Mustafa SEVER


Yaşanılan Süreç ve Bir Yazılı Kaynağımız Kutadgu Bilig

Türk insanı düşüncesinde, yaşayışında 'kendi' olarak kalmak isterse, ihtiyacı olan malzemeler yanıbaşında durmaktadır.


 

 

Prof. Dr. Mustafa SEVER

 

Üzerinden çok zaman geçtiği halde güncelliğini, değerini koruyan eserler, klasik olarak adlandırılır. Klasikler, hangi tür eser olursa olsun, insana, topluma yaşanmış, yaşanması mümkün olan örnek olay ve durumları sunan, dolayısıyla da yaşanılan süreçte örnek alınabilecek, güncele ilişkin uyarılar barındıran eserlerdir. Kutadgu Bilig de böyle bir eserdir ve Yusuf Has Hacib tarafından yazılmasının (1069/1070) üzerinden 950 yıl geçmesine rağmen önemini, değerini, güncelliğini korumaktadır.

Küreselleşme olarak adlandırılan yaşanılan süreçte, hemen her devlet varlığını, geleceğini inşa etmede kadim kültürüne müracaat etmekte, klasiklerini ekonomisinde, siyasetinde, edebiyatında, sanatında, vb. güncelleyerek kullanmaktadır. Çünkü, küreselleşmede etkin ülkeler ekonomideki, teknolojideki, iletişimdeki üstünlüklerini kültürlerini yaymada bir araç olarak kullanmakta; dillerini, kültürlerini, yaşama şekillerini homojenleştirici bir üslupla küresel bir kültür, yaşama şekli hâline getirmektedirler. Bu süreç dışında kalınamayacağına, dahası başka bir dünya olmadığına göre, her millet kendi olarak kalabilmede, kültürel bütünlüğünü korumada, hatta evrensel kültüre katkı sağlamada kadim kaynaklarını güncellemekte; siyasetinde, sanatında, gündelik hayatında kullanarak kültürünün nesiller arası aktarımını, dolayısıyla sürekliliğini sağlamaktadır.

Bilge Kağan, 732 yılında kardeşi Kül Tigin adına diktirdiği bengü taşta “Türk budun ertin, ökün” sözleriyle Türk milletine “Düşün, aklını başına devşir, aklınla hareket et” diye seslenir. Bugünün insanının, bu öğüde uyarak önceki nesillerce bırakılan mirasa, bu arada da Kutadgu Bilig´e yönelmesi, Yusuf´un söylediklerine kulak vermesi gerekir.

Yöneten-yönetilen ilişkileri, karşılıklı ödev ve sorumlulukların yerine getirilmesiyle sağlıklı yürür. Ülkenin huzuru, refahı, güvenliği yöneten ve yönetilenlerin ödev ve sorumluluklarının bilincinde hareket etmeleriyle mümkündür. Yusuf´un yaşadığı çağda hükümdar Buğra Han´a söyledikleri, bugün de, bu günün yönetenleri için de geçerlidir. Yöneten/ler, paranın değerini korumalı, kanunları âdil uygulamalı ve yolların güvenliğini sağlamalıdır. Yani, enflasyonu önlemeli, adaleti sağlamalı, yasa önünde herkese eşit muamele etmeli, ayrıcalıklı davranmamalıdır. Dolayısıyla herkesin hukuka, adalete, verilen hükme inancı ve güveni tam olmalı, ticarette veya seyahatte gidilen yoldan emin olunmalıdır.

Yarınından emin olamayan insanlardan, yargılanırken haklının haksızlığa mâruz kaldığı, haksızın/suçlunun cezalandırılmadığı, gideceği yere endişeler içinde yolculuk eden tacirlerden veya yolculardan oluşan toplumda kargaşa hâkimdir. Yusuf, yönetenlerin yönettikleri teb´aya karşı bu üç sorumluluğu yerine getirdikten sonradır ki teb´adan/milletten hak talebinde bulunabileceğini söyler. Buna göre millet, yöneten/ler/in emirlerine uymalı, emirleri yerine getirmeli, vergilerini vermeli, yönetenin temsil ettiği devletin dostuna dostluk, düşmanına düşmanlık göstermelidir. Karşılıklı ödev ve sorumluluklar, aslında devlet ve milletin eşgüdüm içerisinde ilişkilerinin olmasına işaret eder. Yani, herkes hangi makam veya statüde olursa olsun, görevinin bilincinde olmalı, üzerine düşeni yapmalıdır.

Yusuf´a göre, kanunların doğru, âdil uygulanmasıyla her şey düzene girer; zorbalar ve zorbalık yok olur.  Kutadgu Bilig´te yöneten, doğruluğun ve yasanın timsalidir. Yönetenin oturduğu üç ayaklı taht, doğruluk ile hüküm vermeyi, haklıyı ödüllendirmeyi ve haksızı cezalandırmayı işaret eder. Günümüzdeki çağdaş, demokratik devletlerin temel özellikleri de bu şekildedir. Yasalar önünde herkes eşittir ve yasalar hiç kimseye ayrıcalık gözetilmeden uygulanır.

Elbette, Kutadgu Bilig de dâhil olmak üzere, yüz yıllar öncesinden miras kalan bu tür eserlerde ideal insana, ideal topluma ve ideal yaşayışa işaret etme vardır. Yaşayan insanların sözlerinde ve tavırlarında bu idealleri gerçekleştirmeleri, güncele taşımaları esastır. Dünyada pek çok ülke, geleneksel değerlerini küresel etki karşısında koruma ve güncele taşıma çabasındadır. Edebiyatlarında, sinemalarında, tiyatrolarında, gündelik eğlence faaliyetlerinde mitolojilerinden, eski kaynaklardan, ünlü yazarların eserlerinden faydalandıkları görülmektedir. Böylelikle İngiliz İngiliz olarak, Fransız Fransız olarak kalabileceğini bilmektedir. Türk insanı da düşüncesinde, yaşayışında “kendi” olarak kalmak isterse, ihtiyacı olan malzemeler yanı başında durmaktadır.

 

 

Ukrayna: Rusya, başkent Kiev'e seyir ve balistik füzelerle saldırdı

Rus istihbaratı: Fransa, ilk etapta 2 bin askeri Ukrayna'ya göndermek için hazırlık yapıyor

Katillerin gözü döndü! İsrail’den Şifa Hastanesi’ne katliam gibi baskın: Sivilleri acımadan öldürdüler

Uzman isim Türkiye'nin rolünü anlatarak uyardı! Karadeniz'i bekleyen büyük tehlike

Pakistan'dan Afganistan'a hava saldırısı!

Rusya'da seçim: Dünya Putin'i protesto ediyor

Türkiye ve Irak'tan ortak bildiri

ABD uçağından görünen detay! Filistin topraklarına alçak imza

Rusya’da kritik seçim! Halk sandık başında: Putin yeniden mi geliyor?

Zelenskiy, Ukraynalıların Rusların Avrupa'ya geçişini engellediğini söyledi