Peter Spiegel
Yaşlanan iki Kıbrıslı siyasetçi, Lefkoşanın eski şehir merkezinde bir terasta dostça sohbet ediyor. Bu, normalde heyecan yaratacak bir olay değil.
Ancak Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Anastasiadİs geçen ay yeni seçilen Kıbrıslı Türk mevkidaşı ile Lefkoşanın kuzeyinde kahve içtiğinde bunun sembolik değeri heyecan verici oldu.
Çünkü bu olay, iki toplumun liderlerinin paylaştıkları ancak 40 yıldır bölünmüş bir Ada`da yeşil hattı birlikte geçmeleri anlamına geliyordu. İkili daha sonra BMnin belirlediği tampon bölgeden Ada`nın güneyine doğru geçti. İkili, Ledra Sınır Kapısı`nın iki tarafında da baş döndürücü şekilde, sevinçten havalara uçan bir kalabalık tarafından karşılandı.
Bu yeni coşkunun kaynağı büyük ölçüde uzun süredir Ada`nın yeniden birleşmesinin savunucusu olan, 67 yaşındaki Akıncı idi. Akıncı, nisan ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zafer kazanarak birçok Kıbrıslı siyasetçiyi şaşırttı. Akıncı, Kuzey`de 30 binden fazla asker bulunduran Ankara ile arasındaki gerilime rağmen bunu başardı.
Köşkü`nün büyük salonunda otururken şunları söyledi: Birçok kaybedilmiş umuttan ve hayal kırıklığından sonra bunu son bir fırsat olarak gören Anastasiadis ve onun gibi düşünen birçok insanla aynı nesilden geliyorum. Öyle görünüyor ki insanlar başka bir hayal kırıklığı yaşamak istemiyor.
Ada`nın birleşmesi için başta umut veren ama sonra hayal kırıklığı yaratan birçok gelişme olmuştu. Bunlardan en önemlisi, 2004 yılında BM Genel Sekreteri Kofi Annanın karşılıklı taviz verilmesine aracı olduğu referandumdu. Ancak Kıbrıslı Rumlar bu referandumda ezici çoğunlukla hayır demişti.
Ancak tartışmanın emektar gazileri bile şu anki ortamın farklı olduğu yönünde ısrarlı. Anastasiadise yakın kıdemli bir yetkili, 'Hiç kimse Akıncının Cumhurbaşkanı seçilmesini beklemiyordu. İlk kez Kıbrıslı Rum liderle aynı plana sahip bir Kıbrıslı Türk lider seçildi.' diyor.
Akıncı 1974 tarihli Türkiye istilasının hemen ardından 14 yıl boyunca Lefkoşanın Türk kesiminin Belediye Başkanı olmuştu. Şu anki görevini ise savaş sonrası o gergin yıllarda Kıbrıslı Rum mevkidaşı ile yaptığı anlaşmaların uzantısı olarak görüyor.
Akıncı Ben her zaman çözüm yanlısı olduğum için benim için fark etmez. Toplumlarımızın birbirine yaklaşmasını hep istemişimdir. diyor.
Görüşmelere giren Kıbrıslı Rumlar, Akıncının bu son dönemdeki açık sözlülüğünün yeni ve büyük bir endişe yarattığını da söylüyor. Akıncı da Türkiyeden ayrılma arzusunu saklamıyor: İnsanlar Türkiye ile anne-çocuk ilişkisinden ziyade kardeş ilişkisi istediğimizi söylüyor. Bu Kıbrıslı Türklerin kendi ayakları üzerinde durabilmelerini, kendi kurumlarının efendisi olabilmelerini sağlayacaktır.
Akıncı geçen ay Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek üzere Ankaraya davet edildi.
Akıncı bu görüşmede her şeyin olumlu gittiğini, toplantının samimi bir havada geçtiğini söyledi: Ben onlara görüşlerimi bildirdim. Çok iyi karşılandığımı söylemeliyim. Ankara çözüm için tüm desteğini verdi.
Kıbrıslı Rumlar, Ankaranın olumlu duygularını eyleme dönüştürene kadar bu konuda şüpheli olmayı sürdüreceklerini söylüyor. Ancak hem Akıncı hem de güneyli muhatapları, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğanın Kıbrıs ile iş birliği yapmak için bir saiki olduğunu düşünüyor: Doğal gaz. Dört yıl önce Kıbrısın güneydoğu kıyılarında büyük doğal gaz yatakları keşfedildi ve Lefkoşa doğal gazı güneyde Mısıra ihraç etmek için boru hattı projelerine başladı.
Ancak Kıbrıslı Rum yetkililer, Türk enerji şirketlerinin Türkiyeye boru hattı inşa etme isteklerini kendilerine iletmeye başladıklarını söylüyor. Bu da Avrupayı besleyecek potansiyel kârlı bir rota olacaktır.
Peki Annan Planını ezici büyük bir çoğunlukla reddeden ve görüşmelerde bütün kozları elinde tutuyor görünen Kıbrıslı Rumların bu işten çıkarı ne olacak? Kuzeyli komşularının tersine onlar hâlihazırda diğer devletlerce tanınıyor, dış hatlara açık bir havalimanları var ve ABye üyeler.
Akıncı, güneyin ekonomik krizine nazik bir şekilde işaret ederek Ada`nın yeniden birleşmesinin dış yatırımı çekebileceğini belirtiyor.
Kıbrıslı Rum Maliye Bakanı Harris Yeorgiadis Aslında gerçekte bir çatışma durumu olmadığı için barış payı terimini kullanmak muhtemelen abartılı olacaktır. Ancak Kıbrısın yeniden birleşmesi kesinlikle masada. diyor.
Akıncı da Kıbrıslı Rumlar tüm bu ekonomik zorluklarla karşılaştığı için mutluyum sanılmasın. Ancak en azından bunlar, Kıbrıslı Rum halkın, Avrupa Birliğinde olmanın tüm sorunlarını çözmediğini görmelerini sağladı. Bir ülkenin ekonomisi başkalarının ne yaptığından ziyade sizin ne yaptığınızla daha çok ilgilidir. dedi. ( İngiltere, Financial Times 04 Haziran 2015 )