Yunanistan Başbakanı Miçotakis´in, Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin artık Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye ilişkileri için belirleyici olduğu mesajını değerlendiren Rus uzman Kudryaşova, Türkiye´nin Doğu Akdeniz´de kendi ulusal çıkarlarını savunduğunu ama bu konuda AB ve NATO´dan destek beklememesi gerektiğini belirtti.
Libya ziyaretinden dönen Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, Libya hükümetinin Yunanistan ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasıyla ilgili doğrudan görüşmeler başlatmaya hazır olduğunu açıkladı.
Türkiye ve Libya arasındaki deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının iptali için çabalayan Miçotakis, bu yönde elde edilen başarıda AB´nin rolüne dikkat çekerek Yunanistan ve Türkiye arasındaki ihtilafın artık neredeyse Türkiye ve AB arasındaki karşı durmaya dönüştüğünü kaydetti.
Bu arada Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, Türkiye ile imzalanan kıta sahanlığı anlaşmasının devam edeceğini vurguladı. Dibeybe, Türkiye ile ilişkilerin karşılıklı anlayış ve tüm Akdeniz ülkelerinin çıkarlarına saygıya dayalı olması gerektiğini söyledi.
Moskova Devlet Dışişleri Üniversitesi (MGIMO) İktisat Teorisi Bölümü öğretim görevlisi, Avrupa-Atlantik Güvenliği uzmanı Doç. Yuliya Kudryaşova, Sputnik´e açıklamasında, şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye´nin, özellikle enerji alanında Libya ile işbirliğine olan ilgisi anlaşılabilir. Bu, Türkiye´yi Libya ile deniz alanlarının sınırlandırılması mutabakatını imzalamaya sevk etti. Türkiye´nin Kıbrıs, Ege Denizi ve diğer konularda çıkarlarını savunması da anlaşılabilir. Ankara, Doğu Akdeniz´deki hedeflerine ulaşmak için belli bir ilkelerine bağlılığını sergileyerek cepheleşme sonuçlarına katlanmaya hazır olduğunu gösterdi. Savaşa hazır olma durumuna yapılan vurgu diplomatik çabaları bir kenara itti. Türkiye bu politikasını sürdürseydi izole olma riskiyle karşı karşıya kalırdı. Çünkü bu durumda Türkiye yalnız. Ne AB, ne de NATO tarafından destek var. Türkiye er ya da geç gerilimi azaltmak ve Yunanistan ile ihtilafı siyasi yollarla çözmek için geri adım atmak zorunda kalacaktı. Gerçi bu sorunu sonuna kadar çözmek mümkün olmayacak. Ama en azından uluslararası topluluk tarafından kınanan sivri uçları yumuşatmaya çalışabilir”.
“Mevcut durumda, AB, Türkiye ile görüşmelerde aslında Yunanistan´ın avukatı rolünü oynuyor” diyen Kudryaşova, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AB´nin görüşüne göre bu çok doğal. Çünkü Yunanistan AB üyesiyken Türkiye sadece bir aday. Bu yüzden Türkiye´nin, Yunanistan´ı kenarda bırakarak AB ile anlaşmaya varabileceği veya Brüksel´in, Doğu Akdeniz konulu görüşmelerde Yunan gündeminden vazgeçeceği yönündeki umutlar gerçek durumu yansıtmıyor”.