Raphael Marshall, kimin uçağa binebileceğini seçme sürecinin keyfi olduğunu ve yardım için ricalar içeren binlerce e-postanın okunmadığını söyledi.
Dönemin Dışişleri Bakanı Dominic Raab´ın karar vermekte yavaş olduğunu da sözlerine ekledi.
Raab, BBC´den ders alınacağını, ancak İngiltere´nin diğer ülkelere kıyasla iyi bir iş çıkardığını söyledi.
İngiltere tarafından iki hafta içinde Afganistan´dan 15.000 kişinin tahliye edildiğini, 'hatırlanan en büyük operasyon' olduğunu ve ABD dışındaki herhangi bir ülkeden daha fazla sayıda olduğunu söyledi.
Bay Raab, karar vermesine yönelik eleştirinin 'nispeten daha genç bir masa görevlisinden' geldiğini, ancak asıl zorlukların, Whitehall´dan kararlar almak değil, yerde başvuranların kimliklerini doğrulamak ve onları Kabil´deki havaalanına güvenli bir şekilde götürmek olduğunu söyledi.
Diğer eleştirilerin 'operasyonel baskılar ve koşullardan oldukça farklı' olduğunu söyledi.
Afganistan dışına havayoluyla 15.000 kişi Taliban başkent Kabil´in kontrolünü eline alması sonrasında, 5000 İngiliz uyruklu, 8000 Afganlar ve 2.000 çocuk dahil.
Dışişleri Komitesi´ne verdiği yazılı ifadede Marshall, İngiltere ile bağlantıları nedeniyle risk altında olan 150.000 Afgan´ın tahliye için başvurduğunu, ancak %5´ten azının herhangi bir yardım aldığını söyledi.