Dr. Yaşar Kalafat


Güney Kafkasya-Anadolu Arasında Cadı Okhai Anlatısı (2)

'Ayağına diken batan horoz' isimli çocuk hikayesinde alemden aleme geçiş anlatılır.


 

 

Yaşar KALAFAT

 

Eşi ve iki çocuğundan birisi ölen anne bir süre sonra azığını hazırlayarak Trabzon´a çocuğunu okula vermeye götürürken yolda yorgunluk gidermek için mala verir ve büyük bir kayanın dibinde dinlenirken anne Okhai! Diye inler. Kaya yarılır içerisinden alaca gömlekli ak sakallı bir ihtiyar çıkar. Onlara ne istediklerini neden çağırıldığını sorar ve Dul annenin çocuğunu Trabzon´a eğitime götürdüğünü öğrenince çocuğun eğitimine talip olur pazarlık yaparlar

Okhai, anlaşmalarına göre bir yıllık eğitim süresi bir deneme devresi olacaktır. Çocuk bir yıl içinde bir şey öğrenemez ise onu ücret almadan bırakacak, yetenek görür ise eğitim 3 yıl daha devam edecek ve anne çocuğu için ödeme yapacaktır.   Buluşabilmeleri, aynı kayanın önüne gelip isminin söylenmesinin yeterli olacağını onlara açıklar.

Okhai cadılık öğretiyor tam yetişenleri bırakmıyordu. Kendisinden daha iyi bir cadının olmasını istemiyordu. Bir yılda denenen çocukları evine bırakıyordu

Okhai´nin yanakları kırmızı çok güzel bir kızı vardır ve yeni öğrenciye âşık olmuştu. Onun eğitiminin başarı olması halinde babasının onu bırakacağını da biliyordu. Fırsatını bulup, çocuğun kulağına, “babam sorunca bir şey öğrenmediğini söyle aksi halde babam seni hiç bırakmaz”, der.

Çocuk kızın uyarısına uyar her defasında Okhai´ye bir şey öğrenemediğini söyler. Cadı, onun bırakılmasına karar verir ve annesini beklemeye koyulur. Kadın oğlunun bir şey öğrenemediğini anlayarak onu alıp köylerine dönerlerken, annesinin üzgün olduğunu anlayınca; ona sırrını ve oynadığı oyunu ilerisi için olan tasarılarını da anlatır. Annesine aç kalmayacaklarını istediği zaman inek, öküz, keçi, at, eşek, katır, köpek, kedi, fare, tavuk, kaz, serçe, kurbağa kurt, pire, çekirge, örümcek her ne isterse olabileceğini, onu satabileceğini, tekrar insana dönüşebileceğini söyler. O gün koyun olur annesi tarafından satılır. Sonra insana dönüşüp annesine döner. Bu uygulamaya farklı hayvanlara dönüşerek devam eder.

Bir gün de at olur satmaya götürülürken annesine “sakın gemimi alıcıya verme, satma” der. “Taki ben başımı sallayınca satarsın” diye tembih eder. Ogün bu haber Okhai´ye ulaşır. O, başka bir kimse şekline dönüşerek iki katı ücret ödeyerek atın gemini de satın alır. At o zaman müşterinin Okhai olduğunu anlar. Okhai öğrencisinin kendi eline geçtiğini anlamış ve onun ağzına gemi takmıştır. Bir ara gem onun ağzından kayar ve at güvercin oluverir, Okhai hemen atmaca olur. Güvercin uzaktaki bir köyde kırmızı giysili bir kız görür ona doğru uçar. Onun koynuna girer ve orada çiçek olur. Kız çiçeği koklamaya başlar.

Atmaca dilenciye dönüşüp kıza ne isterse istesin çiçeği kendisine vermesini teklif eder. Duruma annesi şahit olur kızına çiçeği verip gitmesini söyler. Kız çiçeği yere atar, çiçek mısır tanesine dönüşüp orada dağılır. Dilenci horoza dönüşür ve mısırları gagalamaya başlayınca mısır taneleri çakala dönüşürler ve horozu yutar.

Çakal, Okhai´nin yaşadığı büyük kayanın dibine gider çevrede kimseyi göremeyince insana dönüşür Okhai! Diye seslenir. Okhai görünürde yoktur. Çocuk gidip Okhai´nin kızını çıkarıp evine getirir. Annesi gelin getirildi diye sevinir düğün yapılır evlenirler. (2)

Okhai anlatısı alem değişme, don değişme, büyü, kara iye içerikli tipik bir halk inançları-mitoloji-tasavvuf bağlantılı bir anlatıdır. Kara ve ak iyelerin alemden aleme geçme hayvanlar bitkiler, insanlar ve cansız bilinenler arasında geçiş örnekleri içermektedir.

Anadolu halk inançlarının genelinde sık rastlanan bir kara iye vardır. Bu varlık çok kere geceleri ve mezarlık çevresinden veya ıssız yerlerden yalnız geçen kimselere görünür. İlk görüme şekli yalnız bir çocuk şeklindedir. Ona rastlayan yolcu onu atına veya arabasına alır, çok geçmeden, çocuk keçiye, sonra merkebe, en sonunda da tabuda dönüşür. Dondan dona girebilen bu kara iye hava ışımağa başlayınca veya ezan okunmaya balayınca gözden kaybolur.

Aras vadisinde “Ben Bir Cüceli Tavuk Olsam” isimli müzikalin bir benzeridir.         Ayağına Tiken Batan Horoz” isimli çocuk hikayesinde de alemden aleme geçiş anlatılır. Bu anlatı ise, farklı bir üslupla Ziya Gökalp´ın Ala Geyik isimli şiirini andırır. O anlatıda da sevgililer bitkiler, hayvanlar aleminde dolaşarak birbirlerini takip eder sonra insan donunda buluşur birleşirler.

Anlatıda yer alan gemin satılmak istenmesi de Anadolu halk inançlarında yaşamaktadır. At satan gemini satmak istemez. Gemi de alıcıya verecek ise pazarlık bitip at satıldıktan sonda gemi yere koyan yerden tekrar alıp atı alana verir. Adeta yerden icazet almış olur. Bu uygulamadaki inançta atın gerçek sahibinin atın geminin olduğu inancı saklıdır. Benzeri başka örnekler de vardır. Bu inancın derinliklerinde sahiplilik inanç anlayışı vardır.

 

 

 

1- Kaynak, Lazuri Paramitepe, Tbilisi 1982, Lazcadan çeviren Fehime Yazıcı, “Cadı Okhai”, Çveneburi Kültür Dergiisi, Ocak- Mart 2000, S. 35, s.43-44

2 - Özlem Akaltun, “İmerhev Gürcülerinde Cenaze”, Çveneburi Kültür Dergiisi, Ocak- Mart 2000, S. 35, s.42

 

 

 

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı

İsrail, Lübnan'ın güney bölgelerini fosfor bombasıyla vurdu

AB liderleri İsrail'e saldırısı nedeniyle İran'a yaptırım kararı aldı

Yunan bakandan çarpıcı itiraf! Yerli savunma hamlelerine büyük övgü: Türkiye bizden çok ileride!

İsrail'in İran'ın nükleer tesislerini vurmasından endişe ediliyor

MHP lideri Bahçeli: Yeni bir dünya savaşı cinayettir

Avrupa bu itiraf ile çalkalanıyor... Polonya Başbakanı Tusk'tan savaş uyarısı: Hazır değiliz!