Tarih: 11.02.2018 10:10

AB-Rusya İlişkileri Nereye Gidiyor?

Facebook Twitter Linked-in

 

Ukrayna krizi, Rusya ile Avrupa Birliği arasındaki merkezkaç ilişkinin temel yönlendiricisi haline geldi; ancak başlangıç noktası değildi. İlişki, özünde 2000´li yılların başında AB´nin doğuya doğru genişlemesi ve 2004 yılında Ukrayna´da yaşanan Turuncu Devrim´den bu yana özellikle durgun seyrediyor. Önemli miktarlardaki ticaret hacmi, Brüksel ile Moskova arasındaki artan jeopolitik rekabeti telafi edemiyor. AB, ortak komşu bölgesinde bir reform gündemini teşvik ederken (çekimser bir revizyonizm pozisyonundan), Rusya ayrıcalıklı çıkar alanını korumayı arzu etti. 

2014 yılı bir oyun değiştirici oldu; keza o tarihten itibaren AB artık etkileşimsel işbirliği modelinin zevahirlerini idame ettiremedi. Doğu Ukrayna´da Malezya´ya ait MH-17 uçak trajedisinde yüzlerce AB vatandaşının ölümü bir zirve noktası oldu ve Rusya´ya dostane yaklaşan birçok AB üye ülkesi açısından bile Moskova´ya karşı anlamlı ekonomik yaptırımlar dayatılmasını engellemek imkansız hale geldi. 

2014 yılında yaşanan bu zirve noktasından sonra AB-Rusya ilişkilerindeki kilit gelişmeler nelerdir? Önümüzdeki üç ila beş yıl içerisinde ikili ilişkilere dair nasıl senaryolar söz konusu? Üç temel olasılığı öngörmek mümkün: 

Muğlak bir tablo söz konusu ve üç senaryodan hiçbirinin tam olarak gerçekleşmemesi olası. (1) 

Avrupa Birliği: “Ne Yardan Ne Serden” Çözümü Arayışı 

AB, Ukrayna konusunda Rusya ile derin bir çatışma içerisinde. Doğu Ukrayna´daki barış sürecinin ana sponsorlarından Almanya ve Fransa´nın diplomatik prestiji de tehlikede. Her ne kadar karşılıklı yaptırımlar rejiminin genişletilmesi, bazı AB üye ülkelerine ciddi ekonomik kayıplar yaratsa da, AB Konseyi 2015 yılı Mart ayında yaptırımların Minsk II barış planı uygulanana dek yürürlükte kalması gerektiğine karar verdi. Dolayısıyla, Ukrayna, yaptırımlar kaldırılmadan önce Rusya ile sınırları üzerinde egemen denetimi tesis etmeli. 

Bununla birlikte, daha geniş çerçeveden bakıldığında Brüksel, Rusya politikası konusunda kaybeden tarafta görünüyor. AB´nin konuya dair yakın tarihli belgeleri ikna edici değil. Üye ülkeler için kabul edilebilir olan ve bir vizyon veya eylem planı sunan bir uzlaşı formülüne dair çaresiz bir arayış içerisinde olunduğunu gösteriyor. Avrupa Birliği Komisyonu´nun 2015 yılı Kasım ayında hazırladığı bir belge olan Avrupa Komşuluk Politikası´nın gözden geçirilmesi ise, şununla sınırlı: “AB´nin Rusya Federasyonu ile olan ilişkileri, Kırım ve Sivastopol´ün yasadışı şekilde ilhak edilmesi ve Doğu Ukrayna´nın istikrarsızlaşması sonucunda bozuldu”; “Birçok bölgesel konuda, koşullar elverdikçe yapıcı bir işbirliğine gidilmesi yararlı olacaktır.” 

Avrupa Birliği´nin 2016 yılı Haziran ayında kabul ettiği Küresel Stratejisi, biraz daha uzun bir açıklama içeriyor; ancak özünde AB´nin Rusya´dan beklentisinin “uluslararası hukuka ve Avrupa güvenlik düzenini destekleyen ilkelere tam riayet edilmesi” olduğunu ve Kırım´ın ilhakını kabul etmeyeceğini, “çıkarlar örtüşürse ve örtüştüğünde işbirliğine gitmek üzere Rusya´yı angaje edeceğini” yineliyor.

Yazının devamı için : http://asam.org.tr/ab-rusya-iliskileri-nereye-gidiyor/




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —