Selim Çoraklı


Balkan Türklerinin Fikir Lideri Ataullah Kurtiş Efendi


 

Balkanların İslamlaşmasında iki önemli dönüm noktası vardır. Birincisi Osmanlı´nın Balkanları fethetmesinden 2 asır öncesine dayanır. Bu dönemde Balkanların İslamlaşmasında en önemli rolü Hoca Ahmet Yesevi´nin kolonizatör dervişleri oynamıştır.

Balkanların İslamlaşmasının ikinci dönüm noktası ise Osmanlı´nın elinden çıkmasından sonra bu toprakların komünist sistemlerin eline geçmesiyle başlamıştır. Bu dönemde de tıpkı Ahmet Yesevi´nin dervişlerine benzer bazı âlimler çıkmış ve Balkanlardan İslamiyet´i yok etmek isteyen komünist sistemlerin pis emellerine dur demişlerdir.

Yukarıda bahsi geçen âlimlerden biri de Balkanların ikinci kez İslamlaşmasında en önemli rollerden birini oynayan Ataullah Kurtiş (1874-1946) isimli alimdir.

Ataullah Kurtiş, özellikle Kosova, Arnavutluk ve Makedonya´daki Türklerin fikir potansiyelini İslami ağırlık yönünde değiştirmeyi başaran bir âlim olmuştur.

Eski Yugoslavya topraklarında İslam´ın yayılma ve yaşamasında büyük katkıları bulunan Ataullah Kurtiş Efendi´nin, Meddah medreselerinde yetiştirdiği talebelerle bugün bile ağırlığını hissettiren bir İslam âlimi olarak anılmaktadır. Bugün, Makedonya, Kosova ve Arnavutluk bölgelerinde olan bütün İslami hareketlerin altında ya Ataullah Efendiyi ya da onun yetiştirdiği talebeleri görmek mümkündür.

Ataullah Kurtiş Efendi, âlimliğinin yanında ağır basan liderliğini, Ziya Paşa´nın, 'Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir' anlayışıyla pekiştirmiş ve Balkanlardan göçün olmaması için çok büyük mücadeleler vermiş biridir. Türk dış politikasının bu göçlerle büyük yanlışlar yaptığını da savunan Ataullah Efendi dönemin yöneticileri olan İttihat terakkicilerin müsrifçe yaşamlarını da alabildiğine tenkit etmiştir.

Makedonya´nın başşehri Üsküb´ün Südincan nahiyesinde 1874 yılında dünyaya gelen Ataullah Kurtiş efendi, o günkü şartlara göre ilk tahsilini Üsküp´te tamamladıktan sonra İstanbul´a gelmiş ve Fatih medresesinde İskilipli Hüseyin Atıf hocanın ilmi altında Fıkıh, Kelam,Tefsir ve Hadis üzerinde ihtisas yapmıştır. Keskin zekâsı sayesinde kısa zamanda mevcut ilimlerde ilerleyen Ataullah Kurtiş, vaktiyle öğrencisi olduğu Fatih medresesine müderris sonrada rektör olarak görev almıştır. Bilhassa İslami ilimler üzerindeki derinliği, üstün zekâsı ve hitabetteki kabiliyeti neticesi her zaman ve her yerde çevrenin takdirini toplamıştır.

Ataullah Kurtiş 1908 yılında ilan edilen 2. Meşrutiyeti tecessüsle karşılamıştır. 1912´deki Balkan Savaşı yenilgisi neticesi doğup büyüdüğü yerlerin ve bilhassa Vardar Makedonya´sının Türk hâkimiyetinden ayrılması Ataullah Kurtiş´in İttihatçılara karşı çıkmasına sebep olmuştur.

İskilipli Atif, Küçük Hamdi, Miralay Sadık, Mustafa Sabri ve Hamdi Paşa gibi devrin popüler kişileri ile 1918 ve 1920 yıllarına kadar fiili olarak işbirliği yapmıştır. Yakın mesai ve fikir arkadaşlarından bir kısmının 1923 ve 1924 yılında dindar oldukları için tutuklanmaları ve bazılarının da yine aynı sebepten dolayı Anadolu´ya sürgün edilmeleri neticesinde 1924 yılında İstanbul´dan önce Mısır´a, oradan da Üsküb´e gelmiştir.

Ataullah Kurtiş´in fikri yönünün derinliği çevresindeki sığ insanların onu yanlış tanımalarına sebebiyet vermiştir. Bu bakımdan 'Türk' sıfatını taşıyan fakat aslında Türklük ve Müslümanlıkla uzaktan ve yakından alaka ve münasebeti olmayan kişiler Ataullah Kurtiş´i 150´lerden olmadığı halde olduğuna dair aleyhinde yıllarca yoğun propaganda yapmış ve onu Türk düşmanı olarak göstermeye gayret etmişlerdir

Ataullah Kurtiş, kendisi hakkında çıkarılan dedikodulara aldırmadan ilmi faaliyetlerine devam ederek 1925 de Üsküp´te kurucusu bulunduğu Meddah Medresesi´nde Rektörlüğe başlamış ve 1937 yılına kadar da bu görevini sürdürmüştür. Üsküp´e gelişinde şehirdeki ve çevresindeki Türkleri ahlaki, sosyal, ekonomik ve kültürel bir gerileme içinde bulmuştur. Vardar Makedonya´sındaki Türklere yeni ve istikrarlı bir hayat görüşü kazandırmak için Meddah medresesinde ücretsiz görev yapması, aktif vasıflara sahip gençler yetiştirmesi, belinde daima çifte tabanca ile gezmesi, ikazla ıslah olmayanları tabanca kabzası ile yola getirmeye çalışması, Türk yöneticilerin gayr-i milli yaşayış tarzlarını şiddetle tenkit etmesi ve bunlara karşı fiilen cephe alması pek çok kişinin aleyhinde olmasına sebebiyet vermiştir. Fakat Ataullah Kurtiş Efendi bunların hiçbirini dikkate almamış ve milli şuura sahip elit ve aydın bir kadronun yetişmesine gayret etmiştir.

Ataullah Kurtiş Efendi´nin yetiştirmiş olduğu pek güzide alimlerden Fettah Rauf, Mehmet Sadık, Hafız Şaban Salih, Selim Göreler, Preşovalı Hafız Necati, Hafız Sadullah Nerezli, Hafız Mustafa, Vrapcişteli Kemal, Gilanlı Hakkı, Hasan Hacı Bekir, Osman Yorgancı, Lukiştaklı Ferhat, Lukiştaklı Cemal, Stardancanlı Salih, Ramazan Efendi ile âmâ Hafız Hasan ve yine âmâ Hafız Abdurrahim gibi kişilerin hepsini bugün Makedonya, Kosova ve Saraybosna Müslümanları takdirle yad etmektedirler. Yukarıda isimlerini andığımız âlimler hakikaten başlı başına birer değer arz etmektedir. Zira her biri fıkıh, kelam, hadis, tefsir ve tecvit sahasında otoritedirler. Eğer bugün Makedonya, Arnavutluk ve Kosova yöresinde İslam şuuru mevcut ise bu potansiyeli direk veya endirekt olarak merhum Ataullah Kurtiş Efendi´ye borçlu olduğu söylenebilir.

Ataullah Kurtiş Efendi, doğu felsefesine olduğu kadar batı felsefesinede hakim biridir. Yine Balkan komitecilik metotlarına hakkıyla vakıf olan Ataullah Efendi, sağlığında yıllarca aleyhinde olmuş ve hasbelkader Türk sıfatını taşıyan , 'Ateist ve Ataist' olanlara fikren çok ağır darbeler indirmiştir. Balkanlarda benzeri nadir yetişen bir Müslüman lider olan Ataullah Kurtiş Efendi 1937 yılından 1941 yılına tadar Vardar Makedonya´sı İslam Diyanet Konseyi Başkanlığı vazifesini yapmış ve 1941 yılında Bulgar monarşistleri tarafından kısa bir devre sürgün edilmişse de Üsküp´e yeniden gelmiştir.

Ataullah Kurtiş Efendi 25.11.1946´da Üsküp´ün Südincan köyünde 72 yaşında vefat etmiştir.

Ataullah Kurtiş Efendi´nin sosyal görüş potansiyeli araştırılırsa şuurlu bir toplumcu, ve milli değerlere bağlı bir âlim olduğu görülür. Çünkü Ataullah Kurtiş Efendi, ahlak, kültür ve kapital formasyonuna önem vermiş ve toplumun ilerlemesi için olmazsa olmaz ilkelerden saymıştır.

Ataullah Kurtiş Efendi, 1925 yıllarında Yugoslav monarşist-faşist yönetiminin gizli olarak hazırlayıp tatbik etmekte olduğu Vardar Makedonya´sındaki Türklere ait ahlaki dejenerasyon projesine karşı fiilen cephe almıştır. İstikrarlı bir cemiyet hayatının vücut bulması için mazbut bir ahlaki karakter vasfı üzerinde durmuş ve Türk yöneticilerinin her gece bar, pavyon ve meyhanelerde on binler ve yüz binler harcamasına şiddetle karşı çıkmış ve her birinin çevrelerinde örnek birer insan olmalarını istemiştir. Kültür yönünden Türkler geri kalmaları ve okuma-yazma oranının düşük durumda olmaları ve çok vahim bir yüz arz etmelerinden, Türkleri milli kültür ve eğitime teşvik etmiştir. Türklerin ekonomik bir güce sahip olmaları için arazi satılmamasını, ticari hayatın

benimsenmesini ve böylelikle ekonomik bir üstünlüğün meydana gelmesini her zaman müdafaa etmiştir. Bütün bu vasıflar Ataullah Efendi´de muazzam bir fikir potansiyeli olduğunu gösteren delillerdir. Ondaki şuurlu Müslüman Türk anlayışı, sosyal değişmeleri İslam´a göre yorumlayışı, ölümü ile birlikte tarihe gömüldü gibi görünse de bugün izlerine çokça rastlamak mümkündür. Ataullah Kurtiş Efendi zaman zaman Türk dışişleri politikasını tenkit etmesinin pek çok sebepleri vardır. Bu sebeplerin en büyüklerinden biri İttihat Terakki zihniyetinin elinde bulunan dışişleri politikasının Balkanlarda hiçbir şey yapamayacakları gerçeği idi. Bunu çok iyi bilen Ataullah Efendi Balkan Türkleri içerisinde aydın bir kadro meydana getirmek süratiyle bütün Yugoslavya, Bulgaristan ve Arnavutluk´ta bulunan Türkleri ve Müslümanları içine alacak bir 'Balkan Federasyonu' fikrini pratiğe dökme arzusundaydı. Bu isteğini yerine getirmek için aydın kadronun yetişmesinin zaruri olduğuna inanmaktaydı. Bu açıdan Ataullah Kurtiş Efendi, Balkanlarda ve özellikle Makedonya´da yaşayan Türklerin bir fikir lideri olarak tarihe mal olmuş büyük bir şahsiyet olarak gelecek nesiller tarafından tanınması zaruridir.

Katillerin gözü döndü! İsrail’den Şifa Hastanesi’ne katliam gibi baskın: Sivilleri acımadan öldürdüler

Uzman isim Türkiye'nin rolünü anlatarak uyardı! Karadeniz'i bekleyen büyük tehlike

Pakistan'dan Afganistan'a hava saldırısı!

Rusya'da seçim: Dünya Putin'i protesto ediyor

Türkiye ve Irak'tan ortak bildiri

ABD uçağından görünen detay! Filistin topraklarına alçak imza

Rusya’da kritik seçim! Halk sandık başında: Putin yeniden mi geliyor?

Zelenskiy, Ukraynalıların Rusların Avrupa'ya geçişini engellediğini söyledi

İsrail-Hamas savaşında son durum... ABD'nin İsrail taktiği deşifre oldu! Washington Post yazdı: Kongre resmen bypass edilmiş!

Atlantik Konseyi'nden çarpıcı Türkiye analizi: Avrupa'nın güvenliğini sağlama fırsatı var