Başkan Obama’nın Paris yürüyüşüne katılmaması, dünya liderlerinin teröre karşı birlik mesajı verdiği bir eylemde liderleri yalnız bıraktığı şekilde yorumlandı ve büyük eleştiri aldı. Yürüyüşe Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ve İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu da katıldı.
Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, basın brifinginde bu konuda pişmanlık duyduklarını sonunda söyledi:
“Daha üst düzeyde temsil edilmemiz iyi olurdu.”
Başkan Obama Fransa’nın acısını paylaştığını söyledi ancak saldırıdan sonraki günlerde iç konulara yoğunlaştı. Amerika içinde çıktığı gezinin gündeminde ekonominin düzeltilmesi ve işsizliğin azaltılması vardı. Tennessee’de Cuma günü yaptığı konuşmada Obama, Fransa halkının üzüntüsünü paylaştı.
Obama: “Fransız halkının, Amerika’nın yanlarında olduğunu ve olacağını bilmesini istiyorum. Saldırıdan doğrudan etkilenen aileler için dua ediyoruz. Fransa halkının acısını paylaşıyoruz. Dost ve müttefik iki ülke olarak ortak değerlerimizi savunmaya ve onlar için mücadeleye devam edeceğiz.”
Beyaz Saray Sözcüsü, Başkan’ın Fransa’ya gitmemesinin bir nedeni olarak da hazırlık için çok az zaman bulunmasını gösterdi.
John Earnest: “İster Başkan, ister Başkan Yardımcısı olsun, böyle üst düzey bir seyahat için, çok sıkı güvenlik önlemi alınması gerekiyor ki bunu bu kadar kısa süre içinde yetiştirmek imkansızdı. Ayrıca bu kadar kalabalık bir yürüyüşte de çok ciddi güvenlik önlemleri alınması gerekiyor.”
Yürüyüşe Amerika adına Dışişleri Bakanının Avrupa’dan sorumlu yardımcısı Victoria Nuland ve Amerika’nın Paris Büyükelçisi katıldı.
Siyasi gözlemciler, böyle durumlarda sembolik de olsa desteğin önemli olduğunu vurguluyor ve 11 Eylül saldırılarından sonra Amerika’ya gelen ilk yabancı liderin, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac olduğunu hatırlatıyor.
Beyaz Saray’ın açıklamakta zorlandığı bir nokta da terörle mücadele görüşmeleri için o sırada Paris’te bulunan Adalet Bakanı Eric Holder’ın neden yürüyüşe katılmak için yönlendirilmediği oldu.
Siyasi yorumcular, Başkan Obama’nın sembolik olmakla birlikte çok önemli bir fırsatı kaçırdığı görüşünde birleşiyor.
Buarada Fransa’ya gitmeye hazırlanan Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry, Amerika’nın dayanışma yürüyüşünde üst düzey temsil edilmemesi yüzünden aldığı eleştirileri reddetti.
Kerry, bu açıklamayı, Amerika’daki bazı basın yayın organlarının Amerika’nın 40‘dan fazla dünya liderinin katıldığı yürüyüşte neden üst düzey bir heyet tarafından temsil edilmediğini sorgulaması üzerine yaptı.
Bakan Kerry, Hindistan ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, aldığı eleştirilerin yersiz olduğunu söyledi ve Obama Yönetimi’nin tavrını savundu.
Kerry, Fransız kamuoyunun Amerika’nın terör saldırıları karşısında duyduğu üzüntüden ve bu zor zamanda Fransa’nın yanında durduğundan en ufak bir kuşku duymadığına inandığını belirtti.
Amerika’nın terör saldırılarıyla yakından ilgilendiğini kaydeden Dışişleri Bakanı, saldırıların meydana geldiği andan itibaren Fransa’yla istihbarat alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Hindistan ve Pakistan’ı ziyaret eden John Kerry, Washington’a dönmeden önce Perşembe günü Fransa’ya uğrayacak.
Kerry, ”Herkesin bildiği gibi daha önceden planlanan bir resmi ziyaret amacıyla Hindistan’dayım. Fransa’da olmayı çok isterdim, ancak Hindistan ziyaretim nedeniyle bunu gerçekleştiremedim. Hindistan’a verdiğim taahhüdü yerine getirmem de çok önemli” dedi.
Dışişleri Bakanı Kerry, Fransa’da Dışişleri Bakanı Laurent Fabius’la görüşecek, mizah dergisi Charlie Hebdo’nun Paris’teki bürosuna ve kentteki bir Yahudi marketine girişilen terör saldırılarında ölenleri anacak.
Saldırıdan sonra dünyanın dört bir yanından milyonlarca kişi Charlie Hebdo dergisine destek Verdi, El Kaide ve IŞİD’e bağlı olduklarını söyleyen saldırganlar çok sert bir biçimde kınandı.