Tarih: 09.10.2013 14:34

“ABD, Türkiye’ye teknoloji satmakta kıskanç davranıyor”

Facebook Twitter Linked-in

Haber Merkezi

Türkiye, kendi füze sistemini geliştirme yolunda çok önemli bir aşamayı başarıyla geçti. İlk yüzde yüz yerli alçak irtifa hava savunma sistemi HİSAR-A`nın ilk deneme atışı Tuz Gölü’nde gerçekleştirildi. Radar, komuta kontrol ve atış kontrol sistemleri ASELSAN, füze sistemleri ise ROKETSAN tarafından geliştirilen HİSAR-A`nın ilk deneme atışları başarıyla sonuçlandı. Yapılan testlerde füze, fırlatma aracından sorunsuz bir şekilde ayrıldı ve hesaplanan yörüngede kararlı bir şekilde uçuşunu tamamladı. 2 yıldır üzerinde büyük bir gizlilikle çalışılan füzeler sayesinde Türkiye, bu konuda yıllardır yaptığı dışarıdan alımdan kurtulacak.

Öte yandan, Türkiye`nin uzun menzilli füze ihalesinde Çinli bir firmayı tercih etmesine ABD ve NATO`nun tepkisi sürüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, gelişmeden ciddi kaygı duyduklarını söyledi. Sözcü, 'Türk hükümetinin, NATO sistemleriyle veya kolektif savunma kabiliyetleriyle birlikte çalışmayacak bir füze savunma sistemi için ABD’nin yaptırım uyguladığı bir şirketle sözleşme görüşmeleri hakkında ciddi kaygılarımızı ilettik' dedi.

Bir açıklama da NATO Genel Sekreteri Rasmussen`den geldi. Rasmussen, 'Türkiye`nin satın alacağı sistem, üye devletlerin sistemleriyle uyuşmalı. Bizim için önemli olan üye devletlerin satın aldıkları sistemin diğer devletlerdeki sistemlerle uyuşması. Türkiye`nin bu kurala uymasını bekliyorum. NATO üyesi olmak bu tutumu almayı gerektiriyor' dedi.

Türkiye`nin silah ve savunma sistemi üretme politikası nedir? İstanbul Aydın Üniversitesi Ulusal Güvenlik ve Strateji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Sait Yılmaz, ilk yüzde yüz yerli alçak irtifa hava savunma sisteminin ilk deneme atışını gerçekleştirmesini RS FM’e değerlendirdi. Yılmaz, bu füzeler sayesinde Türkiye’nin, dışarıdan alımdan kurtulacağını söyledi.

Yılmaz, “Hem teknoloji transferi hem de yerli katkı üzerine HİSAR-A bizim alçak hava savunma sistemlerimizi temel teşkil edecek olan proje. 8 ile 15 kilometre irtifadaki hava hedeflerini vurmaya yönelik bir sistem” dedi.

Sait Yılmaz: Son yıllarda, Türkiye’nin ve Türkiye gibi bazı diğer ülkelerin özellikle hava savunması konusunda önemli bir zafiyeti ortaya çıktı. Türkiye’nin de kendi savunmasını gerektiği zaman bağımsız olarak yapabilmesinin şartları ortaya çıkıyor. Patriot’ları almaya kalktığı zaman Amerika bunu vermiyordu. Ama ne zaman biz Rusya’dan S-300’leri almaya kalktık, Amerika Birleşik Devletleri devreye girerek bu füzeleri bize satmaya kalktı.

“ABD BİZE TEKNOLOJİ SATMAKTA KISKANÇ DAVRANIYOR”

Amerikalılar bir kere bize teknoloji satmakta çok kıskanç davranıyor ve Türkiye‘nin bu güne kadar bu konudaki taleplerine çok sıcak bakmadılar. Türkiye de kendisi bazı projeler geliştirme yoluna gitti. Çünkü Amerika verse bile bunu daha çok hazır alım şeklinde vermeye çalışıyor. Halbuki Türkiye’nin savunma tedarik politikası artık hazır.

“15 KM. İRTİFADAKİ HAVA HEDEFLERİNİ VURABİLECEK BİR SİSTEM”

Hem teknoloji transferi hem de yerli katkı üzerine bu HİSAR-A bizim alçak hava savunma sistemlerimizi temel teşkil edecek olan proje. 8 ile 15 kilometre irtifadaki hava hedeflerini vurmaya yönelik bir sistem. Şuan ASELSAN ve ROKETSAN tarafından bunun ilk denemesi yapıldı. Bu daha yeni bir deneme ve projenin gelişmesi daha 1-2 yıl alabilecektir. Bunun hemen akabinde de HİSAR-A’dan hariç HİSAR Alçak ve HİSAR Orta “HİSAR-O” dediğimiz aynı zamanda yine ASELSAN ve ROKETSAN tarafından geliştirilmekte. Türkiye Amerika Birleşik Devletleri’nden alamadığı bu sistemleri kendisi teknoloji üreterek giderme durumunda.

“SURİYE HELİKOPTERİNİN DÜŞÜRÜLMESİ TETİKLEYİCİ OLDU”

Bundan yaklaşık birkaç ay önce Suriye’deki bir helikopterin sınırlarımızdan paralel uçarken düşürülmesi, Türkiye’nin artık etrafındaki krizlerde biran evvel kendi hava savunma sistemini kurması yönünde tetikleyici oldu.

“ÇİN’İN VERDİĞİ YERLİ KATKI YÜZDE 30”

İşte bu yönde Türkiye Çin’in ve Amerika’nın ve diğer ülkelerin de dahil olduğu pek çok ihale içinde Çinlileri seçmek durumunda kaldı. Mesela Çin bunu bize 24 ayda teslim edecekken Amerika Birleşik Devletleri 60 ayda teklif etti. Çin’in verdiği yerli katkı yüzde 30 iken Amerika’nın verdiği yerli katkı yüzde 11’i geçmiyordu.

“AMERİKALILAR SAMİMİ DEĞİLLER”

Aslında daha önceki projelerde görüldü ki; Amerikalılar bu sistemleri bize verirken çok da samimi değiller. Çünkü projeyi uygulamaya geçtiği zaman bunun içine konulan özel bazı gizli provizyonlar, bazı kullanımla ilgili şartlar Türklerin elini kolunu bağlamaktaydı. Şimdi de yakın zamanda gelişen ilişkilerimiz ve bu ilişkiler kapsamında da bu güne kadar Çinlilerin performanslarında görülen güven ve bu silahları da biran önce temin etme ihtiyacı, özellikle teknoloji transferi ve yerli katkı payı bakımından Türkiye için daha cazip bir politika oldu. Bu nedenle Türkiye şuanda sorunlarına çözüm bulabilmek için acil olanları hazır alım, özellikle alçak ve orta menzil için de kendi teknolojisini geliştirme yolunda önemli bir adım attı.

İstanbul Aydın Üniversitesi Ulusal Güvenlik ve Strateji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Sait Yılmaz, Türkiye`nin uzun menzilli füze ihalesinde Çinli bir firmayı tercih etmesine ABD ve NATO`nun tepkisini de yorumladı. “Amerikalıların eleştirilerini anlamak mümkün değil” diyen Yılmaz, “Hem silah vermiyorsunuz, verirken de 5 yıla yayıyorsunuz. Bu 5 yılda neler olacağı belli değil” ifadesini kullandı.

Sait Yılmaz, Türkiye’nin hem kendi teknolojisini geliştirmek hem de teknoloji konusunda Çin ve Rusya da dahil komşu ülkelerle işbirliği yapmak konusunda önemli bir adım attığını vurguladı.

Sait Yılmaz: Amerika Birleşik Devletleri tarafından eleştirilen bir konu var. O da entegrasyon konusu. Bu entegrasyon sorunu da bu ihalede öngörüldü ve yaklaşık yarısı Amerikalıların çalıştığı Ayasaş firması, 46 milyon dolarlık bir sözleşme dahilinde bunun NATO sistemleriyle entegrasyonu konusunu garanti etti.

“ABD HEM SİLAH VERMİYOR HEM DE 5 YILA YAYIYOR”

Burada Amerikalıların eleştirilerini anlamak mümkün değil. Hem silah vermiyorsunuz, verirken de 5 yıla yayıyorsunuz. Bu 5 yılda neler olacağı belli değil. O anda Türk- Amerikan ilişkilerinin gideceği konjonktür, dünyadaki gelişmele belli değil. Türkiye bunu karşılayamaz çünkü çok riskli bir bölgedeyiz. Dolayısıyla burada Amerika’nın eleştirilerini çok haklı görmemiz mümkün değil.

“TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR ADIM ATTI”

Türkiye hem kendi teknolojisini geliştirmek hem de teknoloji konusunda Çin de, Rusya da dahil komşu ülkelerle işbirliği yapmak konusunda önemli bir adım atmıştır. Ama sadece teknoloji yetmez bunun dışında da Silahlı Kuvvetler olarak aslında bölgemizdeki mevcut krizlere yönelik yeni bir harekat konseptini ve güvenlik anlayışını geliştirmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —