• BIST 100

    10643,58%3,14
  • DOLAR

    32,21% 0,07
  • EURO

    35,02% 0,17
  • GRAM ALTIN

    2501,23% 0,05
  • Ç. ALTIN

    4002,98% 0,00

1950´Li Yıllardan Zihin Kontrolüne Dair Dersler

1950´Li Yıllardan Zihin Kontrolüne Dair Dersler

Jesse Morton evden kaçıp Grateful Dead´in turnesine katıldığında ve 1990´lı yılların ortalarında konserlerden kalan zamanlarda uyuşturucu girdabında yaşamaya başladığında 16 yaşındaydı.

 

Sarah Marks ve Daniel Pick *

Jesse Morton evden kaçıp Grateful Dead´in turnesine katıldığında ve 1990´lı yılların ortalarında konserlerden kalan zamanlarda uyuşturucu girdabında yaşamaya başladığında 16 yaşındaydı.

Uyuşturucu kullanırken yakalanıp hapse atıldı ve Virginia´da hapiste radikalleşti. Bin Ladin, onun için bir idol oldu ve kendisi de El Kaide için eleman devşirmede nam saldı. Pentagon´a uzaktan kumandalı, patlayıcılarla dolu bir uçağı gönderme girişiminde bulunan bazı kişilere de ilham kaynağı olduğu söyleniyor. Karşı safa geçip FBI için çalışmaya başladıktan sonra, daha önceleri Batı ile mücadele etmesi için yetiştirdiği kişilerin kalpleri ve zihinlerini geri kazanmak üzerine yeni bir kariyer peşinden gittiği de yaygın olarak söyleniyor. Ağustos ayında New York Times´a konuşurken, kendisini “%100 radikalleşmekten uzaklaşmış” olarak tanımladı.

Morton, kendi vakasına dair özel bir psikolojik yorum getiriyor. Kendisini, sıkıntılı çocukluğunda daha sonra hayatını değiştiren kararların tohumlarını ekmiş biri olarak görüyor: İhanete uğramışlık duyguları, onu annesinin istismarlarından koruyamayan bir okulda kuluçkaya yattı. Morton, delikanlılık yıllarında intikam alma arzularının canlandığına ve köktenciliğin kutuplaştırıcı söylemine ve Batı´ya düşman olan akıl hocalarına doğru savrulduğuna inanıyor.

Peki bu insanlar nasıl ve neden “bu hale geldiler”? Yetenekli bir “radikalleştirici” veya “radikalleşmeden uzaklaştırıcı” bir kişi, insanın bilinçli niyetini ne kadar baypas edebilir? Tüm bunlar yeni bir merak konusu gibi görünüyor; ancak aslında bu konuları daha önce de gündeme getirmiştik. Uzun vadeli bir perspektif yararlıdır: Radikalleşme konusunda mevcut argümanlar, daha önceleri 20.yüzyılın “beyin yıkama” korkularıyla kıyaslanıyor.

Wellcome Trust´ın fonladığı ve Birkbeck, Londra Üniversitesi merkezli “Gizli İkna Ediciler” başlıklı ekip-temelli bir araştırma projesinde, beyin yıkamanın tarihini inceliyoruz: 1950´li yıllarda aydınlığa kavuşan ve psikoloji ile bağlantılı mesleklerin uzmanlığını odak noktasına yerleştiren fikirler, deneyler, kurgular, efsaneler ve politikalar.

Bu açıdan bakıldığında, Morton´un yaşadığı benzeri olaylar ve bu olayların konvansiyonel olarak nasıl yorumlandıkları tanıdık bir nüans kazanıyor. Gerçekten de, zihin kontrolünün geçmiş ve şimdiki korkuları arasında bariz farklar var. Ancak, zihnin ve grubun niteliği konusunda konuşulmamış varsayımlar üzerinden uzmanların nasıl geri adım attıklarını da belirtmek gerekiyor.

Keza, bu “radikal ötekilerin” yaşantılarını bir dizi klişe üzerinden aktarıyoruz. Soğuk Savaş´ın beyin yıkama konusundaki literatürünü gün ışığına çıkarmak, bir diğer sebeple önemli: Bu konuda yarım yüzyıldan uzun zamandır ortaya çıkan birçok önemli yorum, halen anımsanması gereken bakış açıları sağlıyor.

Terörist zihniyet mi?

Haberin devamı :  http://asam.org.tr/1907-2/



22.5° / 13.7°

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor