Dr. Yaşar Kalafat


Kazakistan´daki Türk Halk İnançları

Bizim yapmak istediğimiz, her defasında da açıkladığımız gibi sadece halk inanç tesbiti değil, sosyal yapının inanca dayalı hususlarına dair estanteneler, kareler yakalamaya çalışmaktır.


 

 

Dr.Yaşar KALAFAT

 

Türk Devletleri Teşkilatı Sekizinci Zirvesi Anısına...

 

Kazakistan´da kaldığımız kısa süre zarfında halk inançları derlemeye çalıştık. Bu münasebetle zahmet edip bize kadar gelen Sınderhan Muradava (78 yaşında Narınkov doğumlu okula gitmemiş) Ana´ya ve bizi kızının evinde köyünden gelerek kabul eden Ahıska Türklerinden Ali Paşa Veyseloğlu´na teşekkürler ediyoruz. Sınderhan Muradava´nın verdiği bilgiye göre, Kazakistan´da halk çocuk edinme konusunda “Verirse Allah Verir” inancı vardır.

Çocuğu olmayan Anne adayım yakınları Baksi´ye götürülürler. Baksi bebek isteyen anne adayına okur ve üfler. “Tututu” yapar efsunlar. Baksi geline “deûısaladı” efsunlardı. Baksiler gezen dolaşan kimselerdir. Kutsal yerlerde dolaşır, kutsal mezarlarda sabahlarlar. Bunlar geline “tomar” yazarlar.

Daha ziyade ‘'boy tomarı” yazarlar. Yazılan tomarlar deriye sarılırlar. Gelinin tomarı almadan, takınmadan evvel yıkanıp temizlenmesi gerekir. Düşük yapan anne adayının düşük yapmasımn önlenmesi için, devenin yününden yapılmış iplik ile düşme sancısının başladığı anda kadının eteğinin ön kısmını dikerler. Bu işlem üçgün üst üste yapılır. Bu uygulamayı Baksi yapabildiği gibi gün görmüş yaşlı hatunlar Kelam-ı Kadim okuyarak da yapabilirler.

Hamile hanıma Kazaklar Juktu (Yüklü) derler. Aşeren kadına Jerik (Yerik) denir. Ekşi gıda maddelerine yerikleyen kadının daha ziyade kız çocuğu olacağına inanılır. Oğlan doğuracak anne adayının canının tatlı gıdalara erikleyeceğine inanılır. Ekşi gıdaları çok arzulayan kadınların doğuracağı kızların çok haşın´-hırcın olacağı inancı vardır. Aşeren annenin isteği karşılanmaz ise bebeğinin sol veya sağ yanağında bir çukur oluşur.

Buna Tıriği (Kan bağan) denir. Kazak Türklerinde eskiden erkek evlat istenirdi “Erkek çocuk aileyi idame ettirir, ailenin çatısıdır” denilirdi. Şimdi kız çocuk istenmektedir. Kızlar aileye daha bağlı olmakta ve “Kız evlat berekettir” denilmektedir. Kazak Türklerinde doğacak çocuk ile ilgili bazı inançlar vardır. “Bala ana karnında ilk depreşende ana kimi görürse bala ana benzer” diye inanılır. Hamile hanım bu döneminde, huysuz hastalıklı ve sarhoş kimselere kesinlikle bakmamalıdır.

Doğacak çocuğun kız veya erkek oluşunu Alla (Allah) tayin eder. Kazak Türklerinde doğan çocuğun göbeyi temiz bir bıçakla kesilir sonra bu bıçak yıkanır ve toprağa gömülür. Gömülme yeri olarak Onbaşağa´mn altı seçilir (evin sağ eşiğinin altı) sonra eşik yıkanır. Kesilen parçanın bıçağa gelen kısmı aşağıya doğru diğer ucu yukarıya gelecek tarzda gömülür. Bu esnada anne kesilen yere bakmam alıdır. Bakması halinde başka çocuğunun olmayacağına inanılır.

Kesilen yer 7 gün sonra kıırur düşer. Bu düşen parça atın çal (Yele)ına takılır. Böylece çocuğun aygır gibi cesur ve atak olacağına inanılır. Çocuk erkek değil de kız ise, bu kuruyup düşen parça biye (Kısrak)nin yelesine takılır. Bu suretle kızın sakin ve uysal olacağına inanılır. Kazaklarda konuşurlarken aniden birisi apşırsa diyerleri dürüst ayıttınız (doğru söylediniz çok yaşayın) derler. Çocuk dünyaya gelince müjdeyi doğumu ilk gören çocuklar verir.

Çocuklar müjde isterler. Süyünsö (müjde) olarak at verilir yok ise para verilir. Kazak Türkleri halk inançlarına göre anne ve bebeği doğumdan sonra 40 gün dolmadan güneş görmemeli, eşiğini dışına çıkarılmamalıdır. Bebek dünyaya gelmeden bebeyin giysi türünden hazırlığım Kazak Türklerinde erkek tarafı yaparken uygur Türklerinde bu hazırlığı kız tarafı yapar Kazaklar da doğumdan sonra “görümlük” yapılır.

Bu münasebetle koyun soyulur. Düğün toyu gibi doğum toyu yapılır. Kelam-ı Kadim okunur hamd edilir hayır dua edilir. Bu toya “Şıldehana” denir. Çocuğun ismini imam koyar ve bu esnada kulağına ezan okunur. Ziyarete gelenler “görümlük” diye bilinen bir hediye getirirler. Gelenler ilkin hediyelerini vermelidir. Bebek ve anne daha sonra ziyaretçilere gösterilir. Bebeğin nazardan korunması için yüzü kapalı (örtülü) tutulur ve şapkasına baykuş tüyü takılır.

Kazakistan´da anneyi ve çocuğunu karaiyelerden, Şaytan (Şeytan)dan korumak için Adrasban otu evin muhtelif yerlerine damına köşe bucağına konur yakılır tususu tutulur. Bir şeye uğrayan ana ve balası mollaya götürülüp okutulur. Bala Kırkından çıkınca bala´ya kına yakılır. Bu uygulama banyosunun suyuna kına katılarak yapılır. Bununla amaç sosumak (diksinme)yi önlemektir. Böylece çocuğun görünmeyenlerin korkutmalarına karşı korunacağına inanılır.

Kazakistan´da geçmişte kızlar 18- 20 yaşlarında evlenirlerken şimdi evlenme yaşı genel olarak 25´dir. Erkekler ise 20-25 yaşlarında evlenirler. Bu yaşlarda evlenmeyen kızlara karı kız (yaşlı kız) denir. Yaşlı kız, (oturgan kız) saygı toplardı. O´nun ileride iyi bir evlilik yapacağı umulurdu. “Oturgan kız iyi evlilik yapar” diye bir inanış vardır. O, kısmetinin açılması sabrını gösteren kızdır.

Büyükler onun için “Allah bahtım açsın imanlı adama varsın” diye dua ederlerdi. “Şimdi evlilikte ölçüler değişti. Şimdi damat adayının zengin olması arabasının olması aranılıyor. Biz büyükler için önemli olan gençlerin aralarında anlaşmalarıdır”. Kazak Türklerinde gençlerin evlenme istekleri geçmişte onların Jenge (yenge)lerine, yengelerin de anne ve babaya dıirumu açmaları şeklinde olurdu. Daha sonra büyüklerin adayı araştırmaları dönemi başlardı. Bu tarz bir evlilikte yuva kuvvetli olurdu. Şimdi gençler kendi başlarına hareket ettikleri için ayrılmaların sebebi burada aranılmaktadır.

Kazak Türklerinde gelin veya damat adayında terbiyelilik, imanlılık, büyüklerine saygılı olmak aranılmaktadır. Serbest kızlara “Ruslaşmış” kız denilmektedir. Bu tür kızları köklü kazak aileler de gelin olarak tercih edilmezler. Bu aileler Rus aileye kızlarını gelin olarak vermezler. Damadın müslüman olması şartı aranır. Müslüman kızın ailesi ve kendisi de saygın olmalı. Eskiden Kazak anne oğlunu yanma alır çevredeki evleri dolaşır gelin adayını bizzat görür, adaydan içmek için su ister onu kontrol eder incelerdi.

Evlilik yöntemi olarak eskiden “Kız Kaçırma” yok iken şimdi uygulanmaktadır. Başlık parası alınır, cehiz hazırlanır. Evlilikte Kazaklar yakın akraba evliliği yapmazlar 7 ata yayarak evlenirler. Amca ve dayı çocukları kardeş sayılırlarlar onlarla evlenilmez. Kazak Türklr» inde it uluması kötü haber emare? ´ olarak bilinir. Bir köpek kurt gibi ... Ulur ise, muhtemel kötü haberden korunmak için “Huday Kut Kara Gör” Allahım bizi koru denilir. Kazak Türklerinde smsa (Ayna) kırılacak olsa o gün ailede kavga çıkacağına inanılır.

Böyle hallerde kırılan aynı parçası ev sahibinin başı etrafında 3 defa dolaştırılıp atılır. Bu uygulama aynanın dışında kırılan şeyler için de yapılır. Ülgen (Yıldız) akarak aşağıya inse, Yamanlıgu (kötülüğe) işaret eder. Böyle hallerde “Yamanlık olmasın yahşilik (iyilik) olsun” diye temenni de bulunulur, dua edilir. Ölüm habercisi olduğuna yorumlanan rüyalar vardır. Sınderhan Muradava bir gün rüyasında (cüsünde) iki burkutun yanyana otururlarken yılanın gelip burkutlardan birisini koltuğunun altından soktuğunu görmüş, ertesi gün Sınderhan´m eri (eşi, beyi) ölmüştür, öleceğini anlayan kimse uzaklardaki yakınlarının da gelmesini onları da görmeyi ister ve onlar geldikten sonra ölür, şeklinde bir inanç vardır.

Taziyeye gidenler “töbe töbe töbe, Allah başka yamanlık verme” derler. Cuma günleri ekmek pişirilir, sofra açdır şelpek yapılır ve ikram edilir, ölüm olayım çevreye diğer yakınları duyururlar. Ölümün olduğu gün ölü evindeki bütün yemek ve kımızlar dökülürler, dışarıya atılırlar. Çadırda hiçbir yiyecek kalmaz bunlara “kan dolmuştur” inancı vardır, ölüm evine ölenin yakın akrabaları at veya yiyecek getirirler.

Başsağlığı dileni - lirken “İmanlı olsun, sonu hayırlı olsun, toprağı torga (hafif, yumuşak) olsun, balalarına huda yahşilik versin” denilir. Kazak Türklerinde ölünün3. günlüğü 7 günlüğü ve yıllığı yapılır. Yakınları 40 gün yas tutarlar 1 yıl sonra yasdan çıkılır. İnanca göre ölünün ervahı (ruhu) 40 gün gitmez. Bunun için 40 gün Cırag (mum) yakılır ve öldüğü yere konulur. Cuma günleri helva ve şelpek yapılır ölünün ruhu için Kelaıjjf-ı Kadim okutulur. ölünün giyecekleri muhtaç durumdaki yakınlarına derilir. Kız balanın 8 yaşma kadar ogîan balanın da 12 yaşına kadar günahız olduğuna inanılır. • Sınderhan Muradova ve Ali Paşa Veyseloğlu ile temasımızı Alaettin Korkmaz bey sağladılar. Koşuşturma dolu 5 günde bu imkanı başka türlü elde edemezdik.

Sınderhan Muradava ile birlikte Maygül Kazdurgonava hanımefendiyi de tamma fırsatı bulduk ses sanatçısı olan Kazdurganova bize “Üsküdar´a gideriken aldı da bir yağmur” parçasını lütfedip okudular hakikaten çok nefis bir sesleri var. Almata´lı bu sanatçımız 1992 Ankara´da bulunmuş, Sayın Cumhurbaşkanımızla tanışmış ve kendisine bir plaket verilmiş. Çok samimi bir hamm efendi idi. Bizi Sınderhan´ın neve (torun)si tanış tirdi. C´na da teşekkür ediyorum. Ali Paşa Veyseloğlu´na bizi damadı Tıp Doçent´i Tfevfık Hasımoğlu (Kürdiye v) götürdü.

Bizi evinde kabul edip bize çok jestler yaptı. Ali Paşa Veyseloğlu Ahıska Türk Kültürünün Kazakistan´da yaşayan evsanesi durumundadır. O´nunla da halk inançları konusunda söyleştik. Ahıska Türklerinde çocuk isteme ve benzeri talepler için Allah´a yalvarıhr. Allah rızası için hayır hasanet yapılır. Kelam-ı Kadim okunur Kurban kesilir. Kurbanın etinin kestiren tarafından yenilip yenilmeyeceği niyete bağlıdır. Bunu Kurban sahibinin niyeti tayin eder. Dilek sahibi çocuğu olması için Oruç´a da niyetlenir. Oruçluluk niyet süresi 3 aydan başlayıp 3 yıla 7 yıla kadar uzayabilir. Mesai a “Bir zurriyetim olsun 3 yıl oruç tutacağım” diyebilir.

Buna “Yıl Orucu´ denir. Ahıska Türklerinde Kelam-ı Kadim okonurken hocanın masasının üzerine “su”, “tuz” gibi şeyler konulurken “toprak” da konulur. Bu toprak Şehit veya Evliya mezarından alınmış olmalıdır. , Okunmuş tuz ve okunmuş su gibi okunmuş toprak da itibarlıdır. Evde saklanır, muhafaza edilir. Çocuk sahibi olma dileyinde olan aileler eskiden “Köle Azadı” da adarlardı. Adak sahibi “bir evladım olursa Allahın izni ile bir, üç köle azat edeceğim” diyebilirdi. Ahıska Türklerinde aşermeye veya yeriklemeye “iştah” veya “istahlanmakistahı çekmek” denir.

Gebe kadının canının çektiği bir şeyi kocası temin eder onun eşinin yemesini sağlar. Temin edememesi halinde doğacak bebeğin vücudunda bir noksanlık olabileceğine inanılır. Ahıska Türklerinde erkek evlat daha makbuldur. Miras itibariyle bu önem artar. Yaygın bir söze göre, “Oğlu Varın Özü Vardır Kızı Varın îzi Vardır” Oğlan çocuğunun vatanı düşmana karşı koruduğuna inanılır. “Allah vergisi olarak hesap edilir” Kız çocuğu için de “Kızlar evin zihnetidir” denilir. Ahıska Türklerinde aile içi sorumluluk itibariyle anneye ve babaya bakmak ailenin küçük oğlunun görevidir, ölen ağabeyisinin dul eşini almak iyi karşılanmaz böyle evlilik yapan erkekler aşağılanır. Emmioğlu ve dayı kızı gibi arkabalarla evlilik yapılabilir. Yedi göbek sayarak evlilik yapma şartı yoktur. Yakın akraba evliliği “vicdana bağlıdır, vicdana kalmıştır” denir.

Çok yakın akraba ile evlilik ayıp sayılır. Doğacak çocuk için “süte çeker” denir. Helal süt emmiş çocuğun iyi ve hayırlı insan olacağına inanılır. “Soya Çekmiş tabiri ile babaya çekmiştik anlaşılır. Çocuklar Süte ve Soya çekerler. Soy-Sop helal süt emmişlik güzellikten önce gelir. Oğullarına gelin adayım aileleri seçerler sonra gençlerin kanaati alınır. Çoğunlukla gençler büyüklerin sözünden çıkmazlar. Ailenin korunmasının önemine inanırlar. Ahıska Türklerinde ailenin reisi babadır. Ahıska Türklerinde göbeyi kesilen bebeğin göbek parçası, o ailenin temelinin altına gömülür. Yeni doğmuş çocuğun müjdesini buluğa ermemiş kız ve erkek çocuk verirler. Ailede çocuğa ismini dedesi veya ninesi verir. Ezan sağ kulağına ismi verilirken değil, dünyaya geldiği zaman verilir.

Ahıska Türklerinde doğumdan sonra gelinin Kırkı doluncaya kadar erkek ve kadının aynı yatakta yatmaları doğru bulunmaz. Bu süre zarfında taraflar yakın durmamalıdır. Doğum yapmış kadım Al basmasm diye eşikte bir mum veya ateş yakılır. Bu ateşin şeytan veya cin türünden varlıkların gelinin odasına eşikten geçerek girmesine mani olacağına inanılır. Kazakistan Ahıska Türklerinde lana sadece geline ve gelinin yengelerine yakılır. Nazardan korunmak için “Nazar Duası” yazdırılır. Bu dua çocuğun boynuna asılır. “Nazar Taşı” ise çocuğun göysüne veya omuzuna dikilir. Çocuk evden çıkınca, ilk okula başlarken, sabahları annesi onun ardından üç ayetel kürsü okur. Çocuğunu kapımn eşiğine kadar uğurlar. Ahıska Türklerinde sünnet toyu mümasili bir uygulama yapılır. Sünnet yapılması için yaşm belirli bir sayıya tekabülü aranılmaz. Ancak YAhudilere benzemesin diye 3. Yaşında sünnet ettirmekten kaçınılır. Sünnetin imkan nisbetinde erken yapılmasına çalışılır. “Kurtardı” denilir. Ayrıca “Hayır Sünneti” yapılır.

Zengin kimse fakir fukaranın çocuğunu Sünnet ettirerek Allah´ın rızasını kazanmaya çalışır. Sünnetlerde mevlüt okutulur. Ahıska Türklerinde evlilik yaşı kızlar için 18 ve oğlanlar için ise 18 yaşdan yukarıdır. Evlenecek çiftlerde erkeğin yaşı kızın yaşından büyük olmalıdır. Evlendirilecek kıza damat adayı için kanaati sorulur. Sorma işini kızın annesi veya kızın arkadaşı üstlenir. Kızların kısmetlerinin açılması için Allah rızasına hayır hasanat verilir. Erkek çocuk evlenmek istiyor ise, arzusunu ablasına söyler, o, annesine annesi de oğlanın arzusunu babaya iletir. Damatda aranılacak vasıflar arasında nesli, soyu sapunuz temiz olması vardır. O´nun atasına, babasına bakılır. Ahlaklı ve kişilikli olması aranılır. Ahıska Ttlrkleri Rus damada kesinlikle kız vermezler.

Kazak Türklerine de pek vermek istemezler. Ahıska Türkleri karşılıklı kız kardeşleri ile evlenirler. Erdel usulu vardır. Ahıska Türklerinde it uluması, kaza bela habercisi olarak kabul edilir. Keza horozlar ilk akşamdan ötünce uğursuzluk olarak kabul edilir. Vakitsiz öten horozun başı kesilir, ölümlerin üstü örtülüdür. “ölümü bir Allahu taala bilir her bir nefes sayılıdır. Nefes bitene kadar hayata kimse müdahale edemez cam kimse alamaz” inancı vardır. “Ecel yaklaşınca ölecek kişi de akıl durulur ölecek kimse m ah suni aşır bu tür kimselere yıldızı düşmüş denilir. Her insanın bir yıldızının olduğuna yıldızı düşen kimsenin öleceğine inanılır.

Ahıska Türklerinde “rüyaların gerçek yorumunu evliya ve embiyalar bilirler” diye inanış vardır. Hanımların rüya yorumlan herşey olup bittikten sonra ben onun rüyasını görmüştüm şeklindedir. ölen birisi için yakınları teselli edilirken daha evvel ölmüş sevilen bir kimseden hareketle “evladım yanına aldı” denir. Ayrıca “Allah sevdiği kulunu yanına alır” diye teselli edilir. Ölüm haberi için “Kara haber” denir. Kimse, kendisi tarafından söylenmesini istemez “neden benden duymuş olsun ki” denir. Ahıska Türklerinde ölünün ardından yapılan ve muayyen günlere tekabül eden uygulamalara “anmalar” denilir. Bunlardan 7 sinin yapılmasından özenle kaçınılır, “ölünün yedisini hıristiyanlar yapar” denilir, ölünün döşeyi ve elbiseleri yakılır veya 1-2 gün içerisinde fakirlere verilir.

(KSim´da Tatar Türkleri özellikle ölünün 9 unu yapmaktan, bugünün Rusların anma günü olduğu için kaçındıklarına şahit olmuştuk. Ahıska Türkleri ise ölünün 7 inci günü anma uygulamalarından bugünün hıristiyanlar a ait olduklarından bahisle kaçınmaktadırlar. Anadolu´da 7 ve 9 un yapıldığı yerler vardır.) Ahıska Türklerinde yas 3, 7 ve 40 -gün sürer. Çok yas tutmak İslama aykırıdır. Yasda ısrarlı davranmak Allahu Taalaya isyan sayılır, ölümde ağlanılır ancak, beyit yakmak üstünü başım yırtmak yoktur. Ölünün adına onun namazlarını geriye kalanlar kılamazlar. Ölünün adına kurbanı kesilir. Bu kurbanın etinin hepsi fakire verilir. Ölü adına hacca gidilmez. Bir diri bir diri için hacca gidebilir ancak vekalet alacak kimsenin hacı alması gerekir. Kazakistan´ın Ahıska Türklerinde, can başka ceset başkadır can Allah katindadır. Can her cuma günü gelir evini dolaşır ev halkının durumlarına bakar. Ölünün ardından 40 gün Yasin okunur. Sonra 40 duası verilir.

Büyük hayır hasanat 52. Gününde verilir. Buluğu ermemiş çocukların cennetlik olduklarına inanılır. Bunların cennetin kapısında annelerini babaları beklediklerine inanılır. Ahıska Türkleri ile ilgili yaptığımız Türk Dünyasının muhtelif yerlerinden derlemeleri evvelce yayımlamıştık. Bu defa Kazakistan´dan da bir renk katmak ve Kazak Türkleri halk inançları ile Ahıska Türkleri halk inançlarım bir arada vermek istedik. Ahıska veya Kazak Türkleri halk inançlarını bu derece dar bir alana sığıdırmak elbette mümkün değildir. Bizim yapmak istediğimiz, her defasında da açıkladığımız gibi sadece halk inanç tesbiti değil, sosyal yapının inanca dayalı hususlarına dair estanteneler, kareler yakalamaya çalışmaktır.

 

 

 

Üst düzey isim İstanbul'da dünyaya duyurdu! Hamas'tan İsrail'e tarihi çağrı

İlham Aliyev: Fransa, Hindistan ve Yunanistan, Ermenistan'ı silahlandırıyor

ABD Başkanı Biden, İsrail ve Ukrayna'yı kapsayan 95 milyar dolarlık yardım paketini imzaladı

ABD'nin Suriye'deki üssüne kamikaze İHA ve roket saldırısı düzenlendi

Zelenski: ABD yardımı, Ukrayna'nın ikinci Afganistan olmayacağının sinyalini verecek

Netanyahu: Hamas'a yakında acı verici darbeler indireceğiz

AB zirvesinde Türkiye'ye ilişkin sonuç bildirisinde Kıbrıs vurgusu

Rus basınında Gazze savaşı: "Biden yönetimi Tahran'a karşı kendi ekonomik tedbirlerini hazırlıyor"

Dubai'de yaşanan sel sonrası bulut tohumlama yöntemi tartışılıyor

Rusya'nın haftalardır düzenlediği en ölümcül saldırı | Can kaybı 18'e çıktı