Selim Çoraklı


Düşmanı Küçük Gören Kaybeder


 

 

Düşmanını küçük görenler her zaman kaybetmeye mahkûmdur. Düşmanını sadece kuvvet kullanarak yenebileceğini düşünenler ise onu ancak yarı yarıya yenmiştir.

Düşmanı yenmenin en geçerli yolu aklı kullanarak yapılan planlarla mümkündür.

Ülkemiz 40 yıldır hemen her kesim tarafından bilerek veya bilmeyerek beslenen büyük bir düşmanla karşı karşıyadır.

Öyle bir düşman ki en hassas kurumlarda bile stratejik bir örgütlenme gerçekleştirmiş. Böyle bir örgütle sadece polisiye tedbirlerle, yargI yoluyla baş edebilmek adeta imkânsız gibidir.

FETÖ/PDY isimli şer şebekesi kırk senedir devletin TSK´sından üniversitesine, yargısından emniyetine, esnafından eğitimine, dini alandan sosyal alanlara kadar toplumun hemen her kesiminde paralel bir devlet yapılanmasına gittiğini artık sağır sultanlar bile biliyor.

Hedefine ulaşabilmek için her türlü vasıtayı kullanmayı mubah gören böyle bir düşmanı küçümsemek bu ülkeye büyük zararlar vermiştir. Bu zararların en büyüklerinden biri de maalesef 15 Temmuz 2016 tarihinde bu şer şebekesi tarafından (Arkasında uluslararası şer şebekelerinin, para babalarının ve küresel istihbarat örgütlerinin olduğu açıktır.) gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişimidir.

İşin ilginç yanı bu darbe girişimi FETÖ/PDY militanları tarafından gösterile gösterile gelmiştir. Özellikle 7 Şubat ve 17/25 Aralık 2013 tarihinde giriştikleri darbe girişimleri ile adeta “Biz geliyoruz” demişlerdir. FETÖ/PDY isimli şer şebekesinin darbe yapacağını başta ben olmak üzere yüzlerce kişi yıllardır haykırmasına rağmen gereken tedbirler alınmamıştır. Ne kadar hazindir ki ülkeyi yönetenler düşmanı küçük görmenin aymazlığına düşmüş ve gereken tedbirleri bilerek veya bilmeyerek almadıkları için 248 kişinin şehit edilmesi ve 2200 kişinin yaralanmasına sebep olan darbe girişimi yapılmıştır.

15 Temmuz sonrası FETÖ/PDY isimli şer şebekesine karşı büyük bir mücadele başlatıldığı ve bu çerçevede binlerce FETÖ/PDY militanının kamu hizmetlerinden men edildiği ve on binlercesinin tutuklandığı doğrudur. Ancak yanlış olan bu mücadelenin sadece polis ve adliye çerçevesinde bırakılması ve özellikle siyasi arenada örgütlenen FETÖ/PDY militanlarına dokunulmamasıdır.

FETÖ/PDY isimli şer şebekesi sadece polisiye ve yargı tedbirleriyle yenilemeyecek kadar büyük bir organizasyondur ve sadece Türkiye ayağı yoktur. Küresel sermaye ve istihbarat örgütlerini arkasına alan bu şer şebekesi Dünyanın 160 ülkesinde askeri, dini, siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda örgütlenmiştir.

Başta da değindiğim gibi düşmanını küçük görenler her zaman kaybetmeye mahkumdur. Bu açıdan FETÖ/PDY isimli şer şebekesini asla küçük görmemeli ve yok etmek için en az ondan on kat daha fazla bir gayretle mücadele edilmelidir.

FETÖ/PDY isimli şer şebekesi ile mücadele ederken sadece polisiye tedbirlerle değil, askeri, dini, siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda yapılacak güçlü mücadele tekniklerine başvurulmalıdır.

Üzülerek ifade etmek istiyorum ki; ülkemizde FETÖ/PDY isimli şer şebekesi bazı kesimler tarafından hep küçük görülmüş ve bundan dolayı da yeterli mücadele yapılamamıştır. Bir de buna goygoycuların “FETÖ/PDY´yi bitirdik. Artık bellerini doğrultamazlar. İnlerine girdik. Vs.vs.” hamasi nutukları da eklerseniz açık biçimde düşmanın küçük görüldüğü neticesiyle karşılaşıyoruz.

Yine üzülerek söylüyorum ki hala FETÖ/PDY isimli şer şebekesi ile mücadelede hala bir üst kurul kurulmamış ve belli bir mücadele stratejisi geliştirilmemiştir.

FETÖ/PDY isimli şer şebekesi ile mücadele “Saldım çayıra, Mevlam kayıra” mantığı ile devam etmektedir.

FETÖ/PDY isimli şer şebekesi ile dini, kültürel, siyasi ve sosyal alanlarda yeterli mücadele edilmediği için son dönemlerde yeni hamlelere girişmiştir. Bunlardan en sonuncusu da Savcımız Mehmet Selim Kiraz´ın şehit edildiği gün FETÖ/PDY´nin yargı içindeki uzantılarının gerçekleştirdiği örgüt militanlarının serbest bırakılması girişimidir. FETÖ/PDY isimli şer şebekesine mensup oldukları açık olan bazı gazeteci kılıklı militanların serbest bırakılması tam anlamıyla bu şer şebekesinin devlete karşı meydan okumasıdır. Zira FETÖ/PDY isimli şer şebekesinin lideri son zamanlarda bir baharın geleceğini söylemiş ve ardından da bu tür tahliyeler birbiri ardını takip etmiştir.

FETÖ/PDY isimli şer şebekesine mensup olan ve hala devletin birçok kurumunda faal olarak faaliyetlerine devam edenler devleti ve hükümeti zafiyete sokarak darbe zemini meydana getirmek için ABD başta olmak üzere her türlü Siyonist ve ahlaksız yapı ile işbirliği yapmaktan çekinmemektedirler.

Neler yapılmalı derseniz, yapılacakları şöyle özetleyebilirim:

FETÖ/PDY isimli suç şer şebekesi 160 ülkede örgütlenen bir yapı olması hasebiyle asla hafife alıp mücadele gevşetilmemelidir. Bu suç örgütünü araştıracak polis, savcı ve hâkimlere başka görevler verilmemeli, bu örgütün araştırılması diğer görevler arasında savuşturulmasına imkân tanınmamalıdır. Örgütün yatay ve dikey yapılanmasını çözmek mutlaka bir üst kurul oluşturulmalı ve bu yapıyı yakından tanıyanlar ve özellikle bu yapıdan kopup deşifre edenler bu kurulanda görevlendirilmeli.

FETÖ/PDY isimli şer şebekesine bağlılıkta “mensubiyet şuuru+itaat kültürü+gassalın elinde meyyit olma inancı+Mehdi ve Mesih gelme beklentisi, vb.” inançlar zihinlere işletilmektedir. Bunları kıracak fikri faaliyetler yapılmalı. Başta Diyanet olmak üzere İslamiyet´i iyi bilen âlimlerden kurulu bir üst kurul kurulmalı ve bu yapının sapkınlıkları ilmi yönden ortaya çıkarılmalı.

FETÖ/PDY isimli şer şebekesine 15 Temmuz öncesi sempati besleyenlerin pişman olmaları için devletin değişik projeler geliştirmesi gerekir. Çünkü bu şer şebekesi bu milletin en zeki çocuklarını alarak devşirmiş ve din ile aldatarak kendisine bende etmiştir. Bu insanlarımızın bu şer şebekesinin elinde kurtarılması devletimizin en öncelikli görevi olmalıdır.

FETÖ/PDY isimli örgütün yurt dışındaki yapılanmalarının zararlarını anlatmak için özellikle bu yapıyla alakalı kaleme alınan kitapların yabancı dillere tercüme edilip bastırılması sağlanmalı, yurt içi ve yurt dışında söyleşiler, paneller, sempozyumlar düzenlenerek yapının nasıl bir şer şebekesi olduğu anlatılmalıdır.

Son söz olarak bir kez daha tekrarlıyorum: Düşmanını küçük görenler her zaman kaybetmeye mahkûmdur. Düşmanını sadece kuvvet kullanarak yenebileceğini düşünenler ise onu ancak yarı yarıya yenmiştir.

NOT:

Yapılacaklarla ilgili geniş bilgiler selimcorakli.wordpress.com ve yenidunyagündemi.com isimli sitelerde yazdığım bu hususla alakalı makalelerde mevcuttur.

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı