BAKÜ MEKTUBU
Türk dünyasının bilim adamları dizisi - İkinci yazı
Bugün dünyanın saygın bilim kurumlarından biri haline gelmiş Yazmalar Enstitümüz henüz küçük bir Fon iken buraya adım atmış bir bilge, hayatının yarım yüzyılını burada hiçbir yere ayrılmayı düşünmeden bilime adayacaktı. Bilimsel çalışmalarının ana konusu istisnasız biçimde Dedem Korkud´un kitabı, üzerinde çalıştığı anıtların mekan olarak merkezi ise Karabağ olacaktı. Bihude değildi, simgesel önemi olduğunu son otuz yılda daha iyi anlayacaktık. Şamil Hoca”ya göre, Karabağ´da hayatta kalmış bir taş Dedem Korkud Kitabı”nın izlerini taşıyordu, Muhammed Fuzulli ise Kerbela”ya, Karabağ”ın Bayat köyünden göç etmişti.Evet,Karabağ”ı merkeze alan bilimsel çalışmaların günümüzde kalbimize azcık da olsa serptiği suyun özlemiyle Prof. Dr.Şamil Cemşidov”u Türk okuruna tanıtmayı kendimize görev biliyoruz.
Mütevazi bir insan olmasından dolayı biyografisinin de mütevazi biçimde kaleme alınmasını isteyen bir kişilik.
5 Mayıs 1920 yılında Karabağ”ın Ağcabedi ilinde doğdu. Eğitimini doğru-dürüst şekilde tamamlayamadan Sovyet-Alman savaşına katıldı, yaralandı. Savaştan sonra eğitimi tamamlayarak kendi toplumunu aydınlatma görevini üstlenirken eski yazıları okuma yeteneğinden dolayı 1957”de Bilimler Akademisi nezdinde kurulan Yazmalar Fonu”na çalışmaya davet edildi.Doktorasını burada yaptı,buradan Prof. Dr. titri aldı,Azerbaycan”ın Onursal bilim adamı adına buradaki çalışmalarından dolayı layık bulundu ve.... yazmaların arasında geçen ömrü de buradan ayrılmadan tamamladı. Burada hepimize büyüklük yaptı, üstadı Ord. Prof. Dr. Hamid Araslı”yla burada omuz omuza görev yaptı, Yazmalar Enstitüsü müdürü Ord. Prof. Dr. Cihangir Kahramanov kendisine saygıda hiç kusur etmedi, bize ise ilgisini hiç esirgemedi, Türk dilli yazmalar şubesindeki mesai arkadaşlığımızın yanısıra adeta babalık etti. Bana taktığı “Türk kızı” ismiyle her defasında hitap ettiğinde bunu bir bilim adamı büyüğümün verdiği fevkalade değer olarak kabul ediyor, gururlanarak kendisine şükranlarımı sunuyordum.
Dedem Korkud´un kitabı...Türk milletinin bu enfes şecere kitabının araştırılma tarihine baktığımızda Türkiye”de ve Azerbaycan”daki çalışmaların adeta paralel şekilde yürüdüğünü görüyoruz.Şöyle ki Kilis”li Muallim Rıfat”ın 1916 yılında destanın Dresden yazmasını yayınlamasından sonra Azerbaycan”lı bilim adamları bundan haberdar olmuştur.Emin Abid”in 1930”da Bakü”de “Aşiret devrindeki Azerbaycan edebiyatına dair vesikalar” isimli makalesiyle bu alandaki çalışmalar adeta aynı mecraya yönlendirilmiştir. Orhan Şaik Gökyay”ın 1938”de İstanbul”da yayınladığı Dedem Korkud´un Kitabı”na Ord. Prof. Dr. Hamid Araslı 1939 yılında kitabı yayınlayarak eşlik etmiş ve bununla da Türkiye ile Azerbaycan”ın en ağır koşullarda bile bir birinden kopmadığını kanıtlamıştır.1960 yılından ise Dedem Korkud´un kitabı üzerindeki çalışmalara Şamil Cemşidov katılmıştır.1985 yılında profesörlük tezini destanın metin özellikleri konusunda savunan Şamil Hoca bu alandaki titiz ve seviyeli tartışmalara en kapsamlı biçimde katılarak tartışmalı kelimelerin açıklığa kavuşturulması için uzun soluklu ve sabırlı çalışmalarının sonuçlarını ortaya koymuştur. Nitekim 5-8 Temmuz tarihinde bundan önceki yazımda hakkında bahsettiğim Ord. Prof. Dr. Cihangir Kahramanov”un ev sahipliğinde Türkiye ve Azerbaycan bilim insanlarının katılımıyla gerçekleştirilen Dedem Korkud´un kitabı kolokviyumunun konuşmacılarından biri Prof. Dr. Şamil Cemşidov”du.Türkiye”den üstad Orhan Şaik Gökyay, Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, Prof. Dr. Tuncer Gülensoy, Pof. Dr. Saim Sakaoğlu, Prof. Dr. Fikret Türkmen, Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya”nın konuşmacı olarak katıldığı kolokviyumda Moskova”dan Prof. Dr. Tevfik Melikov, Prof. Dr. Haluk Köroğlu, Azerbaycan”dan Ord. Prof. Dr.Ziya Bünyadov, Prof. Dr. Kamil Veli, Prof. Dr. Kemal Abdullah, Prof. Dr. Samet Alizade v.d. mühim bilim adamları konuşmalar yapmış, tartışmalarda kendi derin görüşlerini ortaya koymuşlardı. Tarihe geçen o toplantıda merhum Ord. Prof. Dr. Hamid Araslı”nın yokluğunu hissettirmeyen bilim adamımız Prof. Dr. Şamil Cemşidov olmuştu.”Kuran-ı Kerim”den sonraki ikinci büyük anıt şahsım için Dedem Korkudun Kitabı”dır”- demeyi kendi gururu bilen Şamil Hoca, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev”in 1996”daki Almanya gezisi sırasında Dresden kütüphanesi görevlilerinden ricada bulunarak destanın kütüphanedeki nüshasının çıkarılmasını sağlamış, yazmayı öperek gözünün üstüne koymuştur.Bilim adamının hayatında tarihe not edilen anlardan biri de bu olmuştur.Bilim adamının Dedem Korkud´un kitabı üzerine yazdığı inceleme eseri 1990 yılında Ankara´da ışık yüzü görmüş, ABD”de, Almanya”da, İran”da, Irak”ta ve Türkiye”de çeşitli destan örneklerinin tahliline ilişkin yazıları yayınlanmıştır. Dünya Türkolojisinin ünlü isimlerinden Ord. Prof. Dr. Anderey Kononov (Rusya), klasik edebiyatın değerli uzmanı Prof. Dr. İrene Melikoff (Fransa), değerli edebiyatçı Ahmed Schmide (Almanya), edebiyatçı Abdullatif Benderoğlu (Irak), Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu, Orhan Şaik Gökyay, Prof. Dr. Hüseyin Baykara (Türkiye), Prof. Dr. Hamid Mehmetzade ve Muhammed Ali Ferzane (İran) bu emektar bilim adamının eserleriyle ilgili isabetler tespitler ortaya koymuşlar. Farsçayı çok iyi bilen Şamil Hoca, büyük edebiyat insanları Nizami”nin, Sadi”nin, Fuzuli”ni, Mirza Fethali Ahundzade”nin ve İreç Mirza”nın o dildeki eserlerini Azerbaycan Türkçesine çevirmiştir. Bilim adamlığının yanısıra şairlik ilhamı da bulunan Prof. Dr. Şamil Cemşidov çeşitli şiir türünde çarpıcı eserlerin altına imzasını atmıştır. Eşi Mehlika hanımın vefatında yazdığı gazel kendisinin şiir alanındaki yeteneğinin etkili bir örneği sayılmaktadır.
Azeri Türküyüm, Azerbaycan
Vatanım, cah ü celalimdir benim
Türk doğdum anadan ey nadan
Türklüğüm ulvi amalımdır benim
Her kesin dünyada milliyeti var
Milli idrakı milli gayreti var
Türklüğümün sana ne zilleti var?
Bu sana basit sualimdir benim-
şiiri ise Sovyet döneminde Türk kimliğimizin savunulmasıyla ilgili en çarpıcı edebiyat örneklerinden bri sayılıyordu.
Prof. Dr. Cemşidov 8 Aralık 2008”de 88 yaşında hayata gözlerini yummuştur.
Üstad Orhan Şaik Gökyay”ın ismi Türkiye”de Dedem Korkud´un kitabı ile nasıl simgeleşmişse, aynı durum Azerbaycan”da Prof. Dr. Şamil Cemşidov için geçerlidir. Kendisi farklı Türk dilli yazmalar üzerinde çalıştı, Arap alfabesinden çağdaş alfabeye aktararak esaslı ön sözler ile onları yayınladı. Fakat Dedem Korkud´un kitabı onun kendi bilim dünyasının her daim şah eseri oldu: gerek bir anıt olarak Dedem Korkud´un kitabı”nı şah eser kabul etti, gerekse bir bilim adamı olarak kendi şah eserini Dedem Korkud´un kitabı”nı incelemekle ortaya koydu. Bundan dolayı gerek üstad Orhan Şakik ve gerekse Prof. Dr. Şamil Cemşidov”dan sonra gelen kuşaklar ne Gökyay”sız ne de Cemşidov”suz Dedem Korkud´un Kitabı”nın derinliklerine varamayacaklarını işin başından anlıyorlar. Türk dilli destanların yazmaları üzerinde kıyaslamalı çalışmalar yaparken bunu kendimden çok iyi bilmekteyim.Yayına hazırladığım destan metinlerindeki kelimelerin anlamını netleştirmek amacıyla üstad Orhan Şaik Gökyay”ın ve Prof. Dr. Şamil Cemşidov”un çalışmaları daima müracaatta bulunduğum en güvenilir kaynaklar sırasındadır.Tabii ki, Dedem Korkudun Kitabı”ndan alıntılar yaptığımda Prof. Dr. Muharrem Ergin”in bilimsel çalışmalarını da özel olarak not etmem gerekir. O çalışmalarsız da her şey eksik ve yarım kalır.
Bir Karabağ”lı ve hayatını Dedem Korkudun kitabı”nın daha derinden araştırılmasına adamış mümtaz bir bilim adamı, hepimizi sadece doğru yolu göstermeye çalışan bir mesai büyüğümüz Prof. Dr.Şamil Cemşidov. Doğduğu ve tartışmasız biçimde bilimsel çalışmalarının merkezine koyduğu Karabağ işgal altında. Teselli Prof. Dr. Cemşidov”un Dedem Korkud´un kitabı üzerindeki titiz bilimsel çalışmalar mı?
Kararı okur versin...