9470,18%1,09
34,56% 0,25
36,03% -0,55
2994,82% 1,12
5006,23% 1,01
Herhalde gençlik dönemime rast gelmesi nedeniyle sosyal medyada son günlerde sürekli karşıma 80`li; 90`lı yılları anlatan haberler çıkıyor. Gerçekten o yıllar benim kuşağım için çok daha güzel, gerçek ve doğaldı. 80`ler 90`lar nasıl sosyal olarak daha renkliyse 90`lı ve 2000`li yılların Amerikan siyaseti de birçok açıdan daha heyecanlıydı. En azından o dönemin Amerikan başkanları Bill Clinton ve Barack Obama; günümüzün liderlerine kıyasla çok daha nitelikliydi. Yaklaşmakta olan 5 Kasım 2024 Amerikan Başkanlık Seçimleri bana bunları düşündürttü.
Peki, 5 Kasım seçimlerini kim kazanacak; Amerika ve dolayısıyla dünya ekonomisini nasıl etkileyecek. Mevcut anketleri dikkatli şekilde analiz ettiğimde Demokrat Parti`nin adayı Kamala Harris`in Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump`a kıyasla seçilme olasılığı daha yüksek. Tahminim Amerikan seçim anketlerine dayanıyor. Özellikle 2016 Hillary Clinton – Donald Trump seçiminde birçok anket firması yanıldı. O nedenle genel olarak anketlere tekil olarak karşı çok dikkatli ve güvensiz olunması gerektiğini düşünüyorum. Ancak yine de 2016 seçimlerinde 2-3 anket firması isabetli tahmin yapmıştı. 2020 seçimlerinde birçok anket firması isabetli tahmin yapsa da ben hala sınırlı sayıda ankete güvenebiliyorum. Bunlar LA Times/USC Tracking; Gravis; IBD/TIPP ve Fox News… Bu anketlerin bazı noktalarda ciddi hataları olabilir ancak nispeten daha tarafsızlar; ya da en azından Harris lehine torpil geçmeyeceklerini düşünüyorum. Bu anketler hem nihai seçim sonuçlarında çok da anlamı olmayan ülke genel oylamasında; hem de seçimin sonucunu belirleyen kritik eyaletlerde Kamala Harris`in iyi performans gösterdiğini işaret ediyor. Bu anketler nispeten yakın tarihli. Daha da kritik olan Trump, suikaste uğradı ancak bu suikasta rağmen Trump`ın oyları artmadı ama Demokrat Parti`nin oyları arttı.
Bütün bu anlattıklarıma rağmen şu an seçim sonuçlarını belirleyecek kritik eyaletlerde hala Trump`ın önde olduğunu unutmayalım. Bu nedenle seçimi öngörmek zor. Ancak 2020 seçimlerinde Amerika`da müesses nizamın ve kurumları nasıl Trump aleyhine çalıştığını gördük. Bu seçimlerde de Trump karşıtı kurumsal dinamikler aktif. Trump ilgili eyaletlerde tabanını konsolide etmiş görünse de Kamala Harris bu eyaletlerde kampanyaya yeni başladı. Ayrıca 17 Eylül ayındaki FED toplantısında kesin faiz indirimi gelecek görünüyor. Bu senaryo ekonomiyi hareketlendirecektir ki şimdiden faiz indirimi beklentisi konut kredilerin indirmeye yetti. Bu da Harris`e ilave oy olarak yazacaktır.
Evet seçim öngörüşümüzü Kamala Harris favori ancak yarış başabaş diye noktalayabiliriz.
Artık Başkan adaylarının ekonomiye olası etkilerini inceleyebiliriz. Kamala Harris kazanırsa mevcut ekonomik politikalar devam eder. Harris`in olumlu veya olumsuz bir etkisi olmaz. Ancak genel olarak Amerika`nın kriz riskini önemli ölçüde atlattığını söyleyebiliriz.
Peki, Trump gelirse ne olur. Ekonomik ciddi ölçüde hareketlenir düşüncesindeyim. Trump özellikle reel ekonomiyi halk tabiri ile sokak ekonomisini iyi biliyor. Parasal genişlemeyle bile olsa faizleri düşürüp harcama ve yatırımları artıracaktır. Türk ihracatçıları açısından iki açıdan Trump`ın olumlu etkisi olacaktır. Birincisi Amerika`da tüketim artacağı için Türkiye`nin ihracatı da artacaktır. Ayrıca Trump, Amerika`nın Çin`den ithalatını daha fazla sınırlayacağı için Türkiye için daha fazla imkân olacaktır.
Ancak iki başkan alternatifinde de Türkiye adına kritik bir risk görünmüyor. Bu da günümüzün olumlu görüşü olsun…