.

Keza. Destan bahsinin doğrudan kapsamında olmamakla beraber. Aynı savaşta, yaşanılan topraklarda mitolojik derinlik itibariyle de İran avantajlı konumdadır.

Her iki konuyu da farklı çalışmalarda ele almayı düşünüyoruz.

Altay toplulukları destan irdelemelerinde, bu sunum kapsamında yapılmaya çalışan gelişmeler yok sayılamaz. Bu ve benzeri konularda alınacak tavır, Alta istik araştırmalar adına, belirlenebilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

 

 

 

 

1 Bu çalışma; Uluslararası Altay Toplulukları tarafından 27-30 Eylül 2021 tarihleri arasında Osmangazi-Bursa´da IX. .gerçekleştirilen Destanlar ve Destan Kültürü Sempozyumunda bildiri olarak sunulmuştur.

2 Dr. Halkbilimi Araştırmaları Kültür ve Strateji Merkezi  

 

 

 

 

 

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasından endişe ediliyor

MHP lideri Bahçeli: Yeni bir dünya savaşı cinayettir

Avrupa bu itiraf ile çalkalanıyor... Polonya Başbakanı Tusk'tan savaş uyarısı: Hazır değiliz!